mariokaldato
En yeniden bir önce kayit olan adam
- Kayıt
- 1 Ağustos 2015
- Mesaj
- 10.978
- Tepki
- 34.466
- Şehir
- Bursa
- İsim
- Raşit Cumhur Çakın
- Başlangıç
- 1980—81
- Bisiklet
- Merida
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
Merhaba sayın bisket hastaları ve üst segment ustaları. Bir çoğumuzun en takıldığı konudur bu ve hastalık derecesinde uğraşanlar var. Basitçe sayalım yöntemleri:
1. Bir kere bisiklet ağır değil yemisin kebabi boregi içmisin Le kolayi ondan sonra biskeletim neden14 kilo diyosun oldu mu ? Olmadi bro
Az yiyecen az uyucan bak nasil hafifliyor piskelet. Yine olmazssa tur sonrasi soda oneririm ama meyvali olmaz sade soda...
2. Bisikletin 10 kilo ama yuklemisin arkasina 2 litre gazozu , 1 litre suyu ondan sonra karbon suluk kafesi ariyosun . Ben boyle mantik askerde görmedim.
Yukleme o kadar gorende pasifiği yuzerek gececen sanir
Koy cebine 1 gramlik 50 kaadı susarsan bakkaldan alir içersin hem bakkalciylada muhabet edersin guzel olur
3. 150 gram fark için yüzlerce dolar fark ödemek aynı amerikaya gitmek için gemilere kaçak binen bir mozambiklinin 3000 dolar ödemesine benzer. Ulen zaten sende o para varsa ordada zenginsin ne giriyon gereksiz maceralara. Anlatabildim mi? Yok anlamadin yine boş boş bakiyosun. Yani demek istiyorum ki Esra Ceyhanda bi kadın var, çirkin ama zengin. Onunla bi çay içmeni öneririm.
4. Biz gençken İbrahim Erkal'ın " canısı canısı ömrümün yarısı" mimvalinde bir şarkısı vardı, bayıla bayıla dinlerdik. Ama tuhaf olan şimdi o şarkıdan nefret ediyorum ve lanet ediyorum kendime , lanet ediyorum müzik zevkime....Anlatabildim mi? Bak yine aynı bakış...Evladım dejavuyu biliyoruzda bu başka bişey. Demek istediğim şey bugun seni heyecanlandıran şeye yarın popışinle gülmen muhtemeldir. O yüzden yaptığın şeyde profesyonellik amacı gütmüyorsan (yani parani o işten kazanma planın yoksa ) bu kadar para yatırmak ahmaklık olabilir. Bak kesin konuşmadım hemen celallenip beni forum yönetimine şikayet etme aslanım.
5.Bisiklet ağırlığı çoğunlukla yanlış algilanan biseydir. Esasen bisiklet ağırlığını tartarken kimse kendi kilosunu hesap etmez. Bunun ıçin formül şudur ;
Biskelet + sen+ kıyafetlerin ÷ midene depoladığın selfservis yiyecekler ÷ 2 = Gerçek ağırlık.
Bu formulu basitleştirirsek eğer sen ve piskeletin darası diyebiliriz.
Yani bu foruma gelip , işte efendim pisikletim 7.8 kilo ( yol için ) yada pisikletim 9.8 kilo ( mtb için ) diye hava atarken üstüne 110 kiloyuda ekleyecende konuşçan dostum. Yine diyorum bisiklet bir spordur esasen ağırlığın bir önemi yoktur. Hattta ve hatta ne kaaa ekmek o kaaa köfte felsefesinden yürürsek eğer ağır bisiklet daha iyidir bile derim ben ( şimdi tepkileri yuhlamalari, kınamaları, hor görmeleri duyar gibiyim ama muhim değil ben doğrucu Davud olayimda birileride firavunun veziri Haman olsun problem yok.
6. Biskeleti kolay hafifletmenin bir yöntemide ilkbaharda Cengiz Kurtoğlu şarkılari dinlemektir. Dinlersin dinlersin ;Bide bakmışın yan komşunun 98 kiloluk kızı zeynepe sırılsıklam aşık olmüşun kendini tüy kadar hafif hissedersin , kelebek tadında yaşarsın bi süre hatta kazancı yokuşunu singıl şipeed hizmet pisikletiyle tam gaz çıkan bir abimi hatirliyorum. Adam son teknoloji karbon bisletle % 4 eğimi çıkamazken bi dinlettim Cengızin " duvardaki resminle avunur gönlüm " parçasını, adama bi haller oldu , market piskeletiyle downhill yaptiğına şahit olduk. Eeee aşk bu çelik kadroyu karbona döndürür , senide maymuna çevirir ; Bi bakmışın 760 yıllık çınara tırmanıvermişin
7. Bisikleti gerçekten hafifletmenin bir yöntemide nasada işe girip çok çalışıp astronot olmaktır . Tam bir F/P ( fiyat performans ) nimetidir bu. Çunku alırsın biskeletini mekiğine binerken , zaten kargo parasida yok ohh mis gibi . Atmosferi geçtiğinde bi bakarsın o gülle gibi biskeletin havalarda uçuyor. Şimdi sıkıysa pedala bakalim hahaha
8. Biskeletini hafifletmenin diğer bir yöntemide onu bir psikoloğa götürmektir. Hem gezmiş olursunuz hemde çocukluğunuza döner sizi mahalle maçına almayan komşu çocuklarına bi güzel söversiniz. Hatırladımda beni hep kaleci yapan bir semih vardı ona cidden gıcık olurdum , namussuz iyi top koşardı ama çift kişilikliydi birader . Kendini hem okulun hademesi sanır hemde müdür yardımcısı sanırdı. Kafasi baya bi karışık bir arkadaşımızdı diyebilirim. Ama ne zaman ki cüssesine güvenip beni dövmeye kalktı işte o zaman döner tekmemin uçan tekmemin tadına bakma fırsatı buldu
O zamanlarda ben zaten futbolu sevmezdim tekvandoya gidiyodum ama duyanlar zevkine bana dalmasın diye kimseyede söylemiyodum. Malesef o kavgada gerçek ortaya çıkmıştı ve ben mahallenin bruce lee si ünvanima kavuşmuştum.
