gezginrocker
Üye
- Kayıt
- 18 Temmuz 2007
- Mesaj
- 97
- Tepki
- 37
- Şehir
- Göztepe/İstanbul
Caddebostan grubuna katıldığım ilk günden beri ısrarla bir Heybeliada turu yapılmasını teklif eder dururum, fakat genelde aldığım cevaplar hep "Büyükada varken Heybeli'ye mi gidilir" şeklinde olur.
Bunun üzerine durumu yerinde incelemek üzere geçen cuma günü bisikletimi vapura atıp Büyükada'ya doğru yola çıktım.
Büyükada'da tavsiye edildiği üzere büyük turu yaptım. Benim gibi bisiklete yeni başlayan biri için bile oldukça kolay bir etap. Fakat zevkli bir etap mı? Benim açımdan kesinlikle hayır.
İşte gerekçelerim:
1 - "Nerde çokluk orada b*kluk" deyişi Büyükada'ya tamamen uyuyor. En popüler ada olduğu için müthiş bir fayton yoğunluğu ve dolayısıyla da at dışkısı yoğunluğu var. Daha iner inmez sizi karşılayan yoğun dışkı kokusu sizi tüm tur boyunca yalnız bırakmıyor. Hele bir de benim gibi hassas bir mideniz varsa iyice yandınız. Allahtan yanımda Rennie tabletlerim vardı da biraz etkili oldu.
Heybeliada ise pek popüler bir ada olmadığı için böyle bir sorunu yok. Tertemiz havayı ciğerlerinize çekebiliyorsunuz, kesinlikle at dışkısı gibi bir sorunu yok.
2- Bahsettiğim üzere Büyükada'da müthiş bir fayton yoğunluğu var. Şöyle kulağınızda güzel bir müzikle rahatça bisiklet süremiyorsunuz, büyük tur kısmında dahi faytonlara sürekli dikkat etmeniz lazım.
Heybeliada ise bu açıdan müthiş rahat. Yol boyunca anca 1-2 tane fayton görüyorsunuz, yollar tamamen size ait.
3 - Büyükada yolundaki manzara müthiş bir hayal kırıklığı. Hiç doğru dürüst koy falan yok. Şöyle durayım da manzarayı seyredeyim biraz diyemiyorsunuz.
Heybeli'de ise Alman koyu, Çam limanı koyu gibi enfes koylar var. Bu koyları ve çevredeki diğer adaları tepeden seyretmek müthiş keyifli.
4 - Büyükada'da ağaçlar karışık, zaten dışkı kokusundan da orman havasını ciğerlerinize çekmek gibi birşey mümkün değil.
Heybeliada'da ise daha vapurdan inip 5 dakika mesafe katettikten sonra sizi muazzam çam ormanları karşılıyor. Neredeyse turun sonuna kadar bu dışkı kokusundan etkilenmemiş müthiş çam ormanı kokusunu ciğerlerinize çekiyorsunuz.
5 - Benim gibi yokuşları fazla sevmeyen biri iseniz Büyüada pek sizlik değil. Büyük tura kadar çok fazla iniş-çıkış var.
Heybeliada'da ise sadece sanatoryumun orda büyük bir yokuş var, onun haricinde yol genelde düz veya iniş, son derece keyifli.
İşte böyle dostlar, bu savlar ışığında adalarda pedal çevirmek isteyenlere ısrarla Heybeliada'yı tavsiye ediyorum.
Tek sorun adada Büyükada gibi fazla tabela olmaması, fakat bu sorunu da bisiklet kiralayan yerlerden bir harita alarak çözebilirsiniz. Aslında belki buna bile gerek yok, yolu bulmak zor değil.
Bir de vapurdan iner inmez bisiklete binmemek gerekiyor, ana cadde üzerinde bisiklete binmek yasak.
Ben periyodik olarak Heybeliada'ya gidip gelmekteyim, bana katılmak isteyen olursa mesajlarınızı beklerim.
Bunun üzerine durumu yerinde incelemek üzere geçen cuma günü bisikletimi vapura atıp Büyükada'ya doğru yola çıktım.
Büyükada'da tavsiye edildiği üzere büyük turu yaptım. Benim gibi bisiklete yeni başlayan biri için bile oldukça kolay bir etap. Fakat zevkli bir etap mı? Benim açımdan kesinlikle hayır.
İşte gerekçelerim:
1 - "Nerde çokluk orada b*kluk" deyişi Büyükada'ya tamamen uyuyor. En popüler ada olduğu için müthiş bir fayton yoğunluğu ve dolayısıyla da at dışkısı yoğunluğu var. Daha iner inmez sizi karşılayan yoğun dışkı kokusu sizi tüm tur boyunca yalnız bırakmıyor. Hele bir de benim gibi hassas bir mideniz varsa iyice yandınız. Allahtan yanımda Rennie tabletlerim vardı da biraz etkili oldu.
Heybeliada ise pek popüler bir ada olmadığı için böyle bir sorunu yok. Tertemiz havayı ciğerlerinize çekebiliyorsunuz, kesinlikle at dışkısı gibi bir sorunu yok.
2- Bahsettiğim üzere Büyükada'da müthiş bir fayton yoğunluğu var. Şöyle kulağınızda güzel bir müzikle rahatça bisiklet süremiyorsunuz, büyük tur kısmında dahi faytonlara sürekli dikkat etmeniz lazım.
Heybeliada ise bu açıdan müthiş rahat. Yol boyunca anca 1-2 tane fayton görüyorsunuz, yollar tamamen size ait.
3 - Büyükada yolundaki manzara müthiş bir hayal kırıklığı. Hiç doğru dürüst koy falan yok. Şöyle durayım da manzarayı seyredeyim biraz diyemiyorsunuz.
Heybeli'de ise Alman koyu, Çam limanı koyu gibi enfes koylar var. Bu koyları ve çevredeki diğer adaları tepeden seyretmek müthiş keyifli.
4 - Büyükada'da ağaçlar karışık, zaten dışkı kokusundan da orman havasını ciğerlerinize çekmek gibi birşey mümkün değil.
Heybeliada'da ise daha vapurdan inip 5 dakika mesafe katettikten sonra sizi muazzam çam ormanları karşılıyor. Neredeyse turun sonuna kadar bu dışkı kokusundan etkilenmemiş müthiş çam ormanı kokusunu ciğerlerinize çekiyorsunuz.
5 - Benim gibi yokuşları fazla sevmeyen biri iseniz Büyüada pek sizlik değil. Büyük tura kadar çok fazla iniş-çıkış var.
Heybeliada'da ise sadece sanatoryumun orda büyük bir yokuş var, onun haricinde yol genelde düz veya iniş, son derece keyifli.
İşte böyle dostlar, bu savlar ışığında adalarda pedal çevirmek isteyenlere ısrarla Heybeliada'yı tavsiye ediyorum.
Tek sorun adada Büyükada gibi fazla tabela olmaması, fakat bu sorunu da bisiklet kiralayan yerlerden bir harita alarak çözebilirsiniz. Aslında belki buna bile gerek yok, yolu bulmak zor değil.
Bir de vapurdan iner inmez bisiklete binmemek gerekiyor, ana cadde üzerinde bisiklete binmek yasak.
Ben periyodik olarak Heybeliada'ya gidip gelmekteyim, bana katılmak isteyen olursa mesajlarınızı beklerim.