Road_Runner
Road Runner
- Kayıt
- 24 Nisan 2010
- Mesaj
- 5.999
- Tepki
- 25.894
- Şehir
- İstanbul
- Bisiklet
- Cervélo
Merhabalar, yine güzel mi güzel bir Bike Radar konusu yakaladım ve bunu hemen foruma kazandırmaya karar verdim
Konu, çok eğlenceli ve hepimize hitap ediyor. Ben, konuyu okurken ve konunun fotoğraflarını incelerken adeta her fotoğrafta kendimi gördüm! Hemen her pozisyonda uçmuş biri olarak!
En son ne zaman düştünüz? Bilmiyorum ama, ben tam olarak 2 hafta önce düştüm Klasik bir mazgal düşüşüydü, ileri dönük 1 tam salto attım Hazır aklıma gelmişken bir de anket açalım. Bakalım en son ne zaman kaza yaptık. Biliyorsunuz kaza, bu işin fıtratında var arkadaşlar. Önemli olan düştükten sonra tekrar ayağa kalkmak (Rocky: Bike Edition ) diyoruz ve bu ibretlik makaleye başlıyoruz!
Şaka bir yana, düşme şekliniz bile, yerden ne şekilde kalkacağınızı çok etkiler arkadaşlar... Kırık bir bilekle mi? Yoksa sıyrık bir omuzla mı... Siz siz olun, dikkatli "düşün" arkadaşlar. İşte, düşerken yapmanız ve yapmamanız gerekenler.
En yaygın düşme şekilleri için ip uçları
1-) Gidonun Üzerinden "Uçmak"
Ön tekerinizin bir mazgala sıkışması, veya aniden yolunuza çıkan bir köpeğe çarpmanız sonucu yapmak zorunda kalacağınız bir salto çeşididir arkadaşlar. Türkiye versiyonu; kaput üzerinden uçmaktır. Yani özetle, bisikletiniz herhangi bir sebeple, bir yere takılır kalır, fakat siz hareket halinde olmaya devam edersiniz ve havadasınızdır Ön freni tamamen sıkıp takla atmak olarak da bilinir.
(Havadayken) Ne yapılmalı?
Kaskatı kesilmeyin, nasıl düşeceğinizi ve nereye doğru gittiğinizi düşünmeye çalışın. Kollarınızı açarak düşmeye hazırlanın ve yere çarpma hızınızı azaltmaya çalışın. Çenenizi, göğsünüze doğru dayayıp başınızı öne eğin, kaskın sizi daha fazla korumasına yardım edin ve kaskın yüzünüzü koruyamadığını unutmayın. Bir kolunuzla yere ilk teması yaparken diğer kolunuzu yüzünüze de kapatabilirsiniz. (Eğer taşlık,çakıllık,çalılık bir yere düşüyorsanız ve yuvarlanacaksanız özellikle)
Yere ilk teması sağlayan kolunuzla, kendinizi yuvarlamaya çalışın. Kolunuzla asla kendinizi durdurmaya çalışmayın, bileğinizi kırabilirsiniz. Kendinizi omzunuzun üzerinden yuvarlamayı hedefleyin. İlk temas o anki durumun elverişine göre el(avuç içi) veya dirsek, ardından omuz olmalı. Omuzlarınızı güzelce büzün. Kafanızı öne eğik tutmaya devam edin.
Henüz bitmedi. Eğer şanslıysanız, SPD pedalınız ayağınızdan çıkmıştır. Çıkmamışsa, üzerinize doğru uçmakta olan bir bisiklet var demektir...
2-) Dışa Doğru "Uçmak"
Genellikle arka tekerin kayması sonucu, (virajı alamama, viraj esnasında fren yaparak tamamen arka tekeri kilitleme, veya ıslak bir zeminde arka tekerin kayması, patinaj yapması) ortaya çıkan artistik bir harekettir. Toparlamaya çalışırken dengenizi kaybeder ve yana doğru uçarsınız... Şanslıysanız devrilirsiniz
Ne Yapılmalı?
