Arkadaşlar merhaba,
Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu turu diye niyet ederek başladığımız turun ilk safhası 29 saatlik tren yolculuğu ile gerçekleşti. Bu yazım esasen doğu ekspresi, tren yolculuğunu anlatmaktadır. Tabi bisikletlerimiz yük vagonunda bizimle beraber aynı katarın yolcuları
Tarih 29 Temmuz 2006, Süleyman Şatır, Cahit Turhan ve Rahman, Haydarpaşa tren istasyonunda beni bekliyorlar. Doğu ekspresinin Haydarpaşa kalkış saati hergün saat 8:35 ve günlerden cumartesi.
Ben ise evde kan ter içinde hala hazırlık derdindeyim. Geceden işyerinde çıkan sorunlar sebebiyle sabaha karşı evde olabildim. Ve treni kaçıracağım gibi gözüküyor Senelik iznimin büyük bir bölümünü 2006 yılında bisiklet turuna ayırdım. Süleyman abinin vasıtası ile Cahit abiyle tanışmış ve bir ay kadar öncesinden gezi planı konusunda hemfikir olmuştuk.
Trenin kalkmasına bir saat var. Ben ise tur lastiklerini takma derdindeyim. Lastikler tamam, sıra bagaj ve bagaj çantasında. Onlarda tamam ama o da ne saat 8:00 olmuş bile
Arayan Süleyman abi; -Özcan nerdesin? Seni bekliyoruz.
Cevap; -Abi işyerinde sorun çıktı, sabahladık, ee kem,küm. Beni unutun yetişemeyeceğim :bilmiom:
Süleyman abi; -Ya Harem'den her saat Ankara'ya otobüs var. Ankara'da binersin trene. Hadi fazla oyalanmada çık hemen.
Cevap; -Peki abi, dilerim sizi yakalayabilrim. Arkadaşlara selamlar, görüşmek dileği ile..
Saat 9:00 ve benim hazırlığım yeni bitiyor. Geceden çıkan sorunları berteraf edip, tatil moduna girerken bile bir keşmekeş bu İstanbul'un çilesi. Allah'tan evdeki tadilattan sorumlu yüksek inşaat mühendisim Latif usta yetişiyor imdadıma. Kartal arabasının arka koltuğunu yatırıyoruz ve bisikleti bagaj yüküyle birlikte arabaya yüklüyoruz. Beykoz - Harem arasını yarım saatte alıyoruz.
Saat 9:35 ve Haremdeyiz. Bakacağımız bilet için acele ile 15-20m kadar pedal çeviriyorum ve GüüÜMMmm Arka lastik öyle bir patlıyorki, ben hariç bütün Harem panik halinde. Polisler koşup geliyorlar. Zaten karakolun hemen yanında patladı. Suçluyu açıklıyorum patlak önleyici şerit, resmen iç lastiği kesmiş. Şerit, köy eriştesi gibi dilimlenmiş iç lastik ve patlamanın etkisi ile kopan akort teli ile birlikte; "-sanırım buradan eve dönsem en iyisi" gibi düşünceler sarıyor her yanımı. Ustayla birlikte bisikleti otobüs yazahanesinin önün getirmeyi başarıyoruz.
Deliliğe devam :7: Latif usta onca tersliğe rağmen gitmekte bu kadar kararlı olmam karşısında, garip bakışlarla beni süzüyor. İşine geç kaldığı için müsade isteyen ustamızla vedalaşıyoruz. Tam bu esnada sırasıyla Serkan (dogaci24) ve Murat (twist_of_faith) cepten arıyorlar. Onlara durumu kısaca ağladıktan :River-102 sonra. Küçük bir kardeşimin yardımı ve çıraklığı ile normalde bir saatte değiştirdiğim iç lastiği, 15dk.da değiştirmeyi başarıyorum. Ama benden dökülen terler Harem otogarına ırmak olmuştur herhalde. Bu yaz sıcağında ve bozuk bir moral ile.. Yine de yılmak yok.. Eğitime devam
Yardımları ve tatlı dili ile beni motive eden küçük Emre kardeşimizin bisikleti varmış ve bu işlere nasıl hevesli. Gözleri çakmak çakmak. Ona bu sitenin reklamını yapıp vedalaştıktan hemen sonra bisikleti parçalayıp öğleden önce 11:00, Ankara otobüsünün bagajına yüklüyorum bisikletimi.
