!F Istanbul basladi!!

Film severler, hele bagimsiz sinemadan hoslananlar, bir 10 gun nefes alabilecegiz gosterimlerin anadolu yakasinda da olmasi, hele hele Caddebostan Kultur Merkezindeki AFM'de yapilmasi da ayri bir tad katti olaya Bir eksiklikle beraber: bayagi iyi bir merkez yapmislar, alt kattaki restaurant da guzel bir mekan vakit oldurmek icin, ama.... hemen herseyi dusunen Kadikoy Belediyesi o koskoca binaya bir bisiklet park alani yapmamis, ki onundeki cep gibi bolumde bunun icin ideal bir yer bile mevcut dusuncesizler diyor hemen bugunun 2 filmine geciyorum

19:30 Mutluluk gibi birsey'e hemen arkasindan 22:00'de de Serenity'e girdim.. Her ikisini de tavsiye ederim..

Mutluluk gibi birsey (Stesti) uzun zamandir pesinde oldugum, odule doymayan bir film.. Ask bu kadar guzel anlatilamaz, mutluluk da oyle, gercek hayatin gumus perdede ki ender hancer saplayip (fazla!) cevirmeyenlerinden (link) filmin orijinal stesi, ama Cek bilmiyorsaniz direk festival sitesinden de izleyebilirsiniz (link)

Serenity ise bir Joss Whedon saheseri (Angel ve Buffy reliklerinden hatirlarsiniz) gercekten de StarWars ile Matrix filmde kafa kafaya geliyorlar.. Aksiyon, bilim kurgu sevenlere tavsiyemdir muzikler, gorsel efektler, cok basarili.. abartmadan.. tadinda

Onumuzdeki 10 gun boyunca sinema koridorlarinda bir filmden digerine kosarken gorusmek uzere

yapı kredi kartı olanlara da % 50 indirimli üstelik..

!f'in açılışı Çarşamba günü akşamı Beyoğlu AFM Fitaş'ta yapıldı, ardından The Squid and the Whale / Mürekkep Balığı & Balina adlı film gösterildi... Başrollerinde Jeff Daniels ve Laura Linney'in rol aldığı filmde, evliliği yürümeyen ve boşanmaya karar veren bir çiftin yaşadıkları anlatılıyor... Çiftin ergenlik döneminde iki de oğlu var. Haftanın çeşitli günlerinde iki farklı ev arasında gidip gelen çocuklar, bu yeni hayata uyum sağlamaya çalışıyorlar... Bu konuyu daha önce anneleri babaları boşanmış arkadaşlarıyla tartışıyorlar... Derken çocuklardan biri farklı günde annesinin evine gidince annesini sevgilisiyle yakalıyor, diğeri de babasının kaçamağını görüyor. Mürekkep Balığı & Balina aslında komik bir film... Zevkle, keyifle izleniyor...

Gösterim tarihleri :
18 Şubat Cumartesi, Saat : 19:00, Salon : AFM1
19 Şubat Pazar, Saat : 15:30, Salon : AFM Budak Caddebostan

Film, 3 Mart'tan itibaren ticari sinemalarda da gösterime girecek...

Festivalde gösterilecek Fırtına (Storm), Herşey Bitti Pete Tong (It’s All Gone Pete Tong), Jack ve Rose’un Şarkısı (The Ballad of Jack and Rose), Junebug, Kaena: Kehanet (Kaena: The Prophecy), Kira (Rent) , Rize (Rize) adlı filmler de önümüzdeki günlerde yine ticari sinemalarda gösterime girecek...

bu arada ne yaptim ettiysem Yurttas Kopek'i bir turlu programima oturtamadim eger DVD, Divx arsivlerinde (bir ihtimal de olsa) bu filmi bulunduran arkadaslar varsa ve benimle paylasmak isterlerse, cok mutlu olurum

benim festival favorilerim Yurttas Kopek disinda,

Mahalle
Serenity
Drawing Restraint 9
Wholpin
Naber Gencler
Firtina ve
Ben Sen ve Digerleri