Bu tip uçuşu SPD pedal ile pek yapamazsınız. İlk uçuştakine benzer olarak, henüz havadayken gerekli hazırlıkları yapın. (Kolları yana açıp hazırlama ve yüzümüzü koruma). Bu seferki asıl amacımız bisikleti kendimizden uzak tutmak olacak. (SPD pedalınız varsa ve hala ayağınızdaysa pedalı ayağınızdan ayırmaya çalışın) Ve gidondan kurtulun. (Gidene dur demeyin, bırakın gitsin )
Yumuşak bir iniş yapmaya çalışın ve ciddi sakatlanmanızı sebep olacak bir zemine inmemeye çalışın. (Özellikle merdivene düşmek, en son isteyeceğiniz şey olsun... ) Kaldırım kenarına ve duvara dikkat edin, uzak durmaya çalışın (Havadayken nasıl yapacaksanız artık! Kanat çırpın arkadaşlar ahah)
Yana doğru düştüğünüz için, muhtemelen dengenizi kaybetmiş olacaksınız ve yapabileceğiniz çok da fazla bir şey olmayacak, çenenizi göğsünüze doğru çekerek koruyun, bir elinizle mutlaka yere ilk temasınızı yapın, aynı ilk düşüşteki gibi. Ve yuvarlanırken/yere çarparken kemiklerinizi değil eklemlerinizi kullanın. Özellikle dirsek ve omuz. Bunu yumuşak yapmaya çalışın. Yani yere kontrollü çarpın. (Tecrübeyle mümkün )
3-) İçe Doğru "Uçmak"
Viraja olması gerekenden hızlı girmeniz akabinde, ön tekerin veya arka tekerin, hatta ikisinin birden kaymaya başlamasıyla, yana doğru devrilerek kalça-baldır kısmınızla asfaltın tozunu alacağınız harekettir.
(Asfalt Sizi Zımparalarken) Ne yapılmalı?
İlk hedefiniz tabiki bir an önce durmak olsun. (Kaymayı engellemeye çalışmak) Örneğin saatte 90 km/h hızla asfaltı zımparalarken asfaltta her saniye 2.5 santimetre kalınlığında deri bırakıryormuşsunuz. (Gerçekten çok etkileyiciymiş )
Bunun doğru olup olmadığını yazar da bilmiyormuş, fakat üzerinizdeki bisiklet formasının, bu konuda size pek yardımcı olmayacağından eminmiş. Ben de eminim. Yani formaya güvenmeyin.
Eğer yapabiliyorsanız elinizi gidondan çekin, çünkü birazdan gidon yere değecek ve eliniz gidonun altında kalarak yeri zımparalamaya başlayacak. Elinizi gidondan çektiğinizde, yere omzunuzun ve dirseğinizin üzerinde düşeceksiniz, fakat bu sizin kontrolünüzde olacağı için daha az hasar alacaksınız. Bisiklet ve siz asfalt ile kavuştuğunda, ilk iş olarak belden yukarı olan kısmınızı, bisiklet ile birlikte sürüklenmekte olduğunuz yere bakacak şekilde konumlandırın. Eğer çık hızlı gidiyorsanız, kendinizi ayaklarınızla durdurmaya çalışın. Eğer yeterince tecrübeliyseniz, bunu avuç içlerinizle de yapabilirsiniz, eldiven varsa tabi. "Eldiven ne ki yaaa?" diyenlere gelsin bu da.
