arkizmonba
Üye
- Kayıt
- 25 Haziran 2007
- Mesaj
- 16
- Tepki
- 26
- Şehir
- İstanbul-avrupa
Yazılı kanyonun büyüleyici güzelliği bizi çok etkiliyor
Öğlen oldu, toplandıktan sonra yeni rotamız Pınargözü, fakat burada doğru düzgün bir harita yok. Bekçi, bize gideceğimiz yön konusunda yardımcı oluyor, rampalar bizi bekliyor. İlk hedefimiz 6 km yukarıdaki Bayduş Mahallesi. Yol stabilize, Kaaracaören Baraj Gölü manzarasıyla tırmanışa geçiyoruz. Yolların eğimi ve uzunluğu konusunda köylülere kesinlikle güvenmeyin hiç biri tutmuyor. Yokuşun biri bitiyor biri başlıyor sürekli tırmanıyoruz. Zamanla yokuşlar dikleşiyor.
(link)
Karacaören Gölü
(link)
Yokuşlar...
Bayduş Mahallesi’ne vardık su ve mola.İnanılması güç ama yol kenarına soğuk su için Sebil koymuşlar,inanılmaz ve harika. Biraz bilgi aldıktan sonra devam ediyoruz, yol hala yokus. Şu tepenin arkası, bu tepenin arkası darken sürekli tırmanış. Ümitin bacaklarına kramplar giriyor. Fakat Yukarı çıktıkça manzara gittikçe güzelleşiyor. Doğayla gittikçe bütünleşiyorsunuz. Yol stabilize orman yolu lastik patlamaları doğal
(link)
Ümit için dinlenme fırsatı
(link)
(link)
Çevre herseyi unutturuyor
(link)
(link)
Manzaralar kaçmaz.
Yazılı kanyondan öğlen çıktık, aksam 6’ya kadar Pınargözü’ne varmak zorundayız, yoksa karanlığa kalacağız, fakat mesafe konusunda bilgimiz yok. inişler başladı, inişler başlar başlamaz 1-2 tane ev görüyoruz. Köylüler karşılıyor bizi, çocuklar yolda oynuyor Pınargözü’ne çok az kalmış, çok şükür. İnişe geçtik, satabilize yoldan çıkıp asfalta girdik. Pınargözü’ne vardığımızda karanlık oldu.
(link)
Üzümler muhtesem
Pınargözü’nde bir tane alabalık tesisi var. Bayramın ilk günü olduğu için daha yeni açılıyor. Balık istemediğimizi söylüyoruz,keçi eti ayarlıyorlar ama balık da yiyoruz. Karnımızı doyurduk. Tesisin sedirlerinde çadır kurabileceğimizi öğreniyoruz. Balık, keçi eti ve rakı dan sonra kendimize geldik. Fakat çıkışlar bizi çok yorduğu için hemen çadırları kuruyoruz.
(link)
(link)
Sedirde çadır
Sabah, uyanıp toplanıyoruz köyün içine giriş yapıyoruz. Bakkaldan kahvaltılık bir seyler alıp, köyün çıkışına gidiyoruz. Ateş yakıp güzel bir kahvaltı. Dünkü çıkışlardan sonra Köprülü Kanyon'a kimse gitmek istemiyor. Hedefimiz, Demirciler üzerinden Beşkonaklar’a gitmek, yani Köprülü Kanyon, fakat bu bölge daha fazla dağlık. Ümit, Gebiz üzerinde Antalya’ya gidelim diyor, ben Ve Haydar Demirciler’e gidelim diyoruz. Ümit sızlana sızlana bize uymak zorunda kalıyor. Pınargözün’den 6 Km. sonra yol ayrımında, yoldan geçenlerden bilgi alıyoruz, istikametimizi öğreniyoruz yol çıkış ve bir kısmı orman yolu. Aksama kadar Köprülü Kanyon’a varmak zorundayız
(link)
Yollar
Asıldık pedallara.