Bunlar disinda da bir yigin guzel film, film tadinda belgesel var.. Eger hepsini ayni anda alip butcenizi gocertmek istemiyorsaniz, bir alternatif, bilgi universitesinin film arsivi.. bazi filmler festival sonrasinda arsive dahil ediliyorlar.. bagimsiz sinemanin dusuk butceli ama yaraticiligin tavana vurdugu orneklerini orada seyretmeniz mumkun Ben 15 filmle sinirladim kendimi, ama her bilet gisesi onunden gecisimde tirnaklarimi kemirip bir 5 tane daha almamak icin kendimi zor tutuyorum

Bugunun iki filmi Rize ve Biz Ne Biliyoruz ki idi benim icin

Rize Clowning, Krump ve Guney LA varos kulturu uzerine muhtesem bir belgesel. Film tadinda, Tupac'in ozellikle rapleriyle suslenmis, tam bagimsiz, tam tadinda, bastan sona tuylerinizi diken diken eden ve tutan bir 90 dakikalik, dans, renk, hayat, ve muzik harmani.. Ama en fazla on planda olan sey kesinlikle hayat... Diger gosterimlerini buldugunuz yerde yakalamanizi siddetle tavsiye ederim, pisman olmayacaginizi da gonul rahatligiyla garanti edebilirim..

Biz Ne Biliyoruz ki? nin yuksek noktasi bence Ramtha'yla sonunda tanismamiz (ve onun Samantha Fox'un annesi tadinda kocaman aksani Irlandaliya kacan ama belirsiz, sarisin bir ev hanimi oldugunu ogrenmemiz! Ah dus kirikligi ).. Onun disinda Quantum fizigiyle ilgilenseniz bile bu BBC Discovery Channel ile kafa kafaya vurmus belgesel bagimsiz film festivalinde ne yapiyor diyebilirsiniz. Belki konu itibariyle "marjinal" ajandaya uyduruldu, evet konu enteresan, butun "dusunce gucuyle hayatinizi degistirebilirsiniz" savlarini pekistiren, destekleyen tartismalarla dolu. Ama ben gene de pedal cevirerek hayatinizi degistirebilirsiniz savini daha cok seviyorum.. Kisacasi, baska birseye bilet bulamazsaniz gidin. Ben bu dunyada ne yapiyorum sorusu sizi geceleri uyanik tutuyorsa mutlaka gidin. Ama onun disinda paranizi daha farkli bir yoruma yatirmanizi tavsiye ederim.. Ha pisman miyim gittigime? Hayir, kesinlikle.. Ama onun yerine Yurttas Kopegi seyretmek ister miydim? kesinlikle.. eheheh.. Benim bu filmi bulmam lazim

bakalim... cumartesi Enron ve Mahalle'ye gittim.. Bugun de Wholpin ve Görev: Hayal Ulkesi..

Enron: Smart guys in the room, Enron skandalini basindan sonuna ele alan cok yonlu bir belgesel.. Yani, belgesel olarak enteresan ama ben hala bu filmin bagimsiz film festivalinde ne aradigini merak ediyorum.. !F'in seckisi her gecen yil daha bir genisliyor. Ilk senelerinde Hal Hartley gibi bagimsizlari agarlarlarken simdilerde bir cok buyuk butceli uzun metraj festivalin kapsamina girmis durumda.. Yakinda Bagimsiz kelimesini festivalin adindan kaldirmalari gerekebilir

Film ote yanda, bir sirketi masaya yatirip "uzman"lar tarafindan kesip bicmesiyle cok enteresan.. acgozluluk, hirs, ve narsisizm uzerine kurulu bir sirketin atardarmarlarini teker teker izole edip incelemesi kelimenin tam anlamiyla cok "şık" ("anlaticilarin" ev ve kiyafetlerini gordugunuzde ne demek istedigimi anlayacaksiniz )

Mahalle bir Macar animasyonu.. "karikatur"den hoslaniyorsaniz cok zevk alabilirsiniz.. Hikaye siradan.. Cizimler yaratici.. Ama bizim sinemadan cikarkan ki fikrimizi onumuzde yuruyen 17-18li yaslarda 3 cocuk cok guzel ozetledi, "zaten butun paramiz bu kadardi, onu da gittik gittik bu filme yatirdik!! bir de macarca!!!" eheheheeuuu... animasyondan hoslaniyorsaniz, macarca anliyorsaniz, kacirilmamasi gereken bir "bagimsiz" film

Gelelim bugune..

