Ufak tefek sürekli çarpılıyoruz onları istisna sayarsak, bundan 15-16 sene evvel odamdaki akvaryumu temizlerken çarpılmıştım. O zamanki sivri aklımla uzatma kablosunun fişinin metal uçlarına ikinci bir uzatma kablosunun çıplak bakır tellerini sarmak suretiyle pratik(!) bir çözüm bulmuştum. Bunun yanlış ve tehlikeli olduğunun farkındaydım üstelik. Nesye bir gün akvaryumu temizliyorum, suyunu boşaltmıştım, tabii ellerim ıslak. Sıra geldi fişteki cihazları ayırmayaa. Ben önce kabloyu ek yerinden bir ayırayım dedim. Ucu prizde sabitti çünkü. Aynı anda dikkat edeyim de çarpılmayayım diye düşünüyorum kafaya bak, madem düşünüyor o zaman elleme işte orayı ıslak ellerle. Buna istinaden ek yerini biraz mesafeli tuttum bir anda çekip ayıracağım aklım sıra. Elde kablo, ayakta anlık bunları düşünürken kendimi 1,5 - 2 m.ötedeki ranzamın önünde yerde debelenirken buldum. Allah'tan yerler tahta kaplıydı (rabıta). Tam ayırırken enerjili kablolar elime yapışmış. Belden üstüm, kollarım, ellerim kitlenmiş. Kulaklarım nasıl uğulduyor, müthiş bir gürültü. Beynimin sürekli şiştiğini hissediyorum. Acı, korku, şok hepsi bir arada. Bir yandan umutsuzca çırpınırken iki kere anneme seslendiğimi hatırlıyorum. Sesim elektriğin etkisinden titrek çıkıyor. Bu şekilde 8-10 sn.civarı debelendikten sonra kablolar elimden kurtuldu ama nasıl oldu o kısım muamma. Nasıl kurtulduğumu ben de bilmiyorum. Sol elimin baş ve işaret parmakları baya bi delinmiş (faz - nötr). Diğer elimin işaret parmağında da 2 tane minik delik. Deliklerden beyaz bir sıvı akıyor hafiften kan felan. Ben zaten tek kelimeyle şok yaşıyorum. Mutfağa annemin yanına gittim delirdi

sesimi suymuş ancak dalga geçtiğimi sanmış, 50 Hz.frekanstan ses titrek çıkıyor ya

O delikler uzun bir süre aktı. Hala net bir şekilde izleri mevcut. Bu da böyle bir anımdır. Aman siz siz olun, dikkatli olun...
Bir de 5 sene önceki bir vakayı anlatayım. Sıcak bir yaz günü bir arkadaşın çamaşır makinasına bakmaya gitmiştim. Eski bir makina, banyo kapısının arkasında. O yüzden kapı hafif aralık ben arkada çalışıyorum, arkadaş kapının önünde muhabbet ediyoruz. Ayağımda terlik var. Yoksa şu an bunları yazamazdım herhalde. Neyse üst tablayı açtım, fiş prizde, makineyi izliyorum. Program veriyorum kapı kilitlemiyor. Dur dedim şu kapı kilidini bir kontrol edeyim sokette sıkıntı olabilir dedim. Sol elimi makinanın üstünden aşağı doğru dar alana soktum. Diğer elim metal gövdede. Bir yandan da eski anılar tecrübeler aklımda havada uçuşuyor

dikkatlice boşlukta ilerlerkeeen yapıştım yine bilekten akıma. Yapıştığım an sağ elimi makinanın metal gövdesinden ayırdım ani bir refleksle. Ama sol elim çıkmıyor, sıkıştı. Yapıştığım an Allah diye nara atacam

ağzımda kaldı. Allll diye bi ses çıkarıyorum. Sağ elimle sol kolumu tuttum yukarı asılıyorum. Güç bela yukarı çektim elimi ama bilek meftah. Yine akıyor, aynı zamanda iyi kanıyor. Bayağı da açılmış. Sağ olsun önceden bakan tamirci arkadaşlar termostatın kapağını takmamışlar, terminaller çıplakmış. dar alanda bilek buraya yapışıyor. Yukarı çekerken de terminaller bileğe batıyor. Gayet bilinçli, idrakli bir şekilde çatır çatır çarpıldık yine. Takımı taklavatı olduğu gibi bıraktım, dooğru hastaneye acile gittim. 1 saat kadar kardiografi v.s. tetkikten sonra bir şey çıkmayınca eve döndüm. Yine ucuz atlatmıştık...