Ayağa kalkmayın; Hemen bütün yokuşlarda selede kaldığınız sürece daha hızlı ve daha verimli yol alırsınız. Ayağa kalkmak, bacaklarınıza, kollarınıza ve sırtınıza fazladan yük bindirerek daha çok oksijen ve enerji harcanmasına yol açar. Ancak yine de çok uzun yokuşların orta yerinde ayağa kalkarak çevirelecek bir-kaç pedal, kaslardaki yorgunluğun hafifletilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca çok dik yokuşlarda bisikletinizin, dengeyi sağlayamayacak kadar yavaşlamasını engellemek için ayağa kalkmanız gerekebilir. İkisinden birini seçme şansınız varsa, selede kalın.
Gidonu boğmayın; Yokuş çıkarken süratiniz oldukça düşük olduğu için gidonu çok sıkı tutmanın bir gereği olmadığı gibi böyle bir tutuş, kol kaslarınızı boş yere yorar. Baş parmaklarınızı gidonun üstünde tutun. Böylece unutup tekrar gidonu sıkmaya başlamanızı önlersiniz. Tabii, engebeli bir çıkışta gidon tutuşunuz daha sağlam olmalıdır.
Fazla zıplamayın; Kimileri yokuş çıkarken vücudun üst kısmının olabildiğince sabit kalması gerektiğini öğütlerler. Vücuda sağa sola yalpalatmak , yukarı aşağı zıplatmak anlamsızdır. Gereksiz yere fazla hareket etmenin enerji kaybına neden olacağı doğrudur, ancak vücudu hiç kıpırdatmadan tutmaya çalışmak da hızınızı yavaşlatır. En iyisi, doğal olmaktır, bırakın vücudunuz kendi salınım ritmini kendisi bulsun.
Nefesinizi düzenleyin; Yokuşların zorlayıcı etkisi karşısında deneyimsiz bisikletçilerin nefeslerini tutma eğiliminde oldukları görülmüştür. Oysa, yokuşlar oksijene en fazla ihtiyaç duyulan yerlerdir. Tırmanışın ritmine uygun bir şekilde ağız ve burun yoluyla nefes alıp, kuvvetli bir şekilde ağızdan vermek en doğrusudur. Bu, aynı zamanda çene ve boyun kaslarının kasılıp yorulmalarını da önler.
Kalpiye kayışlarınızı (pedal bağları) sıkın; (SPD'nin olmadığı zamanlarda yazmışım demek bu yazıyı..)
Ayaklarınızın pedallara sıkı sıkıya bağlı olması, kendinizi daha güçlü hissedip pedallara sadece basarken değil, aynı zamanda yukarıya çekerken de kuvvet aktarmanızı sağlar. Ayaklarınızın pedallardan kayması da tamamen imkansızlaşır. Uzun bir yokuşa yaklaşırken kalpiye kayışlarınızı sıkın ve yokuşu çıktıktan sonra da tekrar rahat ettiğiniz ölçüde gevşetin.
Sele yüksekliğinizi kontrol edin; Uygun olmayan sele yüksekliğinin oksijen harcamasını arttırdığı, Amerikan Bisiklet Federasyonu’nun yaptığı bir araştırmayla belirlenmiştir. Olması gerekenden daha yüksek bir selenin, daha alçak olana göre olumsuz etkilerinin, daha fazla olduğu da görülmüştür.
Uygun sele yüksekliğinizi bulup ayarlayın. Eğer şu anda kullandığınız sele yüksekliği olması gerekenden çok farklıysa düzeltmeyi zaman içerisinde azar azar yapın ki vücudunuzun yeni yüksekliğe adapte olabilmesi için zaman tanıyın.
Geriye kaykılın; Yokuşun zorlu kısımlarında poponuzu geriye kaydırırsanız selenin etkin yüksekliğini arttırarak pedallara daha fazla güç aktarabilirsiniz. Bu sırada verimlilik azalacaktır ancak zorlu kısmı geçmek için fedakarlığın yapılması gereklidir. Diğer zamanlarda özellikle kısa çıkışlarda sele üzerinde hafifçe öne eğilmek hızınızı korumanıza yardım eder.
