Metin Güler
Daimi Üye
- Kayıt
- 26 Haziran 2007
- Mesaj
- 369
- Tepki
- 320
- Şehir
- BURSA
- Bisiklet
- Scott
Herkese merhabalar,
Forumda gezi paylaşımı yapmayalı hayli uzun zaman olmuştu; 13 Temmuz Salı günü arkadaşım Ömer'le gerçekleştirdiğimiz ve bir gece Sarıalan'da çadır kurup, Uludağ'ı bol bol pedalladığımız bu 2 kişilik gezimizi sizlerle paylaşmak istiyorum..
(peşin not: okumaktan sıkılan olabilir, arazi parkuru için 2. mesajıma bakınız )
Daha önceden planını yaptığımız ve hafta sonu yağan yağmur dolayısıyla Salı gününe ertelemek zorunda kaldığımız planımızı uygulamak için sabahın altısında, 1 saatlik uykunun ardından kısa bir hazırlık ve kahvaltı yapıp arkadaşımın evine doğru pedallıyorum. 4 kişilik çadırımızın yükünü eşit olacak şekilde zaten tıka basa olan çantalarımıza dağıtıyoruz. Ve teleferiğe doğru başlıyoruz tırmanmaya. ( Evet dağa teleferikle çıkıyoruz. Ben de tamamen kas gücü ile bir tur geçekleştirmekten yanayım ama aşırı yükümüz olduğundan bu yolu kullanmaya mecbur kalıyoruz istemeye istemeye de olsa.) Amaç ilk sefere yetişebilmek. Bu sırada sırtımızdaki bu yükle ve daha o saatte 27 derece olan sıcaklıkta dağa tırmanmanın neredeyse imkansız olduğunu son ana kadar karayoluyla çıkma isteği olan benim kabullenmem hiç de zor olmuyor. Teleferiğe iki bisiklet ve sırtımızdaki çantalara ek olarak yaptığımız market alışverişini de yanımıza alıp çıkıyoruz ve zar zor yerleşiyoruz.
http://img291.imageshack.us/img291/9731/130720101384.jpg
Daha önce hiç kamp deneyimim olmadığını baştan belirteyim fakat işin içinde bisiklet de olunca hiç düşünmüyorum bile kalma konusunu. Bu kampın asıl amacı ileride yapacağımız diğer kamplı turlar öncesi bir ön izleme niteliği taşıması. Eksiklikler, alınacak tedbirler, edinilecek tecrübelerin hepsi gözü karartıp çıktığımız bu gezide belli olacak.
http://img193.imageshack.us/img193/5851/130720101387.jpg
http://img713.imageshack.us/img713/8061/130720101390.jpg
25 dakika süren (aktarmalar dahil) sıkış tepiş bir yolculuğun ardından Sarıalan’ a varıp bize gösterilen çadır sahasında, ufak bir keşiften sonra uygun bir yere çadırımızı kurmaya başlıyoruz.
http://img8.imageshack.us/img8/7049/130720101392.jpg
http://img294.imageshack.us/img294/6520/130720101394.jpg
Bütün koşturmacaya ve telaşa rağmen çadırımızı kurup yükümüzü atmamızın rahatlığı ile birer keyif çayı hak ettiğimizi düşünüyoruz. Fakat bunu elde etmek o kadar kolay olmayacak. Doğal hayatın gerçekleri ile yüzleşmeye yavaş yavaş başlıyoruz Zira haftasonu yağan yağmur etrafta kuru çalı çırpı bırakmamış. Sarıalan’da turistik eşya ve yiyecek satan büfe tarzı bi yerden mangal kömürü bulup başlıyoruz ateşi yeniden keşfetmeye .. Dakikalarca cebelleşip yakabildiğimiz ateşteki ilk çayımız uzun uğraş sonucunda hazır. Tadı nasıl mı ? Tabiki berbat Acele edip kömürlerin köz olmasını beklemeden suyu ısıtmaya kalkışınca suya is kokusu sinmiş. Ziyan olmasın deyip çayla beraber bir kahvaltı yapıyoruz açık havada.
http://img28.imageshack.us/img28/5633/130720101399.jpg
İşte teknoloji harikası ocağımızda çaylarımız sallanırken..
http://img130.imageshack.us/img130/3255/130720101401.jpg
http://img194.imageshack.us/img194/8346/130720101402.jpg
tadı ve soğukluğuyla meşhur ayılı çeşmenin önünde hiç eksik olmayan kalabalığın arasında verdiğimiz mola
http://img28.imageshack.us/img28/7407/130720101403.jpg
işte o meşhur kare, fakat bu sefer tam sayılmaz
http://img709.imageshack.us/img709/6870/130720101406.jpg
kışın kayakçılarla dolup taşan pistlerde şimdilerde doğa gösterisini sergilemekte..
