Doping ve performans arttırıcılar

elifm

Aktif Üye
Kayıt
23 Eylül 2004
Mesaj
197
Tepki
235
Şehir
türkiye
Atletik performansı arttırmak için yapay maddeler ve yöntemlerin kullanılmasına doping adı verilmektedir. Doping kullanımı ile ilgili endişeler sonucu Amerika’da doping karşıtı bir kurum olan Anti-Doping Agency kurulmuştur. Ülkemizde ise doping konusunda en yetkili merkez olan Türkiye Doping Kontrol Merkezi, Hacettepe Üniversite’sinde yerleşiktir ve Uluslararası Dopingle Mücadele Kurulu (WADA) ile uyumlu olarak çalışmaktadır. Bu yazıda doping kullanımının nedenleri, belli başlı doping maddeleri ve yan etkilerinden bahsedeceğiz.

Neden doping?
Sporcular yarışlarda başarı kazanmak adına çok büyük baskıya maruz kalmaktadırlar. Dereceye girmenin bir altın madalyadan çok daha fazla getirisi bulunmaktadır. Yıldız bir sporcu çok büyük şöhret ve buna paralel olarak çok miktarda para kazanabilmektedir. Böylelikle sporcular kendilerini başarıya götürecek en iyi yöntemin antreman yapmak ve çalışmak olduğunu bilseler de bunu kolaylaştırmak ve çabuklaştırmak adına sağlıklarını ve spor kariyerlerini riske atabilmektedirler. Geçmişten beri sporcular performanslarını arttırabilecek maddeleri kullanmaya eğilimli olmuşlardır. Fakat doping maddelerinin kullanımı özellikle 1960’larda tırmanışa geçmiştir. Performans yükseltici madde kullanımının bir çok nedeni vardır:

- Kasların ve/veya kemiklerin miktarını ve gücünü arttırmak
- Dokulara daha çok oksijen iletilmesini sağlamak
- Acı hissini maskelemek
- Vücudu uyarmak
- Rahatlamak
- Kilo vermek

Doping maddesi olarak sınıflandırılan maddelerin bir kısmının kullanımı tamamen yasaklanmışken, bir kısmının uygulanmasına müsabakalarda ortaya çıkabilecek istisnai durumlar göz önüne alınarak kısıtlama getirilmiştir.

Vücut Yapısını Geliştirmeye ve Güçlenmeye Yönelik Maddeler şu şekilde sıralanabilir:
- Anabolik Steroidler
- Beta-2 Agonistler
- Koriyonik Gonadotropin (hCG)
- Luteinizan Hormon (LH)
- İnsülin-benzeri Büyüme Faktörü (IGF-1)
- İnsülin

Anabolik Steroidler
Kolestrolden elde edilen kimyasal maddeler steroid olarak isimlendirilir. Vücudun ürettiği belli başlı steroid hormonları erkeklerde kortizol ve testosteron, kadınlarda ise estrojen ve progestrondur. Katabolik steroidler dokuların yıkımına sebep olurken anabolik steroidler doku oluşumuna katkıda bulunur. Anabolik steroidler kas ve kemik hücrelerini uyararak protein sentezi ile kas ve kemik oluşumunu sağlar. Sporcular kasları geliştirerek güçlenmelerini sağladığı için anabolik steroidlere başvurmaktadır. Anabolik steroidlerin yapısı erkek cinsellik hormonuna benzer olduğu için erkek üreme ve ikincil cinsellik özelliklerinin (testis oluşumu, kıllanma, ses kalınlaşması) görülmesine yol açmaktadır. Ayrıca bu maddeler sporcunun daha ağır ve uzun antremanlar yapabilmesini sağlamaktadır.

Anabolik steroid olarak en çok testosteron kullanılmaktadır. Anabolik steroidlere örnek olarak aşağıdaki maddeleri verebiliriz:
- Testosteron
- Dihidrotestosteron
- Androstenedion (Andro)
- Dehidroepiandrosteron (DHEA)
- Klostebol
- Nandrolon

Bu maddeler enjeksiyon yoluyla ya da hap olarak alınabilmektedir. Bilinen yan etkileri arasında:
- Sarılık ve karaciğerin tahrip olması (bu maddeler karaciğerde yıkılmaktadır).
- Ani ruh hali değişimleri, depresyon ve saldırganlık (bu maddeler beynin bazı bölgelerini etkilemektedir) bulunmaktadır.

