yusuf ünlü
Üye
- Kayıt
- 3 Nisan 2014
- Mesaj
- 75
- Tepki
- 79
- Şehir
- istanbul
- İsim
- Yusuf
- Bisiklet
- KTM
Merhabalar,
5-6 aydır gezdiğim antik kentler serisine yenilerini de eklemek istiyordum, Son olarak Pergamon(Bergama) antik kentini gezmişdim.
Bu tur bir yandan da Artvin - Ayder- Trabzon - Gümüşhane- Elazığ turuma antrenman olacak
Bol fotolu anlatıma geçiyorum.
http://i.imgur.com/XqjJzPvl.jpg
http://i.imgur.com/katGNMbl.jpg
http://i.imgur.com/qU6aDMUl.jpg
http://i.imgur.com/PHJD9wMl.jpg
http://i.imgur.com/fDEHDl8l.jpg
Tahtalı Barajı.
http://i.imgur.com/lUebtm3l.jpg
http://i.imgur.com/efAgk4al.jpg
Kolophon antik kentine daha önce gtmiştim. Aslında burası bir kent değil de bilicilik merkezi imiş.
http://i.imgur.com/l34Pom5l.jpg
Hava çok sıcaktı, deniz ise çok serin görünüyordu.
http://i.imgur.com/SjDdTo1l.jpg
Kuşadasına az kaldı.
http://i.imgur.com/xGBmEUpl.jpg
Maket Köy tabelasını görünce girdim. Daha önce hiç duymamıştım burayı arkadaşlarımdan da bilen yok ama ilkokul öğrenci kafileleri geliyordu sürekli.
Öğrenci 4 TL tam 5 TL
Biri öğretmen biri doktor 2 kardeş bayan kurmuş burayı.
Sağolsunlar bana da çok yardımcı oldular. Hatta haritasını bana verdiler Çay ikramı falan da vardı...
Sohbet sırasında Doktor Figen Hanım'ın sağlık alanında kullanılacak yazılım projeleri olduğunu öğrendim. Ben de Yazılım Mühendisi olduğumdan beraber yapabileceğimizi söyledi.
Birbirimize kartlarımızı numaralarımız verdik. Bakalım inşallah güzel bir proje yapacaz
http://i.imgur.com/uGzWoYTl.jpg
Bu arada maketlerin hepsi hareektli. Yaklaşınca mesela berber traşa başlıyor , marangoz tahta yontmaya ve demirci de demir dövmeye.
Tabi en çok demirciyi sevdim. Yaşar Kemal'in kitaplarından dolayı demircileri çok severim , her kitabında güçlü , sözünün eri olan bir demirci figürü olur.
Hatta "Filler Sultanı ile Topal Karınca" kitabında karıncaların isyanını demirci karınca başlatmıştı
http://i.imgur.com/LbFJCHCl.jpg
Kuşadası geride kaldı.
http://i.imgur.com/JBSE08Kl.jpg
Buradan sonra feci bir yokuş başladı. Taki tepedeki yaylaköye kadar.
Amacım bugün priene antik kentini gezmek ve sonra kamp yapmaktı. Bu yüzden kahvaltından sonra bişey yemedim su ve foto dışında durmadım.
Lakin işler beklediğim gibi gitmedi. yokuşu çıkarken şekerim düştü , ha bitti bitecek derken ayaklarım dönmemeye başladı. Çektim yol kenarına 1 büyük 1 de küçük dardanel tonu yedim , o sayede tepeyi çıktım.
Ama tepeye kadar gene acıktım. Saat de 17: 15 falandı. Anladım ki antik kente yetişemedim. İlk gördüğüm dükkana oturdum. Orada ekmekçi imiş
Yaklaşık 2 kiloluk ekmekleri vardı. Abla dedim karnım çok açım, fenayım, ölüyorum hemen ekmeği yemeye başladım bi de su istedim.
