Kadir AYINTAP
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 27 Kasım 2009
- Mesaj
- 908
- Tepki
- 2.689
- Şehir
- İstanbul Maltepe
- İsim
- Kadir
- Bisiklet
- Cannondale
Forum sever arkadaşlar merhaba.
Geçtiğimiz hafta özel araçla, iş sebebi ile 4 günlük fethiyeye gitmemiz gerekti. bisikletimi getirip getirmeme konusunda tereddütlüydüm, gezi yapmaya fırsat bulamam diye, ama fırsat bulupta bisiklet olmaması sebebi ile fethiyede gezemezsem bin pişman olmamak için bisikletimi getirmeye karar veriyorum, ve iyikide getirmişim yarım günde olsa gezme fırsatı buldum işte resimler...
istanbuldan bisikletmi araca yüklüyorum.
(link)
tarih 9 aralık 2010 fethiyede turuma başlıyorum
(link)
sabah saatleri hava parcalı bulutlu bir güneşli ara ara yağmur bile var ama hiç yağmura yakalanmadım ilk gitmek istediğim yer ölüdeniz fethiyeden çıkıyorum müthiş bir rampa sizi karşılıyor
(link)
rampanın sonundayım geri bakıp bir oh çekiyorum..
(link)
rampa sonrası tatlı bir eğimle babadağı size hosgeldiniz der gibi tüm heybeti ile karşınızda duruyor. burası aynı zamanda dünyanın tercih edilen yamaç paraşütü noktalarından biri.
(link)
ölüdenize son 3km civarında yol var gidenler bilir çok dik inişe sahip bir yer burda firen papuçlarından hafifduman ve koku geldi...
(link)
ve karşınızda ege ile akdenizin buluştuğu nokta diyebileceğimiz bir konumda bulunan ölüdeniz. aslında ben bu ölüdeniz adınada karşıyım Allahın kanlı canlı denizine hiç dalga olmaması ve sakinliği sebebi ile konulan bu ölüdeniz ismi nedense hoşuma gitmiyor...
(link)
yılın bu mevsimi aralık ayında burda milli parkta kimse olmaz diyordum ama milli park girişinde görevli sizi karşılıyor ve sadece yaya ücreti olan 4 lirayı tahsil ediyor...
(link)
manzara harika..
(link)
çok popüler olan bu kumsalda yazın havlu serip güneşlenecek yer bulmak nerdeyse imkansız ama şimdi tüm kumsal bana ait
(link)
gelmişken denize girmemek olmaz deniz umduğumdan daha sıcakmış..
(link)
sadece denize giren ben değilim milli parkın daimi müdavimleri ailecek deniz sefasında
(link)
fotograf makinamı kapıp denize giriyorum denizdende ördeklerin resmini çekiyorum
(link)
yazın araba park edecek yer bulmak imkansızken ölüdenizin otoparkında tek bir arac yok
(link)
milli parktan çıkıp alış veriş merkezlerinin lokantalar ve eğlence merkezlerinin olduğu yerleri geziyorum ama kimsecikler yok terkedilmiş kasaba görünümünde...
(link)
5 dakikada inip firen papuçlarını yaktığım rampayı 35 dakikada geri çıkıyorum ve şimdiki rotam kayaköy...
(link)
kayaköye giderken yol hisarönünden geçiyor burasıda terkedilmiş kasaba görünümünde bir yer..
(link)
benden evvel kayaköye giden yağmur bulutlarının ıslattığı toprak kokulu yollardan geçip şirin bir orman aştıktan sonra kayaköydeyim..
(link)
kayaköyün tarihcesi..
(link)
zamanın arnavut kaldırımlı dar sokaklarında ilerliyorum
(link)
açık hava müzesi konumundaki kayaköy evleri..
(link)
"fani dünya" bu evleri binbir hevesle yapan insanlar evlerini terketmek zorunda kalmaktan ziyade şimdi hiç biri hayatta değil..
(link)
kayaköy çıkışında sol tarafa tabele gemiciler koyu ve af kule istikametini gösteriyor daha evvel her iki yerede gittim, gemiciler koyu gidiş açısından ideal bir yer hep iniş ama dönüşü hesap edince ordan vaz geçiyorum af kule yoluda yakın ama bisiklet için oldukca bozuk bir yol acaba yaptılarmı diye bakmak istiyorum..
