İstanbul'a su müjdesi.

Murat EVGİN

Forum Bağımlısı
Kayıt
9 Kasım 2004
Mesaj
976
Tepki
955
Şehir
İstanbul
İstanbul'un 2040 yılına kadar suyu garanti altın da..

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, su ihtiyacını karşılamak amacıyla DSİ tarafından Büyük Melen Projesi'nin birinci aşamasının başlatıldığını belirterek, "İstanbulluları suyuna kavuşturacağız. 20 Ekimde saat 16.59'da Melen'den Ömerli'ye su akacak" dedi.

Şu anda İstanbul'daki barajların doluluk oranının yüzde 26.5 seviyelerinde bulunduğuna ve baraj havzalarının İstanbul'un 1.5 yıllık su ihtiyacını karşılayacak kapasitede olduğuna dikkat çeken Topbaş, suya zam konusunda fazla su kullananlara yönelik bir zam düşünüldüğünü kaydetti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, dönemli su ihtiyacını karşılamak amacıyla DSİ tarafından Büyük Melen Projesi'nin birinci aşamasının başlatıldığını belirterek, "Bu hat önümüzdeki günlerde bitecek. Adım adım İstanbul'un su kaynağı geliyor. İstanbulluları suyuna kavuşturacağız. 20 Ekimde saat 16.59'da Melen'den Ömerli'ye su akacak" dedi.

Kadir Topbaş, Sakarya'nın Kocaali ilçesine bağlı Ortaköy beldesinde "Büyük Melen Suyu Projesi"ni basın mensuplarına tanıttı. İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural ve DSİ 14. Bölge Müdürü Cüneyt Gerek ile birlikte, Melen su alma yapısı, terfi istasyonu ve 6 pompa istasyonunu basın mensuplarına gezdirerek, proje hakkında bilgi veren Topbaş, Büyükşehir Belediyesi olarak İstanbul'u susuz bırakmamak için hummalı bir çalışma sürdürdüklerini kaydetti. Topbaş, İstanbul'un uzun dönemli su ihtiyacını karşılamak amacıyla DSİ tarafından Büyük Melen Projesi'nin birinci aşamasının başlatıldığını hatırlatarak, projenin bir bütün olarak 2009-2010 yıllarında tamamlanacağını, ancak İstanbul'un acil su ihtiyacını karşılamak üzere Melen ile Yeşilçay regülatörü arasına 105 kilometre boru hattı döşeneceğini ve buradan İstanbul'daki Ömerli Barajı'na su aktarılacağını ifade etti.

-"GÜNDE 750 BİN METREKÜP SU GELECEK"-"-

Ömerli Barajı'na ulaşacak 105 kilometrelik regülatörün 75 kilometresinin tamamlandığını dile getiren Topbaş, 'Bu hat önümüzdeki günlerde bitecek. 2 bin personel, 691 iş makinesi, gece-gündüz, 3 vardiya halinde hummalı bir çalışma sürdürüyor. Adım adım İstanbul'un su kaynağı geliyor. İstanbulluları suyuna kavuşturacağız. 20 Ekimde saat 16.59'da Melen'den Ömerli'ye su akacak. Günde 750 bin metre küp su gelecek" diye konuştu.
Topbaş, DSİ'nin 1. etabı tamamlaması ile birlikte, ilk etapta İstanbul'a yılda 268 milyon metre küp su verileceğini, ikinci ve üçüncü aşamalar tamamlandığında ise yılda 1 milyar 180 milyon metre küp suyun temin edilebileceğini vurguladı. Topbaş, böylelikle İstanbul'un 2040 yılına kadar olan su ihtiyacının karşılanacağını belirtti.

Topbaş, Avrupa yakasının su ihtiyacını karşılamak için de Boğaz Geçişi Projesi'ni başlattıklarını belirterek, projenin ihalesinin yapıldığını ve temelinin atıldığını kaydetti. Boğaz Geçiş Projesi ile Melen Çayı projesinin eş zamanlı olarak tamamlanacağını dile getiren Topbaş, 2.5 metre çapında çelik boruların döşeneceği ve 2 bin 500 metre deniz geçişini kapsayan projenin 32 milyon YTL'ye mal olacağını söyledi.

