İstanbul'da trafiğin kilitlenip kaldığı gün...

Ümraniye'de oturuyorum, işyeri 5 km. Metro inşaatı sebebi ile arabayla 45 dk civarı, bisikletle 10 dk, yürüyerek 45 dk.

Beyaz yakalı tabir edilenlerdenim. 3 yıldır bisiklet kullanıyorum. Öncesinde trafikten şikayetçi olsam da otomobil dışında leş otobüsler tek seçenek idi. Bisikletten sonra ise trafik aynı fakat benim tahammül sınırlarım değişti. Otomobille sürekli bir cinnet hali. Bisikletle ve arabayla deney yaptım, net olarak günüm seyahat türüne göre o kadar farklı geçiyor stres durumu o kadar fark ediyor ki.

Demek istediğim insanlar kendilerine sunulan boktan alternatifler arasında seçim yapmak durumundalar. Alternatiflerin ve ne büyük bir eziyet çektiklerinin farkında değiller. Bisikletin alternatif ulaşım aracı olarak algılanması bu durumu değiştirir. İnsan bisikletle bir defa tanışıp tecrübe etti mi artık mecbur kalmadıkça araba kullanamaz uygun mesafe ve hava koşullarında.

Sabah işe giderken keyifli ve sırıtarak geçin bekleyen otomobillerin arasından.

@Kuzey Ege

2013 'de 17.939.447 araç sayısı çok fazla,2016 bence vahim olmuştur bile,20.000.000 araç ne demek yahu,
15 milyonu geçti istanbul nüfusu,adam başına 1 araçmı düşüyor bu ne rezilliktir.

İstanbuldayken bisiklete binmek kabustu. sadece sahil yolunda güvenle bindiğimi hissedebiliyordum. sahil yolunda pendik kadıköy arası neredeyse 30 km rahat sürülebliyordu. ama klasik olarak sahil bouynca mangalcılar yürüyüşçüler, koşan çocuklar. bisiklet yolunu yürüyüş yolu sanan amca ve teyzeler üstüne de motoruyla aynı yoldan giden motorcular yüzünden yinede tam bir keyif olmuyordu. bunun haricinde arabana asacaksın bisikletini gideceksin akfırat tarafına yada belgrad ormanına ancak o zaman binersin.

İstanbul'da trafiğin bence en önemli sorunu araç sayısının fazla olması değil, kural tanımaz ve saygısız insanların çok fazla olması. İkinci en önemli sorunu (yine bence) yol tasarımlarımın berbat olması ve birbirini çapraz kesen yollarda aşırı yoğunluk oluşması. Bu noktalarda ilk sebep devreye giriyor ve sorun daha da büyüyor... Yine bu cibilliyetsiz tipler yüzünden sabrı taşan normal vatandaş da bir noktadan sonra uyuyor bu düzensizliğe "bi enayi ben miyim" diyerek...

Polisler yolda 80 km ile hız sınırı koyup ceza kesmekle uğraşacağına trafikte çakallık yapanlara yoğunlaşsa işler daha da kolaylaşacak ama böyle birşeyin olacağına dair bir inancım yok maalesef...

@Kudret Kurtcebe
Kudret abi, bunlar tum turkiye verileri, ama tabii olayin agirlikli kismini yine istanbul cekiyor.

Aracım var ama fazla kullanamıyorum zaten bisiklete alışalı arabadan soğudum. İş yerine arabayla gitsem orda yer bulamıyorum akşam dönüşte eve gelsem mahallede yer bulamıyorum artık git gide eziyet haline dönüştü.Memlekette kural,kanun,adalet ve güven kalmadı insanlar hep çakalım kafasında çoğu bencil.Ne zaman insanlar kutuplaşmadan yaşarsa saygılı ve görgsüzlüğünden vazgeçerse ozaman bu ülke düzelmeye başlar.