(link)
ama ne mümkün yol kaya kütleleri ile kaplı ufak bir patika yol mevcut vaz geçiyorum..
(link)
ege ve akdeniz kıyılarında sıcak iklimi seven bu kaktüs oldukca büyüyebilen ağaç büyüklüğüne erişen bir bitki türü bunun çok lezzetli meyvasıda oluyor ama oldukca dikenlidir
(link)
yolda gezmeye çıkmiş sosyete köpeklere raslıyorum bir müddet bisikletimin önünde ilerleyip gözden kayboluyorlar birazda sinirliler nedense
(link)
fethiye aynı zamanda tarih öncesi likya yolunun başlangıcı sayılan bir noktada bulunuyor. dünyanın çeşitli yerlerinde her sene yapılan "ultra maraton" bu sene 509 km. parkura sahip "likya yolunda" yapıldı fethiyen başlıyan ve antalyada son bulan likya maratonu yaya olarak yanılmıyorsam 1 haftalık yarış süresinde katedildi..
(link)
ve artık yemek zamanı
(link)
Dört deniz dört kapı gezen Ahmet beye raslarım diye etrafa bakınıyorum ama sanırım yine etler bana kaldı
(link)
ve tekrar fethiyedeyim...
(link)
fethiye yat limanı..
(link)
yat limanı oldukca kalabalık herkes limanda demirlemiş
(link)
limandan son bir resim daha..
(link)
fethiye eski yat limanındayım, balık ağı ayıklayan balıkcılardan rızkını koparan sevimli bir kedi opjektifime takılıyor..
(link)
buda balık pazarını mesken tutmuş başka bir kedi
(link)
fethiye balık pazarı fethiyeye her geldiğimde gezdiğim güzel görülmeye değer bir mekan buraya yolunuz düştüğünden balık pazarını ve salı günü kurulan köylü pazarı denk gelirseniz mutlaka görün derim...
(link)
fethiyede ayrıca saklıkente gitmek niyetindeydim ama vakit olmadığından orayı başka bir sefere bırakıyorum umarım tekrar bu eşsiz güzellikteki fethiyeye geliş nasip olur diyorum..
kısada olsa fethiyede bisikletle gezmek güzeldi ama vakit istanbula dönme vakti
Geçtiğimiz hafta özel araçla, iş sebebi ile 4 günlük fethiyeye gitmemiz gerekti. bisikletimi getirip getirmeme konusunda tereddütlüydüm, gezi yapmaya fırsat bulamam diye, ama fırsat bulupta bisiklet olmaması sebebi ile fethiyede gezemezsem bin pişman olmamak için bisikletimi getirmeye karar veriyorum, ve iyikide getirmişim yarım günde olsa gezme fırsatı buldum işte resimler...
istanbuldan bisikletmi araca yüklüyorum.
(link)
tarih 9 aralık 2010 fethiyede turuma başlıyorum
(link)
sabah saatleri hava parcalı bulutlu bir güneşli ara ara yağmur bile var ama hiç yağmura yakalanmadım ilk gitmek istediğim yer ölüdeniz fethiyeden çıkıyorum müthiş bir rampa sizi karşılıyor
(link)
rampanın sonundayım geri bakıp bir oh çekiyorum..
(link)
rampa sonrası tatlı bir eğimle babadağı size hosgeldiniz der gibi tüm heybeti ile karşınızda duruyor. burası aynı zamanda dünyanın tercih edilen yamaç paraşütü noktalarından biri.
(link)
ölüdenize son 3km civarında yol var gidenler bilir çok dik inişe sahip bir yer burda firen papuçlarından hafifduman ve koku geldi...
(link)
ve karşınızda ege ile akdenizin buluştuğu nokta diyebileceğimiz bir konumda bulunan ölüdeniz. aslında ben bu ölüdeniz adınada karşıyım Allahın kanlı canlı denizine hiç dalga olmaması ve sakinliği sebebi ile konulan bu ölüdeniz ismi nedense hoşuma gitmiyor...
(link)
yılın bu mevsimi aralık ayında burda milli parkta kimse olmaz diyordum ama milli park girişinde görevli sizi karşılıyor ve sadece yaya ücreti olan 4 lirayı tahsil ediyor...
(link)
manzara harika..
