Umut Palabıyık
Daimi Üye
- Kayıt
- 13 Mart 2009
- Mesaj
- 320
- Tepki
- 429
- Şehir
- Eskişehir
Eveet merhaba bisiklet dostları
Sonunda boş bir vakit bulduk, Burak arkadaşımızı da yanıma aldım ve turun kalan fotoğraflarını ekleyelim dedik.
En son Bodrum'a varmıştık.
Rotamıza göre Bodrum'dan Datça'ya feribotla geçecektik. Bodrum'a varır varmaz feribot saatlerini öğrendik. 9.30 ve 17.30 da olmak üzere 2 kez olduğunu söylediler. Kafamızdaki plana göre Bodrum'un güzelliklerini görmek için 1 gün mola verecektik (Bodrum için 1 gün kesinlikle çok az). Fakat feribot saatleri planımızı bozdu. Çünkü mola verdiğimiz gün olan çarşamba günü feribota binmezsek, perşembe sabahı feribotuyla Datça'ya gidersek, Datçada hiç durmayacağımız için öğle sıcağında yola koyulmak zorunda olacaktık. Bu nedenle mecburen çarşamba akşam feribotuyla gitmeye karar verdik.
Aşağıda feribotla Datça'ya giderken ve Datça'ya vardıktan sonraki anlara ait fotoğraflarımız var:
FERİBOTA BİNERKEN BURAK EFENDİ
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1931.jpg
ARABALARIN BİLE KULLANMADIĞI TAKOZLARI KULLANMAK BİZİM BİSİKLETLERE NASİP OLDU
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1932.jpg
FERİBOTTAN BODRUM'UN GÜZEL MANZARALARI
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1937.jpg
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1940.jpg
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1947.jpg
O KADAR GÜZELLER Kİ, BURAK'LA KARAR VERDİK BİSİKLETLERİ SATIP Bİ TANE DE BİZ ALACAĞIZ BUNLARDAN
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1948.jpg
TEYZEYE POZ VERDİRMEDİK AMA VERMİŞ NAPALIM ARTIK?
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1938.jpg
FERİBOTTA, YANMIŞ BİR BURAK MANZARASI
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1953.jpg
FERİBOTUN RÜZGARINI YEMİŞ SAÇI BAŞI DAĞILMIŞ UMUT MANZARASI
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1954.jpg
BURAK BEY
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1955.jpg
Önceki günlerde kesin bahsetmişimdir. Çadırda uyumak benim için oldukça sıkıntılı bir durum oldu. Sivrisinekler nerde delik buluyorlarsa içeri giriyorlar, kaşıntıdan uyuyamıyorum. Sıcak bir yandan. Ama bizim yeğenin umrunda değil. Kafayı koyduğu gibi sabaha kadar deliksiz uyku çekiyor. Bende o kadar gün adamakıllı uyuyamamanın verdiği yorgunluk feribotun hoş edasıyla birleşince hemen dalıyorum uykuya. Eee bizim oğlanda uykusuzluk yok, o da benim ağız açık fotoğrafımı çekiyor
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/09072009011.jpg
Hmmm... Geldik Datça'ya. O da ne? Biz merkeze ineceğimizi düşünürken köy gibi ıssız bir yere iniyoruz. Bu beklemediğimiz bir durum olduğu için önce şaşırıyor sonra merkeze gitmenin yollarını arıyoruz. ÇEvreden aldığımız bilgilerle burasının Datça merkeze 10 km uzaklıktaki Karaköy köyü olduğunu öğreniyoruz. Tam kaderimize razı bir şekilde pedallamaya başladğımızda yanımızdan "FERRY-BOAT SERVICE" yazan servis otobüsü geçiyor, arkasından bakakalıyoruz...(Önemli not: servis eski 303'lerden olduğu için içine bisiklet alıp alamayacakları belli değil, muhtemelen de almazlar)
Datça merkeze varıyoruz:
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1969.jpg
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1963.jpg
