Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Jarhead

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.710
Şehir
Fatih / İstanbul
10 Şubat 2006'da sinemalarımızda Jarhead adlı bir film gösterime girecek... Amerikan Güzeli adlı filmle Oscar ödülünü kazanan Sam Mendes'in yönettiği film, üç kuşaktan beri asker olan bir aileden gelen 20 yaşındaki Anthony Swofford'un Suudi Arabistan çöllerinde bizzat yaşadığı deneyimleri yazdığı kitaptan William Broyles Jr. tarafından uyarlandı... Filmde keskin nişancı deniz piyadesi Anthony Swofford rolünde Jake Gyllenhaal, Swoff’un yakın arkadaşı Troy rolünde Peter Sarsgaard, sert mizaçlı müfreze komutanı Çvş. Sykes rolünde Oscar ödüllü aktör Jamie Foxx, müfrezenin inatçı, zeki ve karizmatik komutanı Yb. Kazinski rolünde yine Oscar ödüllü Chris Cooper rol aldı...

Sinemaskop tekniğiyle geniş ekran çekilen Jarhead, Anthony Swofford'un, askere ilk geldiği günden başlıyor... Acemilik günleri, çavuşlarla diyalogları, keskin nişancı seçilmesi, ardından Birinci Körfez Savaşı'na katılmak üzere Suudi Arabistan çöllerine gönderilmesi, yine Swofford'un gözünden ayrıntılarıyla anlatılıyor... Savaşın aniden sona ermesinden sonra Swoff'un bir tek mermi bile atmadan Amerika'ya dönüşünü ve arkadaşları gibi bir kahraman gibi karşılanmasını şaşkınlıkla izliyoruz...

Filmde, çarpıcı görüntüler yer alıyor... Alev alev yanan petrol kuyularında, buharlaşan petrolün yağmura dönüşmesini, simsiyah yağan yağmur altında askerlerin sahipsiz bir atla karşılaşmasını izlerken, patlayan bombalarla oturdukları yerden bile kalkamadan kavrulan insan görüntüleri bizi dehşet içinde bırakıyor... Beklenen savaşın bir sonraki tepenin ardında başlayıp başlamayacağını bilememenin korkusunu iliklerine kadar hisseden askerlerin, mektup ve porno dergi paketlerini heyecanla beklemelerini, vakit geçirmek için akrep dövüştürmelerini, içinde bulundukları koşullardan sinir krizi geçirmelerini, ama bu cehennem ortamında hiç beklenmedik arkadaşlıkların doğmasına şahit oluyoruz...

10 Şubat'ta sinemalarımızda gösterime girecek olan Jarhead, kaçırılmaması gereken bir yapım...
 
Scudo
Bu hafta sinemalarda 6 yeni film gösterime giriyor... Kıyamet alametlerinin internetten yayılacağını savunan yerli yapım D@bbe, altı dalda Oscar adayı Bir Geyşanın Anıları, beş dalda Oscar adayı Sınırları Aşmak, Körfez Savaşı'na deniz piyadesi olarak katılmış eski bir askerin gözünden savaşın acımasızlığını anlatan Jarhead, Türkiye-Bulgaristan ortak yapımı Çalıntı Gözler ve dünyadaki çocuk haklarının korunmasına bir katkı olarak hazırlanan Umut Güzeldir bu haftanın yeni filmleri oldu...

Haftanın filmleri şöyle sıralandı :

(link)
 
Hasan Karacadağ, D@bbe'yi Halka, Cevapsız Arama, Garez gibi Japonya kökenli filmlerden ilham alarak çekmiş. Film daha ilk sahnelerden itibaren sinir bozucu sesler ve görüntülerle izleyenleri korkutmak istiyor ama ancak sinirleri bozabiliyor... Bir süre sonra da, birkaç sahne hariç, korku sahnelerini bir komedi filmi gibi izlemeye başlıyoruz... İddialı bir korku filmi olarak ortaya çıkan D@bbe, ne yazık ki bunu başaramıyor...

