Keşan-Beğendik-Hacıköy-Paşayiğit 06.06.2009

Selamlar,

06 Haziran 2009 Cumartesi Günü Kamil Tabak ile yapmış olduğumuz 45 kilometrelik; Keşan-Beğendik-Hacıköy-Pazardere-Lalacık-Paşayiğit-Kavakdere Göleti-Keşan parkuruna ait izlenimler:

Keşan-İpsala karayolunda, güneşli ve tatlı bir lodos rüzgarının esintisiyle başladı yolculuğumuz.

Keşan-İpsala karayolundan Beğendik istikametine döndük. Tabelanın önünde Kamil Tabak

(link) (link)

Anayoldan tali yola dönünce trafik de rahatladı.

(link) (link)

Asfaltta ısınmak için uzanmış yavru bir yılana rastlayıp fotoğraf karemize alıverdik, üzerindeki desenler ilginçti.

(link) (link)

Beğendik beldesinin girişi oldukça geniş ve güzel bir yoldu.

(link) (link)

Geniş yolu kaplayıverdik bisikletlerimizle.

(link) (link)

Tatlı rampalar eşliğinde Hacıköy'e keyifle vardık.

(link) (link)

Hacıköy İpsala'nın bir beldesi.

(link) (link)

Hacıköy'den sonra yolumuz Pazardere Köyü'ne yöneldi.

(link)


Kamil ağbi, köprünün başını tutuverdi. Gelen 5 TL, Geçen 10 TL

(link) (link)

Pozumuzu verdik ama aslolan, arkada gözüken ağacın üzerindeki "kerevet"

(link) (link)

Hoşbulduk Pazardere Köyü

(link) (link)

Güneş iyice tepeye çıktı

(link) (link)

Pazardere Köyü çıkışında rastladığımız ilginç bir mezarlık. Bir aile kabristanına benziyordu. Mezarlığın başında bir de rüzgar ve kolla çalışan tulumba yapılmıştı. Sularımızı tazeledik.

(link) (link)

Kamil ağbi bu kez "ölmeden geçmek yok" deyip, kapının başını tuttu.

(link) (link)

Ben de ondan geri kalmadım.

(link) (link)

Kabristanın içindeki deponun üzerinde aynen şöyle yazıyordu: "Amelin kapanmak için, mutlaka bir eser bırak, dünada mülk sayibi olsan ne fayda"

(link) (link)

Kamil ağbi Lalacık Köyüne doğru acaba yine bir köprü başı var mı? diye bakıyor.

(link) (link)

Paşayiğit beldesinde çay molası verdik

(link) (link)

Devamı var...

Hedefimiz bu kez, farklı florası ile Kavakdere Göleti

(link) (link)

Keşan-Edirne karayolundan Kavakdere'ye gireceğiz

(link) (link)

Çeşme başında yine bir mola, sular tazelenmeli, güneş yakmaya devam ediyor.

(link) (link)

Kamil ağbi bu kez suyun başını tuttu

(link) (link)

Ortam birden değişiverdi

(link) (link)

Bisikletler otlara gömüldü

(link) (link)

Dikenin şirini mi olur demeyin, batana kadar tüm dikenler şirindir

(link) (link)

Diken diken üstüne

(link) (link)

Dikenden ayrıntılar

(link) (link)

Yavrusu

(link) (link)

Kavakdere Göleti gözüktü.

(link) (link)

Adına Patlıcan Çiçeği dediğimiz kocaman bir bitki günün sürpriziydi

(link) (link)

Çiçekler, böcekler arasında sürdü yolculuğumuz

(link) (link)

(link) (link)

Meşe ağaçları bir nebze de olsa kesiverdi güneşi

(link) (link)

Yemek molamızı da verdik

(link) (link)

Ağaçtan koltuğa kuruluverdim

(link) (link)

Tüm foruma selam olsun

(link) (link)

Yemek sonrası Kavakdere Göleti boyunca yola devam ediyoruz.

(link) (link)

(link) (link)

Kavakdere Göletinden görüntüler

(link) (link)

(link) (link)

Vee, sonunda Keşan'a varıyoruz

(link) (link)

Gün keyifli bir şekilde sona erdi.

(link) (link)

Günün ve parkurun güzelliğini içimize doya doya sindirdik.
Rüzgar bize tatlı bir esinti oldu.
Yeni parkurlarda görüşmek üzere...

Daha fazla fotoğraf için:
(link)

her gezinizin ayrı bir güzelliği var teşekkürler arkadaşlar

Güzel bir Geziolmuş ayaklarınıza sağlık yılanda iyi günşleniyor hani yani

tebrikler güzel gezi arkadaşlar pedalınıza sağlık

Patlıçan çiçeğini öğrendigim güzel bir paylaşım olmuş ayaklarınıza sağlık...

