İŞvİÇre Meclİs BaŞkani Decrey, GÜneydoĞu'ya KÜrdİstan Dedİ

İŞVİÇRE MECLİS BAŞKANI DECREY, GÜNEYDOĞU'YA KÜRDİSTAN DEDİ
Pazar, 16 Temmuz 2006

Birleşmiş Milletlerin'in desteklediği sivil toplum örgütlerinden Cenevre Çağrısı Örgütü, PKK'yla sözleşme imzaladı. İmzayı atan aynı zamanda İsviçre Meclis Başkanı Elisabeth Reusse Decrey, Güney Doğuyu “Kürdistan” diye tanımladı.
Birleşmiş Milletler'in dezteklediği Cenevre Çağrısı Örgütü, terör örgütü PKK ile kara mayınlarına karşı mücadele sözleşmesi imzaladı.

İsviçre Parlamentosu Başkanı da Elisabeth ReusseDecrey, Kandil Dağı'nda yapılan törende, pes dedirtecek açıklamalar yaptı. PKK'yı 'gerilla' olarak adlandıran Decrey, Güneydoğu'yu 'Kürdistan' diye tanımladı. Decrey, mayınlara karşı mücadele konusunda Türkiye ve bölgedeki diğer ülkelere baskı yapacaklarını belirterek, "Mayınsız ve özgür Kürdistan" için PKK'dan destek istedi.
------------------------------------------------------------------------------------
Tepkilerimiz için bu adresleri kullanabiliriz.
İsviçre Büyükelçiliği / Schweizer Botschaft Ankara
Atatürk Bulvarı No: 247
Kavaklıdere - Ankara
Tel: 0312 467 55 55 Fax: 0312 467 11 99
E-Mail: vertretung@ank.rep.admin.ch

----------------------------------------------------------------------
İSVİÇRE BÜYÜKELÇİLİĞİ’NE yollayacağınız yazı;

İSVİÇRE BÜYÜKELÇİLİĞİ’NE;

İsviçre eski Parlemento Başkanı ve şu an Cenevre Çağrısı Örgütü Başkanı olan Elısabeth Reusse-Decrey’in 15.07.2006 tarihinde verdiği demeçte Türkiye Cumhuriyeti’nin Güneydoğu Bölgesi’ni ‘’kürdistan’’ olarak adlandırmasını Türk Milleti olarak kınıyoruz..Bu demecin verildiği sırada Elısabeth Reusse-Decrey’in oturmakta bulunduğu masanın ardında Türkiye Cumhuriyeti’nin en azılı teröristi ve bebek katilinin posterleri ve pkk terör örgütünün bayrakları bulunmaktadır..Türkiye Cumhuriyeti’nin 40.000 masum vatandaşını acımasızca katleden,hala da askerlerimizi ve yurttaşlarımızı katletmekte olan bu teröristlere verdiğiniz destek ve manevi yardımla daha çok vatandaşımızın öldürülmesine katkıda bulunduğunuz aşikardır..Biz Türk Milleti’nin vatandaşları olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği Misak-ı Milli sınırlarımız içinde bulunan her karış toprağı Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olarak görmekte,bilmekte ve bunu ebediyen savunacağımıza ant içmişizdir..Bu topraklar üzerinde Türkiye Cumhuriyeti’nden başka hiçbir devlet kurulmayacaktır!Bu amaçta olanlar her zaman gereken karşılığı alacak,teröristlere maddi ve manevi yardımda bulunan her birey Türk Milleti’nin gözünde terörist olarak değerlendirelecektir! Bizler Ata’mızın ‘’Yurtta Sulh,Cihanda Sulh’’ ve ‘’Türkiye topraklarında yaşamakta olan herkes Türk’tür’’ sözlerini beynimize kazımış,kalbimize yazmış Türk bireyleri olarak;etnik kökeni ne olursa olsun,her vatandaşımızı kardeşimiz biliriz..Bu kardeşliği bozmak isteyen ve buna yardımcı olan her türlü örgüt,teşkilat ve benzeri kurumlara her zaman karşı geleceğimizi bilmenizi istiyor ve Elısabeth Reusse-Decrey’i tekrar kınıyoruz…

gönderdim bile ...

bende yolladim.

bende yolladım....

Gönderdim ve bir süre meclislerinin başkanlarını,bu şekilde düşünen üyelerinin tüm sülalerini yadettim.

Bende gönderdim ve k....r ettim hepsine....

