recep24ank
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 12 Kasım 2008
- Mesaj
- 1.540
- Tepki
- 4.634
- Yaş
- 44
- Şehir
- Sakarya Adapazarı
- İsim
- Recep Eşref ÇINAR
- Bisiklet
- Carraro
Daha fazla fotoğraf için: (link)
İkinci gün Yazılıkaya kamp alanından hareket ederek, Yapıldak, Oynaş, Kümbet, Kırka, Seyitgazi ve Eskişehir Kent Ormanına kadar yine 100 km. pedal çevirdik. Yol haritası: (link) haritadan da anlaşılacağı üzere genelde iniş odaklı kafadan rüzgarlı bir rota. Yolun kalitesi %60, bu yolda yol bisikleti ile gidilmez, bu benim görüşüm.
Birkaç çıkışı saymazsan 60 km. iniş gerçekleştiriyoruz. İlk bakışta yüksek bir oran gibi görünse de yolun durumu tırtıklı asfalt, titreşim manyağı oluyorsunuz. rüzgarı da hesaba kattınızmı yol size işkence oluyor, hava her iki günde güneşli ve sıcaktı, 37 dereceleri gördük. Çok şükür ki buranın havasında nem yok, sıcağı hissetmiyorsunuz. Biz yine de tedbirli elden bırakmadık ve güneş kremi kullandık. Çok iyi oluyor.
İnerken manzaralar mükemmel, doğa ile iç içe, sessiz sakin köyler, her köyde su var ama her köyde bakkal yok. Büyük beldelerde ve ilçelerde her türlü imkan mevcut. Yol boyunca bir çok yerde kahverengi tabela vardı, kaya mezarları, kaleler gibi, Frig Vadisi çok büyük bir alan, tamamını gezmen isterseniz 2 hafta ayırmalısınız, bu yüzden bizde bir çok yeri es geçtik ve yola devam ettik.
İlk durağımız kamp alanından 15 km. mesafede yer alan Kümbet köyüydü. Burası tamamen tarih kokuyor ve çok da güzel korunmuş. Tam zirvede kümbet şeklide türbe yer alıyor, etrafı mezarlık, girişinde birde eski kale yer alıyor, bazı noktaları çok tehlikeli dikkat etmek lazım. Bu köy başlı başına bir tarih, keşke daha fazla vaktimiz olsa idi de tamamını dolaşabilseydik. Yolunuz düşerse tam manasıyla gezmenizi tavsiye ederim. Gerçekten ben çok etkilendim.
Kümbetin giriş kapısı kapalı gibi duruyor ama eski tip kilit mekanizması var, itiklerseniz kapı açılmaz, mandal gibi bir kolu var ve aşağıya bastırınca açılıyor, içerisi çok sade ve birde mezar var. Bu alanda yatanların ruhlarına da dualarımızı eksik etmedik. Kümbetin üstü leyleklerin yaz kış evi olmuş durumda, hiç bizlerden rahatsız olmadılar, insanlara çok alışmışlar.
Bu tarihi köyden üzülerek ayrılıyoruz ve yola devam ediyoruz. Şimdi ki istikametimiz ise Kırka İlçesi, bu ilçe bor maden sanayiyle ön plana çıkmış bir ilçe, ilçede herşey var. İlçeye ilk girişte Borun merkezine hoşgeldiniz yazıyor. Bir markete girerek alışveriş yapıyoruz ve karnımızı doyuruyoruz.
Yemeğin ardından bor madenlerinin göletlerine doğru gidiyoruz. Bu alan güvenlikli özel bir alan, özelde yolu var. Göletlerin dibine kadar gidiyoruz ama dev taş bloklardan ve çitle çevrili alanından dolayı maalesef göletleri göremiyoruz. Çok uzaklardan da pek belli olmuyor. Ne yapalım sağlık olsun diyerek yola devam ediyoruz.
Eskişehir'e doğru dönüş yaparken yol güzergahında iç kısımlarda büyük baraj gölleri var. Zaman kısıtlamasından dolayı buralara gidemedik. İnşallah başka sefere inşallah. Gitmek isteyenler içinde bol yokuş olduğunu hatırlatırım.
Kıyafetlerimizi çeşmelerde kendimizi de derelerde bir güzel yıkadık. Eşyalarımızı heybemize asarak kuruttuk. Bu güzergahta çok fazla fotoğraf çekmedim, çokta görülecek bir alanda yoktu zaten. Yuvarlak bir halka çizdikten sonra tekrardan Seyitgaz İlçesine varıyoruz. Burada öğlen yemeği yedikten sonra mola vermeden Eskişehir'e varıyoruz.
Uzun bir yolculuğa çıkıyorsanız, hele ki merkez bir yerde kalacaksanız mutlaka önceden kendinize bir yerler belirleyin. Bu size nerde kalacağım sıkıntısını yaşatmaz. Bizde öyle yaptık. Yaptığımız araştırmalar neticesinde şehir merkezine 2 km. mesafede Kent Ormanı varmış, halka açık ücretsiz bir alan, bu alan yürüyüş yapmak, bisiklet sürmek, piknik yapmak için mükemmel bir yer.
