MUSA Ç.
.
- Kayıt
- 15 Aralık 2013
- Mesaj
- 471
- Tepki
- 1.271
- Şehir
- Şile / İstanbul
- İsim
- MUSA
- Başlangıç
- 2007—08
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
Merhaba herkese. Öyle hemen beklenti içine girmeyin. Yarım günlük, gidişi bisikletle, dönüşü ise otobüsle olan bir mini turdan bahsedeyim istedim.
Şile'de pedal sallayan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Şile'de yaşayan forum üyesi veya bisiklet sevdalısı pek yok. Bu ender bisiklet sevdalılarından bir tanesi değerli abim Atilla hocam. Kendisi biyoloji öğretmeni. Frekanslar tutunca beraber turlamaya çalışıyoruz. Kendisi devlet memuru olduğu için O'nun izin günleriyle, benimkiler çoğu kez uyuşmuyor.Turizm sektöründe çalıştığımdan dolayı hafta sonları, dini ve milli bayramlar ve yaz sezonu bizim yoğun olan ve izin almakta sıkıntı yaşadığımız zamanlar. İşte bu çakışmanın yaşanmadığı bir günde beraber mini bir tur yapalım dedik. İnsan turlarken fotoğraflamayı unutuyor. Biraz az ama idare edin. 35 km. turdan da bu kadar malzeme çıkar yani.
Pazartesi sabahı saat 06.15'te buluşup sabah namazını tarihi Şile Feneri'nin yakınında ki Hacı Osman Ağa Camii'nde cemaatle kıldık. Saat 07.10'da yola koyulduk. Hava tahminleri yağmurlu gösteriyor ama hava açık. Keyifli keyifli gidiyoruz. Güzergahımız üzerinde Çayırbaşı, Kabakoz, Akçakese, İmrenli, Karacaköy, Şuayipli köyleri ve en son da Ağva var.
İlk durağımız Kabakoz köyü;


Görüntülerde göründüğü üzere hava güneşli. Ama soğuk. Burunlar çeşme oldu
Yola devam ettikçe havanın rengi dönmeye başladı.Yağmur yüklü bulutlar üstümüzden hiç gitmedi.
Kahvaltı için Erenler köyünde mola verdik. Kahvaltı menümüz mütevazi ama köy kahvesinde köy kahvaltısı bu olsa gerek. Kıymalı pide, lor peyniri, zeytin, beyaz ve kaşar zeytin, cherry domates, enerji deposu tahin-pekmez ve helva. Bence en güzeli çay. Bu kadar mı güzel çay demlenir. Yoldan geldiğimiz için mi böyleydi ama kahvenin çayı enfesti. Valla hiç acele etmeden tadını çıkara çıkara kahvaltıyı yaptık. Yola çıktık ama yağmurun yağdırılma ihtimali de aklımızdan hiç çıkmıyor. İmrenli köyüne ait plaja uğrayıp, hırçın Karadeniz'e selam verelim dedik.

Ağva'ya gidelim mi, dönelim mi derken 11.40'ta Ağva'ya giriş yaptık. Tam 4 buçuk saatlik bir yolculuk. Kabul ediyorum uzun. Yolda oyalandık ama. Küçük tamirler, rampa da molalar
dağ çileği arayışları, telefonlaşmalar, kahvaltı vs. Bu performansla Karbis Kartepe'ye çok rahat kabul ediliriz herhalde. 

Ağva mendirek

Bu da günün finali ve selfisi. Atilla hocam ve ben

Saat 16.00'da İstanbul'da olmam gerektiğinden 12.15 otobüsüne binmek zorunda kaldık. Bisikletleri bagaja alma konusunda sıkıntı çıkarmayan ve bagaj ücreti talep etmeyen muavine de buradan teşekkürler
Şile'de pedal sallayan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Şile'de yaşayan forum üyesi veya bisiklet sevdalısı pek yok. Bu ender bisiklet sevdalılarından bir tanesi değerli abim Atilla hocam. Kendisi biyoloji öğretmeni. Frekanslar tutunca beraber turlamaya çalışıyoruz. Kendisi devlet memuru olduğu için O'nun izin günleriyle, benimkiler çoğu kez uyuşmuyor.Turizm sektöründe çalıştığımdan dolayı hafta sonları, dini ve milli bayramlar ve yaz sezonu bizim yoğun olan ve izin almakta sıkıntı yaşadığımız zamanlar. İşte bu çakışmanın yaşanmadığı bir günde beraber mini bir tur yapalım dedik. İnsan turlarken fotoğraflamayı unutuyor. Biraz az ama idare edin. 35 km. turdan da bu kadar malzeme çıkar yani.
Pazartesi sabahı saat 06.15'te buluşup sabah namazını tarihi Şile Feneri'nin yakınında ki Hacı Osman Ağa Camii'nde cemaatle kıldık. Saat 07.10'da yola koyulduk. Hava tahminleri yağmurlu gösteriyor ama hava açık. Keyifli keyifli gidiyoruz. Güzergahımız üzerinde Çayırbaşı, Kabakoz, Akçakese, İmrenli, Karacaköy, Şuayipli köyleri ve en son da Ağva var.
İlk durağımız Kabakoz köyü;


Görüntülerde göründüğü üzere hava güneşli. Ama soğuk. Burunlar çeşme oldu
Kahvaltı için Erenler köyünde mola verdik. Kahvaltı menümüz mütevazi ama köy kahvesinde köy kahvaltısı bu olsa gerek. Kıymalı pide, lor peyniri, zeytin, beyaz ve kaşar zeytin, cherry domates, enerji deposu tahin-pekmez ve helva. Bence en güzeli çay. Bu kadar mı güzel çay demlenir. Yoldan geldiğimiz için mi böyleydi ama kahvenin çayı enfesti. Valla hiç acele etmeden tadını çıkara çıkara kahvaltıyı yaptık. Yola çıktık ama yağmurun yağdırılma ihtimali de aklımızdan hiç çıkmıyor. İmrenli köyüne ait plaja uğrayıp, hırçın Karadeniz'e selam verelim dedik.

Ağva'ya gidelim mi, dönelim mi derken 11.40'ta Ağva'ya giriş yaptık. Tam 4 buçuk saatlik bir yolculuk. Kabul ediyorum uzun. Yolda oyalandık ama. Küçük tamirler, rampa da molalar

Ağva mendirek

Bu da günün finali ve selfisi. Atilla hocam ve ben

Saat 16.00'da İstanbul'da olmam gerektiğinden 12.15 otobüsüne binmek zorunda kaldık. Bisikletleri bagaja alma konusunda sıkıntı çıkarmayan ve bagaj ücreti talep etmeyen muavine de buradan teşekkürler