Gönderdiğim mailde küfür etmedim tabiki...

jet hızı ile gönderdim

Arkadaşlar 4000 e yakın üyemizden bu kadarmı yani?

türklükte mangalda kül bırakmayan türkler nerede acaba: türküm dmekten mi korkuyorsunuz

sanırım insanlar "adam sen de"cilikten göndermiyorlar.
"sanki mail gönderdim diye adamlar özür mü dileyecek" diyerek göndermiyorlar..

gönderin arkadaşlar. üşenmeyin..sesimi bir yerlerde yankısını bulacaktır.

sadece bir değil mevcut bulunan 3 farklı e-posta adresimden de gönderdim. bu tip konularda tepkisiz kalmayalım sayın arkadaşlarım. meşaleyi önce tutuşturduk. şimdi herkes elden ele dolaştırmalı.tepkisiz türk toplumu olayını aşalım artık.eğer hızlı davranmazsak ileride tepki gösterecek hiç bir şeyimiz kalmayacak elimizde. etrafımızdaki bu kadar olaya rağmen hala hiç bir şeyi görmüyoruz. adamlar bırakın artık kendi ülkelerini kendi vatanımızda bizi bölmek için ellerinden gelen herşeyi yapıyorlar. gerçi kendi belediye başkanlarımız bölücü örgüt cenazesine gidip taziyelerini bildirirse onların bu şekilde başıboş işler yapmaları da doğal tabi.

FİFA başkanından sonra birde bu Ş******z cıktı başımıza...
bu adamların tohumunda bir bozukluk var galiba..

açtığım konuya olumu tepki gösteren tüm arkadaşlara teşekkür ederim

@Akrep_Kral
açtığım bo konuya bu kadar cık yazı yazılması beni üzdü. ülke geleceği ile ilgili haber varken siz kalkmışınız yok ne alayım ne kulanayaım nereye gideyim diye soruyorsunuz. nasıl bir ATATÜRK çüsünüzü allah aşkına. bana destek veren arakadşlar hariç hepinizi eshefle kınıyorum yazıklar olsun valla. demek bisiklet siain için bu kadar önemli ha

bende gönderdim ve sülalalerini iyi anılarla andığımı bildirmekten mutluluk duyarım..

akrep kral bisiklet forum sitesi olduğumuz için doğal olarak buradakilerin genelde bisikletle ilgili konulara girdiğini veya cevap yazdığını düşünüyorum. ne yazık ki ülkemiz siyaset ve politika konularına yıllarca tukaka gözüyle baktı veya baktırıldı. sonunda da televole toplumu olduk çıktık maalesef. yıllarca uyutulduk futbolla, mankenlerle ve bilimum suni gündemlerle. çok değil yakın bi gelecekte başbakanımızın veya cumhurbaşkanımızın ismini bile bilmeyeceğiz. tıpkı 15 ağustos 1984'de bölücü terör örgütü (adı batasıca) pkk nin yaptığı eruh şemdinli baskınlarında verdiğimiz ilk şehidimiz karakol nöbetçisi vatan evladı süleyman aydın gibi.
işte sabah gazetesi yazarı yılmaz özdil'in yazdığı yazı.

koçum...

yıllardan 84.
günlerden ağustos'un 15'i...
saat 21.30 suları...
kavurucu sıcaklık, ayaza dönmüş... gecenin karanlığı örtmeye başlamış ortalığı, usul usul...
tok vuruşlar yırtıyor geceyi aniden, peş peşe...
kalleş "kaleş" sesi duyuyor memleket, tarihinde ilk kez.
eruh basılıyor...

bölücü örgütün ilk silahlı saldırısıdır bu.
milat...
"kim yaptı?" desek, herkes pkk der...
peki, "o saldırıyı kim yönetti?" desek, pek bilen çıkmaz.

soruyu şöyle soralım o halde:
"mahsun korkmaz kim?"
bildiniz değil mi...
bilirsiniz...
üzerinde "mahsun korkmaz akademisi" yazan terör yuvasının fotoğrafı o kadar çok yer almıştır ki basınımızda, hemen herkes bilir...
15 ağustos 84'te pkk'nın yaptığı ilk silahlı saldırının elebaşıdır o...
örgüt tarafından "onore" edilmiş; türk basını tarafından da maalesef "reklamı" yapılmıştır defalarca...
bu nedenle bilirsiniz...

peki, "süleyman aydın kim?" diye sorsak, kaç kişi cevap verebilir?
hiç mi? hiç...
süleyman aydın, mahsun korkmaz'ın yaptığı ilk pkk baskınında şehit düşen evladımızın ismidir.
var mı onun adına bir akademi? yok...

sen örgüt celladının zırt pırt reklamının yapılmasına izin veriyor, kendi şehidinin unutulup gitmesine göz yumuyorsan eğer... ne hakla bağırıyorsun ki, "şehitler ölmez" diye...