-"BARAJLARIN SU SEVİYESİ YÜZDE 26.5"-

Şu anda İstanbul'daki barajların doluluk oranının yüzde 26.5 seviyelerinde bulunduğuna ve baraj havzalarının İstanbul'un 1.5 yıllık su ihtiyacını karşılayacak kapasitede olduğuna dikkat çeken Topbaş, Melen Projesi'nin tamamlanması halinde İstanbul'un yıllık su tüketiminden daha fazla su kaynağına kavuşmuş olacağını bildirdi.
Topbaş, Büyük Melen Çayı'nın su seviyesinin azalması veya çayın tamamen kuruması yönündeki endişelerin hatırlatılması üzerine ise, böyle bir olasılığın bulunmadığını, olsa bile 55 milyon metre küp su hacmine sahip Hasanlar Barajı'ndan su alınabileceğini ifade etti.
Döşenen boruların depreme dayanıklı olduğunu ve olası bir deprem halinde içme suyunun zarar görmeyeceğini belirten Topbaş, DSİ tarafından yürütülen Melen Projesi'ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak 190 milyon YTL kaynak ayrıldığını vurguladı.

Kaynak : haberx
 
  • Beğen
Tepkiler: Lütfü Çolak
Scudo

Lütfü Çolak

Forum Bağımlısı
Kayıt
15 Eylül 2004
Mesaj
1.249
Tepki
1.811
Şehir
İstanbul
aslında bu tip haberler reklam kokan haberlerdir.
zira vakti zamanında ıstıranca dağlarından gelen sular içinde benzer ifadeler söylenmişti...
nerede o derelerin suları? uçtu gitti...

çarpık ve düzensiz yerleşme, kaçak su kullanımı, artan nufus, su havzalarına yerleşim ve hepsinden önemlisi bilinçsiz su harçamaları devam ettiği sürece fırat ve dicleyide istanbula bağlasalar, deniz suyundan içme suyuda üretseler hikaye...

unutulmamalıki tabiat kendi dengesini kurmuştur.
binlerce, yüzbinlerce yıldır süregelen bir düzeni kendi ellerimizle bozuyoruz.
sonrada küresel ısınma sonucu yağmur yağmadı, suyumuz azaldı diyip işin içinden çıkıyoruz.

neyse fazla dolmuşum galiba bu konu uzar gider. :)

son olarak yeri gelmişken okunması gerektiğini düşündüğüm bir yazı ekliyeyim...

bilgi için teşekkürler Murat...


Herkes yaşadığı kadar konuşsun...
575 milyon yıl öncesinden beri her gün 1 saniyelik dünya fotoğrafı çekilseydi ve bunları uç uca ekleseydik elimizde 365 günlük bir film olacaktı. ve biz bu 365 yıl sürecek olan filmi seyretmeye başlasaydık;

Ocak, Şubat, Mart aylarında hiçbir değişiklik göremeyecektik,

Nisan ayında tek hücreli canlıların ortaya çıkışını görecektik,

Mayıs ayında sudaki ilk omurgalıları görürüz,

Haziran- Temmuz ayında yeşil bitkiler oluşmaya başlar,

Ağustos ayında sürüngenlerin çıkışını görürüz,

Eylül-Ekim aylarında dinazorları görürüz,

Kasım-Aralıkt'a Memelileri görürüz,

31 Aralık saat 12.00'da yani bu bir yıllık filmin bitmesine 12 saat kala ilk insan Homo Sapiens'i görürüz,

31 Aralık saat 23.00'da Mağara resimlerini ve düşünen Neodentral insanı görürüz,

31 Aralık saat 23.50'de Uygarlıkları görmeye başlarız,

31 Aralık saat 23.59.17'de yani filmin bitmesine 43 salise kala İsa'nın doğumunu görürüz,

31 Aralık 23.59.59'da yani filmin bitmesıne bir salise kala insanın Aya çıkışını görürüz.

Bütün bunları değerlendirdiğimizde bu 365 gün süren filmin sadece 12 saatlik bölümünde insaoğlu denen canlıyı görürüz. Biri bize "herkes yaşadığı kadar konuşşun" deseydi her halde insanlığa susmak kalırdı.


(link)