Hollanda Prens ve Prensesi Beyoğlu'nda

Türkiye ile Hollanda arasındaki kültürel, ticari ve diplomatik ilişkilerin 400. yılı etkinlikleri kapsamında İstanbul'a gelen Prens Willem Alexander ile eşi Prenses Maxima, İstiklal Caddesi'ndeki Hollanda Başkonsolosluğu önünde bisiklete bindi.

http://www.platinhost.com/images/hollanda.jpg

Kaynak: ntvmsnbc

Resmi gorunce ne dedim biliyor musunuz? Aslinda bisey demedim nerden bilebilirsiniz ki. Daha dogrusu diyemedim...

Bu fotograf cok sey anlatiyor aslinda. Eminim bu insanlar istiklal caddesinin fotografini gorduklerinde "orada bisiklet surmek ne guzel olur" diye gecirmislerdir icinden.

Bizimkiler gorse ne gecirir bilmem..

Evimden fakülteye 3km bisikletle gelip gidiyorum diye arkadaşlarım ve hocalarım tarafından geyik muhabbetlerine konu olurken şu adamın bisiklet binmesi üstelik takım elbise ile beni çok mutlu etti

bugün birsürü insanla karşılaştım gencinden yaşlısına bisiklete binenleri görünce mutlu oldum gerçekten bide karı koca gezenler var en mutlu eden o tabi

Biz de limuzin görünümlü mercedesle geziyoruz.Ekonomimiz daha iyi(!) ya

16 Milyon nüfusu olan Hollanda'da 13 Milyon bisiklet vardır.Dümdüz bir ülke...Hepsi birbirinden güzel bir çok single speed bisiklet yollardadır.Takım elbiseli adamlar,tayyörlü kadınlar;çoluk çocuk yaşlı....

Ülkenin dört bir yanı bisiklet yollarıyla çevrilidir.Yaya olarak bisiklet yolundan gitmek-Ki böyle bir şeye rastlarsanız sorun ya bizdendir ya da Afrika göçmeni-ceza bile yersiniz çünkü geçiş üstünlüğü Bisiklet-Yaya-Otomobil şeklinde sıralanır.Metro istasyonlarında herkesin kullanımına amade bisikletleri saymıyorum bile.

Daha ne yazalım...

Hollanda'da daha fazla bisiklet olması lazım. Herkesin iki bisikleti vardır. Bir tanesi günlük, her yere gittikleri, diğeri de özel durumlarda kullandıkları.

Hatta Hollandalıların çoğunun, sık kullandıkları her tren istasyonunda birer bisikleti oluyor. Niye tren istasyonlarında bu kadar bisiklet var demiştim de böyle cevaplamışlardı.

Keşke biraz sürselermiş korumasız fln. Mercedes ve Bmw'yi altına çekenlerin veya apaçi doğan şahincilerin yolda bisikletlilerin üstüne sürmesini veya sıkıştırıp düşürmesini sağladıklarını görürlermiş.

Bir hocamız derste bize şu fotoğrafı göstermişti..
Sadece "Vay be" diyebilmiştim..

Hollanda Bisiklet Park Alanı:
http://smokeice.files.wordpress.com/2009/12/bikes-parking.jpg
Kaynak: (link)

@Edip Dinçer

Burası Amsterdam Tren İstasyonu'nun yanı. Burada kiralığım aracı bir yer altı otoparkına parketmiştim. 4 saat için tam 40 euro ödemiştim 2005 yılında. Yani "arabadan in, bisiklete bin" diyorlar.

Yalnız bir şeyi çözemedim. Bu kadar bisiklet arasından kendilerinkini nasıl buluyorlar? Bu merakla bisikletlerin yanına kadar gitmiştim. Hiç bir numaralandırma, işaret vb. görememiştim.

bizde avrupadan örnek aldık
mesela ispark dev bir proje yaptı.sahilde insanlar gezsin diye ulaşımı kolaylaştırmaktan uzak,kiralık bisikletler koydu.
eee ora avrupa, bizde neden olmasın değil mi
bizde aynısını yaparız,ama bizde öncelik para kazanmak,sonra.... düşündüm de sonrası yok galiba.

