Ben deneyim ve görüşlerimi şöyle aktarayim. Bu aletin bir avantajı da sakatlık döneminde ortaya çıkıyor. -özellikle koşuda- yaşanılan bir sakatlık sonrası, iyileşme ve toparlanma esnasında performans kaybını engellemesi açısından için harika bir alet.
Triatlon yapıyorum. Geçen sene şubat gibi sabah kör karanlıkta koşarken, belediyenin yol yapım sahasına girme gafletinde bulundum ve koşuyu sağ arka bacak bileğinden yukarı doğru çıkan bir ağrı ile bitirdim.
bilen bilir, aşil tendinit olmuşum. yani aşil tendon bağında ufak bir yırtık ve ödem.. tıbbi süreçte yaşananlara çok da fazla girmeyeyim ama koşmak kesinlikle çok daha kötü bir hale getiriyor aşil tendiniti.. doktora sorduğumda yüzme ve trainer üzerinde bisiklet gibi antremanlar yapabileceğimi söyledi. "eliptik bisiklet olur mu" diye sordum ona da onay verdi.
bendeki decathlon'un 750v modeli idi sanırım. güncel modelin bir önceki versiyonu. ikinci el olarak almıştım ve sonradan öğrendiğim kadarıyla bu aletler zaten kolay bozulan, sorun çıkaran aletler değilmiş. Volan ağırlığı mühim. Yuksek volan daha iyi demek. Düşük volan sakatlık yaratabiliyormuş. 6 ve üstü kg de volan şart yanlış hatırlamıyorsam. Benim aldığım gayet iyi bu konuda. Açıkçası ben bunu daha çok eşim için almıştım. Kendisi dışarı çıkıp spor yapmaya fırsat bulamıyor fakat ben kış da olsa sabah 5 buçuk gibi çıkar dışarda koşarım. Yine de aşırı soğuk ve çok rüzgar-fırtına olunca kullanırım diye düşünüyordum. Öyle de oldu.. çok aşırı soğuk ve fırtınalı bir kaç gün dışında çok da kullanmadım. ama deneyimim olumlu idi.
yukarda bahsettiğim sakatlık sürecinde, yüzme ve bisiklet antremanı yapabilsem dahi bunlara ek olarak koşu yerine eliptik kullanmaya başladım .
Yüzme dahil, tendonlarımı en az zorlayan aktivite inanın bu eliptik nanesi oldu. 45 dk yüzme süresi olan bir antremandan çıkınca sakat olan tendonda -ağrı olmasa bile- gergnlik hissi ve kıtırtı olabiliyor. oysa bir saat durmaksızın yaptığım eliptik antremanı sonunda bana aşil tendonumu hatıratan en ufak bir his olmuyor. Yani o kadar darbesiz bir spor olanağı sağlıyor size. Bu da sakatlık yaşayıp iyileşme sürecinde performans kaybı yaşamak istemeyenler için harika bir durum.
O dönemde koşu antremanlarımın yerini eliptik antremanı almıştı. Sabah 5 buçuk gibi başlayıp 1 saat yapıyorum. evde 1.5 yaşında ve 7 yaşında iki çoçuk ve eşim var. hiç ama hiç aletin sesine uyanmadılar. öylesine sessiz çalışıyor. tabii bu kullandığım model için yapabileceğim bir tespit. o saatte koşu bandı ya da trainer kullanmak -yapacağı gürültü sebebiyle- imkansız..
kulaklığı takıp güzel bir film açıyorum, soğuktu rüzgardı derdi de yok.. giyinme sıkıntısı bile yok.. bir şort bir spor ayakkabı tamamdır..
Eliptik antremanı koşu yerine koymamın sebebi birebir aynı kasları çalıştırmaları değil. fakat zaten bisiklet ve yüzme antremanı yapabiliyorum. aerobik kapasiteyi kaybetmemek için sabah koşularının yerine eliptik koydum. bu arada 1 saatlik bir antreman sonunda ön bacak, arka bacak (özellikle arka bacak), kalça, bel ve karın bölgesini nasıl etkin çalıştırdığını net hissediyorsunuz. Bu arada ben kullanırken ileri geri sallanan batonları değil, sabit olan batonları tutuyorum. hem koşuya daha çok benziyor, hem de üst bölgeyi çok da etkin çalıştırdığını düşünmüyorum. en azından yüzme varken..
Eklemem gerek bir husus daha var.. dediğim gibi eklemlere darbe almadan, bağları zorlamadan, dairesel hareketlerle çok güzel bir toparlanma dönemi aktivitesi sunuyor eliptik bisiklet. Fakat koşarken aldığımız darbeler kemiklerde mikro çatlaklar oluşturur. daha sonra recovery safhasında bunlar onarılır ve daha sağlam bir kemik yapısına sahip oluyorsunuz. güçlenen kaslarınız yine daha güçlü bir kemik yapısı ile destekleniyor.. oysa eliptik sizi bu mikro çatlaklardan ve dolayısıyla bunun sağladığı gelişim ve avantajdan mahrum bırakıyor. bunu da bir köşeye yazın derim.
Volkan ağırlığına dikkat edin.