Erkeklerde bu maddelerin seviyelerinin normal değerlerinin üzerine çıkması:
- Cinsel fonksiyonların gerçekleştirilmesini olumsuz etkiler.
- Kelliğe ve kısırlığa neden olur.
- Gögüs oluşumuna neden olur.

Kadınlarda ise:
- Erkeksi özelliklerin (yüzde ve vücutta kıllanma, ses tellerinin kalınlaşması ile sesin sürekli olarak kalınlaşması) ortaya çıkmasına,
- Kısırlığa yol açabilecek şekilde regl düzeninin bozulmasına,
- Hamilelik durumunda fetüsün normal gelişinin bozulmasına neden olur.

Beta-2 Adrenerjik Agonistler
Beta-2 agonistler nefesle akciğerlere çekildiğinde sempatik sinirler tarafından salgılanan epinefrin ve nörepinefrine benzer etkiler yaratarak astım hastalarının solunum yollarındaki düz kasların gevşemesini sağlar. Bu maddeler kana enjekte edildiğinde ise kas miktarını arttırarak (anabolik etki) yağ miktarını azaltır (katabolik etki). Beta-2 agonistlerden bazıları:

- Klenbuterol
- Tertbutalin
- Salbutamol
- Fenoterol
- Bambuterol’dür.

Bu maddelerden bazılarının inhaler (nefesle akciğerlere çekilecek şekilde) formunda kullanımına doktor onayı şartı ile izin verilmektedir.

Yan etkileri:
- Mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi ( bu maddeler beyindeki kan damarlarının daralmasına neden olur).
- Kas krampları (kaslardaki kan damarlarının daralması).
- Yüksek nabız ve çarpıntı (kalp atışını hızlandırırlar).

Koriyonik Gonadotropin (hCG)
hCG embriyo tarafından üretilen doğal bir protein hormonudur ve evde gerçekleştirilebilen hamilelik testlerinin bir çoğu tarafından saptanabilmektedir. hCG erkek ve kadın üreme steroidlerinin oluşmasını sağlar. Erkeklerde, aynı anabolik steroidlerde olduğu gibi hCG kullanımı sonucunda tesosteron seviyesinin artması ile kas gelişimi artar. Kadın sporcularda hCG yasaklanmamıştır, çünkü kas gelişimini arttırmaz ve hamilelik döneminde doğal olarak salgılanmaktadır. hCG’nin erkeklerdeki yan etkileri aynen anabolik steroidlerdeki gibidir.

Luteinizan Hormon (LH)
Beyin kökünde bulunan hipofiz bezi tarafından salgılanır. Erkeklerde testosteron ve kadınlarda estrojen seviyelerini ayarlar. Kadınlarda yüksek LH seviyesi yumurtlama sinyali verir. Erkeklerde ise fazla LH ya da yapay LH türevleri (tamoksifen) anabolik steroidlerle aynı etkiyi yaratır ve benzer yan etkilere sahip olduğu tahmin edilmektedir.

Büyüme Hormonu (hGH)
hGH hipofiz tarafından üretilen doğal bir protein hormonudur. Özellikle çocuklarda ve gençlerde büyüme ve gelişme için çok önemlidir. Yüksek hGH seviyeleri protein sentezini uyararak kas miktarının artmasına, kemiklerin büyüyerek güçlenmesine, yağ hücrelerinin yıkılarak vücut yağ oranının düşmesine neden olmaktadır. Tespit edilmesi güç olduğu için kullanılması son derece yaygınlaşmıştır.

Yan etkileri:
- Ellerin, ayakların ve yüzün büyümesi (akromegali),
- İç organların; özellikle kalbin, böbreklerin, dilin ve karaciğerin büyümesi,
- Kalp problemleri olarak ortaya çıkmaktadır.

İnsülin-Benzeri Büyüme Faktörü (IGF-1)
IGF-1 ya da somatomedin-C hGH’ye yardımcı, doğal bir proteindir. Protein sentezini arttırır ve yağ miktarını azaltır. Yüksek seviyede IGF-1 kas ve kemik kütlesini arttırmaktadır. Yan etkileri hGH’ye benzemekle birlikte kan şekerini düşürerek hipoglisemiye neden olur.