4-) SPD'yi Unutup Devrilme
Bu, SPD'ye yeni geçenlerin favori düşüşüdür. Fakat, unutkan ve dalgın olduğumuz sürece hepimizin başına gelebilir. Özetle, tamamen durduğumuzda ayaklarımızın hala SPD pedalda kilitli olma durumudur, yüzümüzde birazdan ne kadar komik düşeceğimizin verdiği gülümsemeyle sağa veya sola devrilme durumudur. (Sağa veya sola, tamamen zevk meselesi, fakat ben şiddetle sağa doğru düşmenizi öneriyorum!! Çünkü soldan her zaman araçlar geçer arkadaşlar. Her zaman kaldırıma doğru devrilin. Hatta bunu alışkanlık haline getirmek için, yere basan ayağınız her zaman sağ ayak olsun. Onu kilitleyip-çıkarmaya alışın. Hep sağa doğru dayanın. Düşecekseniz de, zamanla bu alışkanlığı kazandığınız için sağa doğru düşersiniz )
Yavaş düşmeler, tehlikesiz gibi görünse de, öncekiler gibi kendinizi yuvarlamaya pek imkan tanımadığı için, o an "hızsız" olduğunuz için tehlike yaratabilir. Ve kendi vücut ağırlığınızın tamamıyla yere dik olarak düştüğünüz için, özellikle kiloluysanız, tehlikelidir. Bütün darbeyi dirseğiniz ve kalçanız alır. (Kafanızı yerden uzak tutarsanız çarpmaz, tabi kaldırıma doğru düşmüyorsanız! Hele kasksız ve tam kaldırıma doğru düşüyorsanız gerçekten başınız belada demektir.)
(Kaldırıma Kafa Atmak Üzereyken) Ne yapmalı?
Son ana kadar, vücudunuzun üst kısmını yerden uzak tutmaya çalışın. Bisikleti, düşmekte olduğunuz yöne doğru itin (yukarıdaki çizimdeki gibi). Yere ilk değen pedal ve gidon olsun. Ve yere omzunuzun üzerinden yana doğru yuvarlanmaya çalışın. Omzunuzu yere tam dik olarak çarpmayın, biraz vücudunuza kavis vererek kontrollü bir düşüş yapın, kıvrılın, düşüş açısını azaltın.
Link: (link)
Bu arada yazının orjinalinde "dişlerinizi kırmadna nasıl düşersiniz" gibi bir başlık kullanılmış. Düşerken çenemizi göğsümüze doğru çekip başımızı öne eğmemize vurgu yapılmasının sebeplerinden biri de, bunu engellemek
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bonus:
Hiç birimiz geleceği göremeyiz 10 saniye sonrasını bile! Mesela ben, hemen hemen 2 saniye sonrasını görebiliyorum, çoğumuz gibi. Ben bir caddede giderken, sokaktan aniden önüme fırlayan taksi...
Mesafe: 20 metre,
Hızım: 40km/h yani 11 metre/saniye...
Tam olarak 1.8 saniye sonra taksinin kaputunda olacağım. Ama nasıl? Kaputun üzerinden mi uçsam? Bisikleti yana yatırıp lastikten sekmek için dua mı etsem? Pedala abanıp arka jantıma takmasını mı seçsem? Yoksa ön frene asılıp öne takla atıp asfaltta mı sürüklensem?
Hmmm... Menü harika Kaldırıma çıkmak da bir çözüm tabi... Veya panikle sol şeride geçip, karşı yönden gelen minibüsle kafa kafaya çarpışmak? wow! Aradığım lezzet sanırım bu!
Çözüm: Hiçbiri arkadaşlar...
Eğer yandan ara sokak bağlantıları olan bir yolda, 40 km/h hızla gidiyorsanız, zaten bu kaza riskini göze almışsınız demektir... Evet, her gün 40 km/h ile geçtiğiniz o yolda, bu güne dek hiç kaza yapmamışsanız, şanslısınız demektir! Ama bir gün bu seçeneklerden birini 1.8 saniye içinde seçmeniz gerekebilir. Ve o gün geldiğinde gerçekten hızlı dua etmelisiniz.