Wholpin.. Ayakli bir dergi.. muhtesem bir fikir.. Nasil bir derginin her bolumunu illa ki sevmezsiniz, Wholpin'in de butun parcalarini sevmek zorunda degilsiniz.. Ama "bagimsiz" ruhu ozlemis olanlara, ham yaraticiliga saygi duyanlara siddetle tavsiyemdir Buyuk Bosluk benim favorim Delicious, tam bir kult kisasi.. vs vs vs.. Paraniz bosa gitmez

Gorev: Hayal Ulke Felluce'deki bir birligin gunluk hayati.. Irak savasina farkli bir acidan bakmanizi saglarken cok fazla orijinal birsey de yapmiyor. Bir Amerikan Ordu propogandasi olmaktan pacayi guc bela bazi samimi itiraflar, ve en sonuna yerlestirilmis gorsellerle son dakikada kurtarmis.. Yani.. Vaktiniz varsa gidin. Ama kacirirsaniz hayatiniz ayni zenginligiyle devam eder, guvenin

Yapmayın arkadaşlar...anlatmayın... zaten üzülüyoruz kaçırdığımıza...
Kadıköyden,Ankaradan sonra Eskişehiride programa dahil etme ümidiyle bekliyoruz...

hay allah, haklisiniz, dusuncesizlik benimkisi

neyse, onumuzdeki sene eskisehire gelemese bile festival, siz bir bahane uydurup atlayin istanbul'a gelin bence benim bir konser icin kitalararasi atladigim bile olmustur degiyor

Sevgili bikergrrl,ben sıla özlemiyle yanan bir istanbulluyum tepkimi mazur gör...

İki senedir Eskisehirde yasıyorum,if fest.i ilk yılından beri takip ettiğim için bu sene gidemiyince sizi kıskandım açıkcası... ama siz yinede gittiğiniz filimleri anlatın,okuması pek keyifli...

tamam o zaman ben devam ediyorum

Bugunun ozeti kisalar 1 (9 kisa film, bizim cocuklar.. aralarinda cok yaratici animasyonlar, yaratici hikayeler ve orijinal yaklasimlar var.. umut verici, hatta keyifli bir tanesi cok vasatti.. hikaye enteresan olabilirdi, ama cok fazla duygu somurusu ve beklenen aci son vs.. biraz klise (Rifat) digeri ise (Zil Zal, Deprem) bir video enstellasyon olabilir ama seyirciye yonelik duygu somurusu gorunce ben sinir oluyorum, zaten sonuncusuydu, cikiverdim ilk 5 dakkanin sonunda Ama Pamuk Prenses I'i seyredenlere mujde, Pamuk Prenses II cikti Neyse, kaciranlar bu hafta icerisinde Karga'da hepsini seyredebilirler.. Yanilmiyorsam Carsamba ya da Cumartesi, sitelerinden kontrol edebilirsiniz

Arkasindan Wassup Rockers / Naber Gencler, gayet yuzeysel (ama Punk Rock yuzeysellik demek degil midir zaten, Ramones Hispanic olmus bu film cikmis, ya da Sid and Nancy (the Sex Pistols) hikayeyi hatirlarsiniz.. neyse lafi uzatmayalim ) bir punk rock/kay kay filmi.. benim agzim kulaklarimdaydi, muzik, yuzeysellik, arada bir irdeleme, genclik vs, yapmak istedikleri bu muydu bilmiyorum ama bence kazaran yonetmenin varos ve latino kulturune yuzeysel bakisi ile filmin icerisinde gosterilen gencligin yuzeysel "dostluk"lari birlesmis, birbirini pekistirmis, ortaya (punk, hele street punk severseniz, ) muhtesem bir karisim cikmis, afiyetle

Son olarak Junebug.. Filmden cikarken karsilastigim bir arkadasin soyledigi gibi, kutulanmis hayatlar.. En sevdiginiz kisileri gercekte ne kadar taniyorsunuz. Karinizi, annenizi, kardesinizi. iliskiler ne uzerine kurulmalidir. kurulduklari sey bittigi zaman ne olur. gibi bir suru ahiret sorusuna North Carolina'nin sicak ikliminde sort t-shirt cevap ariyor tavsiye ederim

