nuhcan
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 2 Nisan 2007
- Mesaj
- 2.036
- Tepki
- 812
- Şehir
- istanbul / kadıköy
- İsim
- nuh can
23 Nisan'da ne yapalım dedik MSD_57 ile, onun önceden bir fikri vardı. Kartepe'ye tırmanış fikri...
O zaman fırsat bu fırsat, haydi hareket edelim dedik.
MSD_57 ile sabah saat 7:00'da göztepe-D100 kavşağında buluştuk ve yolculuk başladı...
Hızlı bir tempo ile önce minibüs yolu, ardından Erenköy üzerinden Bağdat caddesi ve sahil yolu...
Sahilden ortalama 30 km hızla, hiç durmaksızın Tuzla istasyona vardık...
MSD_57 maşallah iyi kondisyon yapmış, benden de 10 yaş genç olunca ona ayak uydurmak benim için biraz zor oldu. Bu nedenle D100'e girmeden önce 5-10 dakikalık kısa bir mola verdik.
Tuzla'ya varışımız 38 km, 1:30 saat...
Hemen peşinden D-100'e çıktık. Hereke'ye kadar anlatacağı tek şey Dilovası'na inişti. Çok güzel bir iniş oldu, hız olarak 60 km üstünde iniş yaptık...
Hereke'ye gelince sahil yoluna girdik ve kısa bir mola daha verdik. İşte marmara denizi...
(link)
Hereke'den direkt hareketle, sahile paralel bir şekilde, sanayi bölgelerini geçerek İzmit'e vardık. Tam olarak 100 km olmuştu. Ortalama hızımız ise 25 km...
İzmit girişinde kısa bir mola daha verdik. Aslında bu molalar biraz da benim zorumla oldu. Dediğim gibi; MSD_57'nin tempoya ayak uydurmak beni zorladığı için bu molalara ihtiyacım vardı.
İzmit'ten (evdekilere hediye amaçlı) pişmaniyelermizi çantaya attıktan sonra tekrar yola koyulduk. Ancak bir durum ile karşılaştık ki, resimlere bakıp durumun vahimiyetini siz değerlendirin...
(link)
(link)
(link)
Bu mazgallardan birine yaklaştığımızda ben MSD_57'in tam arkasındaydım. MSD_57 mazgalı görünce kenara çekildi, eğer ki biraz dikkatsiz olsam,(Elhamdulillah, Rabbim korudu) yaklaşık 30 km hız ile muhtemelen takla atacaktım. Çünkü tekerleğin burayı geçmesi neredeyse imkansız...
İlgililere de bu resimleri ve yazıyı göndermeyi düşünüyorum.
Neyse; MSD_57 ile yaptığımız kısa bir yol istişaresi sonucu Paralı yol üzerinden yola devam etmeye karar verdik. Her ne kadar gişelerden geçişte tedirgin olsak da hızlı bir şekilde otoyolun emniyet şeridine giriş yaptık. Belki riskliydi ama emin olun D100'den daha az risk olduğu kesindi. Neredeyse 1 şeride yakın emniyet şeridinden yan yana seyahat ettik.
(link)
yaklaşık 30 km otoyoldan devam ettikten sonra (kısa bir mola ile beraber) küçük bir aralıktan otoyaldan çıkıp Sapanca'dan evvel Kartepe-Maşukiye yan yoluna geçiş yaptık. Tabii ki yeşillik ve doğa bizi bekliyordu...
(link)
Şimdi ilginç bir kare görüceksiniz. Tanıyanların malumudur, MSD_57 kask kullanmayı pek sevmez. Nitekim dün de bir süre kullandıktan sonra çıkarttı ve kaskı değişik amaçlarla kullanmaya başladı. İşte maden suyu şişesi taşıyıcı olan model...
(link)
Yakında kaskın içine çiçek ekmeyi de düşünüyormuş. Baklım kafasına takmak dışında başka neler icat edecek!
(link)
(link)
(link)
Biraz ters istikametten /(geri dönüş gibi yani) yola devam ederek Maşukiye beldesine giriş yaptık...
(link)
Ondan sonra sıkı bir tırmanış var. Yaklaşık 2 km komple tırmanış ve eğim 40 derece'ye yakın...