Bizde bu alana girerek uygun bir yere çadırımızı kuruyoruz ve geceyi bu alanda deliksiz uyku çekerek geçiriyoruz. Bu alanda tuvalet (çok temiz) ve çeşme mevcut. Bizim yanımızda mini tüpümüz vardı, etrafımızı temizleyip mat ile çevirdikten sonra yemeğimizi pişirip burada yiyoruz. Kuş sesleri ve çam ağaçlarının gölgesinde temiz hava ile birlikte adeta enerjimize güç katıyoruz. Böylece ikinci günümüzü de kazasız belasız bir şekilde tamamlıyoruz
İkinci gün Yazılıkaya kamp alanından hareket ederek, Yapıldak, Oynaş, Kümbet, Kırka, Seyitgazi ve Eskişehir Kent Ormanına kadar yine 100 km. pedal çevirdik. Yol haritası: (link) haritadan da anlaşılacağı üzere genelde iniş odaklı kafadan rüzgarlı bir rota. Yolun kalitesi %60, bu yolda yol bisikleti ile gidilmez, bu benim görüşüm.
Birkaç çıkışı saymazsan 60 km. iniş gerçekleştiriyoruz. İlk bakışta yüksek bir oran gibi görünse de yolun durumu tırtıklı asfalt, titreşim manyağı oluyorsunuz. rüzgarı da hesaba kattınızmı yol size işkence oluyor, hava her iki günde güneşli ve sıcaktı, 37 dereceleri gördük. Çok şükür ki buranın havasında nem yok, sıcağı hissetmiyorsunuz. Biz yine de tedbirli elden bırakmadık ve güneş kremi kullandık. Çok iyi oluyor.
İnerken manzaralar mükemmel, doğa ile iç içe, sessiz sakin köyler, her köyde su var ama her köyde bakkal yok. Büyük beldelerde ve ilçelerde her türlü imkan mevcut. Yol boyunca bir çok yerde kahverengi tabela vardı, kaya mezarları, kaleler gibi, Frig Vadisi çok büyük bir alan, tamamını gezmen isterseniz 2 hafta ayırmalısınız, bu yüzden bizde bir çok yeri es geçtik ve yola devam ettik.
İlk durağımız kamp alanından 15 km. mesafede yer alan Kümbet köyüydü. Burası tamamen tarih kokuyor ve çok da güzel korunmuş. Tam zirvede kümbet şeklide türbe yer alıyor, etrafı mezarlık, girişinde birde eski kale yer alıyor, bazı noktaları çok tehlikeli dikkat etmek lazım. Bu köy başlı başına bir tarih, keşke daha fazla vaktimiz olsa idi de tamamını dolaşabilseydik. Yolunuz düşerse tam manasıyla gezmenizi tavsiye ederim. Gerçekten ben çok etkilendim.
Kümbetin giriş kapısı kapalı gibi duruyor ama eski tip kilit mekanizması var, itiklerseniz kapı açılmaz, mandal gibi bir kolu var ve aşağıya bastırınca açılıyor, içerisi çok sade ve birde mezar var. Bu alanda yatanların ruhlarına da dualarımızı eksik etmedik. Kümbetin üstü leyleklerin yaz kış evi olmuş durumda, hiç bizlerden rahatsız olmadılar, insanlara çok alışmışlar.
Bu tarihi köyden üzülerek ayrılıyoruz ve yola devam ediyoruz. Şimdi ki istikametimiz ise Kırka İlçesi, bu ilçe bor maden sanayiyle ön plana çıkmış bir ilçe, ilçede herşey var. İlçeye ilk girişte Borun merkezine hoşgeldiniz yazıyor. Bir markete girerek alışveriş yapıyoruz ve karnımızı doyuruyoruz.
Yemeğin ardından bor madenlerinin göletlerine doğru gidiyoruz. Bu alan güvenlikli özel bir alan, özelde yolu var. Göletlerin dibine kadar gidiyoruz ama dev taş bloklardan ve çitle çevrili alanından dolayı maalesef göletleri göremiyoruz. Çok uzaklardan da pek belli olmuyor. Ne yapalım sağlık olsun diyerek yola devam ediyoruz.
Eskişehir'e doğru dönüş yaparken yol güzergahında iç kısımlarda büyük baraj gölleri var. Zaman kısıtlamasından dolayı buralara gidemedik. İnşallah başka sefere inşallah. Gitmek isteyenler içinde bol yokuş olduğunu hatırlatırım.
Kıyafetlerimizi çeşmelerde kendimizi de derelerde bir güzel yıkadık. Eşyalarımızı heybemize asarak kuruttuk. Bu güzergahta çok fazla fotoğraf çekmedim, çokta görülecek bir alanda yoktu zaten. Yuvarlak bir halka çizdikten sonra tekrardan Seyitgaz İlçesine varıyoruz. Burada öğlen yemeği yedikten sonra mola vermeden Eskişehir'e varıyoruz.
Uzun bir yolculuğa çıkıyorsanız, hele ki merkez bir yerde kalacaksanız mutlaka önceden kendinize bir yerler belirleyin. Bu size nerde kalacağım sıkıntısını yaşatmaz. Bizde öyle yaptık. Yaptığımız araştırmalar neticesinde şehir merkezine 2 km. mesafede Kent Ormanı varmış, halka açık ücretsiz bir alan, bu alan yürüyüş yapmak, bisiklet sürmek, piknik yapmak için mükemmel bir yer.
Bizde bu alana girerek uygun bir yere çadırımızı kuruyoruz ve geceyi bu alanda deliksiz uyku çekerek geçiriyoruz. Bu alanda tuvalet (çok temiz) ve çeşme mevcut. Bizim yanımızda mini tüpümüz vardı, etrafımızı temizleyip mat ile çevirdikten sonra yemeğimizi pişirip burada yiyoruz. Kuş sesleri ve çam ağaçlarının gölgesinde temiz hava ile birlikte adeta enerjimize güç katıyoruz. Böylece ikinci günümüzü de kazasız belasız bir şekilde tamamlıyoruz