dün izliyorum, gümüşhane'den gelen görüntüleri atv haber'deki arkadaşlarımla birlikte...
hepsi yılların gazetecisi.
neler gördü gözleri...
doktorlar ölüme acıya alışır ya mecburen zamanla, onun gibi...
ama bu gördüğümüz, yüreği nasır tutmuş gazeteciler için bile katlanması çok zor bir tablo...
kimi dudağını ısırıyor çaresizce, kimi ağlıyor gizlemeden yüreklice...
gencecik nihal öğretmen, sadece 1.5 ay önce evlendiği dünya yakışıklısı teğmen eşi tuna'nın ay yıldızlı cenazesini kucaklamaya çalışıyor görüntülerde...
damatlıkla göndermiş, kefenle geri gelmiş.
sol kolunda yara bandı var; belli ki, sakinleştirici verilmiş talihsiz geline...
ama ne çare.
bir yumrukluyor tabutu sesini duyar belki diye, bir sürüyor ellerini, saçını okşar gibi...
ve hep aynı kelimeyi haykırıyor tekrar tekrar:
"koçum... koçum..."

gitti nihal'in koçu...
o ömrü boyunca unutmayacak.
peki ya biz?
"unutmamalı, sevgiyle anmalı" cümlesi, sadece tarkan'ı hatırlatıyorsa bir millete.
elden ne gelir ki....

aytaç hocam beni ağlattın ve 2 sene öncesine şırnağa sürükledin götürdün burada amacım siyaset veya propaganda değil fakat insanın canı sıkılıyor bu başı boşluğa daha geçtiğimiz hafta bitlis Jandarma Özel Harekat Tabur Komutanlığı konvoyuna yapılan mayınlı saldırı kardeşim komutanını ve arkadaşlarını kaybetti ne diyeyim şehitlere üzülüyorsun kardeşine seviniyorsun garip bişey şırnak Gabar dağında ve civarında askerlik yaptığım dönemde o hainleri kovalamak arkadaşlarını ve konutanlarını kaybetmek zor bi olay formda kaç kişi askerliğini yaptı bilemem ama doğuda yapan arkadaşlar bilirler gece ve gündüz kavramı olmadan aylarca o hainlerin peşinden koşmak cidden zor bi olay we geride gözü yaşlı anneler babalar eşler kardeşler kalıyor ikigün insanlar kahrolsun PKK kahrolsun Apo diye bağırıyor ve üçüncü gün herşey unutuluyor sessiz kalanın başına çuval geçiriliyor biz yanlış anlaşıldık deniyor. İsrail lübnanı vuruyor savunma oluyor biz iki günde 15 sehit veriiyoruz operasyon için kapitalist ülkelerden onay bekliyoruz. daha ne diyeyim uyanmak lazım uyandırmak lazım

Maalesef ateş düştüğü yeri yakıyor. Hepimiz bir şekilde unutuyoruz.
Sert gelebilir kimse kusura bakmasın. Ancak bu halkın milli mücadeleden ( kıbrıs harekatıda sayılabilir ) sonra millet vasfı gösterdiği bir olay belkide yoktur. hani tanımında var ya "sevinçte tasada ortak hareket eden topluluk" diye.
Haa bir de milli maçlardan sonra milli serveti yakıyoruz yollarda.
Alçağı çok bir ülkeyiz maalesef. Medyası, siyaseti vs. vs.
Marmara depreminin 3. günü Hülya Avşar ın kızı korktu mu ? diye haber yapıldı bu ülkede. Onbinleri enkazlarda bıraktık. Kader dedik geçtik.
Ne kadar uzun bir konu, ne kadar çok söylenecek ve yapılacak var ....

Ben Askerliğimi 1992-1993 yıllarında 4 ay şırnak uludere ,5ay Hakkari çukurcada yaptım.Orada yaşananları benden daha iyi kimse anlayamaz.Bir şehit verildiğindeki gözyaşlarını,Bir terörist öldürüldüğündeki sevinci benim kadar çok az insan yaşamıştır.Orada askerimiz çok büyük bir savaş veriyor.Canından oluyor.Şehit oluyor,gazi oluyor.Masa başında oturan ş....siz bir toplumun,ş.....siz meclisinin,ş....siz üyeleri 30.000 şehidin katilini karşısına alıp anlaşmalar yapıyor sırtını sıvazlıyor.Lanet olsun böyle medeniyete,lanet olsun böyle Avrupaya.Arkadaşlar sessiz kalmayalım.Bir mesajda bir mesajdır.

Mail gönderdim..,

Hepsini Allah'a(c.c) Havale ettim......

Saygılarımla..