Fetih 1453 17 Şubat'ta Sinemalarda

Bisikletli Gezgin

Forum Bağımlısı
Kayıt
3 Mart 2011
Mesaj
3.874
Tepki
4.683
Şehir
Altındağ, Ankara
İsim
Mustafa
Bisiklet
Sedona
http://img641.imageshack.us/img641/3729/fetih.jpg


“FETİH 1453”

Sultan Mehmet, Babası 2. Murat’ın ölüm haberini Saruhan Sancağı’ndayken aldı. Bu durum O’nu hem büyük bir keder içerisinde bırakmış, hem de tahtına tekrar oturmasının yolunu açmış olacaktı.

Sultan Mehmet ilk tahtta çıktığında henüz 12 yaşındaydı. Uçbeyleri ile vezirleri arasındaki siyasi husumetten bunalan 2. Murat, çok sevdiği oğlu Alaaddin’in ölmesinin kendisinde yarattığı derin üzüntü sebebiyle tahttan feragat ederek Mehmet’i devletin başına geçirdi.Yeniçeri ve devlet üzerinde çok etkili biri olan Başvezir Halil Paşa, bu durumdan hiç memnun değildi. Özellikle, Sultan Mehmet’in İstanbul’un mutlak suretle alınması gerektiğini söylemesinden büyük rahatsızlık duyuyordu. Mehmet’in toyluğunu fırsat bilen Haçlıların Osmanlı topraklarını işgale başlaması ihtimali üzerine Sultan Murat’ın tahta dönmesini sağladı. Mehmet de tahttan uzaklaştırılarak Saruhan Sancağına gönderildi.

Şimdi yeniden ve daha güçlü bir şekilde tahtına dönmüştü. Yine öncelikli hedefi İstanbul’un fethedilmesiydi. O peygamber Efendimiz’in ( s.a.v) sözünden ilham alıyordu;
“Konstantiniyye elbet bir gün feth olunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, O’nun askeri ne güzel askerdir!”

Bu hedefe onu götürecek her şeyi bir bir hesaplamıştı. Öncelikle gerekli hazırlıkları yapana kadar, tüm komşu ülkelerle barış içerisinde yaşamalıydı. Papalık dahil, Macarlara, Sırplara, Lehlere, Ceneviz ve Venediklilere elçiler göndererek barış içerisinde yaşama isteği içerisinde bulunduğunu bildirdi. Gelibolu tersanesini restore ettirerek, senede 100 kadırga yapılabilir hale getirdi.

Bu sırada D. Roma İmparatoru Konstantin, genç yaşından dolayı toy ve basiretsiz olduğunu düşündüğü Sultan Mehmet’e karşı, elinde tutsak olan Şehzade Orhan’ı kullanmaya çalışarak, ağır tahsisatlar talebinde bulunmaktaydı. Bütün amacı, Sultan Mehmet’in tavizler vererek iyice itibarsızlaşmasını sağlamaktı.Üstelik Sultan Mehmet bu tavizleri de veriyor, Konstantin’in bütün isteklerini kabul ediyordu. Ancak bu durum bile, sadece Sultan Mehmet’in stratejisinden ibaretti.

Karamanoğulları’nın bir isyan çıkarmaya başladığının haberi alınır alınmaz, Osmanlı Ordusu, Akşehir’e doğru yola koyuldu. Karamanoğlu İbrahim hiç beklemediği kadar kalabalık bir ordu gördü karşısında. Barış talebinde bulunmak zorunda kaldı. Ordusunun yara almaması için Sultan Mehmet barış talebini kabul etti. Sefer dönüşünde, savaşmadıkları halde bahşiş isteyen bir kısım yeniçeri Sultan’ın otağının önünü kesince; Sultan Mehmet hem cülusları dağıttı, hem de firar eden askerleri bahane ederek, Başvezir Halil Paşa’nın adamı olan Yeniçeri Ağası Kurtçu Doğan’ı dayak cezasına çarptırarak sürgüne yolladı. Bu hadiseyle ordusunun üzerindeki hakimiyetini tamamen sağlamış oldu.

Edirne’ye döndükten sonra İmparator Konstantin’e bir elçi göndererek, Orhan için ödediği tahsisatı artık yollamayacağını bildirdi. Ardından, Anadolu Hisarının karşısında Boğazkesen ( Rumeli ) Hisarının yapımına başladı. Bu fiili olarak D. Roma İmparatorluğuna savaş açmak demekti.