Wassup Rockers tam benim görmek isteyecegim bir filimmiş...
punk olsun çamurdan olsun...

ozellikle camurdan olsun mumkunse

Moral Decay filmin soundtrack'inde en fazla yer alan grup.. Onun disinda bir yigin Hispanik punk grubu, muhtemelen adi sani fazla duyulmamis yerel gruplar.. Ama en kisa zamanda bir liste cikartip gonderirim belki mp3 olarak bulabilirsiniz

Ehehe unutmadan, filmin produktorlerinden birisi Sharon Stone ablamiz

Kisalar 2. grup da 1. grup kadar basariliydi.. cok yaratici fikirler oldugu gibi, bir o kadar vasat, ama en azindan denemis olmalarindan sirtlari sivazlanacak projeler vardi bugun.. Kolay degil ne de olsa kisa cekmek, hikayeyi buldun, parayi buldun, ekibi kurdun, 20 dakikanin altinda cektin, kurguladin, e bir de etkileyici bir son lazim! ah, iste burda 1. ve 2. gosterimdekiler ciddi sıkıntı yasiyorlardi.. 2 film haric. 1. grubun ilk filmi eye for a tooth, ve 2. grubun 3. filmi carpisma.. Carpisma biraz agir baslamakla birlikte ortalara dogru hizlanip, bir de uzerine bir yigin yaratici montaj teknigi arti, komik / beklenmedik bir son koyunca.... off diyorsun, bitti bu is, umarim bu cocuklar alir odulu

Neyse.. gelelim Burning Man'e.. Festivali duymussunuzdur.. Nevada'da hicbirseyligin ortasinda 1 hafta boyunca sanat adina yapilan bir yigin birsey.. sanat var.. ama sanattan ziyade sehir ortaminda sıkısıp kalan "sanatcilarin" mekan ve zaman boyutunda disa acilmalari "patlamalari" (iyi ya da kotu ) soz konusu.. Herneyse.. Filmden cikmis bir kafede otururken "problem neydi biliyor musun?" dedim (zira benim icin son yarim saat bitmek bilmedi ) biz burada bagimsiz tadda yapilan 1. burning man'i seyrediyor olsaydik, ben bayilirdim, hatta tadindan yenmez derdim.. Ama aradan 13 sene gecmis.. Organizasyon "o-r-g-a-n-i-z-a-s-y-o-n" olmus.. tadi tuzu kalmamis.. bu saatten sonra bu is nasil yapiliyoru ben salonumda kucagimda bir canak dolusu cips, uzerimde esorfman, arada mola vererek seyrederim.. ama bir bagimsiz film festivalinde bu "belgesel"in (tirnak icerisinde cunku daha cok sahne arkasi/tanitim filmi tadinda) isi ne?

Yani kacirirsaniz uzulmeyin mumkunse evde rahat rahat mola vere vere seyredin

1 gun ara veriyorum festivale.. Persembe aksam ayni saatte ayni yerde bulusmak uzere efendim

Yahu..."çarpışma" isminde çokmu filim olmaya başladı? banamı öyle geliyo!!?
bu kısa filim de dahil 4 tane bildiğim filim oldu aynı adla...
şimdi üşendim yönetmenleri saymaya...

valla carpisma, kapisma, bunlar son zamanlarda bayagi sık gorulur olmaya basladi ama kisa metrajli carpismanin ana fikri, yani carpismanin "tesaduf"u bugun cok guzel bir sekilde ozetlendi benim icin.. Caddebostan isiklarda kac tane sahipli golden retriever bir araya gelebilir bir kirmizi isikta? (baska kopek yok ve hepsi sarinin farkli tonlarinda, sahiplerinin hepsi de bayan) tam 5 tane desem ya a. tesaduf ya da b. golden retriever modasi basladi evcil hayvan dukkanlari dumping yapiyor

bugunun en buyuk gorsel olayi Kargart'da baslayan video gosterimleri.. Malmo Universitesi ogrencilerinin de calismalarinin yer aldigi gosterimler 22-24 Subat arasi 20:30'da 25 Subat'ta 15:30da gene 25 Subat'ta 20:00'de 26 Subat'ta ise 15:30 ve 20:00 de gorulebilir..

