Hababam ve Keloğlan...

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.733
Şehir
Fatih / İstanbul
Sinemalar Kurban Bayramı'nı ikisi yerli beş yeni filmle karşılıyor... Mehmet Ali Erbil'in başrollerini üstlendiği Keloğlan Kara Prens'e Karşı bizleri masallar dünyasına götürürken, Hababam Sınıfı Üçbuçuk'ta hem korkacak, hem de güleceğiz... Dolunay, Tutunamayanlar ve özel gözlüklerle izleyeceğimiz Oyun Bitti adlı yapımlar, uzun tatil haftasının diğer filmleri...

Bu arada Yılmaz Erdoğan'ın Organize İşler'i, Çağan Irmak'ın Babam ve Oğlum adlı filmlerinin gösterimi de devam ediyor... King Kong, Cesur Civciv gibi dev bütçeli Amerikan filmlerine nal toplatan seyirci sayısıyla Türk Sineması şu günlerde Altın Günleri'ni yaşıyor diyebiliriz...

Haftanın filmleri şöyle sıralandı :
 
Scudo

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.733
Şehir
Fatih / İstanbul
Hababam Fırtınası devam ediyor... Mehmet Ali Erbil, Kibariye, Şafak Sezer, Memet Ali Alabora, Peker Açıkalın, Halit Akçatepe ve Seda Sayan'ın rol aldıkları filmin ilk karelerinde Hababamcılar'ın renkli printer'da teşekkür, takdir belgesi ve karne bastıklarını görüyoruz... Bunları kuyruğa giren okulun diğer öğrencilerine satıyorlar... Tabii ki ardından kendi karnelerini de hazırlıyorlar. Ama okul müdürü Deli Bedri (Mehmet Ali Erbil), çöpe attıkları karnelerini postayla velilerine çoktan göndermiştir...

Deli Bedir'in Hababamcılar'a bir başka sürprizi daha vardır... Deli Bedri, sömestr tatilinde seyahata çıkar gibi yapıyor ama, aslında bir yere gitmiyor... Okula mezar taşı, tabut, korku film kahramanlarının maskelerini getirtiyor. Ayrıca okulu kameralarla, ses efekt sistemleriyle donatıyor... Amacı Hababamcılar'ı korkutarak okuldan kaçırmak... Tatil bitince de evlendim diyerek Seda Sayan ve onun oğluyla çıkageliyor... Filmin bundan sonrasında, bir curcunadır başlıyor. Deli Bedir'in tuttuğu kişiler maskeler takarak, ses efektleriyle Hababamcılar'ı korkutuyor... Onlar korktukça da monitörün başında olanları izleyen Mehmet Ali Erbil, nam-ı diğer Deli Bedri, hınzır hınzır kahkahalar atıyor...

Sinemayı eğlence olarak kabul ederseniz bu filmden hoşlanabilir, hatta kahkaha bile atabilirsiniz... Seda Sayan'ı filmin kadrosuna almışlar ama, pek etkli olduğu söylenemez, Kibariye ona fark atıyor... Televizyonlarda her akşam seyrettiğimiz bildik Mehmet Ali tüm hünerlerini konuştururken, son dönem Hababam Sınıfı filmlerinin kadrosu özellikle Şafak Sezer, yine bildik oyunlarını sergiliyorlar...
 

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.733
Şehir
Fatih / İstanbul
Mehmet Ali Erbil, Hababam Sınıfı'ndan sonra bu hafta ikinci kez başrolde oynuyor ve Türkiye’nin en sevilen masal kahramanlarından birisi olan Keloğlan'ı canlandırıyor... Filmin açılışında Keloğlan'ı sarı saçlı, daha doğrusu sırma saçlı Sırmaoğlan olarak Padişahın huzurunda görüyoruz. Sırmaoğlan, padişahın kızı Cankız'a aşıktır ve onunla evlenmek istemektedir... Padişah ve karısı bu işe olur gözüyle bakmaktadırlar ve Sırmaoğlan'ın bir yolculuk sırasında Cankız'a refakat etmesini isterler... Ama yolculuk sırasında bir ejderha yollarını keser. Sırmaoğlan, önce yangın tüpüyle, sonra kılıçla dövüşerek tesadüfen de olsa ejderhayı öldürür. Ama bir şeyi unutmuştur, bu ejderha çift başlıdır. Ejderhanın aleviyle saçları yanan Sırmaoğlan, artık bir Keloğlan'dır...