Veya,
Antrenmanınız için kaza riskinin gerçekten az olduğu bir güzergah bulmalı, bu güzergaha kadar "ısınma temposunda" gitmelisiniz... Antrenman güzergahınızdaki turunuzu tamamladıktan sonra, eve dönüş yolunuzda, yine "soğuma temposunda" gitmelsiniz. Yani aklınız ve gözünüz yolda olmalı. Yavaş gitmelisiniz. Örneğin yukarıdaki senaryoda, ara sokaktan taksi önünüze çıktığında hızınız 25 km/h olsa, 1.8 saniye yerine 3 saniyeniz olacaktır. İşte aradaki bu 1.2 saniye, sizin için daha az sıyrık, daha az sayıda kırık, daha az kan, göz yaşı ve tabiki daha az $$$hasar$$$ (bisiklet) demek.
Antrenman yapmayanlar için de, zaten hızlı gitmek için bir sebep yok sanırım? Haksız mıyım? Her zaman dikkatli olsunlar
Uzun lafın kısası, nerede yavaş, nerede hızlı gideceğinizi iyi ayarlayın. Ve eğer bir gün 1.8 saniye içinde karar vermeniz gerekirse, artık nasıl düşmeniz gerektiği konusunda en azından fikriniz var! Sıra bunu tecrübe etmekte
Dikkatli sürüşler!
***Hatırlatma***
Gözünüzü bir an bile yoldan ayırmayın, nereye gittiğinizi görün ve her olasılığı düşünün, her sokaktan araba çıkabilir, park halindeki her aracın kapısı aniden açılabilir, arabaların arasından her an bir çocuk fırlayabilir, karşı yönden gelen araç her an sizin önünüzden dönebilir!
Gözünüz yeterince korkmadı mı?
Her an zinciriniz kopabilir ve pedalınız boşa düşebilir, aynakol göbeğiniz yerinden çıkabilir, aktarıcı kulağınız kırılıp arka aktarıcınız jant tellerine sıkışabilir, veya jant tellerinizden biri aniden kopabilir!
Bunların her biri, her an başınıza gelebilir ve kendinizi bir anda asfaltta bulabilirsiniz
Ek:
Video çok güzel
Konu, çok eğlenceli ve hepimize hitap ediyor. Ben, konuyu okurken ve konunun fotoğraflarını incelerken adeta her fotoğrafta kendimi gördüm! Hemen her pozisyonda uçmuş biri olarak!
En son ne zaman düştünüz? Bilmiyorum ama, ben tam olarak 2 hafta önce düştüm Klasik bir mazgal düşüşüydü, ileri dönük 1 tam salto attım Hazır aklıma gelmişken bir de anket açalım. Bakalım en son ne zaman kaza yaptık. Biliyorsunuz kaza, bu işin fıtratında var arkadaşlar. Önemli olan düştükten sonra tekrar ayağa kalkmak (Rocky: Bike Edition ) diyoruz ve bu ibretlik makaleye başlıyoruz!
Şaka bir yana, düşme şekliniz bile, yerden ne şekilde kalkacağınızı çok etkiler arkadaşlar... Kırık bir bilekle mi? Yoksa sıyrık bir omuzla mı... Siz siz olun, dikkatli "düşün" arkadaşlar. İşte, düşerken yapmanız ve yapmamanız gerekenler.
En yaygın düşme şekilleri için ip uçları
1-) Gidonun Üzerinden "Uçmak"
Ön tekerinizin bir mazgala sıkışması, veya aniden yolunuza çıkan bir köpeğe çarpmanız sonucu yapmak zorunda kalacağınız bir salto çeşididir arkadaşlar. Türkiye versiyonu; kaput üzerinden uçmaktır. Yani özetle, bisikletiniz herhangi bir sebeple, bir yere takılır kalır, fakat siz hareket halinde olmaya devam edersiniz ve havadasınızdır Ön freni tamamen sıkıp takla atmak olarak da bilinir.