Yap köprüyü mesai saatlerinde 45 tl çöz trafiği bukadar basit. Bu faşist düz mantık bir çözüm gibi durabilir ama mantık şu:
1000-1000 olarak artan araç sayısının esas sorumlusu filo kiralama. Şirketler masraftan düşevilidkleri için filo kiralıyor hatta kara paraları varsa kiralayıp otoparkta yatırdıkları araçlar üzerinden paraları aklıyorlar.
Filo kiralamada verilen araçların benzinden sigortaya, tamir gibi masraflar şirket ödüyor ama köprü, yıkama vs gibi masraflar kullanana ait. Köprüyü 45 tl yaparsan bu beyaz yakalılar araba istemeyecek verilse bile kullanmayacaktır yada bu külfeti şirkete yıkmaya çalışacak şirkette araç secdasından vazgeçecek.

Bisikletle 34 yaşımda tanışmış biriyim. Şu an arabam yok ama araba sahibi olduğum dönemde hem arabalara hem yayalara ne tacizler yaptığımı gayet iyi hatırlayan pisliğin tekiyim. Elimi camdan çıkarıp sallamalar, küfürler neler neler. Peki benim gibi kaç kişi itiraf ediyor? Her geçen gün daha apaçi, daha kamboçyalı, daha beter oryantal ruhlu insanlara dönüşüyoruz. En makul sandığım herifin teki birdenbire, "üçüncü arabaya da niyetlendim ama sitenin otoparkında daire başına ikiden fazlaya izin yok" diyebiliyor. Sadece kendi çevrem bile ortalama dokuz ayda bir araba değiştiren adamlardan oluşuyor. Toplu taşıma meselesine gelince, uzun yıllar işine arabayla gitmekte inat edenlere karşı otobüsleri savundum. Ama artık otobüsün bu b.ktan trafikte savunulacak bir tarafı kalmamıştır. Nasıl olsa kimse kendi özel aracından vazgeçmiyor, otobusler de bu kısır zincirin bir paydası. Sırt sırta kucak kucağa adım adım çekilir mi Allah aşkına ya. Tek çare olarak umudum İstanbulda DİKEY metro ve banliyö tren hatlarının bir an önce hayata geçmesi. Mesela Ramazan'da bir ay işe bisikletle gitmeye ara vermek durumundayım. Napacaz? Kara kara düşünüyorum otobüsteki Bill Foster halimi (bkz. Falling Down'ın açılış sahnesi).

Bir de soyle bir etken var, mesela adam beylikduzunde oturuyor ama isyeri diyelim dudulluda. Belki metrobus guzergahinda olsa binip gidecek ama mecburen tem yolundan sahsi aracla gitmek zorunda kaliyor.
Bu sekilde cok insan var, ve bunlarin ev ve isyerleri uzak veya ters, bu durum yogunluk artisinda onemli bir etken.
Calisan kesime adresinin cevresinde 10 km capinda bir daire cizeceksin ve bu dairenin icindeki bir isyerinde calisabilirsin diyeceksin ki bu cok utopik olur, zira sanayii bolgeleri ve is yogunlugu olan merkezler var, insanlar mecbur bu uzak mesafelere aracla gitmek zorunda kaliyorlar.
Bir yakinim var, sefakoyde oturuyorlar, adam muhendis gebzede calisiyor, esi bankaci, silivride calisiyor. Sabah erken cikiyorlar ikisi de, aksam eve varmalari dokuz bucuk, on, cocuklar perisan, bi gun halada bi gun dayida orda burda, gorusemiyorlar hic.
Ikisi de kilolu kari koca, hayat mi bu ya, ben anlamadim, bu sekilde onbinlerce aile var istanbulda, iste bunlar hep trafikte.
Biz bu tarz insanlara bisiklet falan dedigimizde akillarina belgrad ormanindan baska hicbir sey gelmiyor, gulup geciyorlar. Fikri bile komik geliyor bisikletle ise gitmenin.

gün gelecek kapının önünden arabayla çıkamayacak kimse.