İnsülin
İnsülin pankreas tarafından salgılanan doğal bir protein hormonudur. Şekerlerin, nişastaların, yağların ve proteinlerin metobolizması için önemlidir. Tip 1 şeker hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır. Anabolik steroidlerle ya da hGH ile birlikte kullanıldığında protein sentezini hızlandırarak kas kütlesini arttırır. Yan etkileri arasında düşük kan şekeri ile birlikte titreme, bulantı, yorgunluk hissi bulunmaktadır; kan şekeri yüksek miktarda düştüğünde kişi komaya girip hayatını kaybedebilir.

Dokulardaki Oksijen Miktarını Arttırma

Protein Hormonları
Eritropoietin (EPO), oksijen seviyesinin düşük olduğu durumlarda böbrekler tarafından salgılanan bir protein hormonudur. EPO kemik iliğindeki kök hücrelerinin kırmızı kan hücresi üretmesini ve böylece böbreklere ulaşan oksijen miktarının artmasını sağlar. Maraton, bisiklet, kayak gibi dayanıklılık gerektiren sporlarla uğraşan sporcular EPO kullanarak oksijen kullanım miktarını % 7-10 arasında arttırabilirler. EPO tespit edilmesi güç bir maddedir. Kırmızı kan hücrelerinin miktarının artması ile birlikte kan yoğunluğu artar. Kalınlaşan kan damarlardan kolayca akamaz. Ayrıca kalp yoğunlaşmış kanı pompalamak için daha çok çalışmak zorunda kalır. Bu nedenle EPO alımı kalp krizi ve felç riski yaratır.

Yapay Oksijen Taşıyıcıları
Yapay oksijen taşıyıcıları hemoglobine benzer görev yapabilen yapay maddelerdir. Doktorlar tarafından prematüre bebeklerdeki solunum güçlüklerini gidermede, ağır akciğer yaralanmalarında ve dalgıçlarda kullanılır. Bu maddeler arasında perflorokarbonları, sentetik ya da modifiye hemoglobinleri sayabiliriz. Sporculara nasıl yarar sağladıkları açık değildir. Olası yan etkileri arasında bağışıklık sistemi problemleri, demir yüklenmesi ve böbreklerin tahrip olmasını sayabiliriz.

Kan Dopingi
Kan dopinginde sporcuya dokularına daha çok oksijen ulaşması için dışarıdan kan verilir. Benzer etki yüksek irtifada antreman yaparak da elde edilebilir. Kendi kanını alan sporcuda kan hacminin artmasına bağlı olarak enfeksiyon ya da kalp ve damar problemleri ( yüksek kan basıncı, pıhtılaşma, kalp krizi ) görülebilir. Bir başkasının kanını alan sporcu HIV / AIDS gibi viral enfeksiyonlara yakalanma riski de taşır.

Acıyı Maskeleme
Dünya çapında bir sporcu olmanın kaçınılmaz bir parçası da sakatlıklardır. Sporcular sakatlanmayla ortaya çıkan acıyı durdurmak için çeşitli uyuşturucular, protein hormonları, kortizon, lokal anestezikler kullanabilmektedirler.

Uyuşturucular
Uyuşturucular acıyı dindirmek için kullanılan morfin, metadon ve eroin benzeri maddeleri içerir. Uyuşturucu maddeler son derece bağımlılık yapıcıdır ve karar verme, denge, konsantrasyon ve benzeri yetenekleri zayıflatır. Ayrıca sakatlığına rağmen yarışmaya devam eden sporcular kendilerine daha çok zarar verebilirler.

Protein Hormonları
Adrenokortikotropik hormonu (ACTH) hipofiz bezi tarafından salgılanır ve adrenal korteksten salgılanan hormon seviyelerini ayarlar. Adrenal korteks tarafından salgılanan bu hormonlar sakatlanmalardaki iltihaplanmayı ve alerjik reaksiyonları azaltır. Böylece ACTH kullanan sporcu sakatlanmasını maskeleyebilir. Yan etkileri arasında mide rahatsızlıkları, ülser, öfke ve hiddet vardır. Uzun vadede kemik ve kasların zayıflamasına yol açar.

Kortizon
Kortizon adrenal korteks tarafından salgılanır. Sakatlanmalarda ve alerjik reaksiyonlarda iltihaplanmayı azaltmak için kullanılır. ACTH’nin yarattığı etkileri ve yan etkileri yaratır.