Toplam 26 gosterim var.. pespese izlediklerimden benim cikardigim 2 sonuc:

1. sıkıcı bir video enstelasyonundan daha berbat birsey sıkıcı ve "uzun" bir video enstellasyonudur.

sub-sonuc: video enstellasyonlari, kelime itibariyle, bir yere monte edilmelidir, oturulup seyredilmemelidir, icinde yurunmeli, duvarda istenildigi kadar seyredilmeli, basi sonu farketmeden icine dalinmalidir.

sub-sub-sonuc: 26 enstelasyona pespese bastan sona bakinca kisi yakin donem hafiza kaybina ugrayabilir (hay bin kunduz, bir onceki neydi yahu! reaksiyonu bunun bir tezahurudur)

2. cogu sıkıcı ve anlasilmaz video enstelasyonlari oncesindeki kokteylde nadiren icilmeli, mumkunse, hic icilmemeli, ama kokteyl sonrasi asagi inip bir sise tekilayi kafaya dikmek makul karsilanmalidir.

toplam 26 gosterim, bosu bosuna yorulmayin diye ben hemen size nacizane goruslerimi aktariyorum:

Burcu Yagcioglu -- Cop tabaklar (orijinal fikir, guzel yerlestirme, seyredilmeli)
Nevana Popovic -- Karambol (MUTLAKA seyredilmeli!!! )
Kevin Murphy -- Superposition (gercek hayattan bir enstelasyon, Micheal Moore'un 8 dakikalik versiyonu. guzel )
Ingrid Koslung -- The Black Block Balet

ve deeee benim 2 favorimmmmm

Matthias Kristersson -- Sessizligi Kovalamak (aynen basligi gibi.. tek kelimeyle MUKEMMEL!!!)
Evangelia Basdekis -- Sanat Guzeldir (insan kanvas farkli bir boyutta. ignelerden korkmazsaniz kacirmayin

digerlerini kacirabilirsiniz... hatta genis zaman diliminde asagi inip buz gibi bir bira bile icebilirsiniz..

tesekkur eden herkese tesekkur

Mazhar beye not: Karga oncesi Orta Dunya'ya ugradim, size mujde, Serenity gelmis, diger !F filmlerinin cogu da bir hafta icinde burda olur diyorlar.. Yani kacirmadiniz henuz

Teşekkürler bikergrrl,Orta Dünya'yı aklımda tutucam...
Ah..Ahhh... yine beni özlemlere gark ettiniz... Kadıköy,Karga hatıralarım canlandı...

Ben Eskisehirli olmadan önce Bakırköy'lüydüm,ama bir ara 15 günde bir fenerin maçlarına kadıköye gelirdim itiraf etmeliyimki Kadıköy'ün yeraltı kültürü dokusuna her zaman imrenmişimdir.
Kargada Tom Waits eşliğinde biramı yudumlamak,maçta önce fasılda demlenmek,Beyazdan enteresan unlu mamuller yemek,iskelede çay içmek,
kadifede kadıköy guruplarını dinlemek,çizgiroman dükkanlarında vakit geçirmek...

Neyse... benim bi bahaneyle istanbula gelmem lazım anlaşılan...

Bu arada sizin güçlü kaleminizden izlenimlerinizi okumak pek keyifli...
Teşekkür ederiz...

Sagolun yahu, kalem guclu muclu degil, tam tersine sabirsiz, aceleci

Dun aksam yorgun argin gelince verdigim sozu tutamadim, kusura bakmayin, ama dunun "basyapit"i Dostlar Arasinda'ydi.. Bas yapit derken ciddiyim, Kevin Smith'in Clerks'i tadinda, ama daha samimi, daha az teatral, hatta hic teatral degil..

Konu baslikla esdeger, oyuncular ise filmin film oldugunu hissettirmiyorlar size..

Mazhar beyin Istanbul hasretini ben bu filmi izlerken benim erken doksanli senelerdeki hayatim, dostlarim, yasadigim sehir icin duydum.. Filmin sonunda yonetmen ile kisa bir soylesi vardi.. Orda orta yaslarin ust seviyelerinde bir adamcagiz replikleri yapmacik buldugunu soyledi.. Ama isin entresan yani salondaki bir sonraki tepki bunun tam tersi oldugu yolundaydi.. Adamin ne dusundugunu bilemem, ama ya illa ki birsey sormak istiyordu, birseyleri elestirmek istiyordu, bula bula bunu buldu, ya da bizim hergun seyrettigimiz sinemadan o kadar uzak, o kadar gercek, ve o kadar, tekrarlayacagim ama, samimi ki.. Yonetmene gelen 2 sonraki soru ise: bir senaryo var mi?