Ilk çıkış çok dik olduğu için moralimiz biraz bozuk. Sızlana sızlana devam ediyoruz. Her gördüğümüz köylüye yolu soruyoruz yol doğru fakat mesafe ve yokuşlar yanlış. Bir sure asfalttan devam ettikten sonra tekrar orman yoluna,toprak yola giriyoruz. Yokuşlar bitmek bilmiyor. Orman yolu asfalta bağlandı asfalta girer girmez yokusa sardık, iyice dikleşti. Manzara muhteşem Toroslar, ağaçlar metrelerce yükseklikte,yüzlerce çesit bitki var.
(link)
Yokuş yokuş (fotoğraf makinesinin tarihi 2007 olacak)
(link)
Yolda bazen yol arkadaslarımızda oluyor
(link)
Toroslar
Uzun bir yokusun sonunda bir köye varıyoruz. Kayaların tepesinde sanki dünyanın tepesinde bir köy demirciler. Kayaların dibine kurulmuş her yer keçi ve kayalarla çevrili. çocuklar karşılıyor bizi. “Hello” sesleriyle su veriyorlar sohbet ediyoruz yolu öğrenip devam ediyoruz. Demirciler’den sonra 1-2 km çıkış ve iniş başlıyor. İki gündür çekmeyen telefonlar bayram mesajlarıyla ötmeye başlıyor en tepede. Biraz mola verip devam ediyoruz…
(link)
Demirciler yokuşu
(link)
Köylü çok sevecen
Yol bir süre asfalt olarak devam ediyor fakat Yeşil Vadi Köyü’ne gelince yol bitti. Burden yol ayrıldığını öğreniyoruz. Yine orman yoluna girdik bir sure ilerledikten sonra yollar çatallaşıyor. Köylülerden aldığımız bilgilerle yolumuza devam ediyoruz. İnişe geçtik fakat iniş çok dik ve yol çok taşlık. Firen sıkmaktan ellerimiz uyuşuyor, arada bir durup ellerimizi dinlendiriyoruz. Yolda ara ara evlere rastlıyoruz taştan, derme çatma evler. Bisikletli bir çocuk çıkıyor karşımıza. Bizikletinin her tarafı arızalı, Haydar dayanamıyor, başlıyor Sahin’nin bisikletini tamir etmeye. Sahin bugün şanslı gününde.
(link)
Dağ başında,itina ile bisiklet bakımı yapılır
(link)
iniş...
(link)
Bu sefer ellerimiz yoruldu
Dağların arasında 15Km. bir inişten sonra Köprülü Kanyon. Hemen bir pansiyon buluyoruz. Sıcak dusa ve yemeğe ihtiyacımız var. Sezon sonu olduğu için rahatlıkla yer buluyoruz. Ilk defa burda öğreniyoruzki, bütün her yere yağmur yağıyormus. Oysa biz hiç yağmur görmedik. Sabaha karsı büyük bir gök gürültüsüyle uyanıyoruz. Yağmur hiç bu kadar güzel gelmemişti. Sabah kahvaltı yapmadan Köprülü Kanyon’u dolaşmaya çıkıyoruz. Burası ayrı bir güzel. Hava kötü ve zamanımız kalmadığı için rafting yapmaktan vazgeçiyoruz…
(link)
Köprü
(link)
Köprülü kanyon
(link)
Kahvaltıdan sonra Köprülü Kanyon’dan ayrılıyoruz. Uzun bir yol bizi bekliyor inişli çıkışlı bir yoldan sonra Aspendos’u geçiyoruz ve Serik’e varıyoruz. Antalya’ya kadar düz yol
(link)
Bu yol düz değil
(link)
Antalya’ya az kaldı
Her ne kadar zorlu bir yolculuk olsa da, geçtiğimiz yerlerin muhteşem manzarasını görmek bütün yorgunluğumuza değdi, emekle elde edilen bu doğa paylaşımlarının tadı bir başka oluyor. HAYDAR, ÜMİT ve Ben ÖNAY yeni turlarda görüşmek üzere…
(Benim ilk tur yazım, acemiliğimi bağışlayın)
sevgilerle
Önay Bayram
Öğlen oldu, toplandıktan sonra yeni rotamız Pınargözü, fakat burada doğru düzgün bir harita yok. Bekçi, bize gideceğimiz yön konusunda yardımcı oluyor, rampalar bizi bekliyor. İlk hedefimiz 6 km yukarıdaki Bayduş Mahallesi. Yol stabilize, Kaaracaören Baraj Gölü manzarasıyla tırmanışa geçiyoruz. Yolların eğimi ve uzunluğu konusunda köylülere kesinlikle güvenmeyin hiç biri tutmuyor. Yokuşun biri bitiyor biri başlıyor sürekli tırmanıyoruz. Zamanla yokuşlar dikleşiyor.
