Ahmet Can Yakışır
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 8 Kasım 2008
- Mesaj
- 749
- Tepki
- 1.137
- Yaş
- 38
- Şehir
- Maltepe / İstanbul
- Bisiklet
- Sedona
Gördüğüm kadarıyla herkes, yolda aniden karşılarına çıkan abuk subuk tehlikelerden şikayetçi. Yakın zamanda birçok üyemizden farklı kaza haberleri geldi; Konya'daki mobese kameralarının kaydettiği kaza görüntüleri ise beni hepten düşünmeye itti. Bu konuda ne yapabileceğimi düşündüm ve sonunda ileri sürüş teknikleriyle ilgili alıştırmalar içeren bir rehber hazırlamaya karar verdim. Rehberin tamamını yazmak birkaç günümü aldı ve sonuçta epey uzun bir metin ortaya çıktı, hatta halen tam olarak bitmiş değil. Bu yüzden ben de parçalara bölerek yazı dizisi halinde yayınlamayı daha uygun gördüm. Her bir konuyu 1-2 gün arayla yayınlamayı düşünüyorum; böylece sizler de teorik olarak sunacağım bilgileri bizzat deneyip pratiğe döktükten sonra tecrübelerinizi paylaşabilir ve bir eksiğim varsa tamamlayabilirsiniz hatta bazı konularda sunacağım önerileri de tartışmaya açabiliriz, böylece yapılacak en doğru şeyleri belirlemiş oluruz.
Yazı dizisinin ilk konularında; zor anlarınızda ölümle yaşam arasındaki çizgiyi kalınlaştırarak hayatınızı kurtarabilecek çeşitli ekstrem sürüş tekniklerini okuyacaksınız. her birini boş zamanlarınızda uygun alanlara giderek deneyebilir, ve belli bir ustalık kazandıktan sonra gelecekte karşılaşacağınız tehlikeleri kolaylıkla bertaraf edebilirsiniz. Yine de belirtmek zorundayım ki; bahsedeceğim teknikleri çalışırken de bir miktar riske girmek durumundasınız. mesela hayatında hiç ön fren kullanmamış biri, ilk konu olan panik freni çalışırken takla atabilir. durduk yere başınıza iş almak istemiyorsanız, lütfen alıştırmaları yaparken dikkatli davranın ve acele etmeden, yavaş ve kalıcı bir şekilde öğrenin. Yazı dizisinde geçecek tekniklerin tamamını öğrendiğinizde kaza yapma riskiniz oldukça azalacaktır, ancak yine de bazen hiç bir teorik ve pratik bilgi maalesef kazanın önüne geçemiyor. bu nedenle siz yine de her zaman kaskınızı takın, hiç bir şeyi güvenliğinizden daha çok önemsemeyin, ve gözünüzü yoldan ayırmayın herkese güvenli pedallamalar diliyor ve ilk konudan başlıyorum:
PANİK FREN
sürüş rehberimizde ilk durağımız, panik fren. bu yöntemin amacı; frenlerimizin performansını en üst düzeyde ortaya koymalarını sağlayarak, düz bir çizgi boyunca mümkün olan en az sürede ve en kısa mesafede durmak. öncelikle frenlerinizin iyi durumda olduğundan mutlaka emin olun; zira kask, eldiven, dizlik vb. malzemelerden de önce gelen güvenlik ekipmanlarıdır frenlerimiz. v-fren kullanıyorsanız tekerleklerinizin akortu her zaman tam olsun ve kaliteli pabuç kullanın. disk frenler için ise 8-10 TL'ye satılan temizleyicilerle rotorunuzun (diskinizin) ve balatalarınızın bakımlarını mutlaka aksatmadan yapın. ayrıca hidrolik frenler için de; hava yapmaya ve yağ kaçaklarına karşı mutlaka düzenli olarak sisteminizi kontrol edin ve bakımlarınızı aksatmayın. bugün üşeneceğiniz bir bakımın, yarın hayatınıza mal olabileceğini asla aklınızdan çıkarmayın. bisikletinizin herhangi bir parçasındaki ufak tefek arızaları idare edebilirsiniz, ancak fren arızası affetmez; unutmayın.