Cankız, Keloğlan'dan hiç mi hiç hoşlanmamaktadır. Onun gözü Kara Prens'tedir. Yerine getirilemeyecek isteklerle Keloğlan'ı sürekli oyalar. Bu kez de Keloğlan ve Cankuşoğlan’dan acımasız devin belindeki altın kemeri alıp getirmesini ister. Aşkı uğruna yeni bir maceraya daha atılan Keloğlan, yakın arkadaşı Cankuşoğlan ve eşeği Katıroğlan’la yola koyulur. Keloğlan’a delicesine aşık olan ancak aşkına karşılık bulamayan komşu kızı Balkız ise erkek kılığına girerek onların peşine takılır. Bu arada, Kara Prens muhafızı Kıl Bill'i göndererek, Keloğlan’ın başarılı olmasını engellemeye çalışır...

Keloğlan'ı televizyonda Rüştü Asyalı'nın yorumuyla bir kaç kez izlediğimi hatırlıyorum. Ama Mehmet Ali Erbil'in canlandırdığı Keloğlan'ı bir kere daha izlemeye tahammül edebilir miyim bilmiyorum... Bu filmin bu kadar kötü çekildiğine üzüldüm doğrusu. Filmde hemen hemen herkesin bildiği Pamuk Prenses, Rapunsel gibi masallara, Temel Reis gibi çizgi filmlere, Robin Hood gibi kahramanlara göndermeler yapılmış. Ama bütün bunlar filmin içinde çok etkisiz kalmış. Kel Mehmet Ali Erbil ve kötü görünebilmek için itici bir karaktere bürünen Özcan Deniz çok antipatik görünüyor... Filmde Avrupa Yakası'nın Şesu'su Bülent Polat 'Cankuşoğlan'ı, Bir İstanbul Masalı'nın Esma'sı Ahu Türkpençe 'Balkız'ı, Özcan Deniz 'Kara Prens'i, Petek Dinçöz 'Cankız'ı oynuyor... Filmin büyük bölümünde erkek rolünde izlediğimiz Ahu Türkpençe'ye bu rolün çok yakıştığını görüyoruz...
 

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.733
Şehir
Fatih / İstanbul
Kişisel çıkar peşinde koşan yüksek mevkilerdeki devlet adamlarının, mafya ile ilişki içinde olması hemen her ülkede görülmüştür. Mafyanın desteği ile göreve gelen politikacılar, iş başına geldiklerinde kendilerine destek olan suç örgütlerini yasalardan korurlar. Süregiden karşılıklı çıkar ilişkisinde, herkes kendi payına düşen görevi yerine getirdikçe, karşılığını da elde ederler... Ancak, kimi zaman bu çıkar ilişkisinin bir yerinde çatlaklar oluşur. O zaman zincire ayak uyduramayanlar ayıklanır ve yok edilir... Olayı örtbas etmek için de her zaman bir 'B' planı vardır. Hemen bir kurban bulunur ve bütün suç onun üzerine yıkılmak üzere kurgulanır...

Yönetmenliğini Jorge Ramírez Suárez'in üstlendiği Conejo en la luna / Dolunay, böyle bir olayı gözler önüne seriyor. Film, siyasi bir cinayetin azmettiricisi olarak seçilen Antonio ve eşi Julie'nin başından geçenleri anlatıyor. Meksika-İngiltere ortak yapımı olan Dolunay, bize bunları anlatırken, İngiliz vatandaşı Julie'nin bebeğiyle Meksika'daki bir hapishanede yaşadıkları da çarpıcı biçimde beyazperdeye yansıyor. Bu kadar da olur mu derken, Alan Parker'ın Gece Yarısı Ekspresi adlı filmi aklımıza geliyor. Bu arada siyaset-mafya-polis ilişkileri, Meksika'dan İngiltere Savunma Bakanlığı'na kadar uzanıyor...
 

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.733
Şehir
Fatih / İstanbul
Filmin açılışında şehrin duvarlarına resim yaparak yaşamını sürdüren Daniel ile tanışıyoruz. Daniel vergi dairesinde dört yıldır sadece 7 dolar kazandığını anlatmaya çalışmaktadır... Ardından yakın arkadaşı 'Büyükbaba' lakaplı Roger'ı görüyoruz... Çok şişman olmasına rağmen futbol hakemi olmak isteyen Büyükbaba, sürekli hakem kıyafetiyle dolaşmaktadır... İki arkadaş, Daniel'in küçük mütevazi arabasıyla dolaşırken, tesadüfen bir genç kızla tanışırlar. Bir pastanede çalışan Franc'la Daniel arasında bir ilişki başlar. Kızı önce ben gördüm diyerek Daniel'e gücenen Büyükaba'ya ise, Franc'ın annesi kısmet olur... Ama hayata tutanamayanlar sadece Daniel, Büyükbaba, Franc ve Franc'ın annesi değildir...