Filmin konusu :
İzmir’in Selçuk ilçesinde tuhaf bir olay yaşanır... Tarık isimli kendi halinde bir genç, internete girdiği uzun gecelerin ardından birden dünyayla ilişkisini keser ve kısa bir süre sonra korkunç bir yöntemle kendini öldürür... Tarık'ın intiharına kendisini aramaya gelen kız arkadaşı da şahit olur... Selçuk Emniyet Amirliği'nde görevli bir komiser ve iki yardımcısı olaya el koyarlar... Bu olay ABD'de ve İstanbul'da da gerçekleşen tuhaf intihar olaylarıyla benzerlikler taşımaktadır... Polisler, intihar eden gencin en yakın arkadaşları olan Hande, Cem ve Sema'yı sorgular. İntihar gibi görünen bu olayda, normal olmayan pekçok şey vardır...

Bir süre sonra üç gence tuhaf görüntüler eşliğinde mailler gelmeye başlar. Ama burada daha da tuhaf bir durum vardır. Mailleri gönderen kişi, kısa süre önce intihar eden Tarık'tan başkası değildir... Bu arada Hande başka bir şey keşfeder... Tarık'a ödünç verdiği kameranın içinde bir kaset vardır. Bu kaseti izleyince Tarık'ın bilinmeyen bir şeyden çok korktuğunu anlarlar... Gençler, kaseti ve gönderilen mailleri polislere verirler... Gençlerin ve polislerin farkında olmadıkları bir şey vardır... Bu mailler bulaşıcıdır ve bu mailleri alan kişiler de çok yakında öleceklerdir...

Filmden kareler :

(link)
Hande'yi kovalayan görüntüler...

(link)
Tarık'ın intiharına kendisini aramaya gelen kız arkadaşı da şahit olur...
 
Yazar Arthur Golden 1997'de yayınladığı Memoirs of a Geisha adlı romanında geyşaların gizemli dünyasını tüm ayrıntılarıyla okurlarına bir çocuğun bakış açısından anlatıyordu... Roman, iki yıl boyunca The New York Times’ın best-seller listesinde üst sıralarda yer aldı. Türkçe dahil, 32 dile çevrilen kitabın, İngilizce baskısının dört milyondan fazla satması, film yapımcılarının gözünden kaçmadı... Ve filmin sinema hakları satın alındı...

Filmin senaryosunu yazar Arthur Golden'in romanından Robin Swicord uyarlarken, yönetmenliğini Rob Marshall üstlendi... Filmde Ken Watanabe, Koji Yakusho, Kaori Momoi, Youki Kudoh, Suzuka Ohgo, Ziyi Zhang gibi Japonya'nın önde gelen oyuncuları rol aldı... 'En İyi Özgün Müzik' dalında Altın Küre Ödülü'nü kazanan Bir Geyşanın Anıları, 6 dalda da Oscar'a aday gösterildi...

Filmin konusu :
İkinci Dünya Savaşı’ndan bir yıl önce, Japon bir kız çocuğu geyşa evinde hizmetkar olarak çalıştırılmak üzere ailesinden koparılır. Küçük kız, geyşalığın tüm inceliklerini öğrenir ve sonunda efsanevi geyşa Sayuri olur... Sayuri, dönemin en güçlü erkeğini avucunun içine almayı başarır... Ancak bu aşk ona yasaktır...

Filmden kareler :

(link)

(link)
 
Başrollerinde Joaquin Phoenix ve Reese Witherspoon'un rol aldığı Walk the Line / Sınırları Aşmak, Johnny Cash ve aşık olduğu genç folk şarkıcısı June Carter'ın gerçek hayatından kesitler sunuyor... Filmin yönetmeni James Mangold... James Mangold, filmin senaryosuna da Gill Dennis'le birlikte imzasını attı... 'En İyi Film' (komedi, müzikal), 'En İyi Erkek Oyuncu' (Joaquin Phoenix), 'En İyi Kadın Oyuncu' (Reese Witherspoon) dallarında Altın Küre Ödülü'nü kazanan film, beş dalda aday gösterildiği Oscar'ın da en kuvvetli adayları arasında yer alıyor...