Şimdi frenlerinizin gayet iyi durumda olduğunu varsayarak, ön ve arka fren için ayrı ayrı yapılacak egzersizi anlatıyorum:
ön fren: daha önce takla atmış olanlar iyi bilir; ön freni sıkarken dikkat etmeniz gereken bir kritik nokta vardır. bu kritik nokta; düz çizgi halinde ilerlerken arka tekerleği havalandıran, virajda ya da kaygan zeminde ise ön tekerleğin kaymasına sebep olan fren kuvvetidir. işte amacımız, bu kritik noktayı yakalamak ve geçmemek. alıştırmaya başlamak için, elbette düz bir yolda belli bir hıza çıkmaya ihtiyacınız var. yeterince yüksek olan bir hıza ulaştığınızda, iki freni birden hafifçe sıkmaya başlayın ve ön frene verdiğiniz kuvveti seri ama dikkatli bir şekilde arttırarak, arka tekerlekten gelecek "kaymaya başlama sesi"ni bekleyin. işte tam bu sesi duymaya başladığınızda; arka tekerleğin yerle teması o kadar azalmıştır ki, çok az bir fren kuvvetine rağmen kilitlenmeye zorlanmaktadır.
işte ön fren için kritik noktanız budur. bunu bir anlığına yakaladığınızda, sadece birkaç salise sonra arka tekerlekten gelen kayma sesinin kesildiğini farkedeceksiniz. bunun sebebi, bisiklet yavaşladıkça lastiklerin yere daha iyi tutunmasıdır. dolayısıyla hız azaldıkça kritik nokta daha ileriye kayar, siz de ön freni daha fazla sıkma imkanına sahip olursunuz. öyle ki; bisiklet durmak üzereyken ön freni neredeyse tüm gücünüzle sıksanız bile artık arkanın havalanma şansı yoktur. işte bu şekilde; yüksek hızdayken ön frene kontrollü bir kuvvet vererek kritik noktayı yakaladıktan sonra bisiklet yavaşladıkça kritik noktanın ilerleyişini takip edip, tam durma anında ise en yüksek kuvveti vererek en kısa fren mesafesini sağlayabilirsiniz. bu alıştırmayı 3-5 defa daha yaptığınızda, kritik noktayı çok daha iyi takip ettiğinizi farkedeceksiniz.
arka fren: ön fren ile kritik noktayı yakaladığınızda, fizik kanunlarından dolayı bisiklet üzerindeki ağırlığın yaklaşık %80'i ön tekerleğe binecektir. bu nedenle arka tekerlek üzerindeki ağırlık büyük ölçüde azalmaktadır. bu dengesiz ağırlık dağılımını yenmek için, öncelikle ağırlığınızı arkaya vermeniz gerekiyor. bunu da panik fren anında doğrulup dik durarak yapabilir, hatta ayağa kalkıp gövdenizi selenin arkasına geçirebilirsiniz. özellikle yokuş aşağı yapılacak frenlemelerde, bu hareket oldukça işe yarar. bu arada selenin arkasındayken fazla alçalmamaya da dikkat edin, hareket halindeki bir arka tekerleğin üzerine oturmayı kesinlikle istemezsiniz.
şimdi arka tekerlek üzerindeki ağırlığı arttırmış olduğumuza göre, arka lastiğimizi de frenlerimizle birlikte zorlayabiliriz. ne var ki arka frenin kritik noktası, ön frene göre çok daha anidir. ön fren hissettire hissettire kritik noktaya girerken, arka tekerlek bir anda kilitlenir. "nasıl olsa dümdüz gidiyorum, arka tekerlek de kilitleniversin ne olacak" diye düşünebilirsiniz. düşünmeyin öyle... çünkü kilitlenmiş bir tekerleğin yola tutunuşu, dönmekte olan bir tekerleğe göre çok çok azdır. o nedenle arka tekerleğin de her halukarda dönmeye devam etmesi gerekiyor.
