İstanbul-İzmir Turu Günlüğü (6. gün)

aysepr

Üye
Kayıt
1 Haziran 2005
Mesaj
34
Tepki
6
Şehir
İstanbul/ Maltepe
25 Haziran 2005 - 6. ve son gün - Bademli Köyü – Foça
Saat daha 5’e gelmeden uyanıyorum. Bugün turun son günü, zaman ne çabuk da akıp geçmiş. Daha dün başlamış gibiyiz ama öte yandan gittiğimiz tüm köyler, isimler birbirine girmiş durumda. Acaba ömrümü bisikletin tepesinde dünyayı gezerek geçirmeyi ister miydim, sorusunu kendime ciddi olarak soruyorum. Çadırı toparlarken, işin artılarını eksilerini kafamda toparlamaya çalıştım. Şimdi bu satırları yazarken de hala düşünüyorum ve sanırım, cevabım “evet”.

Sinekler tarafından bacağımda tadına bakılmayan çok az yer kalmıştı ki saat 6:15'i gösterirken hepimizi etkileyen bu balıkçı köyünden ayrılıyoruz. Kıyıya paralel gittiğimiz ve bol bol tırmandığımız virajlı bir yoldan sonra Çandarlı’ya varıyoruz. Çandarlı’ya gelirken tepelerin eteklerine yapılmış sevimsiz binalar -yazlık dedikleri- oldukça dikkat çekici. Yan yana dizilmiş bu beton yapılarda insanlar neden yaşamak ister, pek anlamış değilim... Dükkanının önünü süpürmekle meşgul bir bayanın yanında duruyoruz ve bize harika bir kahvaltı tabağı hazırlıyor. Fırından yeni çıkmış pideleri Bülent beğenmese de ben tereyağı ve balla harika buldum. Şimdiye kadar yaptığımız en lüks kahvaltının ardından sahilde yeni doğan güneşin altında kemiklerimi ısıttıp, yüzümü güneşle ıslatıyorum. Ardından 14. yüzyıla ait, Cenevizlilerden kalma kaleyi gezmeye gidiyoruz ama kapalı, içine bakma şansımız olmuyor.

Bu denizi güzel kasabadan ayrılarak Çandarlı’yı İzmir yoluna bağlayan ana yola varmak için rüzgara karşı 11 km pedal çeviriyoruz. Yol ayrımına geldiğimizde Bülent bir ara "Ben Bergama’ya geçeyim", dese de bizimle Foça’ya kadar gelmeye karar veriyor ve hep birlikte 22 km’lik hafif inişli-çıkışlı, araçlı bir yolda pedalladıktan sonra kendimizi Aliağa Öğretmen Evi’nin bahçesine atıyoruz. “Öğle molasını burada verelim” diye konuşurken, kimsenin aç olmadığını ve bir an önce Foça’ya varmak isteğimizi fark edince tekrar yola çıkıyoruz. Bu arada Bülent, fikrini değiştirerek direkt İzmir’e gideceğini söylüyor (80km). Bir gün tekrar birlikte pedallamayı dileyerek ve fotoğrafları için bir kez daha teşekkür ederek vedalaşıyoruz.

Böylece turun ilk gününe dönmüş olduk, sadece ben ve Yasin kaldık. Yeni Foça’yı gösteren tabelaya kadar pürüzsüz bir asfaltta yol alıyoruz, oldukça keyifli ama bir yandan da yanımızdan hızla geçen araçlar nedeniyle tehlikeli bulduğum bir yol. Tabeladan sağa döndüğümüzde, darlaşan yolda korkunç bir kamyon kalabalığı bizi karşılıyor. Hava da çıkan dumanlarla bir o kadar kötü. Burası geniş bir sanayi bölgesi. Yol boyu, burada çalışan insanların sağlık durumu nasıl acaba diye düşünmeden edemiyorum. Gün boyu o pis havayı soluyarak çalışanlar ile Akliman’da görev yapan jandarmaları kıyaslayıp duruyorum...