@AydınGünaydın

Çiçeğin gerçek adını bilmiyoruz ama şekli ve rengiyle patlıcanı andırıyordu, bir de küçük börtü böceğin arasında kocaman duruyordu.
Umarım bilimsel adını bilen vardır ve ekler de öğrenmiş oluruz.

@Asmirk

Yılan yavrularının mevsimi bu, fakat "güneş enerjili" çalıştıkları için henüz kanları ısınmadı onlar da sıcak buldukları yerde güneş banyosu yapıyorlar.

Çok güzel bir gezi olmuş. Bu gezide beraber olamadığımız için üzgünüm. Evdeki tamirat işleri nedeniyle sanırım bir süre daha turlara katılamayacağım. Ayrıca sunum da çok güzel olmuş. Bundan sonraki gezi fotoğraflarını yayınlama işini sana bırakıyorum

Keyifli bir tur olmuş, ayaklarınıza sağlık..

Keşan'a Selamlar

Harika bir gezi olmuş paylaşım için teşekkürler

Fotoğrafını çektiğim ve "Patlıcan Çiçeği" dediğim bitki hakkında yaptığım araştırmada aşağıdaki sonuçlara ulaştım, bilgimiz olsun diyerek paylaşıyorum.

Arum maculatum (Yılanyastığı, Nivik, Yılan bıçağı, Kabargan )

Yılanyastığıgiller familyasından; yaprakları büyük ve koyu kırmızı olan mide bulandırıcı bir koku salan, büyük yumrulu bir bitkidir. İstanbul çevresinde, Ege ve Akdeniz Bölgesinde yetişir.
Faydası : Ateşi düşürür. Terletir, vücuda rahatlık verir. Sinirleri uyarır.

Mersin bölgesinde adı TIRŞIK. Doğrarken de yerkende dikkatli olunması gereken, ama çok şifalı bir bitki.

Halk içinde Gavur pancarı olarak da bilinen Yılanyastığının yumrulu kökleri un haline getirilip yağda kavrululduktan sonra, sedef hastası olan kişiye önce duş aldırtılıp ardından macun halinde vücuda sürülerek sadece bir gün bekletildikten sonra vücutta sedef hastalığından eser kalmamaktadır.

Yılan yastığı çiçekleri açtığında inanılmaz güzel görüntüler sunar. Özelliklede patlıcan moru dediğimiz kadifemsi renklerde. YILAN BURÇAĞI da derler.

Yine asfalt üzerinde fotoğrafını çektiğim yılan hakkındaki bilgi de aşağıdaki gibi:

Bu yılanın türü Coronella austriaca tamamen zehirsiz uysal sevimli bir yılandır. Büyüyünce 70 cm kadar bir boya ulaşabilir. Göz bebekleri yuvarlak pulları karinasızdır (çıkıntısız) sırt rengi sarımtrak kahverengiden- kırmızımsı kahverengiye kadar değişiklik gösterebilir. Sırtında küçük ve seyrek tertibedilmiş lekecikler vardır. Başın her iki yanında burun deliğinden başlayan koyu renkli bir temporal şerit (şakak şeridi) bulunur bu şerit boyun bölümüne kadar uzar. Ventral plaklar (karın altı plakları) griden kahverengiye kadar değişiklik gösterebilir bu renk üzerinde koyu lekecikler ve noktalar bulunur.

Genellikler çayır ve orman yakınlarında bulunan taşlık, kumluk ve çalılık yerlerde bulunur. Çok zorda kalırsa suya da girebilir az hareketlidir ve oldukça uysaldır çok ender olarak ısırır. Küçük kemirgenler, yavru kuşlar, ufak kertenkele ve yılanları yiyerek beslenir. Yumurtlayarak değil canlı doğurarak çoğalır.

Bir dişi 4-13 arası yavrular. Kafkasya’dan Balkanlar’a oradan İspanya, Norveç ve İsveç’e kadar geniş bir coğrafyada 2350 metre rakıma kadar yaşar. Türkiye’de Trakya, Kuzey Batı Anadolu ve Orta Anadolu’da yaşar.

Gidilen yerler güzel, fotoğraflar güzel, anlatım güzel...
Paylaştığınız için teşekkürler...

Bu geziden çok keyif aldığımı söylemek isterim, mesafe önemli bir detay değildi. Doğayı sindire sindire gezdik ve değişik doğa bitkileri ve gölet kenarında ovanın ortasında kum, çakıl, taş yapılanmasını gördük. Her yer toprak ama o alan kumul, doğa her an bir sürpriz yapıveriyor insanoğluna. Çok sıcaktı ama kim etkilendiki, her anı mutluydu çünkü. )))