ne var ki arka tekerleği tam kilitlenme sınırında tutmak kolay değildir ve beynimiz zaten ön freni ayarlamakla meşguldür, bu yüzden arka tekerlekte biraz daha farklı bir taktik uygulayacağız. bu taktik doğrultusunda, arka fren kolunu titreteceğiz. yani kritik noktayı yakaladığımız an arka freni biraz gevşetip, hemen arkasından tekrar sıkacağız ve kilitlenme gerçekleşirken tekrar bırakıp, tekrar sıkacağız. bu hareketi saniyede 2-3 defa yapmalıyız ki; otomobillerdeki ABS sistemine yakın bir etki gösterebilsin. bu arada kesinlikle yanlış anlaşılmasın; burada arka freni tamamen sıkıp tamamen gevşetmekten bahsetmiyorum. en gevşek bıraktığımız anda bile aslında epey bir sıkıyor olacağız, en çok sıktığımız anda ise kritik noktayı az birşey geçeceğiz. bu titreşimi yaparken de giderek daha fazla sıkacağız; böylece aynı ön frendeki gibi, bisiklet durmak üzereyken tamamen asılmış olacağız.
ön-arka fren kombinasyonu: şimdi iki freni birden kullanacak olursak; panik fren anına geçtiğimiz anda bizi dışarıdan izleyecek biri için şöyle bir durum olacak: aniden ortaya çıkan bir tehlike anında; popomuz seleden biraz kalkarak geriye kayıyor ve duruma göre selenin arkasına geçiyoruz. gövdemiz doğrularak dikleşiyor, kollarımız dışında bütün ağırlığımızı mümkün olduğunca gidondan uzak tutuyoruz. bu esnada parmaklarımız fren kollarını kavrıyor ve saliseler içinde önce sol el (ön freni tutan), hemen ardından da sağ el (arka fren) kritik noktasını buluyor. takip eden birkaç saniye boyunca sol el fren kolunu gittikçe daha fazla sıkarken, sağ elin parmaklarında aynı doz artışına ek olarak bir de gözle zor görülecek bir titreşim hareketi oluyor.
bütün bunları tam olarak seri bir şekilde yapabildiğiniz an, panik freni öğrenmişsiniz demektir. bu teknikle; kuru ve düz asfaltta, sıfır eğimde, saatte 40 km hızla giderken 3 saniye içinde durabilirsiniz. fren mesafesi hakkında net birşey söyleyemiyorum, açıkçası şimdiye kadar hiç elime mezurayı alıp da ölçme ihtiyacı hissetmedim. evde hesap makinesiyle yaptığım kısa ama karışık bir hesaptan sonra, 17-18 metre gibi bir sonuca ulaştım; ama siz yine de buna pek güvenmeyin. mesafeyi gerçekten ölçecek olursam videoya falan da çekerim zaten, orada daha güzel görürüz.
elbette hayat güneşli havalardan, yepyeni lastiklerden ve dümdüz asfaltlardan ibaret değil... farklı durumlarda, panik frenle ulaşacağınız en kısa fren mesafesi de farklı olacaktır. özellikle yeni başlayan yağış, bir yolun olabilecek en kaygan haline sebep olur; ona özellikle dikkat. yol suyu emdikten sonra ise yol tutuşunda bir miktar artış olur, ama siz yine de kendinizi kuru zeminde sanmayın.
şimdiye kadar hep düz çizgi halinde ilerleyen halimizden bahsettim, ama viraj içindeyken de buna ihtiyaç duyabilirsiniz tabi. öncelikle şunu belirteyim; kaptırmış gidiyorken hiç beklemediğiniz bir anda keskin bir virajla karşılaşırsanız, mümkünse frenlemenin tamamını viraja girmeden önce yapın. çünkü viraja bir kez girdiğinizde lastikler zaten yeterince zorlanıyor, ve fren yapma imkanınız çok daha az oluyor. yine de fren yapmak durumunda kaldınız diyelim... bir kere, normalde vereceğiniz fren kuvvetinin çok daha azına razı olmalısınız. onun dışında dikkat etmeniz gereken asıl şey; frenleme kuvvetini arka tarafa biraz daha ağırlıklı olarak vermek ve gidonu normalde kıracağınızdan daha az kırmak. çünkü virajdayken panik fren yapıp arka tekerleği kilitlediğimizde, arka tekerlek hafif hafif savrulacaktır. işte bu savrulmayı da gidonla dengeliyoruz. bu konuda daha ayrıntılı bilgi için; yanlama konusunu bekleyin. oradaki viraj alma altbaşlığını tamamen bu konuya ayırdım.