Bu bölgeden kurtulduktan sonra tekrar tarlaların ve ağaçların arasından ilerleyerek Yeni Foça’ya varıyoruz. Kasabaya girer girmez dikkatimi çeken genç erkek sayısının çokluğu oluyor, öyle tahmin ediyorum ki yakınlarda bir askeriye var. Güneşlenen, denize girip çıkan insanlarla dolu olan bu kalabalık sahil kasabası, eski taş evleriyle de dikkat çekici. Kendimize yemek yiyecek uygun bir yer bulmak için askerlerin arasında epey dolandıktan sonra “Veli Usta Orfoz” restorantta balık yemeye oturuyoruz. Kızartılmış harika barbunları yedikten ve üstüne bir de çayımızı yudumladıktan sonra çok oyalanmadan tekrar yola çıkıyoruz.

Yeni Foça’yı Foça’ya bağlayan yolda uzun ve dik 3-4 yokuş bulunuyor ama sağınızdaki deniz manzarası harika!. Yeni Foça’dan su almayı unutmuşuz, yokuşlar zorlu ve suyumuz bitmek üzere. Üstelik keskin virajlardan oluşan bu yolda çeşme de yok. Sağlam yokuşlardan birinin sonunda manzarayı seyreden bir aileden su istiyor ve Yasin’i bekliyorum. İçimden “geç kaldı, yolda susuzluktan fenalaştı mı” diye geçirirken önce kaskı ve sonra kendisi görünüyor. O da yolda giden bir arabadan su rica etmiş. Yol arkadaşını beklerken birden ortaya çıktığını görmek insana garip bir güven ve yalnız olmadığın hissini veriyor.

Foça’ya giden 22 km’lik bu zorlu yol güzel bir final oluyor bizim için. Saat 18 civarı Foça’ya varıyoruz. Burası taş evleri, rahat insanları, sevimli dükkanları ve kafeleri ile neşeli bir yer...

Böylece turumuz sona eriyor. Farkına bile varamadığımız 6 gün ne de çabuk geçti. 20:30 İzmir otobüsüne bisikletleri atıyoruz, taka bir otobüsün koltuğunun bu kadar rahat geleceğini hiç düşünmemiştim...

“Bir yeri keşfetmenin en güzel yolu bisikletle gitmektir” sözü benim için tam bir gerçeklik kazanıyor. Seneye Karadeniz turu düşünüyorum, şimdiden duyurulur :)



6. günün sonu:
Toplam: 101 km
Ortalama hız: Bilinmiyor :D

Tur toplam km: 646 km


Sevgiler,

Aklınızdan bisiklet, ayağınızdan pedal hiç eksik olmasın :)

Ayse
 
Scudo

fangornents

Aktif Üye
Kayıt
13 Temmuz 2005
Mesaj
126
Tepki
84
Şehir
gültepe / istanbul
:rolleyes: yazınıza, fotoğraflarınıza, paylaşımınıza, ve dileklerinize çoook teşekkürler :D
 

SUPERMAN

Üye
Kayıt
13 Nisan 2005
Mesaj
15
Tepki
0
Şehir
İSTANBUL
Bravo ArkadaŞlar Tek Kelİmeyle Mukemmelsİnİz Bir Dahakİ Tura Katilmak Dilegiyle
 

Admin

Yönetim Kurulu
Kayıt
5 Eylül 2004
Mesaj
1.737
Tepki
2.903
paylaşımınız için çok çok teşekkürler..sizlerinde ayağınızdan pedal hiç eksik olmasın ;)
 

Gunesak

Aktif Üye
Kayıt
5 Aralık 2005
Mesaj
119
Tepki
224
Şehir
Ankara
Çok güzel bir tur olmuş. Turda yaşananlar kadar bunun anlatımı da çok güzel. Sade, samimi ve derli toplu. Yazım dünyasına yabancı olmayan bir elden çıkmışa benziyor. Tebrik ediyor, turların ve yazıların devamını diliyoruz.