Şimdi tek istediğim uyuyabilmek, dinlenebilmek. Ve beş buçuk saat kadar sürecek otobüs yolculuğunun sonunda Ankara'da arkadaşları yakalayabilmek. Ama olmuyor, otobüste uyurken beni uyandırıp başka bir koltuğa almak istiyorlar. Onun kavgasını kazanınca numaralı biletime ait koltukta bölük pörçük 1-2 saatlik uykumla Ankara'ya varmak üzereyim. İzmit'te otobüsümüzün plansız 30dk.lık (müşteri bulmak içindir diye tahmin ettik) molası sebebiyle Ankara tren garında Doğu Ekspresini yakalama hayallerim sallantıda şuan..
Doğu Ekspresi detayları :
Haydarpaşa-İzmit-Eskişehir-Ankara-Kırıkkale-Kayseri-Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars
Seyehat uzunluğu : 1928 km
Seyehat Süresi : Haydarpaşa-Kars 37sa.25dk. *** Kars-Haydarpaşa 38sa.35dk.
Yol güzergahı ve daha fazla bilgi için linkinden faydalanabilirsiniz.
Hüsranlı maceraya devam. Ne macera ama, daha başlayamadan, sorun, sorun, sorun saat 17:00 ve yol kenarında Ankara 50km.levhasını gördüm. 30dk.gibi çok ekonomik kullanmam gereken bir sürem var. Çünkü trenin Ankara molası 17:25-18:08 saatleri arasında gerçekleşecek. Bu iş artık rezil bir yol macerasına dönüşmüş durumda. Pes etmek yok, eğitime devam.
Otobüsün muavini tren garına uzaklık olarak en uygun yerde ve bir taksi durağının yanında beni indiriyor. El bebek, gül bebek bisikletimi yine istemeyerek de olsa kucaklıyor ve taksinin bagajına yüklüyorum. "-Trene yetişmeliyim 15dk.kadar vaktim var" deyince, taksici amcamdan "-o tarafa giden yollarda çalışma var, çok zor" cevabını alıyorum. Eh işte böyle kısmetim var benim :bayrak:
Allah'tan internetten yazdırdığım tren varış-kalkış duruş istasyonlarının bulunduğu saatli döküman yanımda.. Ön tekerimle birlikte taksinin arka koltuğunda Süleyman abiyle telefondayız yine;
- Abi o tarafa yollarda çalışma varmış
- Hay Allah ya, olsun yetişirsin gibi, bizim lokomotifi değiştiriyorlar biraz daha bekleyecek tren.
- Taksiden telsizle bilgi istedik şimdi yol durumunu soruyoruz. O taraf olmaz ise Kayaş istasyonunda yakalayacağım sizi. Burdan geri dönüş yok artık :10:
- Sen bilirsin, bizim vagon önden üçüncü. Seni yük vagonunda karşılarız olmassa Kayaş'da. Peronun uç kısmında bekle bizi.
- Tamamdır abi biz Kayaş'a gidiyoruz, işi sağlama alayım. Yeter artık, neyse bunda da vardır bir hayır.. cık cık cık ne şans yaufff :bilmiom:
Sonrası mı ? Kayaş'a vardık hem de ne varış. Taksici Kayaş istasyonu ve çevre yolları tam bilmiyormuş. İstasyon tarafına geçebilmek için şehirlerarası anayolda; bir adet ters U dönüşü ve bir de karşı şeride dikine abuk bir geçiş yaptık . İstasyonu buldum, Doğu Ekspresi'nin duracağı peronu öğrendim ve sabah beri peşinde olduğum treni başladım beklemeye.. Buraya kadar hiç resim yok çünkü ona fırsat yok
Tren yaklaştıkça arkadaşlar seçiliyor. Süleyman abi yük vagonundan sarkmış, elinde foto.makinesi ile beni resimliyor. Cahit abi ve Rahman bisikleti hemen aldılar trene. Ben de beraberinde yük vagonuna. Bisikletimi görevliye yazdırdım ödemeyi yaptım ve makbuzumu da aldım.. En sonunda gecikmeli ve birçok tersliğe rağmen Doğu Ekspresindeyim
ve mutlu son yük vagonundan sorumlu memur abilerimizin resim çekilirken yaşadığı mutluluk
http://img153.imageshack.us/img153/1156/dsc01127lo0.jpg
not : resimlerle bu yazı devam edecek, kısa bir mola. eminin Süleyman abi de kendine has anlatımı ve resimlerle devam edecektir. özellikle üç bisikletlinin Haydarpaşa garına varışı ve Ankara'ya kadarki tren kısmı hakkında daha benim de bilmediklerim varsa buradan okuyabiliriz.
Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu turu diye niyet ederek başladığımız turun ilk safhası 29 saatlik tren yolculuğu ile gerçekleşti. Bu yazım esasen doğu ekspresi, tren yolculuğunu anlatmaktadır. Tabi bisikletlerimiz yük vagonunda bizimle beraber aynı katarın yolcuları
Tarih 29 Temmuz 2006, Süleyman Şatır, Cahit Turhan ve Rahman, Haydarpaşa tren istasyonunda beni bekliyorlar. Doğu ekspresinin Haydarpaşa kalkış saati hergün saat 8:35 ve günlerden cumartesi.
Ben ise evde kan ter içinde hala hazırlık derdindeyim. Geceden işyerinde çıkan sorunlar sebebiyle sabaha karşı evde olabildim. Ve treni kaçıracağım gibi gözüküyor Senelik iznimin büyük bir bölümünü 2006 yılında bisiklet turuna ayırdım. Süleyman abinin vasıtası ile Cahit abiyle tanışmış ve bir ay kadar öncesinden gezi planı konusunda hemfikir olmuştuk.
Trenin kalkmasına bir saat var. Ben ise tur lastiklerini takma derdindeyim. Lastikler tamam, sıra bagaj ve bagaj çantasında. Onlarda tamam ama o da ne saat 8:00 olmuş bile
Arayan Süleyman abi; -Özcan nerdesin? Seni bekliyoruz.
Cevap; -Abi işyerinde sorun çıktı, sabahladık, ee kem,küm. Beni unutun yetişemeyeceğim :bilmiom:
Süleyman abi; -Ya Harem'den her saat Ankara'ya otobüs var. Ankara'da binersin trene. Hadi fazla oyalanmada çık hemen.
Cevap; -Peki abi, dilerim sizi yakalayabilrim. Arkadaşlara selamlar, görüşmek dileği ile..
Saat 9:00 ve benim hazırlığım yeni bitiyor. Geceden çıkan sorunları berteraf edip, tatil moduna girerken bile bir keşmekeş bu İstanbul'un çilesi. Allah'tan evdeki tadilattan sorumlu yüksek inşaat mühendisim Latif usta yetişiyor imdadıma. Kartal arabasının arka koltuğunu yatırıyoruz ve bisikleti bagaj yüküyle birlikte arabaya yüklüyoruz. Beykoz - Harem arasını yarım saatte alıyoruz.
Saat 9:35 ve Haremdeyiz. Bakacağımız bilet için acele ile 15-20m kadar pedal çeviriyorum ve GüüÜMMmm Arka lastik öyle bir patlıyorki, ben hariç bütün Harem panik halinde. Polisler koşup geliyorlar. Zaten karakolun hemen yanında patladı. Suçluyu açıklıyorum patlak önleyici şerit, resmen iç lastiği kesmiş. Şerit, köy eriştesi gibi dilimlenmiş iç lastik ve patlamanın etkisi ile kopan akort teli ile birlikte; "-sanırım buradan eve dönsem en iyisi" gibi düşünceler sarıyor her yanımı. Ustayla birlikte bisikleti otobüs yazahanesinin önün getirmeyi başarıyoruz.
Deliliğe devam :7: Latif usta onca tersliğe rağmen gitmekte bu kadar kararlı olmam karşısında, garip bakışlarla beni süzüyor. İşine geç kaldığı için müsade isteyen ustamızla vedalaşıyoruz. Tam bu esnada sırasıyla Serkan (dogaci24) ve Murat (twist_of_faith) cepten arıyorlar. Onlara durumu kısaca ağladıktan :River-102 sonra. Küçük bir kardeşimin yardımı ve çıraklığı ile normalde bir saatte değiştirdiğim iç lastiği, 15dk.da değiştirmeyi başarıyorum. Ama benden dökülen terler Harem otogarına ırmak olmuştur herhalde. Bu yaz sıcağında ve bozuk bir moral ile.. Yine de yılmak yok.. Eğitime devam
Yardımları ve tatlı dili ile beni motive eden küçük Emre kardeşimizin bisikleti varmış ve bu işlere nasıl hevesli. Gözleri çakmak çakmak. Ona bu sitenin reklamını yapıp vedalaştıktan hemen sonra bisikleti parçalayıp öğleden önce 11:00, Ankara otobüsünün bagajına yüklüyorum bisikletimi.