Her tarafımız deniz olduğu halde deniz ulaşımımızda yüzde 2

Oyle bi hal alicakk i kirli havadan cozum dahi uretemiyecek hale gelicez

Kimininde g.tüne zor geldiği için heryere arabayla gidesi var..Sonra % bilmem kaç obez var.Bu tüketime ne dünyanın kaynağı nasıl yetsinki?
Rahatına düşkünlük ve açgözlülükten başka bir şey değil.
Yapılan kariyer ve birikim ne evladını nede neslini kurtaracak aksine dahada batıracak.

Gördüğüm kadarıyla "herkes özel aracıyla gidiyor, arabalara bakıyoruz hepsinde bir kişi, trafik bu yüzden" klişesi hala son derece canlı bir şekilde durumunu muhafaza ediyor. Hatta bir arkadaş çözüm olarak "köprü 45 Tl olsun" falan demiş.

Şirket aracı kullanan birisi olarak bu tür aşırı genelleme içeren yorumları çok ciddiyetsiz buluyorum. Hani sanki İstanbul'da onyıllardır oturmuş son derece gelişkin bir toplu taşım altyapısı var da millet burnu büyüklüğünden dolayı kullanmıyor zannediyor kimi arkadaşlarımız. Bence halihazırda istanbulda toplu taşım sadece belli noktalar için uygun ve avantajlı. Onun haricinde maalesef tek çare arabalı seyahat. Belli sayı ve mesafeden sonra hem daha az maliyetli, hem de balık konservesi gibi sıkışma ve ezilme tehlikesi yok. Bunun de bedeli trafikte saatler beklemek. Ama zaten otobüsle de olsanız daha beter şartlarda aynı trafiğe takılmaktan kaçamıyorsunuz...

İlk iddiamı yineliyorum. Araç sürücülerinin birçoğu çok saygısız ve dahası çakal. Bunlar daha saygılı olsa ve sözümona uyanıklığı bir kenara bıraksa bu kadar trafik çekmeyiz. Zaten bizler bisikletli iken de araçlarca yapılan bu saygısızlıklar değil mi hepimizi zora sokan?

SM-P900 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Kısa özet geçmek gerekirse, İstanbul'da yaşamayı sevmediğimi söyleyerek başlıyorum.

Trafikle ilgili birçok kişi iyi tespitlerde bulunmuşlar. Fikirlerimi paylaşarak sadece bunlara katkı yapacağım.

• Kök Neden: Eğitim kalitemiz düşük!
• Tek kişilik araçlar. Malesef bu durum içler acısı. Umarım, bu durumu eğitimle değil bazı teknolojik gelişmelerle çözebiliriz. Örneğin, araç paylaşma, normal araç ile sıradan bir taksi olma vb.
• Metro hatları. Yine malesef biz bu lükse 2010'lu yıllarda kavuştuk. 2018 - 2020 yıllarına kadar biten hatlarla anca rahat edeceğiz.
• Diğer raylı sistemler. Havaray, Tren gibi unsurlar malesef yok ve kötü. Haydarpaşa'nın otel olacağı kesin. Trenler orada yatıyor. Kadıköy - Pendik hattı kapalı. Yeni düzenlemelerle en erken 2018'de bitecek diyorlar.
• Hızlı tren mi, yeni hat yatırımları mı? Bilemiyorum.
• Bisiklet? Malesef beyaz yakalı olan çalışanlar için Gazelle modeli bisiklet cinsi yaygın değil. Sedona yeni bu seriyi üretmeye başladı.
• Evlerimiz işimize yakın değil. Takım elbise ile malesef Boğaziçi köprüsünü bisiklet aşamam.
• Motor kültürü, Yok. Eğitimsiz insanların çokluğu sebebiyle yaşanan sorunlar. Kuralsız kuryeciler yüzünden kanunsuzlaşan motor sürücüleri.
• (Ekleme) Hepimiz şehzade soyundan geliyoruz. Hepimiz saraylıyız, Cari açık mı? Hemen yama yapalım. Araba üretmiyoruz, petrol çıkarmıyoruz ama Mercedes, Porshe, BMW yok satıyor. Futbolculardan vergi alınmıyor! Futbol kulüplerine vergi affi geliyor! Borç erteleme geliyor!
• Birde, ömrüm belki kimine göre kısa kimine göre uzun ama hergün dışarı baktığımda, kum renginde bir tabaka artık istanbulun üzerinden kalkmıyor. Çin'in Pekin şehrinde maske takanların aynısını yaşayacağız. An itibarıyla dışarıda kahverengi su buharı şehrin üstünü kaplamış durumda.