Tabii ki MSD_57 bastı gitti, ben tırmanma vitesim ile beraber sakin sakin, ancak hiç durmadan (o kadar da değil, yoruldum ama bizim de bir karizmamız var, inip de elde çıkartacak halim yok bisikleti...) çıkışımı tamamladım...
Hemen MSD_57'nin bildiği restorana yol aldık ve siparişlerimizi verdik. İşte bulunduğumuz yerden görüntüler...
Varış 143 km.
Sürüş süresi 6saat 45 dakika
Genel varış zamanı 16:00
Ortalam hız 21.20
Maksimum 66.20
(link)
(link)
(link)
(link)
Yemekleri yedikten sonra (elhamdulillah) dönüşe başlıyoruz ve çıktığımız yokuşu yaklaşık 30-40 saniye içerisinde iniyoruz... (Hayat ne enteresan değil mi, hep zorlukla kazanıp, kolaylıkla harcıyoruz...)
Bu arada Kartepe zirve hayallerimizi bir sonraki denemeye erteliyoruz. Bu erteleme biraz da benim yüzümden oluyor. Çünkü açıkçası gözüm almadı.
Hızlı bir şekilde, sora sora Derbent tren istasyonuna, Adapazarı-Haydarpaşa trenini yakalamak için pedallıyoruz. İşte yolculuk görüntüleri...
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Biletleri istasyon gişesinden alamadığımız için (çünkü mesai bitmiş) tren görevlisi bize bilet veriyor...
(link)
son kare
(link)
Bundan sonra Söğütlüçeşme istasyonunda indik. Hemen peşinden ben eve gittim, MSD_57 ise Sportsman'in Büyük Çamlıca organizasyonuna katılmaya gitti...
Kısaca güzel bir gezi oldu. İnsanın gücünün sınırlarını zorlaması ayrı bir tad veriyor. Hele bir de yanında kafa dengi birisi varsa gezinin tadı ayrıca bir katlanıyor...
Herşey için teşekkürler MSD_57, bir hatamız olduysa (olmadıysa da) hakkını helal et. Benden de helal olsun...
Bize böyle hoş bir günü kazasız-belasız yaşama fırsatı verdiği için de Yüce Yaratan'a sonsuz şükürler olsun...
O zaman fırsat bu fırsat, haydi hareket edelim dedik.
MSD_57 ile sabah saat 7:00'da göztepe-D100 kavşağında buluştuk ve yolculuk başladı...
Hızlı bir tempo ile önce minibüs yolu, ardından Erenköy üzerinden Bağdat caddesi ve sahil yolu...
Sahilden ortalama 30 km hızla, hiç durmaksızın Tuzla istasyona vardık...
MSD_57 maşallah iyi kondisyon yapmış, benden de 10 yaş genç olunca ona ayak uydurmak benim için biraz zor oldu. Bu nedenle D100'e girmeden önce 5-10 dakikalık kısa bir mola verdik.
Tuzla'ya varışımız 38 km, 1:30 saat...
Hemen peşinden D-100'e çıktık. Hereke'ye kadar anlatacağı tek şey Dilovası'na inişti. Çok güzel bir iniş oldu, hız olarak 60 km üstünde iniş yaptık...
Hereke'ye gelince sahil yoluna girdik ve kısa bir mola daha verdik. İşte marmara denizi...
(link)
Hereke'den direkt hareketle, sahile paralel bir şekilde, sanayi bölgelerini geçerek İzmit'e vardık. Tam olarak 100 km olmuştu. Ortalama hızımız ise 25 km...
İzmit girişinde kısa bir mola daha verdik. Aslında bu molalar biraz da benim zorumla oldu. Dediğim gibi; MSD_57'nin tempoya ayak uydurmak beni zorladığı için bu molalara ihtiyacım vardı.
İzmit'ten (evdekilere hediye amaçlı) pişmaniyelermizi çantaya attıktan sonra tekrar yola koyulduk. Ancak bir durum ile karşılaştık ki, resimlere bakıp durumun vahimiyetini siz değerlendirin...
