Esaret ve zincirleri kırabilmek...

münferit vagon

Daimi Üye
Kayıt
13 Haziran 2015
Mesaj
395
Tepki
581
Şehir
İstanbul
İsim
Ali
Başlangıç
2014—15
Bisiklet
Mosso
Bisiklet türü
Dağ bisikleti
Akşam olmuştu, sahip olduğumu sandığım tek şey olan ömrüm bir gün daha kırık bir testinin damla damla boşalması gibi saniye saniye, dakika dakika tükenmiş ve yerini bu tükenmişliğin ifadesi olarak karanlığa bırakmıştı.

...
Soğuk bir sonbahar akşamında odama dolan sessizliği bir rüzgârın uğultusu, bir de cırcır böceklerinin bir türlü dinmek bilmeyen çığlıkları bozmalıydı. Göremediğim yıldızlar semanın dört bir tarafına yayılmış olmalıydı şimdi. Gecemi süsleyen ışıklar kara kutulardan düşmemeliydi gözlerime. Hilaller olmalıydı mesela üstümde, seyredebilmeliydim. Başımı yere koyup karanlığa gömülmüş bir uzaklığın ince ve parlak noktalarla müzeyyen olan seyrine dalabilmeliydim. Avuçlarıma sığan kara ışıklara mı teslim etmiştim günlerimi, yoksa ben mi reddetmiştim gözlerimde büyüyen ama bitmeyen geceleri?

Birkaç haftadır süren kıvranışım artık bütün vücudumu sarmış ve sessiz bir feryada dönmüştü. Bir nihayetin eşiğinde bekliyor gibiydi. Ne zaman, nerede, nasıl olduğunu bilemediğim bir şekilde zincirler vurulmuştu her yanıma ve kelepçelenmiştim; adeta tüm yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı bu zincirlere teslim etmiştim.

Birazdan güneş doğacak ve bütün durağanlıklar yeniden hayat bulacaktı. Ben kelepçelerime sımsıkı sarılmış ve bu amansız bekleyişlerin arasından sıyrılıp çoktan yaşamaya başlamıştım. Bir aydınlığın peşindeki koca dünya avuçlarımın içindeydi ya da ben öyle zannediyordum. Ne olmuş ne bitmiş, hepsi bu ince derinliğin içerisinden bana doğru ışık ışık akmaktaydı. Görebildiklerim 'ufuk çizgisinden daha ilerideydi' artık. Uzaklar yakın olmuştu işte ve bu harika bir şeydi bir insan için; uzakları yakınlaştırdığımı düşünürken yakınları uzaklaştırdığımın farkına varmadan önce.

Daha yeni katılmış kahvenin sıcak tadı içimi ısıtarak düşüncelerimin arasına dolmalı değil miydi; oysa tüm sıcak kahveler başkalarının parmak uçlarındaki, sözüm ona, “beğeni” ifadelerine bağlı kalmış, adeta zincirlenmişti. Yudumladığım çayın karşımdaki güzel manzarayla oluşturduğu harika birlikteliği önce kendim görmeli, kendim hissetmeliydim. Beni müteessir eden kitabın satırlarını internetin kendilerini kaybetmiş sokaklarından önce hafızama yazmalıydım. Etkilendiğimi haykırmamalıydım illa ki, bazen sadece etkilenmeliydim. Harf yığınlarından oluşmamalıydı sevdiklerime söylemek istediklerim, arkadaşlarım rehberimdekiler olmamalıydı mesela, hiç olmazsa konuşarak sarılabilmeliydik birbirimize iki telefonun ucunda. Muhabbetlerimizi klavyelerin asık suratlı ifadelerinde yitirmemeliydik. Yaşamayı öğrenmeliydik hepsinden önce, kimi zaman bir kahvenin acısında, kimi zaman bir çayın buharında, kimi zaman sevdiklerimizle geçirdiğimiz bir saatimizin bitmesini istemediğimiz dakikalarında.

Parmaklarımızın uçlarında dönen sahnelerin mahkûm oyuncusu etmişiz kendimizi. Bir masa başında işimizle uğraşırken ondan gelen seslere bağlanmışız sanki. Silmek gerek bazen, bırakmak gerek, rafa kaldırmak gerek. Zincirleri kırmak gerek zamanı gelince. Hayatı esir etmemek gerek.

Şimdi kırıyorum kelepçeleri. Bir kez daha bakıyorum haber kaynağının her defasında yenisi eklenen paylaşımlarına. Bir kez daha açıyorum sevgilerimizi klavyelere teslim ettiğimiz kutuları. Sonra kaldırıyorum hepsini. Belki yaşayabilmek için, olur olmadık yerde “acaba yeni bir şey gelmiş midir” huzursuzluğundan kurtulabilmek için, belki kendim olabilmek için. Mesaj kutularıma düşen operatör mesajları daha iyidir belki. Başkalarının esaretlerini okumaktan daha iyidir belki de durup düşünmek. Öyledir öyledir; yaşayabilmek yaşadığını sanmaktan daha güzeldir.
 
  • Beğen
Tepkiler: M.A.Y. ve hakan64
Scudo

münferit vagon

Daimi Üye
Kayıt
13 Haziran 2015
Mesaj
395
Tepki
581
Şehir
İstanbul
İsim
Ali
Başlangıç
2014—15
Bisiklet
Mosso
Bisiklet türü
Dağ bisikleti
1. Gün
Bir başkasının ne yazıp yazmamış olduğunu bırakıp yola devam ettiğim ilk gün. Lüzumsuz alışkanlıkların "bağımlılık" ismini aldığı noktadan dışarı çıkmaya karar verdikten sonra bu karar üzerine kurulmaya çalışılan ilk gün. Betonlar arasından çıkarak bu güzel haftasonu havasında ağaçların arasında, taşın toprağın üstünde olabilmek güzel. Her tarafımda uçuşan Yusufçuk'ların, tek tük gördüğüm polen toplamaya çalışan arıların, her yerde bulamadığım bir renk cümbüşü hâlinde uçuşan bir yığın kelebeğin fotoğrafını çekmenin derdine kapılarak anı yitirmemek güzel. Başkasının benim çektiklerim için ne düşündüğünden fazla bütün bu gördüklerimin aslını düşünmek ve şükredebilmek güzel. Ve paylaşmak... Yaşanan güzel anları o anları hatırlama mahiyetinde, belki bir pencere belki bir ufuk açma sadedinde...
 

münferit vagon

Daimi Üye
Kayıt
13 Haziran 2015
Mesaj
395
Tepki
581
Şehir
İstanbul
İsim
Ali
Başlangıç
2014—15
Bisiklet
Mosso
Bisiklet türü
Dağ bisikleti
2. Gün
Güzel geçen dünün ardından zaman zaman gidip acaba bildirim gelmiş mi diye bakıyorum. Bildirim gelecek bir yer yok aslında ama kendisini bildirime bağımlı hâle getirmiş bir bünye var. Neyse ki bunu anlaması çok uzun sürmeyecek kanaatindeyim. Yeni bir sıkıntının olduğunu fark ediyorum; şu an göremiyorum fakat eskiden forumun üst kısmında "Alışkanlık Yapar..." yazardı. Evet, haklıymışsınız, yapmış :) Şu an ilerlemem gereken basamağın bir müddet bisikletforum.com'dan da ayrı kalmak olduğuna karar veriyorum. Belki bir eksiklik olacak, belki hemen birkaç saat sonra yeniden girmek isteyeceğim, olsun.
Ne zaman olur bilemiyorum, vaktini müspet yönde kullanabilenlerden olabilmek temennisiyle, bir süreliğine görüşmek üzere...