O güne kadar hep kamp alanlarında kalmıştık. Datça'ya vardığımzda saat 20.00 olduğundan o gece uyumak için umumi bir yer arıyoruz. O nedenle gidip polis merkezine yardım istiyoruz. Saatin geç olduğunu, sabah 6 gibi yola çıkacağımız için o gece kamp alanına para vermek istemediğimizi, bize uygun bir yer önerirlerse orda kalmak istediğimizi anlatıyoruz. Sağolsun o kadar yardımcı oluyorlar ki, "Kamp alanının sahibini tanıyoruz, indirim yaptırırz gidin orda kalın" gibi yaklaşıyorlar. Hatta "Bunlar gider, başkaları da gelir, bunlarla mı uğraşacağız" şeklinde cümleler bile sarf ediyorlar. Sitede okuduğumuz "Jandarmadan, polisten yardım isteyebilirsiniz" tavsiyelerinin her zaman işe yaramadığını yaşayarak öğreniyoruz:boese157:
Sinirli bir şekilde sahile inip bankta neler yapacağımızı düşünürken Datça'nın Hızırı Davut abimiz yanımıza yaklaşıyor Hemen derin bir sohbete koyuluyoruz. Kendisinin aslen Ankaralı olduğunu, inşaatlarda mobilya işleri yaptığını ve Dubai'den yaklaşık bir ay önce geldiğini anlatıyor. İç Anadolu insanın sıcakkanlılığını özlemişiz. Memleketimize yakın yerlerden olan Davut abimizle frekanslarımız tutuyor. Onun çenesi de maşallah makine gibi. O anlatıyor, biz dinliyoruz. Ağzı da biraz bozuk ama, güzel bi bozukluk bu, güle güle ölüyoruz
Turun başından beri kendi gelerek bize yardımcı olmaya çalışan ilk ve tek insan olan Davut abimize teşekkürlerimizi sunuyoruz tekrardan.
Neyse, Davut abimiz önce bizi Datça Polis merkezinin arka sokağındaki Baba Lokantasına götürüyor. Fiyatların çok iyi olduğunu söylüyor. Gerçekten de öyle. O fiyatları görünce, bi de Bodrum'daki fiyatlardan sonra, yemeklere bir saldırıyoruz ki inanamazsınız. Hatta baya bir abartmışız, ben yiyemiyorum bazılarını. Davut abi bile şokta "Maşallah olum, hiç yemek yemediniz mi siz" diyor.
Yemekten sonra yine fiyatların çok uygun olduğu bir çay bahçesine gidiyoruz. Serap Çay Bahçesi. Sahilde ve Davut abinin söylediğine göre 15 senedir "Ben bir küçük cezveyim, elden ele gezmeyim" türküsünün çaldığı bir yer Davut abi artık bıkmış ve dükkanın sahibine yeni Cdler çekip vermiş ama dediğine göre adam çalmıyormuş.
İşte yardımsever Davut abimiz:
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1978.jpg
Orda da çaylarımızı yudumladıktan sonra Davut abinin bize önerdiği yerlerden birini bulmak umuduyla kamp yapacak bir yerler bulmaya yola çıkıyoruz. Saat 10 oldu. Dedikleri yerlere gitmek yerine Marmaris yolu tarafındaki bir benzinliğe gitmeyi kafamıza koyuyoruz. Oraya doğru ilerlerken sağda "M.E.B Datça Sosyal Tesisleri" tabelasını görüyorum ve Burak'a oraya girmeyi teklif ediyorum. Giriyoruz. İçeride resepsiyonda duran bayana sabah erkenden yola çıkacağımızı, girişteki yeşil alana çadırımızı kurmak istediğimizi söylüyoruz. Pek sıcak yaklaşmıyor, o akşam nöbetçi olan müdürü arıyor. Müdür Bey sağolsn çok iyi bir insan, teklifimizi dinledikten sonra bize yer gösteriyor. Çadırımızı oraya kuruyor, güzel bir uyku çekiyoruz.
Maalesef yemek yerken, çay bahçesinde ve kaldığımız yerlerde fotoğraf çekmeyi unutmuşum.
Datça ile ilgili notlar:
Sonunda boş bir vakit bulduk, Burak arkadaşımızı da yanıma aldım ve turun kalan fotoğraflarını ekleyelim dedik.
En son Bodrum'a varmıştık.