(link)
(link)
(link)
Bu mazgallardan birine yaklaştığımızda ben MSD_57'in tam arkasındaydım. MSD_57 mazgalı görünce kenara çekildi, eğer ki biraz dikkatsiz olsam,(Elhamdulillah, Rabbim korudu) yaklaşık 30 km hız ile muhtemelen takla atacaktım. Çünkü tekerleğin burayı geçmesi neredeyse imkansız...
İlgililere de bu resimleri ve yazıyı göndermeyi düşünüyorum.
Neyse; MSD_57 ile yaptığımız kısa bir yol istişaresi sonucu Paralı yol üzerinden yola devam etmeye karar verdik. Her ne kadar gişelerden geçişte tedirgin olsak da hızlı bir şekilde otoyolun emniyet şeridine giriş yaptık. Belki riskliydi ama emin olun D100'den daha az risk olduğu kesindi. Neredeyse 1 şeride yakın emniyet şeridinden yan yana seyahat ettik.
(link)
yaklaşık 30 km otoyoldan devam ettikten sonra (kısa bir mola ile beraber) küçük bir aralıktan otoyaldan çıkıp Sapanca'dan evvel Kartepe-Maşukiye yan yoluna geçiş yaptık. Tabii ki yeşillik ve doğa bizi bekliyordu...
(link)
Şimdi ilginç bir kare görüceksiniz. Tanıyanların malumudur, MSD_57 kask kullanmayı pek sevmez. Nitekim dün de bir süre kullandıktan sonra çıkarttı ve kaskı değişik amaçlarla kullanmaya başladı. İşte maden suyu şişesi taşıyıcı olan model...
(link)
Yakında kaskın içine çiçek ekmeyi de düşünüyormuş. Baklım kafasına takmak dışında başka neler icat edecek!
(link)
(link)
(link)
Biraz ters istikametten /(geri dönüş gibi yani) yola devam ederek Maşukiye beldesine giriş yaptık...
(link)
Ondan sonra sıkı bir tırmanış var. Yaklaşık 2 km komple tırmanış ve eğim 40 derece'ye yakın...
Tabii ki MSD_57 bastı gitti, ben tırmanma vitesim ile beraber sakin sakin, ancak hiç durmadan (o kadar da değil, yoruldum ama bizim de bir karizmamız var, inip de elde çıkartacak halim yok bisikleti...) çıkışımı tamamladım...
Hemen MSD_57'nin bildiği restorana yol aldık ve siparişlerimizi verdik. İşte bulunduğumuz yerden görüntüler...
Varış 143 km.
Sürüş süresi 6saat 45 dakika
Genel varış zamanı 16:00
Ortalam hız 21.20
Maksimum 66.20
(link)
(link)
(link)
(link)
Yemekleri yedikten sonra (elhamdulillah) dönüşe başlıyoruz ve çıktığımız yokuşu yaklaşık 30-40 saniye içerisinde iniyoruz... (Hayat ne enteresan değil mi, hep zorlukla kazanıp, kolaylıkla harcıyoruz...)
Bu arada Kartepe zirve hayallerimizi bir sonraki denemeye erteliyoruz. Bu erteleme biraz da benim yüzümden oluyor. Çünkü açıkçası gözüm almadı.
Hızlı bir şekilde, sora sora Derbent tren istasyonuna, Adapazarı-Haydarpaşa trenini yakalamak için pedallıyoruz. İşte yolculuk görüntüleri...
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Biletleri istasyon gişesinden alamadığımız için (çünkü mesai bitmiş) tren görevlisi bize bilet veriyor...
(link)
son kare
(link)
Bundan sonra Söğütlüçeşme istasyonunda indik. Hemen peşinden ben eve gittim, MSD_57 ise Sportsman'in Büyük Çamlıca organizasyonuna katılmaya gitti...
Kısaca güzel bir gezi oldu. İnsanın gücünün sınırlarını zorlaması ayrı bir tad veriyor. Hele bir de yanında kafa dengi birisi varsa gezinin tadı ayrıca bir katlanıyor...
Herşey için teşekkürler MSD_57, bir hatamız olduysa (olmadıysa da) hakkını helal et. Benden de helal olsun...
Bize böyle hoş bir günü kazasız-belasız yaşama fırsatı verdiği için de Yüce Yaratan'a sonsuz şükürler olsun...