(link)
Karacaören Gölü
(link)
Yokuşlar...
Bayduş Mahallesi’ne vardık su ve mola.İnanılması güç ama yol kenarına soğuk su için Sebil koymuşlar,inanılmaz ve harika. Biraz bilgi aldıktan sonra devam ediyoruz, yol hala yokus. Şu tepenin arkası, bu tepenin arkası darken sürekli tırmanış. Ümitin bacaklarına kramplar giriyor. Fakat Yukarı çıktıkça manzara gittikçe güzelleşiyor. Doğayla gittikçe bütünleşiyorsunuz. Yol stabilize orman yolu lastik patlamaları doğal
(link)
Ümit için dinlenme fırsatı
(link)
(link)
Çevre herseyi unutturuyor
(link)
(link)
Manzaralar kaçmaz.
Yazılı kanyondan öğlen çıktık, aksam 6’ya kadar Pınargözü’ne varmak zorundayız, yoksa karanlığa kalacağız, fakat mesafe konusunda bilgimiz yok. inişler başladı, inişler başlar başlamaz 1-2 tane ev görüyoruz. Köylüler karşılıyor bizi, çocuklar yolda oynuyor Pınargözü’ne çok az kalmış, çok şükür. İnişe geçtik, satabilize yoldan çıkıp asfalta girdik. Pınargözü’ne vardığımızda karanlık oldu.
(link)
Üzümler muhtesem
Pınargözü’nde bir tane alabalık tesisi var. Bayramın ilk günü olduğu için daha yeni açılıyor. Balık istemediğimizi söylüyoruz,keçi eti ayarlıyorlar ama balık da yiyoruz. Karnımızı doyurduk. Tesisin sedirlerinde çadır kurabileceğimizi öğreniyoruz. Balık, keçi eti ve rakı dan sonra kendimize geldik. Fakat çıkışlar bizi çok yorduğu için hemen çadırları kuruyoruz.
(link)
(link)
Sedirde çadır
Sabah, uyanıp toplanıyoruz köyün içine giriş yapıyoruz. Bakkaldan kahvaltılık bir seyler alıp, köyün çıkışına gidiyoruz. Ateş yakıp güzel bir kahvaltı. Dünkü çıkışlardan sonra Köprülü Kanyon'a kimse gitmek istemiyor. Hedefimiz, Demirciler üzerinden Beşkonaklar’a gitmek, yani Köprülü Kanyon, fakat bu bölge daha fazla dağlık. Ümit, Gebiz üzerinde Antalya’ya gidelim diyor, ben Ve Haydar Demirciler’e gidelim diyoruz. Ümit sızlana sızlana bize uymak zorunda kalıyor. Pınargözün’den 6 Km. sonra yol ayrımında, yoldan geçenlerden bilgi alıyoruz, istikametimizi öğreniyoruz yol çıkış ve bir kısmı orman yolu. Aksama kadar Köprülü Kanyon’a varmak zorundayız
(link)
Yollar
Asıldık pedallara.