Filmin konusu...
Küçük yaşlarda kardeşinin bir kaza sonucu ölümünden sorumlu tutularak büyüyen John'u yetişkin olduğu dönemlerde hep gitarıyla birlikte görüyoruz. John, ikinci çocuğuna hamile karısı Vivian ile müzik konusunda hiçbir ortak noktaları olmamasına rağmen, evliliğini yürütmeye çalışır... Genç gitarist sonunda iki arkadaşıyla birlikte yepyeni bir soundla ilk plağını çıkarmayı başarır... Ardından turneler gelir ve yavaş yavaş şöhretin basamaklarını tırmanmaya başlar. Rakipleri kendisi gibi yıldızı yeni yeni parlamaya başlayan Elvis Presley, Carl Perkins, Roy Orbison, Jerry Lee Lewis gibi gençlerdir...

Bu arada folk şarkıcısı June Carter'la tanışır. Görür görmez aşık olduğu bu genç kadına tutku derecesinde bağlanır... Ancak o da dönemin pek çok şarkıcısı gibi, yakasını uyuşturucu belasına kaptırır. Aşık olduğu folk şarkıcısı June'un sayesinde bu beladan kurtulan John, yeniden eski günlerine kavuşur...

Joaquin Phoenix ve Reese Witherspoon'un zıpkın gibi oyunculuklarıyla Walk the Line / Sınırları Aşmak, zevkle izlenen bir yapım... Ray Charles’ın hayat hikâyesinin anlatıldığı Taylor Hackford imzalı Ray adlı filmle benzerlikler taşıyan filmi, Country müziği eşliğinde izlerken, 136 dakikanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz... Bence muhakkak izleyin...

(link)

(link)
 
80'li yıllarda Jivkov yönetimindeki Bulgaristan'da Türk azınlığa yönelik ilk asimilasyon programı başlatıldı. Bununla ilgili olarak, Türkçe isimler değiştirilmeye başlandı, Türkçe konuşulması yasaklandı, camiler kapatıldı, Türkler göçe zorlandı... Çalıntı Gözler, bu olaylar sırasında yaşanan gerçek bir öyküden yola çıkılarak çekilmiş bir Bulgaristan - Türkiye ortak yapımı... Radoslav Spassov'un yönettiği filmde Vesela Kazakova, Valeri Yordanov, Itzhak Finzi, Iliana Kitanova gibi Bulgar oyuncular rol alıyor. Filmin sürpriz ismi ise, son günlerin popüler oyuncusu Nejat İşler...

Filmin konusu :
Yıl 1984... Bulgaristan'daki komünist rejim, Türk azınlığı asimile etmek için sert uygulamalar başlatmıştır... Filmin açılışında o dönemin devlet başkanı Jivkov'un konuşmasını dinlerken, Türkler'in konvoylar halinde Türkiye'ye göç hazırlığı içinde olduğunu görüyoruz... Tüm ailesi Türkiye’ye yerleşmeye karar veren Ayten öğretmen (Vesela Kazakova) ise, ağabeyiyle birlikte (Nejat İşler) geçmişinden ve doğduğu topraklardan kopmak istemez. Bulgaristan’da kalmaya karar verir. Geride sadece dedesinin kaldığı köyüne dönen genç kadın, daha önce de bir kaç kez yollarının kesiştiği Ivan’la (Valeri Yordanov) karşılaşır...

Teknik olanaksızlıklarla iyi niyetle çekilmiş bir film Çalıntı Gözler... Türk azınlığa yapılan zulmü, bir Bulgar yönetmenin gözünden izlemek ilginç... Nejat İşler filmde zannedildiği gibi baştan sona rol almıyor, ara sıra görünüyor...

(link)
 
Aksiyon, komedi, macera türünde yerli ve yabancı yapımların sinemalarımızda boy gösterdiği bir dönemde, belgesel tadında değişik bir film izlemek isterseniz bu film tam size göre... Umut Güzeldir, çarpıcı görüntüleriyle, birbirinden etkileyici dört ayrı hikayesiyle seyirciyi derinden sarsıyor... İspanyol yapımı olan film UNICEF desteğiyle çekilmiş...

(link)

Küçük Ravi'nin hikayesi, filmin en acıklı, en duygusal hikayesinin anlatıldığı bölüm...
 
Jarhead
tam benlik bir film Kayseriye gelsin hemen giderim..
paylaşımlar için saolasın..
 
Geri