http://img715.imageshack.us/img715/179/130720101408.jpg
http://img824.imageshack.us/img824/9687/130720101414.jpg
İlk gün için belirlediğimiz rota, Sarıalan’dan Oteller ve Çobankaya üzerinden Bakacak’a gitmek..Bursa’nın çoğu yerinden görülen Bakacak, Uludağ’daki radyo-tv vericilerinin olduğu manazara seyir yeri.
http://img717.imageshack.us/img717/509/130720101413.jpg
geldiğimizde sisli olan hava biraz olsun açılıyor ve şehri adeta google earth kıvamında önümüze seriyor
http://img651.imageshack.us/img651/8508/130720101435.jpg
http://img594.imageshack.us/img594/5049/130720101436.jpg
http://img191.imageshack.us/img191/4246/130720101437.jpg
Yolda o kadar çok güzel kare var ki hepsi için durmak istesek geç kalacağız, bu yüzden bir kısmını yolda çekmeye devam ediyorum.
http://img444.imageshack.us/img444/7200/130720101440.jpg
http://img196.imageshack.us/img196/817/130720101441.jpg
http://img337.imageshack.us/img337/7973/130720101442.jpg
http://img687.imageshack.us/img687/5619/130720101453.jpg
http://img534.imageshack.us/img534/7396/130720101449.jpg
bisikletim ve küçük zirve aynı karede
http://img51.imageshack.us/img51/5193/130720101456.jpg
bu mevkide genelde atları görebilmek mümkün. tahminimce yılkı atı diye tabir edilen atlar olsa gerek..mutlu bir aile tablosu
http://img411.imageshack.us/img411/5816/130720101458.jpg
http://img709.imageshack.us/img709/3020/130720101459.jpg
http://img293.imageshack.us/img293/2264/130720101470.jpg
http://img84.imageshack.us/img84/3504/130720101463.jpg
Ve çadırımıza döndüğümüzde ~31km yol yapmış oluyoruz.
http://img20.imageshack.us/img20/2236/130720101474.jpg
http://img8.imageshack.us/img8/8862/130720101476.jpg
http://img196.imageshack.us/img196/9019/130720101477.jpg
http://img59.imageshack.us/img59/8782/130720101487.jpg
Artık akşam yemeğimizi hazırlamaya koyuluyoruz, hava kararmadan dışarıda işimiz kalmamalı.Bisikletlerimizi de 4 kişilik çadırımızın diğer iki misafiri kabul edip kontenjanı tamamlıyoruz.
http://img704.imageshack.us/img704/9454/130720101498.jpg
http://img823.imageshack.us/img823/7826/130720101499.jpg
yemek sonrası dışarı çıkıp biraz eğlenceli kareler yakalıyoruz
Havanın kararmasıyla çadırımıza giriyoruz ve biraz muhabbet edip bir yandan da yorgunluktan bir an önce uyumak istiyoruz. Bu sırada akşamüstü yanımıza gelen bir dedenin anlattığı olay hakkında düşünüyoruz acaba yaban domuzları bize de bişey yapar mı diye. Sonra dışarıda yemek bırakmadık gelmez herhalde diyerek avutuyoruz kendimizi. Bir ara muhabbet kesiliyor ve uykuya geçiyoruz derken bir sesle tekrar uyanıyorum. Uyku sersemliğiyle önce garip bir kuş sesidir diye düşünürken gelen ayak sesleri ve homurtular yaban domuzunu işaret ediyor. Tedirginlik içinde arkadaşımı uyandırıp uyandırmamayı düşünüyorum ve bir süre sonra sesler kesiliyor. Sonra acaba tekrar gelir mi endişesiyle yine beklemeye başlıyorum. Yaklaşık 1,5 saat sonra tam uyumak üzereyken bu sefer arkadaşım metin kalk yaban domuzları geldi ne yapalım diye soruyor. İkimiz de endişe içinde çadırın içinde oturup sessizce kulak kesiliyoruz. O bekleyiş sırasında acaba ses çıkarsak giderler mi ya da ışık mı yaksak ? Çadıra saldırır mı , nasıl savunuruz kendimizi? diye fikir yürütmeye çalışırken bir yandan da cep telefonumdan internete girip yaban domuzlarından korunmayla ilgili bilgi almaya çalışıyorum fakat çıkan birbirinden endamlı fotoğraflar ve de ümitsiz yorumlara bakıp hayal kırıklığına uğruyoruz.
Gece boyunca neredeyse eşit zaman aralıklarıyla 3-4 defa çadırımızın etrafını ziyaret edip uykumuza mani oluyorlar. Günün ağarmasıyla dışarısını kolaçan edip nihayet uykuya dalıyoruz. Fakat o stres ve uykusuzluk gezinin can sıkan detayı oluyor.