Normalde yapıyorlar mı bilmiyorum ama domates , zeytin , peynir ve reçel de getirdi.
http://i.imgur.com/earCxlIl.jpg
Bu da doytuktan sonra manzara.
Sonra da çayları içerken adres soruşturdum. Önümde iki seçenek vardı.
Birincisi geç de olsa Priene antik kentine varıp içeri girmesem bile önüne kamp atmak. Tabi izin verirlerse
İkincisi de Dilek Yarımadası Milli Parkına gitmek ve oralarda kamp atmak. Neyse milli parkta çok domuz varmış orada kalamazmışım , gezilecek ahım şahım şeylerden de bahsetmediler ben de oradan vazgeçtim.
Sonra sürdüm Sökeye doğru yokuş aşağı bayağı gittim oooh Yolda 2 bisikletçiye rastladım, İzmir'e doğru gidip, Kuşadası'da denize girmişler ıstakoz gibilerdi
Sökeden sonra Priene'e 18 km vardı. Güllübahçe köyünde imiş.
Neyse 18:30 gibi Priene'ye vardım. Tepeye antik kente çıktım baktım ne var ne yok diye. Sadece inşaatçılar vardı etrafı çekip çeviriyorlar.
Denetleme yoktu antik kente çıkabilirdim. Köye inip çadır kurmak için kahveci Hasan Abi'ye sorduk hemen arkada kur dedi. Beton bi alandı çadır da kumlanmadı böylece.
Kahvenin tuvaleti de dışarda ve gece gündüz açıkmış o problemi hallettik.
http://i.imgur.com/wC3M06rl.jpg
Kurulduktan sonra çıktım kahveye bi tanışalım sohbet edelim dedim.
Köy çok ilginçti. Yerli halkı çok az gördüm.
Kahve internet kafe gibiydi. Kocaman adamlar her biri önünde laptop face'de, hasat oyunlarında takılıyorlardı
Saat 22:00 ye kadar falan onlarla oturdum. Bilgisayar problemlerini hallettik bana çay ısmarladılar
Meğer adamlar ileride yapılan cezaevinde dam ve çatı işçileri imiş.
5-6 aydır gezdiğim antik kentler serisine yenilerini de eklemek istiyordum, Son olarak Pergamon(Bergama) antik kentini gezmişdim.
Bu tur bir yandan da Artvin - Ayder- Trabzon - Gümüşhane- Elazığ turuma antrenman olacak
Bol fotolu anlatıma geçiyorum.
http://i.imgur.com/XqjJzPvl.jpg
http://i.imgur.com/katGNMbl.jpg
http://i.imgur.com/qU6aDMUl.jpg
http://i.imgur.com/PHJD9wMl.jpg
http://i.imgur.com/fDEHDl8l.jpg
Tahtalı Barajı.
http://i.imgur.com/lUebtm3l.jpg
http://i.imgur.com/efAgk4al.jpg
Kolophon antik kentine daha önce gtmiştim. Aslında burası bir kent değil de bilicilik merkezi imiş.
http://i.imgur.com/l34Pom5l.jpg
Hava çok sıcaktı, deniz ise çok serin görünüyordu.
http://i.imgur.com/SjDdTo1l.jpg
Kuşadasına az kaldı.
http://i.imgur.com/xGBmEUpl.jpg
Maket Köy tabelasını görünce girdim. Daha önce hiç duymamıştım burayı arkadaşlarımdan da bilen yok ama ilkokul öğrenci kafileleri geliyordu sürekli.
Öğrenci 4 TL tam 5 TL
Biri öğretmen biri doktor 2 kardeş bayan kurmuş burayı.
Sağolsunlar bana da çok yardımcı oldular. Hatta haritasını bana verdiler Çay ikramı falan da vardı...
Sohbet sırasında Doktor Figen Hanım'ın sağlık alanında kullanılacak yazılım projeleri olduğunu öğrendim. Ben de Yazılım Mühendisi olduğumdan beraber yapabileceğimizi söyledi.
