İnsan Odakli Şehirler ve Bisiklet Kültürü

Gunesak

Aktif Üye
Kayıt
5 Aralık 2005
Mesaj
119
Tepki
224
Şehir
Ankara
Arkadaşlar.
Aşagıdaki videoda insan odaklı şehir kavramından bahsedilmiş ve bunlara en güzel örneği teşkil eden Amsterdam, Kopenhag, Houten, Bogota gibi şehirlerin nasıl aşamalardan geçerek insan odaklı şehirler haline getirildiğinden bahsedilmiş. Bu şehirlerin adım adım araç trafiğinden arındırılıp yaya ve bisiklet kullanımına nasıl açıldığını bu şehirlerin yetkilileri açıklamış. Bu şehirlerde yaşayan insanların görüşlerine yer verilmiş. Videoda, ekonomik olarak son derece gelişmiş olan bu ülkelerin insanlarının neden bisiklet kullanımını tercih ettiklerini, bisikletin şehir kültürüne entegre olarak şehir yaşantısının nasıl vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini çok güzel görüntüler eşliğinde göreceksiniz. Bisikletin, insanları nasıl eşitleştirdiğinin, hayatı nasıl demokratikleştirdiğinin ve insanları nasıl şehirli yaptığının ipuçlarını bu videoda görme şansına erişeceksiniz.
Bisiklet ve şehir hayatı konusunda uzun zamandır düşüncelerimle bu kadar örtüşen ve hislerime bu denli tercüman olan bir çalışmaya rastlamamıştım. Konuyu sizlerle de paylaşmak istedim. Kafalarda daha çok şeylerin değişmesi gerekiyor ama umarım bir gün bizler de böyle şehirlerde yaşama şansına ulaşırız.

(link)
 
Scudo

oktays

Üye
Kayıt
27 Temmuz 2007
Mesaj
36
Tepki
47
Şehir
İstanbul
Öncelikle paylaşım için teşekkürler. Bu film televizyon kanallarında gösterilmeli; belki bazı valilerin, belediye başkanlarının -en önemlisi, otomobili uygarlık sanan bazı vatandaşlarımızın- ilgisini çeker.

Dikkat ettiniz mi, bu şehirlerde gökdelenler, şehrin ortasından geçen otoyollar, evlerin üstünden yada penceresinin önünden geçen köprüler yok. Kopenhag'ta nüfusun %33'ü günlük yaşamında bisiklet kullanıyormuş. Adamların kişi başına milli gelirleri, belki bizimkinin on katı. Hollanda'da 17.000 km bisiklet yolu varmış. Ülkenin nüfusu İstanbul'unki kadar. Bizim BB'nin 600 km'lik bisiklet yolu projesi yılan hikayesi oldu, sonunda da kadük.

Bizim yöneticilerimiz, halâ, araba yolu, kavşak, üçüncü köprü yaparak trafik sorununu çözmeye çalışıyorlar. Tabii bunda halkımızın katkısını unutmamak lâzım. Hafta sonu hava güzel olunca insanlarımız -çocuk, köpek yerine- Bağdat Caddesinde yada Boğaz'da araba gezdirmeye çıkıyorlar.

Cep telefonuyla, 4x4'lerle medeni (kentli) olunmuyor; onlar bedevilerde de var.
 

Murat CER

Forum Bağımlısı
Kayıt
11 Ekim 2004
Mesaj
2.047
Tepki
1.134
insan odaklı şehir..
o nasıl bir şey ki?
biz şimdiye kadar yaşadığımız beton yığınları arasında ranttan başka odak göremedik maalesef.

paylaşım için teşekkürler.
 

Mustafa İçdağ

Forum Bağımlısı
Kayıt
21 Temmuz 2007
Mesaj
1.277
Tepki
3.323
Şehir
Kadıköy, İstanbul
Öncelikle günesak' ın paylaşımları için teşekkürler.

İnsan odaklı şehirler; mimar Mies van der Rohe' de çevre düzenlemesi ve şehir planlamalarında bu odaktan bahsetmiştir 1940'larda. Ne yazıkki 2000'lerin Türkiyesinde çevre planlama mimarlarımızın tek odağı dev alışveriş merkezlerini
nasıl şehirin göbeğine oturttururuz'da. Tabiiki onlarında bir düşündükleri var!
Şimdi, cep tel.+ dört çekerli tüketiciyide insaf, benzin pahalı, uzağa ne gerek var, indir yeşil alanı, dik binayı, yayıl otoparkı, yerleştir palmiyeyi, çevre düzenlemeside tamamdır.
Sosyologların Türkiyedeki büyük şehirleşmeye getirdikleri benim ilgimi çeken iki ortak genel cevap var.
1) Türkiye avrupanın -amerikanın 1900 başlarında yaşadığı sanayi devrimini
yaşamadı.
Bu öyle bir dinamik'ki avrupa ülkelerinin insanını, sınıf sistemini 40-50
yıllık periodta kökünden değiştirip, günümüz avrupasını oluşturdu ve bu değişim sırasında iki büyük dünya savaşı bizzat bu topraklarda sıcağı sıcağına yaşandı.

2) Türkiye toprakları üzerinde II Dünya Savaşının sıcak yaşanmaması ( sakın bu yaşanmalıydı alınmasın, bunlar bir analiz sadece)
I dünya savaşı takibi, II dünya savaşı avrupa ülkelerinin büyük şehirlerini ve insanını okadar büyük bir yıkıma getirdiki, yine bu yıkımı yaratan insanlar sonunda sosyal bilinci, yapıcı olmakla buldular. Günümüz avrupa şehirlerinin
1945 den bu yana tekrar oluşumlarında bu sosyal bilincin büyük önemi var bence.

Bizlerde endüstri devrimini, geçte olsa "rant odaklanması" ile yakalamaya çalışıyoruz.