(Havadayken) Ne yapılmalı?
Kaskatı kesilmeyin, nasıl düşeceğinizi ve nereye doğru gittiğinizi düşünmeye çalışın. Kollarınızı açarak düşmeye hazırlanın ve yere çarpma hızınızı azaltmaya çalışın. Çenenizi, göğsünüze doğru dayayıp başınızı öne eğin, kaskın sizi daha fazla korumasına yardım edin ve kaskın yüzünüzü koruyamadığını unutmayın. Bir kolunuzla yere ilk teması yaparken diğer kolunuzu yüzünüze de kapatabilirsiniz. (Eğer taşlık,çakıllık,çalılık bir yere düşüyorsanız ve yuvarlanacaksanız özellikle)
Yere ilk teması sağlayan kolunuzla, kendinizi yuvarlamaya çalışın. Kolunuzla asla kendinizi durdurmaya çalışmayın, bileğinizi kırabilirsiniz. Kendinizi omzunuzun üzerinden yuvarlamayı hedefleyin. İlk temas o anki durumun elverişine göre el(avuç içi) veya dirsek, ardından omuz olmalı. Omuzlarınızı güzelce büzün. Kafanızı öne eğik tutmaya devam edin.
Henüz bitmedi. Eğer şanslıysanız, SPD pedalınız ayağınızdan çıkmıştır. Çıkmamışsa, üzerinize doğru uçmakta olan bir bisiklet var demektir...
2-) Dışa Doğru "Uçmak"
Genellikle arka tekerin kayması sonucu, (virajı alamama, viraj esnasında fren yaparak tamamen arka tekeri kilitleme, veya ıslak bir zeminde arka tekerin kayması, patinaj yapması) ortaya çıkan artistik bir harekettir. Toparlamaya çalışırken dengenizi kaybeder ve yana doğru uçarsınız... Şanslıysanız devrilirsiniz
Ne Yapılmalı?
Bu tip uçuşu SPD pedal ile pek yapamazsınız. İlk uçuştakine benzer olarak, henüz havadayken gerekli hazırlıkları yapın. (Kolları yana açıp hazırlama ve yüzümüzü koruma). Bu seferki asıl amacımız bisikleti kendimizden uzak tutmak olacak. (SPD pedalınız varsa ve hala ayağınızdaysa pedalı ayağınızdan ayırmaya çalışın) Ve gidondan kurtulun. (Gidene dur demeyin, bırakın gitsin )
Yumuşak bir iniş yapmaya çalışın ve ciddi sakatlanmanızı sebep olacak bir zemine inmemeye çalışın. (Özellikle merdivene düşmek, en son isteyeceğiniz şey olsun... ) Kaldırım kenarına ve duvara dikkat edin, uzak durmaya çalışın (Havadayken nasıl yapacaksanız artık! Kanat çırpın arkadaşlar ahah)
Yana doğru düştüğünüz için, muhtemelen dengenizi kaybetmiş olacaksınız ve yapabileceğiniz çok da fazla bir şey olmayacak, çenenizi göğsünüze doğru çekerek koruyun, bir elinizle mutlaka yere ilk temasınızı yapın, aynı ilk düşüşteki gibi. Ve yuvarlanırken/yere çarparken kemiklerinizi değil eklemlerinizi kullanın. Özellikle dirsek ve omuz. Bunu yumuşak yapmaya çalışın. Yani yere kontrollü çarpın. (Tecrübeyle mümkün )
3-) İçe Doğru "Uçmak"
Viraja olması gerekenden hızlı girmeniz akabinde, ön tekerin veya arka tekerin, hatta ikisinin birden kaymaya başlamasıyla, yana doğru devrilerek kalça-baldır kısmınızla asfaltın tozunu alacağınız harekettir.
(Asfalt Sizi Zımparalarken) Ne yapılmalı?