Lokal Anestezikler
Diş hekimi ya da doktorunuz tarafından kullanılan lokal anestezikler acının zihinsel yetileri bozmadan kısa vadede maskelenmesinde kullanılır. Novokain, prokain, lidokain ve lignokain bu maddeler arasındadır. Sporcular bunları kullanarak sakatlanmaya rağmen yarışmaya devam edebilseler de sakatlıklarını ağırlaştırabilirler.

Uyarıcılar, Rahatlatıcılar ve Kilo Kontrolü
Bir çok sporcu sıkı toplumsal kurallarla yaşamak ve beslenmelerine çok dikkat etmek zorundadır. Bu nedenle yine bir çok sporcu stresle, yorgunlukla ve kilo kontrolü ile başa çıkabilmek için uyarıcı, rahatlatıcı ve kilo kontrol haplarına yönelmektedir.

Uyarıcılar
Sporcuların canlı kalmak, yorgunluk azaltmak ve saldırganlık hislerini yitirmemek için kullandıkları maddelerdir. Nabzı hızlandırır, ciğerlerin hızlı nefes almasını sağlar ve zeka açıcı etki yaratırlar. Kafein, amfetaminler ve kokain uyarıcı maddelerdir. Yan etkileri arasında endişe hali, titreme, düzensiz kalp atışları, yüksen kan basıncı, ani ve şiddetli titremeler ve ani ölüm vardır.

Rahatlatıcı - Sakinleştiriciler
Alkol:
Beyin ve sinir sistemi aktivitelerini azaltır. Sporcuyu rahatlatarak yarış baskısını hafifletse de zihinsel fonksiyonları (karar verme, denge ve konsantrasyon) bozar. Olimpiyatlarda kullanımı kısıtlanmıştır, diğer bir çok organizasyonda ise tamamen yasaklanmıştır.

Beta-blokerler:
Normalde kalbi yavaşlatarak ve kan damarlarını genişleterek yüksek kan basıncını düşürmede kullanılır. Yarışlarda ellerini sabit tutması gereken sporcular (okçuluk ve atıcılık) tarafından kullanılır. Yan etkileri düşük kan basıncı (hipotansiyon), düşük nabız ve yorgunluk hissidir.

Kannabinoidler:
Marihuana ve haşhaş benzeri maddeler, klinik değere sahip değildir fakat tedavisi mümkün olmayan kanser hastalarının acılarının giderilmesinde kullanılmaktadır. Kannabinoidler halüsinasyonlar görmeye yol açar, sersemleştirir, nabzı arttırır ve zihinsel faaliyetleri (karar verme, denge, koordinasyon ve bellek) olumsuz etkiler.

Kilo Kontrolü
Diüretikler yüksek kan basıncını düşürmek için kullanılır ve diyet haplarının birçoğunda bulunmaktadır. Böbreklere etki ederek idrar miktarını arttırır. Ağırlık sınırlamalarına sahip spor dallarındaki (halter, at yarışları, kürek) atletler tarafından kullanılır. İdrar miktarını arttırdıkları için, idrardaki diğer yabancı maddelerin konsantrasyonlarını da düşürürler. Yan etkileri arasında dehidrasyon, göz kararması, kramp girmesi, kalbin zarar görmesi ve böbreklerin iflas etmesi bulunmaktadır.

İlaç Kullanımının Gizlenmesi
Diüretikler ilaçların idrar konsantrasyonlarını düşürmek için kullanılabilir. Epitestosteron, plasma hacmi genişleticiler, ve salgı inhibitörleri ise yasaklı maddelerin kanda bulunma oranlarını düşürmek için kullan maddelerdir.

Epitestosteron
Testosteronun performansı etkilemeyen biyolojik bir çeşididir. Testosteron ölçümü için yapılan testlerde testosteronun epitetosterona (T/A oranı) oranı ölçülmektedir. Sporcular bu oranı düşürmek amacıyla kana epitestosteron enjekte ederek testosteron kullanımını gizlemeye çalışabilirler. Bu maddenin zararlı yan etkisi bulunmamaktadır.

Plazma Hacmi Genişleticiler
Kanın sıvı bölümünü arttırmak için kullanılan maddelerdir. Şok, travma, ameliyat geçiren hastaların tedavisinde kullanılmaktadır. Sporcular bu maddeleri kanlarındaki yasaklı madde oranlarını ( EPO vb) düşürmek amacıyla kullanmaktadır. Hafif ya da ağır alerjik reaksiyonlara sebep olmaktadır.