Ilk çıkış çok dik olduğu için moralimiz biraz bozuk. Sızlana sızlana devam ediyoruz. Her gördüğümüz köylüye yolu soruyoruz yol doğru fakat mesafe ve yokuşlar yanlış. Bir sure asfalttan devam ettikten sonra tekrar orman yoluna,toprak yola giriyoruz. Yokuşlar bitmek bilmiyor. Orman yolu asfalta bağlandı asfalta girer girmez yokusa sardık, iyice dikleşti. Manzara muhteşem Toroslar, ağaçlar metrelerce yükseklikte,yüzlerce çesit bitki var.
(link)
Yokuş yokuş (fotoğraf makinesinin tarihi 2007 olacak)
(link)
Yolda bazen yol arkadaslarımızda oluyor
(link)
Toroslar
Uzun bir yokusun sonunda bir köye varıyoruz. Kayaların tepesinde sanki dünyanın tepesinde bir köy demirciler. Kayaların dibine kurulmuş her yer keçi ve kayalarla çevrili. çocuklar karşılıyor bizi. “Hello” sesleriyle su veriyorlar sohbet ediyoruz yolu öğrenip devam ediyoruz. Demirciler’den sonra 1-2 km çıkış ve iniş başlıyor. İki gündür çekmeyen telefonlar bayram mesajlarıyla ötmeye başlıyor en tepede. Biraz mola verip devam ediyoruz…
(link)
Demirciler yokuşu
(link)
Köylü çok sevecen
Yol bir süre asfalt olarak devam ediyor fakat Yeşil Vadi Köyü’ne gelince yol bitti. Burden yol ayrıldığını öğreniyoruz. Yine orman yoluna girdik bir sure ilerledikten sonra yollar çatallaşıyor. Köylülerden aldığımız bilgilerle yolumuza devam ediyoruz. İnişe geçtik fakat iniş çok dik ve yol çok taşlık. Firen sıkmaktan ellerimiz uyuşuyor, arada bir durup ellerimizi dinlendiriyoruz. Yolda ara ara evlere rastlıyoruz taştan, derme çatma evler. Bisikletli bir çocuk çıkıyor karşımıza. Bizikletinin her tarafı arızalı, Haydar dayanamıyor, başlıyor Sahin’nin bisikletini tamir etmeye. Sahin bugün şanslı gününde.
(link)
Dağ başında,itina ile bisiklet bakımı yapılır
(link)
iniş...
(link)
Bu sefer ellerimiz yoruldu
Dağların arasında 15Km. bir inişten sonra Köprülü Kanyon. Hemen bir pansiyon buluyoruz. Sıcak dusa ve yemeğe ihtiyacımız var. Sezon sonu olduğu için rahatlıkla yer buluyoruz. Ilk defa burda öğreniyoruzki, bütün her yere yağmur yağıyormus. Oysa biz hiç yağmur görmedik. Sabaha karsı büyük bir gök gürültüsüyle uyanıyoruz. Yağmur hiç bu kadar güzel gelmemişti. Sabah kahvaltı yapmadan Köprülü Kanyon’u dolaşmaya çıkıyoruz. Burası ayrı bir güzel. Hava kötü ve zamanımız kalmadığı için rafting yapmaktan vazgeçiyoruz…
(link)
Köprü
(link)
Köprülü kanyon
(link)
Kahvaltıdan sonra Köprülü Kanyon’dan ayrılıyoruz. Uzun bir yol bizi bekliyor inişli çıkışlı bir yoldan sonra Aspendos’u geçiyoruz ve Serik’e varıyoruz. Antalya’ya kadar düz yol
(link)
Bu yol düz değil
(link)
Antalya’ya az kaldı
Her ne kadar zorlu bir yolculuk olsa da, geçtiğimiz yerlerin muhteşem manzarasını görmek bütün yorgunluğumuza değdi, emekle elde edilen bu doğa paylaşımlarının tadı bir başka oluyor. HAYDAR, ÜMİT ve Ben ÖNAY yeni turlarda görüşmek üzere…
(Benim ilk tur yazım, acemiliğimi bağışlayın)
sevgilerle
Önay Bayram