Birbirimize kartlarımızı numaralarımız verdik. Bakalım inşallah güzel bir proje yapacaz
http://i.imgur.com/uGzWoYTl.jpg
Bu arada maketlerin hepsi hareektli. Yaklaşınca mesela berber traşa başlıyor , marangoz tahta yontmaya ve demirci de demir dövmeye.
Tabi en çok demirciyi sevdim. Yaşar Kemal'in kitaplarından dolayı demircileri çok severim , her kitabında güçlü , sözünün eri olan bir demirci figürü olur.
Hatta "Filler Sultanı ile Topal Karınca" kitabında karıncaların isyanını demirci karınca başlatmıştı
http://i.imgur.com/LbFJCHCl.jpg
Kuşadası geride kaldı.
http://i.imgur.com/JBSE08Kl.jpg
Buradan sonra feci bir yokuş başladı. Taki tepedeki yaylaköye kadar.
Amacım bugün priene antik kentini gezmek ve sonra kamp yapmaktı. Bu yüzden kahvaltından sonra bişey yemedim su ve foto dışında durmadım.
Lakin işler beklediğim gibi gitmedi. yokuşu çıkarken şekerim düştü , ha bitti bitecek derken ayaklarım dönmemeye başladı. Çektim yol kenarına 1 büyük 1 de küçük dardanel tonu yedim , o sayede tepeyi çıktım.
Ama tepeye kadar gene acıktım. Saat de 17: 15 falandı. Anladım ki antik kente yetişemedim. İlk gördüğüm dükkana oturdum. Orada ekmekçi imiş
Yaklaşık 2 kiloluk ekmekleri vardı. Abla dedim karnım çok açım, fenayım, ölüyorum hemen ekmeği yemeye başladım bi de su istedim.
Normalde yapıyorlar mı bilmiyorum ama domates , zeytin , peynir ve reçel de getirdi.
http://i.imgur.com/earCxlIl.jpg
Bu da doytuktan sonra manzara.
Sonra da çayları içerken adres soruşturdum. Önümde iki seçenek vardı.
Birincisi geç de olsa Priene antik kentine varıp içeri girmesem bile önüne kamp atmak. Tabi izin verirlerse
İkincisi de Dilek Yarımadası Milli Parkına gitmek ve oralarda kamp atmak. Neyse milli parkta çok domuz varmış orada kalamazmışım , gezilecek ahım şahım şeylerden de bahsetmediler ben de oradan vazgeçtim.
Sonra sürdüm Sökeye doğru yokuş aşağı bayağı gittim oooh Yolda 2 bisikletçiye rastladım, İzmir'e doğru gidip, Kuşadası'da denize girmişler ıstakoz gibilerdi
Sökeden sonra Priene'e 18 km vardı. Güllübahçe köyünde imiş.
Neyse 18:30 gibi Priene'ye vardım. Tepeye antik kente çıktım baktım ne var ne yok diye. Sadece inşaatçılar vardı etrafı çekip çeviriyorlar.
Denetleme yoktu antik kente çıkabilirdim. Köye inip çadır kurmak için kahveci Hasan Abi'ye sorduk hemen arkada kur dedi. Beton bi alandı çadır da kumlanmadı böylece.
Kahvenin tuvaleti de dışarda ve gece gündüz açıkmış o problemi hallettik.
http://i.imgur.com/wC3M06rl.jpg
Kurulduktan sonra çıktım kahveye bi tanışalım sohbet edelim dedim.
Köy çok ilginçti. Yerli halkı çok az gördüm.
Kahve internet kafe gibiydi. Kocaman adamlar her biri önünde laptop face'de, hasat oyunlarında takılıyorlardı
Saat 22:00 ye kadar falan onlarla oturdum. Bilgisayar problemlerini hallettik bana çay ısmarladılar
Meğer adamlar ileride yapılan cezaevinde dam ve çatı işçileri imiş.