Sinemalarımızda da gösterilen Noi Albinoi / Buzdan Hayaller adlı filmle adını duyuran genç yönetmen Dagur Kari, yeni filmi Voksne Mennesker / Tutunamayanlar'da hayatta hiçbir işte dikiş tutturamamış karakterlerin, modern hayat içinde var olma serüvenlerini esprili bir dille anlatıyor... Siyah-beyaz çekilen Tutunamayanlar, değişik bir film izlemek isteyenler için...
 

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.733
Şehir
Fatih / İstanbul
Robert Rodriguez'in yazıp, yönettiği Spy Kids / Çılgın Çocuklar serisi, ilk olarak 2001 yılında sinemalarda boy göstermeye başlamış, üç bölüm çekilmişti. Antonia Banderas, Carla Gugino, Alexa Vega ve Daryl Sabara'nın rol aldığı filmlerde anne ve babası eski bir ajan olan Juni ve Carmen Cortez kardeşlerin maceraları anlatılıyordu... 3D tekniğiyle çekilen bu filmler, sinemalarımızda, normal filmler gibi gösterilmişti... Biraz gecikmeli olarak gösterime girecek olan 2003 yapımı Spy Kids 3-D : Game Over / Oyun Bitti, özel gözlüklerle 3D tekniğiyle izlenebilecek... Küçük ajanlar Juni ve Carmen Cortez'in yeni macerasında, bir bilgisayar oyununun içinde, kahramanlarımızla birlikte uzaya gideceğiz... İlk filmlerin kadrosuna, bir zamanların Rocky ve Rambo filmlerinin yıldızı Sylvester Stallone ve son dönemlerde Frida ve Once Upon a Time in Mexico / Bir Zamanlar Meksika'da filmlerinde izlediğimiz Salma Hayek de dahil olmuş...

Küçük Ajan Juni, kızkardeşi Cortez'in Oyuncakçı tarafından kaçırıldığını duyunca ajanlığı bıraktığını söylemesine rağmen, hemen işe koyulur. Kızkardeşine ulaşabilmek için, Oyuncakçı'nın yaptığı bir video oyununun içine girerek, oyunu bitirmesi gerekmektedir. Tabii bu o kadar kolay değildir. Oyunun içinde onu oyundan dışarı atmak isteyen, rakipleri vardır. Juni'ye, oyunda joker olarak büyükbabası yardım eder. Daha sonra devreye babası ve annesi de girerek, onun oyunu tamamlamasına ve kızkardeşini kurtarmasına yardım eder...

Spy Kids 3-D: Game Over / Oyun Bitti'nin ilk 15 dakikasından sonra özel gözlüklerimizi takarak, hep birlikte biz de filmdeki video oyununa dahil oluyoruz. Ancak, bu gözlükler filmi 3 boyutlu olarak izlememize pek de yardımcı olamıyor. Zaman zaman gözlüklerimizi çıkarmak istiyoruz ve keşke bu film normal olarak gösterilseydi diyoruz. AFM Sinemaları'nda izlediğimiz IMAX Teknolojisini gördükten sonra, bu filmin 3 boyutlu olarak kabul etmek biraz zor... Daha önce 3 boyutlu film izlememiş, sinemaseverleri de bu sistemden soğutacak gibi görünüyor... Filmde Sylvester Stallone dört karakteri birden canlandırıyor. Ancak Sylvester Stallone'un ne hallere düştüğünü görünce onun adına üzülüyoruz. Zaten Stallone'a, bu filmdeki performansıyla en kötülerin seçildiği Razzie / Altın Ahududu Ödülü verilmiş...
 
  • Beğen
Tepkiler: Barbaros

Barbaros

Forum Demirbaşı
Kayıt
16 Eylül 2004
Mesaj
593
Tepki
193
Şehir
İstanbul
Süleyman bey bu haftaki film açıklamalı içinde tekrar teşekkürler. Puanlıyorum. 550 puan sizde :)

Saygılar.