Bisikletinize uygun bir arka dişli grubu takın; Dik çıkışları olan bozuk arazilerde bisikletin ön tekerinin havaya kalkmasını da engellemek için selenin uç kısmına oturmak gerekebilir.
Virajları geniş alın; Keskin bir dağ yolu virajını, belki biraz daha uzun bir mesafe kat ederek ama daha az eğimli olan dış kısmını kullanarak tırmanın. Virajı, daha dik eğimli iç kısmından çıkmaya çalışırsanız, kazanacağınız birkaç metrelik (gereksiz) zorlama azalan hızınızı telafi etmeyecektir.
Yokuşları düz tırmanın; Iki nokta arasindaki en kısa yolun düz bir çizgi olduğunu herkes bilir. Zigzaglar çizmek enerjinizi tüketir ve hızınızı düşürür. Bir yokuşun tepesine giden düz çizgiden 30 derecelik bir sapma katedilmesi gereken yolu %30 arttırır. Bisikletinizi düz bir çizgide tutmakta zorlanıyorsanız, bunun sebebi fazla büyük bir viteste olmak, gidonu çok sıkı tutmak, kolları ve omuzları fazla kasmak veya vücudun üst kısmını fazlaca hareket ettirmek olabilir.
Grup halindeyseniz, yokuşu önde tırmanın; Bu kural, eğer grubun en güçlü bisikletçisi degilseniz geçerlidir. Çoğunlukla diğerleri de sizin temponuzda gitmekten fazlaca rahatsızlık duymayacaklardır. Ama sizin temponuz onları memnun etmez de hızlanıp sizi geçerlerse, onları tepede yakalamayı umarak temponuzu korumaya gayret edin. Aranızdaki mesafe iyice açılsa bile yine de bunu sorun yapmayın çünkü onlara inişte yetişebilirsiniz. Tabii onlar aşırı efor sarfetmekten çatlamamışlarsa...
Gürsel Akay- 1995-1997 arası bir tarihte..
Ekleme Çok dar gidon kullanmayın. Omuz genişliğinden biraz daha geniş gidon kullanın..
Bir de derin derin nefes alıp verin.. Sesli nefes alıp vermekten utanmayın..Bırakın yanınızdakiler nefesinizi duysun. Bu daha fazla oksijenin ciğerlere girmesine yardımcı olur..
Sele ayarı:Seleniz normalden biraz daha geride duruyorsa bu yokuş çıkmanıza yardımcı olur..(önde olursa ani hızlanmalarda işe yarar)
Gidonu boğmayın; Yokuş çıkarken süratiniz oldukça düşük olduğu için gidonu çok sıkı tutmanın bir gereği olmadığı gibi böyle bir tutuş, kol kaslarınızı boş yere yorar. Baş parmaklarınızı gidonun üstünde tutun. Böylece unutup tekrar gidonu sıkmaya başlamanızı önlersiniz. Tabii, engebeli bir çıkışta gidon tutuşunuz daha sağlam olmalıdır.
Fazla zıplamayın; Kimileri yokuş çıkarken vücudun üst kısmının olabildiğince sabit kalması gerektiğini öğütlerler. Vücuda sağa sola yalpalatmak , yukarı aşağı zıplatmak anlamsızdır. Gereksiz yere fazla hareket etmenin enerji kaybına neden olacağı doğrudur, ancak vücudu hiç kıpırdatmadan tutmaya çalışmak da hızınızı yavaşlatır. En iyisi, doğal olmaktır, bırakın vücudunuz kendi salınım ritmini kendisi bulsun.
Nefesinizi düzenleyin; Yokuşların zorlayıcı etkisi karşısında deneyimsiz bisikletçilerin nefeslerini tutma eğiliminde oldukları görülmüştür. Oysa, yokuşlar oksijene en fazla ihtiyaç duyulan yerlerdir. Tırmanışın ritmine uygun bir şekilde ağız ve burun yoluyla nefes alıp, kuvvetli bir şekilde ağızdan vermek en doğrusudur. Bu, aynı zamanda çene ve boyun kaslarının kasılıp yorulmalarını da önler.
Kalpiye kayışlarınızı (pedal bağları) sıkın; (SPD'nin olmadığı zamanlarda yazmışım demek bu yazıyı..)