Şimdi tek istediğim uyuyabilmek, dinlenebilmek. Ve beş buçuk saat kadar sürecek otobüs yolculuğunun sonunda Ankara'da arkadaşları yakalayabilmek. Ama olmuyor, otobüste uyurken beni uyandırıp başka bir koltuğa almak istiyorlar. Onun kavgasını kazanınca numaralı biletime ait koltukta bölük pörçük 1-2 saatlik uykumla Ankara'ya varmak üzereyim. İzmit'te otobüsümüzün plansız 30dk.lık (müşteri bulmak içindir diye tahmin ettik) molası sebebiyle Ankara tren garında Doğu Ekspresini yakalama hayallerim sallantıda şuan..
Doğu Ekspresi detayları :
Haydarpaşa-İzmit-Eskişehir-Ankara-Kırıkkale-Kayseri-Sivas-Erzincan-Erzurum-Kars
Seyehat uzunluğu : 1928 km
Seyehat Süresi : Haydarpaşa-Kars 37sa.25dk. *** Kars-Haydarpaşa 38sa.35dk.
Yol güzergahı ve daha fazla bilgi için linkinden faydalanabilirsiniz.
Hüsranlı maceraya devam. Ne macera ama, daha başlayamadan, sorun, sorun, sorun saat 17:00 ve yol kenarında Ankara 50km.levhasını gördüm. 30dk.gibi çok ekonomik kullanmam gereken bir sürem var. Çünkü trenin Ankara molası 17:25-18:08 saatleri arasında gerçekleşecek. Bu iş artık rezil bir yol macerasına dönüşmüş durumda. Pes etmek yok, eğitime devam.
Otobüsün muavini tren garına uzaklık olarak en uygun yerde ve bir taksi durağının yanında beni indiriyor. El bebek, gül bebek bisikletimi yine istemeyerek de olsa kucaklıyor ve taksinin bagajına yüklüyorum. "-Trene yetişmeliyim 15dk.kadar vaktim var" deyince, taksici amcamdan "-o tarafa giden yollarda çalışma var, çok zor" cevabını alıyorum. Eh işte böyle kısmetim var benim :bayrak:
Allah'tan internetten yazdırdığım tren varış-kalkış duruş istasyonlarının bulunduğu saatli döküman yanımda.. Ön tekerimle birlikte taksinin arka koltuğunda Süleyman abiyle telefondayız yine;
- Abi o tarafa yollarda çalışma varmış
- Hay Allah ya, olsun yetişirsin gibi, bizim lokomotifi değiştiriyorlar biraz daha bekleyecek tren.
- Taksiden telsizle bilgi istedik şimdi yol durumunu soruyoruz. O taraf olmaz ise Kayaş istasyonunda yakalayacağım sizi. Burdan geri dönüş yok artık :10:
- Sen bilirsin, bizim vagon önden üçüncü. Seni yük vagonunda karşılarız olmassa Kayaş'da. Peronun uç kısmında bekle bizi.
- Tamamdır abi biz Kayaş'a gidiyoruz, işi sağlama alayım. Yeter artık, neyse bunda da vardır bir hayır.. cık cık cık ne şans yaufff :bilmiom:
Sonrası mı ? Kayaş'a vardık hem de ne varış. Taksici Kayaş istasyonu ve çevre yolları tam bilmiyormuş. İstasyon tarafına geçebilmek için şehirlerarası anayolda; bir adet ters U dönüşü ve bir de karşı şeride dikine abuk bir geçiş yaptık . İstasyonu buldum, Doğu Ekspresi'nin duracağı peronu öğrendim ve sabah beri peşinde olduğum treni başladım beklemeye.. Buraya kadar hiç resim yok çünkü ona fırsat yok
Tren yaklaştıkça arkadaşlar seçiliyor. Süleyman abi yük vagonundan sarkmış, elinde foto.makinesi ile beni resimliyor. Cahit abi ve Rahman bisikleti hemen aldılar trene. Ben de beraberinde yük vagonuna. Bisikletimi görevliye yazdırdım ödemeyi yaptım ve makbuzumu da aldım.. En sonunda gecikmeli ve birçok tersliğe rağmen Doğu Ekspresindeyim
ve mutlu son yük vagonundan sorumlu memur abilerimizin resim çekilirken yaşadığı mutluluk
http://img153.imageshack.us/img153/1156/dsc01127lo0.jpg
not : resimlerle bu yazı devam edecek, kısa bir mola. eminin Süleyman abi de kendine has anlatımı ve resimlerle devam edecektir. özellikle üç bisikletlinin Haydarpaşa garına varışı ve Ankara'ya kadarki tren kısmı hakkında daha benim de bilmediklerim varsa buradan okuyabiliriz.