İlk hedefiniz tabiki bir an önce durmak olsun. (Kaymayı engellemeye çalışmak) Örneğin saatte 90 km/h hızla asfaltı zımparalarken asfaltta her saniye 2.5 santimetre kalınlığında deri bırakıryormuşsunuz. (Gerçekten çok etkileyiciymiş )
Bunun doğru olup olmadığını yazar da bilmiyormuş, fakat üzerinizdeki bisiklet formasının, bu konuda size pek yardımcı olmayacağından eminmiş. Ben de eminim. Yani formaya güvenmeyin.
Eğer yapabiliyorsanız elinizi gidondan çekin, çünkü birazdan gidon yere değecek ve eliniz gidonun altında kalarak yeri zımparalamaya başlayacak. Elinizi gidondan çektiğinizde, yere omzunuzun ve dirseğinizin üzerinde düşeceksiniz, fakat bu sizin kontrolünüzde olacağı için daha az hasar alacaksınız. Bisiklet ve siz asfalt ile kavuştuğunda, ilk iş olarak belden yukarı olan kısmınızı, bisiklet ile birlikte sürüklenmekte olduğunuz yere bakacak şekilde konumlandırın. Eğer çık hızlı gidiyorsanız, kendinizi ayaklarınızla durdurmaya çalışın. Eğer yeterince tecrübeliyseniz, bunu avuç içlerinizle de yapabilirsiniz, eldiven varsa tabi. "Eldiven ne ki yaaa?" diyenlere gelsin bu da.
4-) SPD'yi Unutup Devrilme
Bu, SPD'ye yeni geçenlerin favori düşüşüdür. Fakat, unutkan ve dalgın olduğumuz sürece hepimizin başına gelebilir. Özetle, tamamen durduğumuzda ayaklarımızın hala SPD pedalda kilitli olma durumudur, yüzümüzde birazdan ne kadar komik düşeceğimizin verdiği gülümsemeyle sağa veya sola devrilme durumudur. (Sağa veya sola, tamamen zevk meselesi, fakat ben şiddetle sağa doğru düşmenizi öneriyorum!! Çünkü soldan her zaman araçlar geçer arkadaşlar. Her zaman kaldırıma doğru devrilin. Hatta bunu alışkanlık haline getirmek için, yere basan ayağınız her zaman sağ ayak olsun. Onu kilitleyip-çıkarmaya alışın. Hep sağa doğru dayanın. Düşecekseniz de, zamanla bu alışkanlığı kazandığınız için sağa doğru düşersiniz )
Yavaş düşmeler, tehlikesiz gibi görünse de, öncekiler gibi kendinizi yuvarlamaya pek imkan tanımadığı için, o an "hızsız" olduğunuz için tehlike yaratabilir. Ve kendi vücut ağırlığınızın tamamıyla yere dik olarak düştüğünüz için, özellikle kiloluysanız, tehlikelidir. Bütün darbeyi dirseğiniz ve kalçanız alır. (Kafanızı yerden uzak tutarsanız çarpmaz, tabi kaldırıma doğru düşmüyorsanız! Hele kasksız ve tam kaldırıma doğru düşüyorsanız gerçekten başınız belada demektir.)
(Kaldırıma Kafa Atmak Üzereyken) Ne yapmalı?
Son ana kadar, vücudunuzun üst kısmını yerden uzak tutmaya çalışın. Bisikleti, düşmekte olduğunuz yöne doğru itin (yukarıdaki çizimdeki gibi). Yere ilk değen pedal ve gidon olsun. Ve yere omzunuzun üzerinden yana doğru yuvarlanmaya çalışın. Omzunuzu yere tam dik olarak çarpmayın, biraz vücudunuza kavis vererek kontrollü bir düşüş yapın, kıvrılın, düşüş açısını azaltın.