Bu durum Avrupa devletlerince de fark edilmişti. Ancak Fransız ve İngilizlerin birbiriyle savaşıyor olması, Alman Kralının da taht kavgalarıyla uğraşması gibi gerekçeler yüzünden D.Roma İmparatorluğu’na yardım etmek neredeyse imkansızdı. Papanın bir takım girişimleri de sonuçsuz kalmıştı.

Tarih 2 Nisan 1453’ü gösterdiğinde, surlarının üzerindeki Rum askerleri, karşılarında, Sultan Mehmet ve binlerce Türk askerini buldular…

Yönetmen
Faruk Aksoy

Yapımcı
Faruk Aksoy-Servet Aksoy-Ayşe Germen

Ortak Yapımcılar
Elif Aksoy -Faruk Metin-Hamit Keleş

Senarist
Atilla Engin

Co-Senarist
İrfan Saruhan-Faruk Aksoy

Görüntü Yönetmeni
Mirsad Herovic-Hasan Gergin

Müzik
Benjamin Wallfisch

Sanat Yönetmeni
Servet Aksoy

Yönetmen Yardımcısı
Gülçin Önel

Kostüm Tasarımı
Canan Göknil

Kurgu
Erkan Özekan

Miksaj
Srdjan Kurpjel

Görsel Efekt Supervizörü
Serkan Zelzele

Danışmanlar
Prof.Dr.FERİDUN EMECAN
Prof.Dr.GÜLGÜN KÖROĞLU
Doç.Dr. Hülya Tezcan
Arşt.Yazar Aden Saraç


Yapım Koordinatörü
Özlem Tunç

Oyuncular
Sultan Mehmet Han Devrim Evin
Ulubatlı Hasan İbrahim Çelikkol
Era Dilek Serbest
İmparator Konstantin Recep Aktuğ
Şovalye Guistiniani Cengiz Coşkun
Çandarlı Halil Paşa Erden Alkan
Grandük Notaras Naci Adıgüzel
Urban Usta Erdoğan Aydemir
Gülbahar Hatun Şahika Koldemir
Kardinal İsidor İzzet Çivril
Papa Ali Rıza Soydan
Papaz Genadius Adnan Kürtçü
Zağanos Paşa Sedat Mert
Akşemseddin Raif Hikmet Çam
Şahabettin Paşa Mustafa Atilla Kunt
Saruca Paşa Özcan Alişer
İshak Paşa Yılmaz Babatürk
İsa Paşa Murat Sezal
Karaca Paşa Faik Aksoy
Baltaoğlu Süleyman Paşa Hüseyin Santur
Molla Hüsrev Namık Kemal Yiğittürk
Molla Gürani Öner As
Kurtçu Doğan Halis Bayraktaroğlu
Emine Hatun Songül Kaya
Hz.Eyüp Tuncay Gençkalan
Osman Bey Oğuz Oktay
Demirci Ali Hüseyin Özay
Sultan 2. Murad İlker Kurt
Orhan Edip Tüfekçi
Karamanoğlu İbrahim Bey Arslan İzmirli
Menteşeoğlu İlyas Bey Adnan Zaman
Lağımcı Ustası Mustafa Buminhan Dedecan
Lağımcı Kalfası Selim Emrah Özdemir
Yeniçeri Salih Ömer Gecü
Yeniçeri Hüseyin Yiğit Yarar
Yeniçeri Rüstem Volkan Bilge
Mahmut Usta Hüseyin Bozdemir
Şehzade Bayezid Yiğitcan Elmalı
Çocuk Sultan Mehmet Ege Uslu
Çocuk Era Algun Molla
Soylu Toygun Ateş
Soylu Faruk Metin
Soylu Yücel Göbel
Soylu Alp Derilgel
Soylu Cenap Küçüksu
Soylu Kamil Gökoğlu
Soylu Resul Yüksel
Soylu Ender Şengül
Soylu Muammer Er
Kardinal Hasan Gezgin
Kardinal Ahmet Girgin
Kardinal Ahmet Güney Atamer
Karnidal Kamuran Sağol
Karnidal Nurettin Çakmak
Ceneviz Dükü Ali Ersin Yenar
Maria Akvilina Ubartatie
Cariye Azra Ece Akderi
Cariye Ayşe Zeki
Cenova Kaptan Gökhan Kurtoğlu
Cenova Kaptan Yardımcısı Murat Ateşçi
Rum Subayı Selim Kurtoğlu
Ceneviz Şövalyesi Kartal Uğur Karakuş
Ceneviz Şövalyesi Özgür Atasoy
Notaras Subayı Emrah Bozkurt
Rum Haberci Fatih Zenginoğlu
Sahabe Mehmet Münir Dede
Harem Ağası Muhammed İsa
Harem Ağası Emin Melih
Papaz Sotiri Kalfaoğlu