Salgı İnhibitörleri
Çoğu ilaç ve yabancı maddenin yapısı organik asitlere benzemektedir. Bu organik asitler böbreklerde yer alan taşıyıcı bir protein tarafından dışarı atılmaktadır. Doktorlar tarafından gut hastalığının tedavisinde kullanılan bu inhibitörler idrarla yapılan doping testlerinin sonuçlarını değiştirmek için de kullanılmaktadır. Yan etkileri arasında mide bulantısı, kusma, alerjik reaksiyonlar ve böbreklerde problem görülmesi sayılabilir.

Sporcuların Doping Kontrolüne Tabi Tutulması
Türkiye Bisiklet Federasyonu'nun önümüzdeki tüm dağ bisikleti yarışlarında uygulamaya koyacağı doping kontrolü nasıl gerçekleştirilir gelin bir göz atalım:
Sporcular tarafından kullanılan maddelerin çok büyük bir bölümü idrarda saptanabilmektedir. Doping kontrol memuru sporcudan idrar örneği ister. Bu örnek analiz için laboratuara gönderilir, sonuçlar daha sonra ilgili spor kurumuna raporlanır. Bazı maddeler için kan örnekleri de gerekebilmektedir.

Gaz Kromatografisi / Kütle Spektrometrisi
Gaz kromatografisi ve kütle spektrometresi en yaygın kimyasal analiz yöntemleridir. Bu testler idrar ve kan örneklerinde gerçekleştirilebilmektedir. Gaz kromatografisinde örnek gaz halindeki bir çözücünün içinde buharlaştırılır. Her madde gazın içinde farklı sürelerde çözünmekte ve farklı sürelerde gaz halinde kalmaktadır. Gazdan çıkan madde katı ya da sıvı tarafından emilmekte ve dedektör tarafından analiz edilmektedir. Örnek analiz edildiğinde maddenin gaz halinde bulunma süresi grafiklenerek ya da raporlanarak kromatogramı çıkarılmaktadır. Kan ve idrar örnekleri ile birlikte standart ilaç örnekleri de bu sürece tabi tutulmaktadır. Böylece kan ve idrar örneklerinde bulunan ilaçlar tespit edilebilmekte ve miktarları kromatogramlarla belirlenebilmektedir.

Kütle Spektrometrisinde örnekler elektron demeti gönderilerek parçalanmakta ve parçalar manyetik bir tüpte hızlandırılarak dedektöre gönderilmektedir. Kütle spektrometrisinde her maddenin kendine özgü “parmak izleri” bulunmaktadır. Yine standart örnekler de bu sürece tabi tutulmakta, böylece kan ve idrar örneklerindeki maddelerin miktarı belirlenmektedir.

Immuna-Assay Testleri
İdrar örneklerindeki hCG, LH, ACTH gibi bazı maddeler immuno-assay testi ile tespit edilebilmektedir. Alınan örnek, test edilen maddeye ait antikorlar içeren bir solüsyon ile karıştırılır. Antikorlar sadece tek bir maddeye bağlanabilen özel proteinlerdir. Vücudumuz yabancı maddeleri bu şekilde tanımaktadır. Testte kullanılan antikor genellikle floresan boya ile renklendirilir ya da radyoaktif madde ile işaretlenir. Floresan ışığının miktarı ya da radyoaktivite seviyesinin ölçülmesi ile test edilen maddenin örnekteki konsantrasyonu ölçülür.

Geliştirilmekte Olan Testler
Günümüzde hGH, IGF-1 ve EPO tespiti için güvenilir testler bulunmamaktadır. Fakat EPO için kırmızı kan hücrelerinin büyüklüğüne bakan bir test geliştirilmektedir. Yapay EPO doğal EPO’dan daha küçük kırmızı kan hücreleri üretmekte ve bu hücreler daha çok demir bağlamaktadır. Kan örneğindeki kırmızı kan hücrelerinin büyüklüğü ve taşıdıkları demir miktarı analiz edilerek sporcunun EPO kullanıp kullanmadığı belirlenebilecektir.

Dopingin ne kadar yaygın olduğu istatistiksel olarak belirlenememiş olsa da sporcular ve antrenörler yarışmacıların büyük çoğunluğunun ilaç kullanmadığını söylemektedir. Yine de doping testleri müsabakaların ayrılmaz bir parçası haline gelmeye başlamıştır. Yeni performans arttırıcı ilaçlar geliştirildikçe bunları tespit etmek için yeni testler geliştirilmektedir. Sporu temiz tutma çabası her şeye rağmen her zaman devam edecektir.