(link)
çok popüler olan bu kumsalda yazın havlu serip güneşlenecek yer bulmak nerdeyse imkansız ama şimdi tüm kumsal bana ait
(link)
gelmişken denize girmemek olmaz deniz umduğumdan daha sıcakmış..
(link)
sadece denize giren ben değilim milli parkın daimi müdavimleri ailecek deniz sefasında
(link)
fotograf makinamı kapıp denize giriyorum denizdende ördeklerin resmini çekiyorum
(link)
yazın araba park edecek yer bulmak imkansızken ölüdenizin otoparkında tek bir arac yok
(link)
milli parktan çıkıp alış veriş merkezlerinin lokantalar ve eğlence merkezlerinin olduğu yerleri geziyorum ama kimsecikler yok terkedilmiş kasaba görünümünde...
(link)
5 dakikada inip firen papuçlarını yaktığım rampayı 35 dakikada geri çıkıyorum ve şimdiki rotam kayaköy...
(link)
kayaköye giderken yol hisarönünden geçiyor burasıda terkedilmiş kasaba görünümünde bir yer..
(link)
benden evvel kayaköye giden yağmur bulutlarının ıslattığı toprak kokulu yollardan geçip şirin bir orman aştıktan sonra kayaköydeyim..
(link)
kayaköyün tarihcesi..
(link)
zamanın arnavut kaldırımlı dar sokaklarında ilerliyorum
(link)
açık hava müzesi konumundaki kayaköy evleri..
(link)
"fani dünya" bu evleri binbir hevesle yapan insanlar evlerini terketmek zorunda kalmaktan ziyade şimdi hiç biri hayatta değil..
(link)
kayaköy çıkışında sol tarafa tabele gemiciler koyu ve af kule istikametini gösteriyor daha evvel her iki yerede gittim, gemiciler koyu gidiş açısından ideal bir yer hep iniş ama dönüşü hesap edince ordan vaz geçiyorum af kule yoluda yakın ama bisiklet için oldukca bozuk bir yol acaba yaptılarmı diye bakmak istiyorum..
(link)
ama ne mümkün yol kaya kütleleri ile kaplı ufak bir patika yol mevcut vaz geçiyorum..
(link)
ege ve akdeniz kıyılarında sıcak iklimi seven bu kaktüs oldukca büyüyebilen ağaç büyüklüğüne erişen bir bitki türü bunun çok lezzetli meyvasıda oluyor ama oldukca dikenlidir
(link)
yolda gezmeye çıkmiş sosyete köpeklere raslıyorum bir müddet bisikletimin önünde ilerleyip gözden kayboluyorlar birazda sinirliler nedense
(link)
fethiye aynı zamanda tarih öncesi likya yolunun başlangıcı sayılan bir noktada bulunuyor. dünyanın çeşitli yerlerinde her sene yapılan "ultra maraton" bu sene 509 km. parkura sahip "likya yolunda" yapıldı fethiyen başlıyan ve antalyada son bulan likya maratonu yaya olarak yanılmıyorsam 1 haftalık yarış süresinde katedildi..
(link)
ve artık yemek zamanı
(link)
Dört deniz dört kapı gezen Ahmet beye raslarım diye etrafa bakınıyorum ama sanırım yine etler bana kaldı
(link)
ve tekrar fethiyedeyim...
(link)
fethiye yat limanı..
(link)
yat limanı oldukca kalabalık herkes limanda demirlemiş
(link)
limandan son bir resim daha..
(link)
fethiye eski yat limanındayım, balık ağı ayıklayan balıkcılardan rızkını koparan sevimli bir kedi opjektifime takılıyor..
(link)
buda balık pazarını mesken tutmuş başka bir kedi
(link)
fethiye balık pazarı fethiyeye her geldiğimde gezdiğim güzel görülmeye değer bir mekan buraya yolunuz düştüğünden balık pazarını ve salı günü kurulan köylü pazarı denk gelirseniz mutlaka görün derim...
(link)
fethiyede ayrıca saklıkente gitmek niyetindeydim ama vakit olmadığından orayı başka bir sefere bırakıyorum umarım tekrar bu eşsiz güzellikteki fethiyeye geliş nasip olur diyorum..
kısada olsa fethiyede bisikletle gezmek güzeldi ama vakit istanbula dönme vakti