@Erkin Karagoz

Aslında bu durumu pek umursamıyorlar. Burada ki bisikletlerin hepsi dökük bisikletler. Bisiklet parklarında keşler var, 10€ verdiğin zaman istediğin bisikletin kilidini kırıp sana veriyor.

Birde cumhurbaşkanını karşılamaya bisikletle gelen hollanda başbakanı fotosu varki bende o dahada akıllara zarar (şu resim ekleme şeyini daha basite indirgeselerde bizde katkıda bulunsak)

ben bisikletle bisiklet yolundan bile doğru düzgün gidemiyorum insanlar yüzünden. biraz daha teşvik edilmeli bisiklet. özellikle okullarımız da vb yerlerde.

Bu ülkede icraatlar hep göz boyama üzerine yapılır. Yaparlar ve bırakırlar. Geliştirelim sürdürelim kaygısı taşınmaz. Kapasiteleri bu. Adamlara bakıyorum birde bizimkilere ne yalan söyleyeyim bizimkileri yüzlerce milyarlık makam otolarına daha çok yakıştırıyorum. Çünkü ne yaparlarsa yapsınlar içte samimi olmadıkları için bisiklete yakışmıyorlar. 50 sene sonrasından ümitliyim bir kaç nesil eksilip diğerlerine yer açıldıkça eminim işler daha iyi yoluna girecek.

@Ender A.
+1
Biz de bazı şeyler işlevinden ziyade statü sembolü olduğu için ihtiyacımızdan fazlasına yönelmeye çok meraklıyız.
Afedersiniz adamın g.tünde don yok cebinde iphone var, keza 5 yıllık borca girip maaşının yarısını arabanın taksitine bağlar, evini işine yakın yerden almaz da gider şehrin en lüks mahallesinden almaya kalkar vs.. bu örnekler çoğaltılabilir.

Tüm yorumlara katılıyorum arkadaşlar ben her gün yaklaşık 13,5 km lik mesafeyi bisiklet ile (işime) gidip geliyorum her gün bilinçsiz sürücüler yüzünden onlarca tehlike ile karşılaşıyorum maalesef ülkemizde bisiklet bilinci bulunmamakta, sürücülere bisikletinde bir taşıt olduğu trafikte haklarının bulunduğu yol aldığı konuları anlatılmalı...

@baha45

Akademik, nispeten kalbur üstü bir çevrede bile böle geyik oluyorsa, vay ülkemizin haline...

Sonra neden geriyiz muhabbeti yapıyoruz... Bu fark kapanmaz arkadaşlar, boşuna gelecek için ümitlenmeyelim...

Türkiye'de insanlar! için otomobil güç sembolüdür. Aşağılık kompleksinin tavan yaptığı insanlarda otomobil ( ev, cep telefonu, marka ürünler vb. ) kendini ispat etmenin birer aracıdırlar.

En pahalı otomobili olana saygı duyulur, bisiklete binen ise ezik görülür. Bunu en iyi bilenler yöneticilerdir. İşlerine bisikletle gitmeye kalksalar, toplumdan, çalışanlarından bir daha asla saygı göremeyeceklerini bilerler.Bu yüzden her zaman en lüksünü tercih ederler.

Bizim toplumda otomobilin en önemli özelliği ise dişiye kısa yoldan ulaşmanın ve dişiyi elde tutmanın bir aracı olmasıdır.Cinselliği daha kısa yoldan yaşayabilmek için otomobil çok önemli bir araçtır. Ülkemizde kesinlikle bir ulaşım aracı değildir otomobil.

Bisiklet ise eziklik sembolü olarak görülür. Ciddi derecede aşağılık kompleksine sahip insanları bisiklete bindirebilmek deveye hendek atlatmaya çalışmak gibidir. İstese de asla binmez ve binenlere sürekli sataşır. Kompleksini dışa vurumun farklı yollarıdır bunlar.

Bisiklet yolları yapmakla insanları bisiklete biraz zor bindirirsiniz. İlk olarak toplumun psikolojisinin düzeltilmesi gerekir.Cinselliğin yaşanabilmesi için ilk şartın maddiyat olduğu, ayrıca pek çok açıdan aşağılık kompleksinin tavan yaptığı topluluklarda insanları bisiklete bindirebilmek..................

Sadece bisiklet yolu yapmakla olmaz bu iş...