Baki Berk Kayalar
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 7 Ocak 2007
- Mesaj
- 1.576
- Tepki
- 1.208
- Şehir
- TCDD 1. Bölge - İzmit
Bu konuda en başta yaptığım şey bisikletimi bir taşıt olarak diğer araçlara kabul ettirmeye çalışmak.
* Kırmızı ışıklarda duruyorum.
* Kaskımı kafamdan çıkarmıyorum ki saygı gösterilsin.
* Caddelerde yolun olabildiğince dibinden gitmektense daha rahat bir mesafede, şeridin yarısını kapatacak şekilde ilerliyorum ki sıkıştırılma tehlikesi yaşama şansım daha düşük olsun.
* Gerektiğinde kurallara uygun şekilde sollama yapıyorum.
* Sıkışık trafikte tüm şeridi birden kapatacak şekilde ilerliyorum. Arkamda duran araçlar beni genellikle rahatsız ve taciz etmiyor.
* Kısacası bisikletimi trafikte normal bir araç görüp normal bir taşıt gibi kullanmaya gayret ediyorum.
* İnsanlara fırsat buldukça bisikletin yararları konusunda bilgi veriyorum.
Dün olan bir trafik anımı anlatmak istiyorum:
Arasıra olduğu gibi İzmit-Tütünçiftlik-İzmit turlarımdan birini yapıyordum. Bana daha zevkli geldiği için Tütünçiftlik' e yan yollardan giderim. Neyse...Tütünçiftlik' e giderken Derince' de Emniyet Müdürlüğü civarında bir yerde bir kavşağa geldim. Sola döneceğim ama sağ tarftaki yoldan geldiğim yola dönen bir aracı (sanırım midibüstü) bekledikten sonra dönmek istedim. Tam o sırada tabiri caizse g**ümün dibine kısaca salak diyebileceğim biri özel arabasıyla girip kornaya güzelce bastı. Bende o anda biraz sinirlenip sol elimi " ne var lan" şeklinde arkaya doğru sallamaya başladım. Birazda söylenip hemen sol tarafa doğru depar atıp uzaklaştım. Araç sürücüsü adam, daha doğrusu genç, benden, bir bisikletliden (büyük olasılıkla) beklemediği bir tepki almanın şaşkınlığıyla giderken gözünü yoldan ayırıp bana bakabildiği kadar baktı. Bende ona o anda el sallamak isterdim ama geri tepme olabilir diye sallamadım.
Aslında dün yaşadığım o küçük olay, bisikleti trafiğe kabul ettirmemizin küçük çabalarından biriydi aslında. Her ne kadar bu çabalarımız bazen kendimiz için tehlike yaratabilir olsada hiç yılmadan elimizden geldiğince çalışmaya devam etmeliyiz.
Selamlarımla..
* Kırmızı ışıklarda duruyorum.
* Kaskımı kafamdan çıkarmıyorum ki saygı gösterilsin.
* Caddelerde yolun olabildiğince dibinden gitmektense daha rahat bir mesafede, şeridin yarısını kapatacak şekilde ilerliyorum ki sıkıştırılma tehlikesi yaşama şansım daha düşük olsun.
* Gerektiğinde kurallara uygun şekilde sollama yapıyorum.
* Sıkışık trafikte tüm şeridi birden kapatacak şekilde ilerliyorum. Arkamda duran araçlar beni genellikle rahatsız ve taciz etmiyor.
* Kısacası bisikletimi trafikte normal bir araç görüp normal bir taşıt gibi kullanmaya gayret ediyorum.
* İnsanlara fırsat buldukça bisikletin yararları konusunda bilgi veriyorum.
Dün olan bir trafik anımı anlatmak istiyorum:
Arasıra olduğu gibi İzmit-Tütünçiftlik-İzmit turlarımdan birini yapıyordum. Bana daha zevkli geldiği için Tütünçiftlik' e yan yollardan giderim. Neyse...Tütünçiftlik' e giderken Derince' de Emniyet Müdürlüğü civarında bir yerde bir kavşağa geldim. Sola döneceğim ama sağ tarftaki yoldan geldiğim yola dönen bir aracı (sanırım midibüstü) bekledikten sonra dönmek istedim. Tam o sırada tabiri caizse g**ümün dibine kısaca salak diyebileceğim biri özel arabasıyla girip kornaya güzelce bastı. Bende o anda biraz sinirlenip sol elimi " ne var lan" şeklinde arkaya doğru sallamaya başladım. Birazda söylenip hemen sol tarafa doğru depar atıp uzaklaştım. Araç sürücüsü adam, daha doğrusu genç, benden, bir bisikletliden (büyük olasılıkla) beklemediği bir tepki almanın şaşkınlığıyla giderken gözünü yoldan ayırıp bana bakabildiği kadar baktı. Bende ona o anda el sallamak isterdim ama geri tepme olabilir diye sallamadım.
Aslında dün yaşadığım o küçük olay, bisikleti trafiğe kabul ettirmemizin küçük çabalarından biriydi aslında. Her ne kadar bu çabalarımız bazen kendimiz için tehlike yaratabilir olsada hiç yılmadan elimizden geldiğince çalışmaya devam etmeliyiz.
Selamlarımla..