...

Gider de gider. Bugün bisiklet yolunda, bırakın yayayı, Motor süren, araba süren bir zihniyet varsa asıl problem orada. Cem Yılmaz çok yaşasın, Eğitim Şart! 30-50 yıla ihtiyaç var düzelmesi için. Kısa sürede düzelmez.

Üç çocuk yapın diyen büyük kitle ne zaman uyanırsa o zaman çözüm yoluna gireriz. Huzurlu yaşayan toplumların nüfuslarının da kontrol altında olduğunu görüyorum.

Bir ülkede trafik sorununu çözmenin tek yolu metrodur. Metron öyle bir olacak ki yirmi otuz hattan oluşacak. Bu da planlama, şehir ve bölge planlamasi ile mümkün. Bunu yapan var mı? yok. Bu yüzden istanbul trafiğinin çözümü de yok. Elli sene sonra araçlar hareket edemeyecek, bu bir gercek.

Tabi ki yapılacak başka düzenlemeler de mevcut şirketlere araç kotası gibi ancak ana mesele metrodur..

Tabiki londra'yla kıyaslamıyorum adamlar olayı aşmış şu gördüğünüz haritada arabayla yola çıkmak aptallık bu şekilde bisiklet kullanımı da yaygınlaşıyor..

http://www.golondra.com/wp-content/uploads/2009/09/standard-tube-map.gif

Not: şu olayda ilginçtir istanbul'da ne kadar uygulanabilir tartışılır tabi (link)

@NewStyle

Karbon salınımını boşver, 24 saat yiyip, içip, sıçıyoruz bir şey olmuyor. boşver, bir şeyn olmaz.

@Kudret Kurtcebe Böyle yorumlar neden yapılır anlayamıyorum. Benzin 50 TL olsa trafik azalmayacak ki. İnsanlar ordan burdan artırıp yine araca binecekler. Olmadı motosiklete. Böyle yorumlar yapıp da neden hükümetin ekmeğine yağ sürülür anlamıyorum.
Yeni bir araç almaya kalksan neredeyse linç edileceksin arkadaş. Herkes araç mı alırmış, yok hükümet %500 vergi koysa bile haklıymış. Biz zaten Türk vatandaşı olarak neyi hakediyoruz ki? Gerçi hakkettiğimizi de alıyoruz zaten sağolsun bazıları.

@AliÇimen

ali bey,50 lira olunca ne olur hafta sonları biner millet,trafikte azalma olabilir ,memurun aldığı maaş ortada,işçininde ,esnafın zati durumu o kadar iyi değil,asgari ücret 1300 net ise adam kiramı verecek ,yoksa benzin parasımı,toplu taşımacılık bence çözüm o da elektrikli olacak,benzin dışardan geliyor, ben istanbulu baz alıyorum ,istanbulda özel araç çok fazla kesin toplu taşımacılığa yönelinecek,hükümeti tanımam muhalefetide tanımam ,benim siyaset üstü anlayışım vardır o da tam bağımsız milli duruştur.

milli duruş

1-petrol çıkaracan
2-gaz çıkaracan
3- kendi silahını yapacan
4- yüksek teknolojini yaratacan
5- natodan çıkacan
6- incirliği kapatacan
7- ağır sanayini geliştirecen motor yapacan
8- uzaya açılacan
9- füze rekabetinde en önde olacan
10-nükleer teknolojini yaratacan
11- herkese iş sağlayacan
12- türk parasını koruyacan
13- bankalara çeki düzen verecen bu konuda müracat prof. osman altuğdur
14- eğitimde bir numara olacan üretime yönelik eğitim yaptıracan
gençlerin yeteneğini keşfedecen