Film boyunca gercekten Lawrence'in oturma odasina gum diye tepeden dusuyorsunuz, ve filmin sonuna kadar dostlar arasindasiniz

Bugun ve yarin bana musaade ama Pazar gunu son 3 filmi de devirdikten sonra soyle bir ozetleme yapariz artik

Bu arada birtek ben mi gidiyorum koskoca forumdan !F'e? Seyredenler, seyrettiklerinizi siz de yazsaniz ne hos olur

ah bu arada unutmusum.. su karga'daki video gosterimleri arasinda bir tane daha var benim cok begendigim, onun icin ayri birseyler yazayim derken hicbirsey yazamadan gondermisim Neyse, Ethem Ozguven'in "Kucuk Gol"u iyi tasarlanmis, iyi dusunulmus, esprili, basarili, ve bittigi zaman "yahu nooldu, ne guzel seyrediyorduk" dedirten bir parca.. Onu mutlaka gormenizi isterim

2 guzel filmle basladim bu festivale, 3 guzel filmle de bitirdim, eh bundan iyisi can sagligi..

Bugunun "hit"leri Estamira, Storm (firtina), me you and everyone we know (ben sen ver digerleri) idi.. Ve bana sorarsaniz hepsi birbirinden guzeldi!!!


Aralarda nefes alacak bile vaktim olmadi, pespese sabah saat 11:00 den 5:45'e kadar tam gun sinema soleni

bakalim:

Estamira, harika bir baslangici, etkileyici, surukleyici bir anlatimi, inanilmaz gorselleri olan 115 dakikalik (1 dakikasinda bile sıkılmadiginiz!!!) brezilya yapimi bir belgesel.. Tek bir kisinin, copluklerden plastik vs toplayan 62 yasindaki bir kadinin hikayesi.. Ama hikayeden ote bir karsi durus, kisisel ifade uzerine bir basyapit, ve ozgurlukleri, kisisel ozgurlukleri sorgulayan muhtesem bir belgesel.. Bir sekilde ele gecirmenizi, ve seyretmenizi tavsiye ederim.. Huzunlu, isyankar, surreal, asi.. 62 yasinda bir kadin nasil asi olur derseniz, Estamira'yla tanisin derim...

Ikinci film Firtina, Isvec yapimi bilim kurgu/fantastik bir film.. Benim tarzimda dolayisiyla koltuguma mihlanmis mutlu mesut seyrettim Serenity'le baslamistim, Firtina'yla bitirmem gerekiyormus onu gordum

Ucuncu film, ben sen ve digerleri, ahhhh ahhh burada ic gecirecegim.. bir zamanlar abondane oldugum bir TV kanali vardi yasadigim bir ulkede, Independent Film Channel.. Oyle boyle degil, eve girer girmez salonda TVnin onundeki kanepeye coker sabaha kadar ne var ne yok seyrederdim.. ve hep birseyler olurdu.. Sundance tayfasi tarafindan festival ve enstitunun kurulusundan bir kac sene sonra baslamisti.. Sadece bagimsiz yonetmenlerin calismalarini yayinlardi.. iste ben sen ve digerleri de IFC ve Sundance Institute sponsorlugunda bagimsiz filmin tacsiz kralicesi Miranda July'nin bir eseri bizim hayatimiz, bizim celiskilerimiz, bizim karmasamiz, cocukluk, buyukluk p) sanati yapan olmak, sanati secen olmak, buyuk hayallerimiz, ve aslinda bir filmde ozetlenebilecek kadar kucuk olan fiziksel dunyamiz.. esprili, cilgin, samimi, surreal, komik, ve gercek.. eheheh.. gercekten.. hepsi var bu filmde...

Neyse.. Festival bitti.. gerci bir hafta ek gosterim koymuslar ama ben seyredeceklerimin hepsini seyrettim artik normal hayatima donebilirim... o ne demekse