Kaynak: How Performance-Enhancing Drugs Work by Craig Freudenrich, Ph.D.
 
Scudo

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
peki bu dopingi nasıl anlıyorlar.katıldığım birkaç yarışmada(bisiklet değil okçuluk) hiç bir test yapılmadı .
 

Mesut Girgiç

Forum Bağımlısı
Kayıt
28 Mart 2006
Mesaj
4.518
Tepki
11.737
Şehir
Konya
Benim bildiğim kadarıyla idrar ve kan tahlilleriyle yapılıyor ancak Türkiyede sanırım bu tür uygulamalar rütin bir prosedür değil. Yada organizasyonun türüne bağlı.
Konuya vakıf yönetici yada üye arkadaşlarımız, daha ayrıntılı bilgi vereceklerdir umarım.
 

Hakan Yazman

Forum Bağımlısı
Kayıt
31 Ekim 2004
Mesaj
3.960
Tepki
5.442
Şehir
Alanya/İstanbul
Aynen öyle Mesut abi idrar ve kan örneği alınıyor, ancak tahlil masraflı olduğu için pek uygulanmıyor, neticede yarışlar pek ödüllü olmadığı için de doğing yapıp sağlığını riske atması anlamsız olur birçok yarışçının...
 

gurol

Forum Bağımlısı
Kayıt
15 Eylül 2004
Mesaj
1.664
Tepki
2.830
Şehir
İzmir
@Mesut GirgiçYarışlardan sonra idrar örneği alınıyor. Genellikle ilk 3'e ve ek olarak rastgele seçilmiş bir sporcuya uygulanıyor. Bunun dışında kan alınan testler de var. Üst düzey sporcular WADA tarafından sürekli takip ediliyor. Örneğin Bilal Akgül takip altındaki sporculardan.

Aslında rutin bir prosedür. Ancak bir çok başka kaygıdan dolayı uygulanamıyor ki bunun en kötüsü parasızlık. 2005 idi galiba neredeyse her yarışta uygulandı. Ancak sonra seyrekleşti.

Bu arada bugünkü güncel haber Süreyya Ayhan'ın dopingli çıkması ömür boyu yarışmaktan men edilmesi. Kötü bir olay ama doping hayaliyle yaşayan sporcuların olayın nerelere varacaını farketmeleri açısından örnek.
 

elifm

Aktif Üye
Kayıt
23 Eylül 2004
Mesaj
197
Tepki
235
Şehir
türkiye
evt süreyya ayhan'ın durumuna çok üzüldüm.. keşke bunlar yaşanmasaydı.. keşke ülkemizde spora hakettiği yeri verseydik... yetenekli kızlarımız, erkeklerimiz gerçekten küçükken seçilip profesyonelce yetişse.. biz de millet olarak onların başarılarıyla göğsümüzü kabartsak.. sadece futbol seyrederek yatıp kalkmasak..

sporu büyük çoğunluk sadece çocuklara, gençlere yönelik bir faaliyeti olarak görüyor.. ya da boş zamanları değerlendirme faaliyeti.. ne demekse "boş zaman".. oysa spor kaliteli yaşamın bir parçasıdır ve bir keyiftir ve de bir alışkanlıktır.. sporla sağlıklı ve zinde kalıp, sigara-içki içmeden kafayı dağıtıp, gözleriniz ışıl ışıl eve dönebilirsiniz.. üstelik de neredeyse hiç para harcamadan.. ve bu keyfi yaşarken yeni insanlarla tanışıp, hayatınızı da zenginleştirirsiniz.. refleksleriniz hep keskin kalır.. siz pırıldayın sizi tanıyanlara sebebini sorduklarında çünkü düzenli olarak spor yapıyorum dersiniz :) kimbilir belki onlar da heves eder..
 
  • Beğen
Tepkiler: simplonmurat

MertDokur

Daimi Üye
Kayıt
22 Kasım 2007
Mesaj
270
Tepki
205
Şehir
İstanbul
@elifm

Uğraşıp çeviri yaptığınız için çok teşekkürler, çok faydalı bir çalışma olmuş.