Not: gezinin devamı olan 2. gün ve parkur fotoğrafları altta
Forumda gezi paylaşımı yapmayalı hayli uzun zaman olmuştu; 13 Temmuz Salı günü arkadaşım Ömer'le gerçekleştirdiğimiz ve bir gece Sarıalan'da çadır kurup, Uludağ'ı bol bol pedalladığımız bu 2 kişilik gezimizi sizlerle paylaşmak istiyorum..
(peşin not: okumaktan sıkılan olabilir, arazi parkuru için 2. mesajıma bakınız )
Daha önceden planını yaptığımız ve hafta sonu yağan yağmur dolayısıyla Salı gününe ertelemek zorunda kaldığımız planımızı uygulamak için sabahın altısında, 1 saatlik uykunun ardından kısa bir hazırlık ve kahvaltı yapıp arkadaşımın evine doğru pedallıyorum. 4 kişilik çadırımızın yükünü eşit olacak şekilde zaten tıka basa olan çantalarımıza dağıtıyoruz. Ve teleferiğe doğru başlıyoruz tırmanmaya. ( Evet dağa teleferikle çıkıyoruz. Ben de tamamen kas gücü ile bir tur geçekleştirmekten yanayım ama aşırı yükümüz olduğundan bu yolu kullanmaya mecbur kalıyoruz istemeye istemeye de olsa.) Amaç ilk sefere yetişebilmek. Bu sırada sırtımızdaki bu yükle ve daha o saatte 27 derece olan sıcaklıkta dağa tırmanmanın neredeyse imkansız olduğunu son ana kadar karayoluyla çıkma isteği olan benim kabullenmem hiç de zor olmuyor. Teleferiğe iki bisiklet ve sırtımızdaki çantalara ek olarak yaptığımız market alışverişini de yanımıza alıp çıkıyoruz ve zar zor yerleşiyoruz.
http://img291.imageshack.us/img291/9731/130720101384.jpg
Daha önce hiç kamp deneyimim olmadığını baştan belirteyim fakat işin içinde bisiklet de olunca hiç düşünmüyorum bile kalma konusunu. Bu kampın asıl amacı ileride yapacağımız diğer kamplı turlar öncesi bir ön izleme niteliği taşıması. Eksiklikler, alınacak tedbirler, edinilecek tecrübelerin hepsi gözü karartıp çıktığımız bu gezide belli olacak.
http://img193.imageshack.us/img193/5851/130720101387.jpg
http://img713.imageshack.us/img713/8061/130720101390.jpg
25 dakika süren (aktarmalar dahil) sıkış tepiş bir yolculuğun ardından Sarıalan’ a varıp bize gösterilen çadır sahasında, ufak bir keşiften sonra uygun bir yere çadırımızı kurmaya başlıyoruz.
http://img8.imageshack.us/img8/7049/130720101392.jpg
http://img294.imageshack.us/img294/6520/130720101394.jpg
Bütün koşturmacaya ve telaşa rağmen çadırımızı kurup yükümüzü atmamızın rahatlığı ile birer keyif çayı hak ettiğimizi düşünüyoruz. Fakat bunu elde etmek o kadar kolay olmayacak. Doğal hayatın gerçekleri ile yüzleşmeye yavaş yavaş başlıyoruz Zira haftasonu yağan yağmur etrafta kuru çalı çırpı bırakmamış. Sarıalan’da turistik eşya ve yiyecek satan büfe tarzı bi yerden mangal kömürü bulup başlıyoruz ateşi yeniden keşfetmeye .. Dakikalarca cebelleşip yakabildiğimiz ateşteki ilk çayımız uzun uğraş sonucunda hazır. Tadı nasıl mı ? Tabiki berbat Acele edip kömürlerin köz olmasını beklemeden suyu ısıtmaya kalkışınca suya is kokusu sinmiş. Ziyan olmasın deyip çayla beraber bir kahvaltı yapıyoruz açık havada.
http://img28.imageshack.us/img28/5633/130720101399.jpg
İşte teknoloji harikası ocağımızda çaylarımız sallanırken..
http://img130.imageshack.us/img130/3255/130720101401.jpg
http://img194.imageshack.us/img194/8346/130720101402.jpg
tadı ve soğukluğuyla meşhur ayılı çeşmenin önünde hiç eksik olmayan kalabalığın arasında verdiğimiz mola
http://img28.imageshack.us/img28/7407/130720101403.jpg
işte o meşhur kare, fakat bu sefer tam sayılmaz
http://img709.imageshack.us/img709/6870/130720101406.jpg
kışın kayakçılarla dolup taşan pistlerde şimdilerde doğa gösterisini sergilemekte..
