Hemen hemen her bisikletçinin ömrü boyunca aklından bir sefer bile olsa geçirmiş olduğu muhteşem bir olay.
Ancak bu iş, ekonomik altyapı kadar, çok sağlam bir fiziklel ve mental bir dayanıklılık da istiyor. Bence asıl halledilmesi gereken konu bu.
Bir de şu var, bu turu yaptıktan sonra "tamam ben hedefimi gerçekleştirdim, bundan böyle sabit bir işim olsun da ufak ufak takılayım" modunda kalamıyor kimse. Fırsatını bulduğu gibi gezegenin keşfedemediği diğer yanlarını görmek için yine yola çıkıyor insanlar.
Yani dünyayı gezdikten sonra takım elbisenle, kravatınla, ütülü gömleğinle bir daha yaşayamazsın. O hayatla artık vedalaşman gerekiyor. Gelemezsin o baskılara.
Bir de evli falan olmaman, arkada bıraktığın ailenin de kişisel bu hedefine inanmış olması gerekiyor. Zor iş.
Ayrıca her coğrafyanın kendine has zorlukları var, uzakdoğuda yiyecek birşey bulamazsın, sibiryada donarsın, afrika malum, ayrıca her yerde vahşi hayvan popülasyonu da var. Çok iyi hesap kitap yapmak gerekiyor. Yollar konusunda da gps tabanlı çok iyi bir teknolojik altyapı gerekiyor.
Olmaz demiyorum, dünyayı gezen bir çok hayat var, yerli yabancı forumlarda okuyoruz, yaşadıkları güzellikler ve zorluklar ortada. Maceracı ve kaşif ruhlu insanların bunu yapabilmesi gerekiyor, yürekten desteklerim.
Ama dediğim gibi, dünyayı dolaştıktan sonra artık eski hayatı komple rafa kaldırman gerekebilir, çünkü artık bir dünya vatandaşı oluyorsun, kesmez öyle her sabah kalk işe git, egoist yönetici ve iş arkadaşlarınla uğraş, maaşı bekle, bi tatil olsun da tura çıkayım falan.
Bu hayali kuran herkesin bir gün gerçekleştirmesi dileğiyle..