Aksoy Film Ekibi
Mehmet Arpak
Burcu Aksoy
Serdar Aksoy
Arzu Özlem Fındıkçı
Meral Özge Polat
Cansu Saruhan
Öznur Aşkın
Remziye Görgeç
Ayşe Özker

Reji Asistanı
Serdar Aşkın
Silva Delioğlu
Burcu Dabak
Ercan Cof
Ömer Sinir
Sinem Akarsu
Onur Kök
Serkan Yanık
Bekir Dadaş
Selin Delioğlu
Nihal Vural

Yapım Amiri
Hidayet Çakır (2.-3. Etap)
Ömer Gültekin (1. Etap)

Yapım Asistanı
Ebru Aksoy
Ekrem Arpak
Serhat Yıldırım
Levent Aras
Eren Şahinduran
Burak Aslancan
Gökhan Taş
Arif Şahin
Ozan Demirtaş
Erdoğan Badıl
Ömer Hindo
Murat Özsayan
Erdal Yavan
Egemen Gönül
Hakan Danış

1. Etap Mekan Sorumlusu
Osman Kazancıgil

Sanat Asistanı
Göksel Demir
Efe Onikinci
Zeynep Tosun

Aksesuar Tasarım ve Uygulama
Melih Karaman
Nilüfer Çavuş

Fragman

Seans Bilgileri için
(link)

(link)
 
  • Beğen
Tepkiler: Cengiz Gökalp
Scudo

Ferhat Öz

Daimi Üye
Kayıt
28 Aralık 2010
Mesaj
395
Tepki
211
Şehir
Ankara-Seydişehir
Bisiklet
Salcano
Saat 14.53 de vizyona girmeside çok anlamlı olmuş.
 

Bisikletli Gezgin

Forum Bağımlısı
Kayıt
3 Mart 2011
Mesaj
3.874
Tepki
4.683
Şehir
Altındağ, Ankara
İsim
Mustafa
Bisiklet
Sedona
Film Eleştirisi
Faruk Aksoy, iddialı bir film yaptı. Türk sinemasının en büyük bütçeli işi, yanılmıyorsam. İçerikte de iddialı olma hevesi var. 672 yılında, Hz. Muhammed'in evinde başlıyor film. Daha ne olsun? Sonra Sultan Mehmet'in ikinci kez tahta çıkışına gidiyoruz ve çok kısa süre içerisinde, maalesef, karşımızdaki filmin ilkokul düzeyinde bir tarih müsameresinden fazlası olmadığını anlıyoruz.

160 dakikalık Fetih 1453, bence Türk sinemasında dalga geçilegelen nice tarihi filmin daha büyük bütçeli bir benzeri sadece. Zevk ve sefa düşkünü, zekadan nasibini almamış Bizanslı soylular sınıfı, karton karakterlerin başını çekiyor her zamanki gibi. Her milletten insanın Türkçe konuşuyor olmasına takılmıyorum bu arada. Fakat herkesin günümüz Türkçe'siyle, günümüz ifadeleriyle ve üstüne bu denli de kitabî cümlelerle konuşmasına takılmamak mümkün mü? Zaten izlediğimiz film bizi dönemine, karakterlerin 15. yüzyılda yaşayan insanlar olduğuna inandırabiliyor mu?

Faruk Aksoy, 95 dakika boyunca sadede gelmek yerine dönemi, ilişkileri, siyasal durumu anlatmaya çalışıyor olmasa, "bir aksiyon/savaş filmi yapmak istemiş sadece" diyeceğim ve buna saygı duyacağım. Ancak Aksoy'un tarihi bir film yapıyor olmak iddiası da var ve işte o zaman, karşımızdaki "Yeni Başlayanlar için Osmanlı-Bizans ilişkileri ve Fetih" tadındaki basmakalıp tarih bakışına, inandırıcı bir dönem çalışması yapılamamasına...kusura bakmayın ama gülüyor insan. Bütün bunlarda kostüm ve dekorların pırıl pırıl, hiç giyilmemiş veya içinde hiç yaşanmamış gibi gözükmesinin de payı var muhakkak.