bu alıştırma sayesinde; yarın bir gün karşılaşacağımız bir tehlike anında hiç bocalamadan, güvenli bir mesafede durabiliriz. bu şekilde bile duramıyorsak da; kendimize bir çıkış noktası belirleyip, gerekli manevrayı yapmadan önce mümkün olduğunca yavaşlayabiliriz. bu tür durumlarda; önünüzdeki engele hızla yaklaşırken panik frenle mümkün olduğunca yavaşlayın, son ana kadar bekleyin, ve neredeyse çarpacak kadar yaklaştığınızda frenleri bırakıp gidonu kırarak manevranızı yapın. en güvenli kurtuluş yolu kesinlikle budur.
böylece en önemli tekniği anlatmış bulunuyor, ve yazı dizisinin bu kısmını burada noktalıyorum. okuduğunuz için çok teşekkür ederim...
Yazı dizisinin ilk konularında; zor anlarınızda ölümle yaşam arasındaki çizgiyi kalınlaştırarak hayatınızı kurtarabilecek çeşitli ekstrem sürüş tekniklerini okuyacaksınız. her birini boş zamanlarınızda uygun alanlara giderek deneyebilir, ve belli bir ustalık kazandıktan sonra gelecekte karşılaşacağınız tehlikeleri kolaylıkla bertaraf edebilirsiniz. Yine de belirtmek zorundayım ki; bahsedeceğim teknikleri çalışırken de bir miktar riske girmek durumundasınız. mesela hayatında hiç ön fren kullanmamış biri, ilk konu olan panik freni çalışırken takla atabilir. durduk yere başınıza iş almak istemiyorsanız, lütfen alıştırmaları yaparken dikkatli davranın ve acele etmeden, yavaş ve kalıcı bir şekilde öğrenin. Yazı dizisinde geçecek tekniklerin tamamını öğrendiğinizde kaza yapma riskiniz oldukça azalacaktır, ancak yine de bazen hiç bir teorik ve pratik bilgi maalesef kazanın önüne geçemiyor. bu nedenle siz yine de her zaman kaskınızı takın, hiç bir şeyi güvenliğinizden daha çok önemsemeyin, ve gözünüzü yoldan ayırmayın herkese güvenli pedallamalar diliyor ve ilk konudan başlıyorum:
PANİK FREN
sürüş rehberimizde ilk durağımız, panik fren. bu yöntemin amacı; frenlerimizin performansını en üst düzeyde ortaya koymalarını sağlayarak, düz bir çizgi boyunca mümkün olan en az sürede ve en kısa mesafede durmak. öncelikle frenlerinizin iyi durumda olduğundan mutlaka emin olun; zira kask, eldiven, dizlik vb. malzemelerden de önce gelen güvenlik ekipmanlarıdır frenlerimiz. v-fren kullanıyorsanız tekerleklerinizin akortu her zaman tam olsun ve kaliteli pabuç kullanın. disk frenler için ise 8-10 TL'ye satılan temizleyicilerle rotorunuzun (diskinizin) ve balatalarınızın bakımlarını mutlaka aksatmadan yapın. ayrıca hidrolik frenler için de; hava yapmaya ve yağ kaçaklarına karşı mutlaka düzenli olarak sisteminizi kontrol edin ve bakımlarınızı aksatmayın. bugün üşeneceğiniz bir bakımın, yarın hayatınıza mal olabileceğini asla aklınızdan çıkarmayın. bisikletinizin herhangi bir parçasındaki ufak tefek arızaları idare edebilirsiniz, ancak fren arızası affetmez; unutmayın.
Şimdi frenlerinizin gayet iyi durumda olduğunu varsayarak, ön ve arka fren için ayrı ayrı yapılacak egzersizi anlatıyorum:
ön fren: daha önce takla atmış olanlar iyi bilir; ön freni sıkarken dikkat etmeniz gereken bir kritik nokta vardır. bu kritik nokta; düz çizgi halinde ilerlerken arka tekerleği havalandıran, virajda ya da kaygan zeminde ise ön tekerleğin kaymasına sebep olan fren kuvvetidir. işte amacımız, bu kritik noktayı yakalamak ve geçmemek. alıştırmaya başlamak için, elbette düz bir yolda belli bir hıza çıkmaya ihtiyacınız var. yeterince yüksek olan bir hıza ulaştığınızda, iki freni birden hafifçe sıkmaya başlayın ve ön frene verdiğiniz kuvveti seri ama dikkatli bir şekilde arttırarak, arka tekerlekten gelecek "kaymaya başlama sesi"ni bekleyin. işte tam bu sesi duymaya başladığınızda; arka tekerleğin yerle teması o kadar azalmıştır ki, çok az bir fren kuvvetine rağmen kilitlenmeye zorlanmaktadır.