http://img715.imageshack.us/img715/179/130720101408.jpg
http://img824.imageshack.us/img824/9687/130720101414.jpg
İlk gün için belirlediğimiz rota, Sarıalan’dan Oteller ve Çobankaya üzerinden Bakacak’a gitmek..Bursa’nın çoğu yerinden görülen Bakacak, Uludağ’daki radyo-tv vericilerinin olduğu manazara seyir yeri.
http://img717.imageshack.us/img717/509/130720101413.jpg
geldiğimizde sisli olan hava biraz olsun açılıyor ve şehri adeta google earth kıvamında önümüze seriyor
http://img651.imageshack.us/img651/8508/130720101435.jpg
http://img594.imageshack.us/img594/5049/130720101436.jpg
http://img191.imageshack.us/img191/4246/130720101437.jpg
Yolda o kadar çok güzel kare var ki hepsi için durmak istesek geç kalacağız, bu yüzden bir kısmını yolda çekmeye devam ediyorum.
http://img444.imageshack.us/img444/7200/130720101440.jpg
http://img196.imageshack.us/img196/817/130720101441.jpg
http://img337.imageshack.us/img337/7973/130720101442.jpg
http://img687.imageshack.us/img687/5619/130720101453.jpg
http://img534.imageshack.us/img534/7396/130720101449.jpg
bisikletim ve küçük zirve aynı karede
http://img51.imageshack.us/img51/5193/130720101456.jpg
bu mevkide genelde atları görebilmek mümkün. tahminimce yılkı atı diye tabir edilen atlar olsa gerek..mutlu bir aile tablosu
http://img411.imageshack.us/img411/5816/130720101458.jpg
http://img709.imageshack.us/img709/3020/130720101459.jpg
http://img293.imageshack.us/img293/2264/130720101470.jpg
http://img84.imageshack.us/img84/3504/130720101463.jpg
Ve çadırımıza döndüğümüzde ~31km yol yapmış oluyoruz.
http://img20.imageshack.us/img20/2236/130720101474.jpg
http://img8.imageshack.us/img8/8862/130720101476.jpg
http://img196.imageshack.us/img196/9019/130720101477.jpg
http://img59.imageshack.us/img59/8782/130720101487.jpg
Artık akşam yemeğimizi hazırlamaya koyuluyoruz, hava kararmadan dışarıda işimiz kalmamalı.Bisikletlerimizi de 4 kişilik çadırımızın diğer iki misafiri kabul edip kontenjanı tamamlıyoruz.
http://img704.imageshack.us/img704/9454/130720101498.jpg
http://img823.imageshack.us/img823/7826/130720101499.jpg
yemek sonrası dışarı çıkıp biraz eğlenceli kareler yakalıyoruz
Havanın kararmasıyla çadırımıza giriyoruz ve biraz muhabbet edip bir yandan da yorgunluktan bir an önce uyumak istiyoruz. Bu sırada akşamüstü yanımıza gelen bir dedenin anlattığı olay hakkında düşünüyoruz acaba yaban domuzları bize de bişey yapar mı diye. Sonra dışarıda yemek bırakmadık gelmez herhalde diyerek avutuyoruz kendimizi. Bir ara muhabbet kesiliyor ve uykuya geçiyoruz derken bir sesle tekrar uyanıyorum. Uyku sersemliğiyle önce garip bir kuş sesidir diye düşünürken gelen ayak sesleri ve homurtular yaban domuzunu işaret ediyor. Tedirginlik içinde arkadaşımı uyandırıp uyandırmamayı düşünüyorum ve bir süre sonra sesler kesiliyor. Sonra acaba tekrar gelir mi endişesiyle yine beklemeye başlıyorum. Yaklaşık 1,5 saat sonra tam uyumak üzereyken bu sefer arkadaşım metin kalk yaban domuzları geldi ne yapalım diye soruyor. İkimiz de endişe içinde çadırın içinde oturup sessizce kulak kesiliyoruz. O bekleyiş sırasında acaba ses çıkarsak giderler mi ya da ışık mı yaksak ? Çadıra saldırır mı , nasıl savunuruz kendimizi? diye fikir yürütmeye çalışırken bir yandan da cep telefonumdan internete girip yaban domuzlarından korunmayla ilgili bilgi almaya çalışıyorum fakat çıkan birbirinden endamlı fotoğraflar ve de ümitsiz yorumlara bakıp hayal kırıklığına uğruyoruz.
Gece boyunca neredeyse eşit zaman aralıklarıyla 3-4 defa çadırımızın etrafını ziyaret edip uykumuza mani oluyorlar. Günün ağarmasıyla dışarısını kolaçan edip nihayet uykuya dalıyoruz. Fakat o stres ve uykusuzluk gezinin can sıkan detayı oluyor.
Not: gezinin devamı olan 2. gün ve parkur fotoğrafları altta