Fetih 1453'ün teknik problemleri de var. Efektlerin çoğu sırıtıyor. CGI olarak yaratılan mekanlar, green-box uygulamaları pek başarılı değil. Surat çevrelerinde flu alanlar, efektlerin içinde kaynamalar, bozulmalar yoğun. Perdede böyle gözüken efektler, televizyon ekranında iyice sırıtacaktır. Ses miksajı özellikle savaş sahnelerinde sadece gürültüden ibaret ve insanın korkunç başını ağrıtıyor. Bazı oyuncuların takma sakal bıyıklarla oynaması insanı filmden kopartıyor. Böyle büyük bütçeli bir filmde mazur görülemeyecek amatörlükler bunlar.

Ancak hepsinden önemlisi, "zayıf" diye niteleyebileceğim senaryo. Jenerik tarih kitabı bilgileri ve bakışıyla doldurulmuş, bu bir. Dramatik yapıyı kurarken çeşitli çatışmalar yaratılması gerektiğini bilen, bunları klişe tarafından bile olsa kurmaya çalışan senarist, nedense o çatışmaların bir kısmını tamama erdirmeye gerek duymuyor. Sultan Mehmet'in yardımcıları arasındaki çekişmeler mesela, son kertede neye yarıyor, nereye bağlanıyor? Neden fetihin arkasındaki savaş taktiklerine, yani zekaya daha çok girmeye çalışmıyor senaryo? Artık savaşın kaybedilmekte olduğu bir noktada, gemilerin karadan yürütülerek Haliç'e indirilmesi fikri nasıl ortaya çıkar mesela? Nasıl uygulanır? Sultan Mehmet çevresinden ne tepkiler görür bu fikri üzerine? Onları nasıl ikna eder? Dramatik malzeme budur. Ama Faruk Aksoy ve senaristi Atilla Engin ne yapıyor? Sultan Mehmet günlerce çadırından çıkmayınca yardıma Akşemsettin çağrılıyor (gerçekte olduğu gibi köse değil, ak sakallı bir dede bu filmde kendisi). Akşemsettin, Fatih'i yürüyüşe çıkartıyor. Sen yaparsın diyor. Yani, gaz veriyor. Sonra bir bakıyoruz ki kızaklar kurulmuş, gemiler taşınıyor. Bu kadar basit mi yani? Bir kuşatma filminin dönüm noktası laftan mı ibaret?

Genel olarak daha yaşayan karakterlere, gerçekçi bir tarihsel yaklaşıma yüz vermeyen Fetih 1453, belki gişe başarısı açısından daha zekice bir tavırla imana bastırıyor. Fatih'in babasına layık olma gayreti ve imanı, bu filmde her şeyin çözümü. Vahiy niteliğinde rüyalar gören, imanı kuvvetli bir sultan portresi çizmenin; zeki bir askeri liderden daha cazip bulunmasını, şu dönemde anlayabiliyor aslında insan.

Yapımcılar, iyi senaryo yazabilecek insanlardan mı korkuyorlar? Bu film harcanan parayı misliyle geri döndürebilir belki ama bunca emeğin karşılığının şöyle dört başı mağrur, iyi bir film olması beklenmez mi? İnsan bunca emeği göz göre göre kötü bir film için niye harcar? Yine de Fetih 1453, Osmanlı mitlerine hayran, yüksek beklentilerinin gazıyla gerçek beğeni arasındaki farkı ayırt edemeyecek çok sayıda insan tarafından göklere çıkartılacaktır muhakkak.

Hiç mi iyi bir şey yok? Hakkını vermem gereken kısımlar var elbette. Örneğin, Bizans surlarının altından geçmek için tünel kazan lağımcıların mini hikayesini gayet etkili buldum. Her şeyin en görkemlisini, en çoğunu anlatmak yerine bu aşağıdaki insanların öyküsü üzerinden izleyeceğim bir film çok daha ilgimi çekebilirdi.