Rotamıza göre Bodrum'dan Datça'ya feribotla geçecektik. Bodrum'a varır varmaz feribot saatlerini öğrendik. 9.30 ve 17.30 da olmak üzere 2 kez olduğunu söylediler. Kafamızdaki plana göre Bodrum'un güzelliklerini görmek için 1 gün mola verecektik (Bodrum için 1 gün kesinlikle çok az). Fakat feribot saatleri planımızı bozdu. Çünkü mola verdiğimiz gün olan çarşamba günü feribota binmezsek, perşembe sabahı feribotuyla Datça'ya gidersek, Datçada hiç durmayacağımız için öğle sıcağında yola koyulmak zorunda olacaktık. Bu nedenle mecburen çarşamba akşam feribotuyla gitmeye karar verdik.
Aşağıda feribotla Datça'ya giderken ve Datça'ya vardıktan sonraki anlara ait fotoğraflarımız var:
FERİBOTA BİNERKEN BURAK EFENDİ
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1931.jpg
ARABALARIN BİLE KULLANMADIĞI TAKOZLARI KULLANMAK BİZİM BİSİKLETLERE NASİP OLDU
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1932.jpg
FERİBOTTAN BODRUM'UN GÜZEL MANZARALARI
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1937.jpg
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1940.jpg
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1947.jpg
O KADAR GÜZELLER Kİ, BURAK'LA KARAR VERDİK BİSİKLETLERİ SATIP Bİ TANE DE BİZ ALACAĞIZ BUNLARDAN
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1948.jpg
TEYZEYE POZ VERDİRMEDİK AMA VERMİŞ NAPALIM ARTIK?
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1938.jpg
FERİBOTTA, YANMIŞ BİR BURAK MANZARASI
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1953.jpg
FERİBOTUN RÜZGARINI YEMİŞ SAÇI BAŞI DAĞILMIŞ UMUT MANZARASI
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1954.jpg
BURAK BEY
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1955.jpg
Önceki günlerde kesin bahsetmişimdir. Çadırda uyumak benim için oldukça sıkıntılı bir durum oldu. Sivrisinekler nerde delik buluyorlarsa içeri giriyorlar, kaşıntıdan uyuyamıyorum. Sıcak bir yandan. Ama bizim yeğenin umrunda değil. Kafayı koyduğu gibi sabaha kadar deliksiz uyku çekiyor. Bende o kadar gün adamakıllı uyuyamamanın verdiği yorgunluk feribotun hoş edasıyla birleşince hemen dalıyorum uykuya. Eee bizim oğlanda uykusuzluk yok, o da benim ağız açık fotoğrafımı çekiyor
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/09072009011.jpg
Hmmm... Geldik Datça'ya. O da ne? Biz merkeze ineceğimizi düşünürken köy gibi ıssız bir yere iniyoruz. Bu beklemediğimiz bir durum olduğu için önce şaşırıyor sonra merkeze gitmenin yollarını arıyoruz. ÇEvreden aldığımız bilgilerle burasının Datça merkeze 10 km uzaklıktaki Karaköy köyü olduğunu öğreniyoruz. Tam kaderimize razı bir şekilde pedallamaya başladğımızda yanımızdan "FERRY-BOAT SERVICE" yazan servis otobüsü geçiyor, arkasından bakakalıyoruz...(Önemli not: servis eski 303'lerden olduğu için içine bisiklet alıp alamayacakları belli değil, muhtemelen de almazlar)
Datça merkeze varıyoruz:
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1969.jpg
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1963.jpg
O güne kadar hep kamp alanlarında kalmıştık. Datça'ya vardığımzda saat 20.00 olduğundan o gece uyumak için umumi bir yer arıyoruz. O nedenle gidip polis merkezine yardım istiyoruz. Saatin geç olduğunu, sabah 6 gibi yola çıkacağımız için o gece kamp alanına para vermek istemediğimizi, bize uygun bir yer önerirlerse orda kalmak istediğimizi anlatıyoruz. Sağolsun o kadar yardımcı oluyorlar ki, "Kamp alanının sahibini tanıyoruz, indirim yaptırırz gidin orda kalın" gibi yaklaşıyorlar. Hatta "Bunlar gider, başkaları da gelir, bunlarla mı uğraşacağız" şeklinde cümleler bile sarf ediyorlar. Sitede okuduğumuz "Jandarmadan, polisten yardım isteyebilirsiniz" tavsiyelerinin her zaman işe yaramadığını yaşayarak öğreniyoruz:boese157:
Sinirli bir şekilde sahile inip bankta neler yapacağımızı düşünürken Datça'nın Hızırı Davut abimiz yanımıza yaklaşıyor Hemen derin bir sohbete koyuluyoruz. Kendisinin aslen Ankaralı olduğunu, inşaatlarda mobilya işleri yaptığını ve Dubai'den yaklaşık bir ay önce geldiğini anlatıyor. İç Anadolu insanın sıcakkanlılığını özlemişiz. Memleketimize yakın yerlerden olan Davut abimizle frekanslarımız tutuyor. Onun çenesi de maşallah makine gibi. O anlatıyor, biz dinliyoruz. Ağzı da biraz bozuk ama, güzel bi bozukluk bu, güle güle ölüyoruz
Turun başından beri kendi gelerek bize yardımcı olmaya çalışan ilk ve tek insan olan Davut abimize teşekkürlerimizi sunuyoruz tekrardan.