Link: (link)
Bu arada yazının orjinalinde "dişlerinizi kırmadna nasıl düşersiniz" gibi bir başlık kullanılmış. Düşerken çenemizi göğsümüze doğru çekip başımızı öne eğmemize vurgu yapılmasının sebeplerinden biri de, bunu engellemek
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bonus:
Hiç birimiz geleceği göremeyiz 10 saniye sonrasını bile! Mesela ben, hemen hemen 2 saniye sonrasını görebiliyorum, çoğumuz gibi. Ben bir caddede giderken, sokaktan aniden önüme fırlayan taksi...
Mesafe: 20 metre,
Hızım: 40km/h yani 11 metre/saniye...
Tam olarak 1.8 saniye sonra taksinin kaputunda olacağım. Ama nasıl? Kaputun üzerinden mi uçsam? Bisikleti yana yatırıp lastikten sekmek için dua mı etsem? Pedala abanıp arka jantıma takmasını mı seçsem? Yoksa ön frene asılıp öne takla atıp asfaltta mı sürüklensem?
Hmmm... Menü harika Kaldırıma çıkmak da bir çözüm tabi... Veya panikle sol şeride geçip, karşı yönden gelen minibüsle kafa kafaya çarpışmak? wow! Aradığım lezzet sanırım bu!
Çözüm: Hiçbiri arkadaşlar...
Eğer yandan ara sokak bağlantıları olan bir yolda, 40 km/h hızla gidiyorsanız, zaten bu kaza riskini göze almışsınız demektir... Evet, her gün 40 km/h ile geçtiğiniz o yolda, bu güne dek hiç kaza yapmamışsanız, şanslısınız demektir! Ama bir gün bu seçeneklerden birini 1.8 saniye içinde seçmeniz gerekebilir. Ve o gün geldiğinde gerçekten hızlı dua etmelisiniz.
Veya,
Antrenmanınız için kaza riskinin gerçekten az olduğu bir güzergah bulmalı, bu güzergaha kadar "ısınma temposunda" gitmelisiniz... Antrenman güzergahınızdaki turunuzu tamamladıktan sonra, eve dönüş yolunuzda, yine "soğuma temposunda" gitmelsiniz. Yani aklınız ve gözünüz yolda olmalı. Yavaş gitmelisiniz. Örneğin yukarıdaki senaryoda, ara sokaktan taksi önünüze çıktığında hızınız 25 km/h olsa, 1.8 saniye yerine 3 saniyeniz olacaktır. İşte aradaki bu 1.2 saniye, sizin için daha az sıyrık, daha az sayıda kırık, daha az kan, göz yaşı ve tabiki daha az $$$hasar$$$ (bisiklet) demek.
Antrenman yapmayanlar için de, zaten hızlı gitmek için bir sebep yok sanırım? Haksız mıyım? Her zaman dikkatli olsunlar
Uzun lafın kısası, nerede yavaş, nerede hızlı gideceğinizi iyi ayarlayın. Ve eğer bir gün 1.8 saniye içinde karar vermeniz gerekirse, artık nasıl düşmeniz gerektiği konusunda en azından fikriniz var! Sıra bunu tecrübe etmekte
Dikkatli sürüşler!
***Hatırlatma***
Gözünüzü bir an bile yoldan ayırmayın, nereye gittiğinizi görün ve her olasılığı düşünün, her sokaktan araba çıkabilir, park halindeki her aracın kapısı aniden açılabilir, arabaların arasından her an bir çocuk fırlayabilir, karşı yönden gelen araç her an sizin önünüzden dönebilir!
Gözünüz yeterince korkmadı mı?
Her an zinciriniz kopabilir ve pedalınız boşa düşebilir, aynakol göbeğiniz yerinden çıkabilir, aktarıcı kulağınız kırılıp arka aktarıcınız jant tellerine sıkışabilir, veya jant tellerinizden biri aniden kopabilir!
Bunların her biri, her an başınıza gelebilir ve kendinizi bir anda asfaltta bulabilirsiniz
Ek:
Video çok güzel