Oyunculuklar ve oyunculuk üslubu gelen olarak problemli. Ancak Fatih Sultan Mehmet'i oynayan Devrim Evin kötü değil. Filmin esas yıldızı ise, Ulubatlı Hasan rolündeki İbrahim Çelikkol. Yıldız kumaşı olduğunu yadsıyamayız kendisinin.

Ulubatlı ile Giovanni Giustiniani arasındaki uzun kılıç dövüşü sahnesi ise, biraz fazla Kill Bill / Jason Bourne melezi haline rağmen başarılı uygulanmıştı. Sırf efekt göstermek için tasarlanmış çok sahne izliyoruz Fetih 1453'te. Ama bazılarının, özellikle de bu gibi ikili kılıç dövüşü sahnelerinin gayet iyi olduğunu kabul etmek gerek.

Bahsetmeyi atladığım detaylar vardır muhakkak ama meramımı anlamışsınızdır herhalde. İzleyip izlememek size kalmış.

Eleştirmen 5 üzerinden 1,5 vermiş...

Ali Ercivan
(link)
Yalnız filmi izleyen beyazperde üyelerinin yorumları eleştirmenle genel anlamda aynı yönde değil. Üyeler genel olarak filmi beğenmişler. Zaten ülkemizde eleştirmenlerle, izleyicilerin yorumları genelde taban tabana zıt oluyor.
Üye puan ortalaması 5 üzerinden 4
 

Samet Şenel

Forum Bağımlısı
Kayıt
20 Nisan 2009
Mesaj
2.243
Tepki
782
Şehir
Eskişehir
Bisiklet
Bisan
Filme yer bulamadım iyide olsa kötüde olsa gitmek istiyorum mutlaka ama fragmanına bakınca o kadar para harcanan şey böyle yapmacık olmamalı diye düşünüyor insan. Sonuçta kendi tarihin dünyaya tanıtılacak bir nevi her şeyin dört dörtlük olması gerekli diye düşünüyorum,yer bulupta izleyebilirsem yorumumu eklerim yine :)
 

MuhammedErkan

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Ağustos 2011
Mesaj
892
Tepki
419
Şehir
Sivas
Süper film olmuş, bence Türk sinemasının gelişimi dikkate alınarak eleştirilmeli.
Şimdiye kadar tarihimizle ilgili hiç adam gibi bir yapıt var mı? [Muhteşem(!) Yüzyıl demeyin]
Bu konuda çalışma var mı? Tabiki yok.
O yüzden çok güzel diyorum ve daha iyileri gelecektir diye düşünüyorum.
 

MuratHan

Forum Bağımlısı
Kayıt
19 Temmuz 2008
Mesaj
1.687
Tepki
2.287
Şehir
Alanya
Bisiklet
Scott
Dün izledim ve çok beğendim. Müthiş iş çıkartmışlar öncelikle verilen emeği takdir etmek gerek. Filmde bir çok yerde tüylerim diken diken oldu. Uzun zamandır bu duyguyu yaşayamamıştım emeği geçenlere buradan teşekkür ediyorum. Görsel ve yazılı medyada tarihi çarpıtan diziler ve yazılanlardan sonra böyle bir filmi izlemiş olmak toplum üzerinde panzehir etkisi yaratacaktır. İşin özü, izleyin ve de izlettirin.
 
Kayıt
26 Temmuz 2011
Mesaj
22
Tepki
12
Şehir
KONYA
film görsellik bakımından guzel ama muhtesem degıl.film ise tarihi bilmeden yaptıkları kesın ve çok saçmalamışlar istediğim bir film değildi bundan eminim bu kesin ve sen tut ulubatlı hasan'ı gayrı mesru bır ılıskıye sok..iğrençti
 

erkan sozoren

Daimi Üye
Kayıt
25 Nisan 2010
Mesaj
274
Tepki
79
Şehir
bursa
evet sacma cok sahnesı var gorsellık olarak muzık olarak cok guzel iş cıkarmıslar ben 10 uzerinden 8 veriyorum
 

Bisikletli Gezgin

Forum Bağımlısı
Kayıt
3 Mart 2011
Mesaj
3.874
Tepki
4.683
Şehir
Altındağ, Ankara
İsim
Mustafa
Bisiklet
Sedona
Film görsellik olarak güzel... Ama senaryo zayıf gibiydi. Çok daha etkili bir senaryo ayzılaiblirdi. Sultan Mehmet Hanı oynayan Devrim Evin'i başarılı bulmadım. 10/7