Neyse, Davut abimiz önce bizi Datça Polis merkezinin arka sokağındaki Baba Lokantasına götürüyor. Fiyatların çok iyi olduğunu söylüyor. Gerçekten de öyle. O fiyatları görünce, bi de Bodrum'daki fiyatlardan sonra, yemeklere bir saldırıyoruz ki inanamazsınız. Hatta baya bir abartmışız, ben yiyemiyorum bazılarını. Davut abi bile şokta "Maşallah olum, hiç yemek yemediniz mi siz" diyor.
Yemekten sonra yine fiyatların çok uygun olduğu bir çay bahçesine gidiyoruz. Serap Çay Bahçesi. Sahilde ve Davut abinin söylediğine göre 15 senedir "Ben bir küçük cezveyim, elden ele gezmeyim" türküsünün çaldığı bir yer Davut abi artık bıkmış ve dükkanın sahibine yeni Cdler çekip vermiş ama dediğine göre adam çalmıyormuş.
İşte yardımsever Davut abimiz:
http://i559.photobucket.com/albums/ss31/umut021/Bodrum-Datca/IMG_1978.jpg
Orda da çaylarımızı yudumladıktan sonra Davut abinin bize önerdiği yerlerden birini bulmak umuduyla kamp yapacak bir yerler bulmaya yola çıkıyoruz. Saat 10 oldu. Dedikleri yerlere gitmek yerine Marmaris yolu tarafındaki bir benzinliğe gitmeyi kafamıza koyuyoruz. Oraya doğru ilerlerken sağda "M.E.B Datça Sosyal Tesisleri" tabelasını görüyorum ve Burak'a oraya girmeyi teklif ediyorum. Giriyoruz. İçeride resepsiyonda duran bayana sabah erkenden yola çıkacağımızı, girişteki yeşil alana çadırımızı kurmak istediğimizi söylüyoruz. Pek sıcak yaklaşmıyor, o akşam nöbetçi olan müdürü arıyor. Müdür Bey sağolsn çok iyi bir insan, teklifimizi dinledikten sonra bize yer gösteriyor. Çadırımızı oraya kuruyor, güzel bir uyku çekiyoruz.
Maalesef yemek yerken, çay bahçesinde ve kaldığımız yerlerde fotoğraf çekmeyi unutmuşum.
Datça ile ilgili notlar:
- Datça sakin ve genelde orta yaştaki insanların tercih ettiği bir yer gibi göründü bize. Açıkçası çok yorum yapmamız doğru değil çünkü çok fazla göremedik.
- Fiyatları oldukça uygun yerler var. Özellikle Davut abinin bizi götürdüğü Datça emniyetinin arka sokağındaki Baba Lokantası fiyatları inanılmaz uygun bir yer. Yemekleri de güzel.
- Kamp alanı var. Gitmedik ama faaliyette olduğunu öğrendik. Fiyatları konusunda da bilgimiz yok.
- MEB'in sosyal tesisleri de eskiden sadece MEB'e aitken bu seneden itibaren kaymakamlığa devredilmiş. Dolayısıyla tüm kamu görevlileri kalabiliyormuş. Fiyatlarının oldukça uygun olduğunu döndükten sonra bir çok arkadaşla konuşurken duydum.