Ayaklarınızın pedallara sıkı sıkıya bağlı olması, kendinizi daha güçlü hissedip pedallara sadece basarken değil, aynı zamanda yukarıya çekerken de kuvvet aktarmanızı sağlar. Ayaklarınızın pedallardan kayması da tamamen imkansızlaşır. Uzun bir yokuşa yaklaşırken kalpiye kayışlarınızı sıkın ve yokuşu çıktıktan sonra da tekrar rahat ettiğiniz ölçüde gevşetin.
Sele yüksekliğinizi kontrol edin; Uygun olmayan sele yüksekliğinin oksijen harcamasını arttırdığı, Amerikan Bisiklet Federasyonu’nun yaptığı bir araştırmayla belirlenmiştir. Olması gerekenden daha yüksek bir selenin, daha alçak olana göre olumsuz etkilerinin, daha fazla olduğu da görülmüştür.
Uygun sele yüksekliğinizi bulup ayarlayın. Eğer şu anda kullandığınız sele yüksekliği olması gerekenden çok farklıysa düzeltmeyi zaman içerisinde azar azar yapın ki vücudunuzun yeni yüksekliğe adapte olabilmesi için zaman tanıyın.
Geriye kaykılın; Yokuşun zorlu kısımlarında poponuzu geriye kaydırırsanız selenin etkin yüksekliğini arttırarak pedallara daha fazla güç aktarabilirsiniz. Bu sırada verimlilik azalacaktır ancak zorlu kısmı geçmek için fedakarlığın yapılması gereklidir. Diğer zamanlarda özellikle kısa çıkışlarda sele üzerinde hafifçe öne eğilmek hızınızı korumanıza yardım eder.
Bisikletinize uygun bir arka dişli grubu takın; Dik çıkışları olan bozuk arazilerde bisikletin ön tekerinin havaya kalkmasını da engellemek için selenin uç kısmına oturmak gerekebilir.
Virajları geniş alın; Keskin bir dağ yolu virajını, belki biraz daha uzun bir mesafe kat ederek ama daha az eğimli olan dış kısmını kullanarak tırmanın. Virajı, daha dik eğimli iç kısmından çıkmaya çalışırsanız, kazanacağınız birkaç metrelik (gereksiz) zorlama azalan hızınızı telafi etmeyecektir.
Yokuşları düz tırmanın; Iki nokta arasindaki en kısa yolun düz bir çizgi olduğunu herkes bilir. Zigzaglar çizmek enerjinizi tüketir ve hızınızı düşürür. Bir yokuşun tepesine giden düz çizgiden 30 derecelik bir sapma katedilmesi gereken yolu %30 arttırır. Bisikletinizi düz bir çizgide tutmakta zorlanıyorsanız, bunun sebebi fazla büyük bir viteste olmak, gidonu çok sıkı tutmak, kolları ve omuzları fazla kasmak veya vücudun üst kısmını fazlaca hareket ettirmek olabilir.
Grup halindeyseniz, yokuşu önde tırmanın; Bu kural, eğer grubun en güçlü bisikletçisi degilseniz geçerlidir. Çoğunlukla diğerleri de sizin temponuzda gitmekten fazlaca rahatsızlık duymayacaklardır. Ama sizin temponuz onları memnun etmez de hızlanıp sizi geçerlerse, onları tepede yakalamayı umarak temponuzu korumaya gayret edin. Aranızdaki mesafe iyice açılsa bile yine de bunu sorun yapmayın çünkü onlara inişte yetişebilirsiniz. Tabii onlar aşırı efor sarfetmekten çatlamamışlarsa...
Gürsel Akay- 1995-1997 arası bir tarihte..
Ekleme Çok dar gidon kullanmayın. Omuz genişliğinden biraz daha geniş gidon kullanın..
Bir de derin derin nefes alıp verin.. Sesli nefes alıp vermekten utanmayın..Bırakın yanınızdakiler nefesinizi duysun. Bu daha fazla oksijenin ciğerlere girmesine yardımcı olur..
Sele ayarı:Seleniz normalden biraz daha geride duruyorsa bu yokuş çıkmanıza yardımcı olur..(önde olursa ani hızlanmalarda işe yarar)