işte ön fren için kritik noktanız budur. bunu bir anlığına yakaladığınızda, sadece birkaç salise sonra arka tekerlekten gelen kayma sesinin kesildiğini farkedeceksiniz. bunun sebebi, bisiklet yavaşladıkça lastiklerin yere daha iyi tutunmasıdır. dolayısıyla hız azaldıkça kritik nokta daha ileriye kayar, siz de ön freni daha fazla sıkma imkanına sahip olursunuz. öyle ki; bisiklet durmak üzereyken ön freni neredeyse tüm gücünüzle sıksanız bile artık arkanın havalanma şansı yoktur. işte bu şekilde; yüksek hızdayken ön frene kontrollü bir kuvvet vererek kritik noktayı yakaladıktan sonra bisiklet yavaşladıkça kritik noktanın ilerleyişini takip edip, tam durma anında ise en yüksek kuvveti vererek en kısa fren mesafesini sağlayabilirsiniz. bu alıştırmayı 3-5 defa daha yaptığınızda, kritik noktayı çok daha iyi takip ettiğinizi farkedeceksiniz.
arka fren: ön fren ile kritik noktayı yakaladığınızda, fizik kanunlarından dolayı bisiklet üzerindeki ağırlığın yaklaşık %80'i ön tekerleğe binecektir. bu nedenle arka tekerlek üzerindeki ağırlık büyük ölçüde azalmaktadır. bu dengesiz ağırlık dağılımını yenmek için, öncelikle ağırlığınızı arkaya vermeniz gerekiyor. bunu da panik fren anında doğrulup dik durarak yapabilir, hatta ayağa kalkıp gövdenizi selenin arkasına geçirebilirsiniz. özellikle yokuş aşağı yapılacak frenlemelerde, bu hareket oldukça işe yarar. bu arada selenin arkasındayken fazla alçalmamaya da dikkat edin, hareket halindeki bir arka tekerleğin üzerine oturmayı kesinlikle istemezsiniz.
şimdi arka tekerlek üzerindeki ağırlığı arttırmış olduğumuza göre, arka lastiğimizi de frenlerimizle birlikte zorlayabiliriz. ne var ki arka frenin kritik noktası, ön frene göre çok daha anidir. ön fren hissettire hissettire kritik noktaya girerken, arka tekerlek bir anda kilitlenir. "nasıl olsa dümdüz gidiyorum, arka tekerlek de kilitleniversin ne olacak" diye düşünebilirsiniz. düşünmeyin öyle... çünkü kilitlenmiş bir tekerleğin yola tutunuşu, dönmekte olan bir tekerleğe göre çok çok azdır. o nedenle arka tekerleğin de her halukarda dönmeye devam etmesi gerekiyor.
ne var ki arka tekerleği tam kilitlenme sınırında tutmak kolay değildir ve beynimiz zaten ön freni ayarlamakla meşguldür, bu yüzden arka tekerlekte biraz daha farklı bir taktik uygulayacağız. bu taktik doğrultusunda, arka fren kolunu titreteceğiz. yani kritik noktayı yakaladığımız an arka freni biraz gevşetip, hemen arkasından tekrar sıkacağız ve kilitlenme gerçekleşirken tekrar bırakıp, tekrar sıkacağız. bu hareketi saniyede 2-3 defa yapmalıyız ki; otomobillerdeki ABS sistemine yakın bir etki gösterebilsin. bu arada kesinlikle yanlış anlaşılmasın; burada arka freni tamamen sıkıp tamamen gevşetmekten bahsetmiyorum. en gevşek bıraktığımız anda bile aslında epey bir sıkıyor olacağız, en çok sıktığımız anda ise kritik noktayı az birşey geçeceğiz. bu titreşimi yaparken de giderek daha fazla sıkacağız; böylece aynı ön frendeki gibi, bisiklet durmak üzereyken tamamen asılmış olacağız.