Yukarıdaki bilgide bir hata var ama, Kannabinoidler halüsinatif değildir, zihinsel fonksiyonlardaki değişiklikleri ise yıllardır devam eden bir tartışma konusudur, bazı testlerde koordinasyona ve kritik durumda karar vermeye olumlu etki yaptığı görülmüştür. Birde acının giderilmesinin yanında iştahsızlığa ve mide bulantısına iyi geldiği için bir miktar klinik değeri vardır aslında ama bu da yıllardır devam eden tükenmeyen tartışmaların konusudur : )

Uğraşınız için tekrar teşekkürler...

Edit: Şimdi farkettimde bu yazının orjinalini yazan kişi bir tıp doktoru değil (MD: Medical doctor / phD: Doctor of philosophy) bu yüzden bir takım hatalar eksiklikler olabilir.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ozan Güven

elifm

Aktif Üye
Kayıt
23 Eylül 2004
Mesaj
197
Tepki
235
Şehir
türkiye
Mert phD doctor of philosophy demek ama sonuçta tez yapmış olduğunu belirten bir kısaltma.. yani ekonomi, psikoloji ya da matematik vs. phD'si yapabilirsin. evet adam tıp doktoru değil ama fena da bilgisi yok gibi..

adamın seceresini şuradan öğrenebilirsin :)
(link)

linkte biyoloji mezunu olduğu, fizyoloji doktorası ve eczacılık bölümünde doktora sonrası çalışma yaptığı yazıyor.

yorumunda haklı olabilirsin.. fakat yine de bu kannabinoidleri kullanmamanı tavsiye ederim :)

hangi bölümde okuyorsun bu arada :) ilgin için teşekkürler.
 

MertDokur

Daimi Üye
Kayıt
22 Kasım 2007
Mesaj
270
Tepki
205
Şehir
İstanbul
Adamın bilgisi sorgulanacak gibi değil hele benim tarafımdan hiç değil, bahsettiğim konu bilimsel değil aslında politik bir tartışma o yüzden yazayım dedim. Sanat tarihinde okuyorum; farmakoloji ile ilgili birşeyler okumak hoşuma gidiyor sadece. Dünya ne acayip değil mi? :)
 

nyx

Daimi Üye
Kayıt
10 Temmuz 2007
Mesaj
293
Tepki
212
Şehir
Istanbul
profosyonel hedeflerim olmadıgı için belki de, kesinlikle bu tarz doping ve performans arttırıcıların kullanılmaması gerektiğini düşünüyorum..
doğal yollardan,daha çok antrenman yaparak,daha doğru beslenerek istedim hedefe ulaşmak bana daha doğru geliyo,yarışçı arkadaşlarımız ne düşünür bilemem ama bu tarz maddelerin vücudumuza bir zararı olmadıgının garantisi var mı?
 

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
Hayır kesinlikle yok; ancak senin de dediğin gibi hayatını sporla kazanan bir kişinin yalnızca doğal yolla beslenmesi de yeterli değildir. Bu doping anlamına gelmiyor; ancak bir insanın standart ihtiyacı olan enerjiyi sporcuların kat be kat aştığını düşünürsek olağan beslenmenin onlar için yeterli olmadığı anlaşılır. Etteki proteinden faydalanmak için onun içindeki proteinden de fazla yağ vücudumuza katılıyor; onun yerine saf proteini almak daha mantıklı. Ama bunu yaparken de vücudun dengesini bozmamak gerekiyor; bu da doğal yollarla ayrıştırılmış amino asitler ve minerallerle mümkün. Ancak bunların vücuttaki emilimi ve kullanılışı kişiden kişiye değişir. Ki bu konu halen somutlaştırılmış değil. Beslenme her geçen gün hakkında daha çok şey öğrendiğimiz çok geniş bir alan. Ve sporun çok önemli bir parçası. Eğer spor yapmayı hayatınızın içine ciddi bir şekilde soktuysanız aldığınız besinin içeriğinden vücudunuza ne denli yararlı olacağına dek her şeyi düşünmeye başlarsınız. Benim naçizane tavsiyem ise vücudumuzun yapıtaşı ve temel ihtiyacı olan besinleri tüketmek. Yani " yaşam yemek ".
 
Kayıt
18 Şubat 2008
Mesaj
13
Tepki
1
Şehir
kıbrıs
Yazdıklarınıza katılıyorum .Bir bisikletçinin ihtiyacı olan doğal beslenmeye takviye alması gerekenler nelerdir nasıl hesaplanır ben bunları öğrenmek istiyorum nasıl öğrenebilirim.