ön-arka fren kombinasyonu: şimdi iki freni birden kullanacak olursak; panik fren anına geçtiğimiz anda bizi dışarıdan izleyecek biri için şöyle bir durum olacak: aniden ortaya çıkan bir tehlike anında; popomuz seleden biraz kalkarak geriye kayıyor ve duruma göre selenin arkasına geçiyoruz. gövdemiz doğrularak dikleşiyor, kollarımız dışında bütün ağırlığımızı mümkün olduğunca gidondan uzak tutuyoruz. bu esnada parmaklarımız fren kollarını kavrıyor ve saliseler içinde önce sol el (ön freni tutan), hemen ardından da sağ el (arka fren) kritik noktasını buluyor. takip eden birkaç saniye boyunca sol el fren kolunu gittikçe daha fazla sıkarken, sağ elin parmaklarında aynı doz artışına ek olarak bir de gözle zor görülecek bir titreşim hareketi oluyor.
bütün bunları tam olarak seri bir şekilde yapabildiğiniz an, panik freni öğrenmişsiniz demektir. bu teknikle; kuru ve düz asfaltta, sıfır eğimde, saatte 40 km hızla giderken 3 saniye içinde durabilirsiniz. fren mesafesi hakkında net birşey söyleyemiyorum, açıkçası şimdiye kadar hiç elime mezurayı alıp da ölçme ihtiyacı hissetmedim. evde hesap makinesiyle yaptığım kısa ama karışık bir hesaptan sonra, 17-18 metre gibi bir sonuca ulaştım; ama siz yine de buna pek güvenmeyin. mesafeyi gerçekten ölçecek olursam videoya falan da çekerim zaten, orada daha güzel görürüz.
elbette hayat güneşli havalardan, yepyeni lastiklerden ve dümdüz asfaltlardan ibaret değil... farklı durumlarda, panik frenle ulaşacağınız en kısa fren mesafesi de farklı olacaktır. özellikle yeni başlayan yağış, bir yolun olabilecek en kaygan haline sebep olur; ona özellikle dikkat. yol suyu emdikten sonra ise yol tutuşunda bir miktar artış olur, ama siz yine de kendinizi kuru zeminde sanmayın.
şimdiye kadar hep düz çizgi halinde ilerleyen halimizden bahsettim, ama viraj içindeyken de buna ihtiyaç duyabilirsiniz tabi. öncelikle şunu belirteyim; kaptırmış gidiyorken hiç beklemediğiniz bir anda keskin bir virajla karşılaşırsanız, mümkünse frenlemenin tamamını viraja girmeden önce yapın. çünkü viraja bir kez girdiğinizde lastikler zaten yeterince zorlanıyor, ve fren yapma imkanınız çok daha az oluyor. yine de fren yapmak durumunda kaldınız diyelim... bir kere, normalde vereceğiniz fren kuvvetinin çok daha azına razı olmalısınız. onun dışında dikkat etmeniz gereken asıl şey; frenleme kuvvetini arka tarafa biraz daha ağırlıklı olarak vermek ve gidonu normalde kıracağınızdan daha az kırmak. çünkü virajdayken panik fren yapıp arka tekerleği kilitlediğimizde, arka tekerlek hafif hafif savrulacaktır. işte bu savrulmayı da gidonla dengeliyoruz. bu konuda daha ayrıntılı bilgi için; yanlama konusunu bekleyin. oradaki viraj alma altbaşlığını tamamen bu konuya ayırdım.
bu alıştırma sayesinde; yarın bir gün karşılaşacağımız bir tehlike anında hiç bocalamadan, güvenli bir mesafede durabiliriz. bu şekilde bile duramıyorsak da; kendimize bir çıkış noktası belirleyip, gerekli manevrayı yapmadan önce mümkün olduğunca yavaşlayabiliriz. bu tür durumlarda; önünüzdeki engele hızla yaklaşırken panik frenle mümkün olduğunca yavaşlayın, son ana kadar bekleyin, ve neredeyse çarpacak kadar yaklaştığınızda frenleri bırakıp gidonu kırarak manevranızı yapın. en güvenli kurtuluş yolu kesinlikle budur.
böylece en önemli tekniği anlatmış bulunuyor, ve yazı dizisinin bu kısmını burada noktalıyorum. okuduğunuz için çok teşekkür ederim...