1. Bir kere bisiklet ağır değil yemisin kebabi boregi içmisin Le kolayi ondan sonra biskeletim neden14 kilo diyosun oldu mu ? Olmadi bro
Az yiyecen az uyucan bak nasil hafifliyor piskelet. Yine olmazssa tur sonrasi soda oneririm ama meyvali olmaz sade soda...
2. Bisikletin 10 kilo ama yuklemisin arkasina 2 litre gazozu , 1 litre suyu ondan sonra karbon suluk kafesi ariyosun . Ben boyle mantik askerde görmedim.
Yukleme o kadar gorende pasifiği yuzerek gececen sanir
Koy cebine 1 gramlik 50 kaadı susarsan bakkaldan alir içersin hem bakkalciylada muhabet edersin guzel olur
3. 150 gram fark için yüzlerce dolar fark ödemek aynı amerikaya gitmek için gemilere kaçak binen bir mozambiklinin 3000 dolar ödemesine benzer. Ulen zaten sende o para varsa ordada zenginsin ne giriyon gereksiz maceralara. Anlatabildim mi? Yok anlamadin yine boş boş bakiyosun. Yani demek istiyorum ki Esra Ceyhanda bi kadın var, çirkin ama zengin. Onunla bi çay içmeni öneririm.
4. Biz gençken İbrahim Erkal'ın " canısı canısı ömrümün yarısı" mimvalinde bir şarkısı vardı, bayıla bayıla dinlerdik. Ama tuhaf olan şimdi o şarkıdan nefret ediyorum ve lanet ediyorum kendime , lanet ediyorum müzik zevkime....Anlatabildim mi? Bak yine aynı bakış...Evladım dejavuyu biliyoruzda bu başka bişey. Demek istediğim şey bugun seni heyecanlandıran şeye yarın popışinle gülmen muhtemeldir. O yüzden yaptığın şeyde profesyonellik amacı gütmüyorsan (yani parani o işten kazanma planın yoksa ) bu kadar para yatırmak ahmaklık olabilir. Bak kesin konuşmadım hemen celallenip beni forum yönetimine şikayet etme aslanım.
5.Bisiklet ağırlığı çoğunlukla yanlış algilanan biseydir. Esasen bisiklet ağırlığını tartarken kimse kendi kilosunu hesap etmez. Bunun ıçin formül şudur ;
Biskelet + sen+ kıyafetlerin ÷ midene depoladığın selfservis yiyecekler ÷ 2 = Gerçek ağırlık.
Bu formulu basitleştirirsek eğer sen ve piskeletin darası diyebiliriz.
Yani bu foruma gelip , işte efendim pisikletim 7.8 kilo ( yol için ) yada pisikletim 9.8 kilo ( mtb için ) diye hava atarken üstüne 110 kiloyuda ekleyecende konuşçan dostum. Yine diyorum bisiklet bir spordur esasen ağırlığın bir önemi yoktur. Hattta ve hatta ne kaaa ekmek o kaaa köfte felsefesinden yürürsek eğer ağır bisiklet daha iyidir bile derim ben ( şimdi tepkileri yuhlamalari, kınamaları, hor görmeleri duyar gibiyim ama muhim değil ben doğrucu Davud olayimda birileride firavunun veziri Haman olsun problem yok.
6. Biskeleti kolay hafifletmenin bir yöntemide ilkbaharda Cengiz Kurtoğlu şarkılari dinlemektir. Dinlersin dinlersin ;Bide bakmışın yan komşunun 98 kiloluk kızı zeynepe sırılsıklam aşık olmüşun kendini tüy kadar hafif hissedersin , kelebek tadında yaşarsın bi süre hatta kazancı yokuşunu singıl şipeed hizmet pisikletiyle tam gaz çıkan bir abimi hatirliyorum. Adam son teknoloji karbon bisletle % 4 eğimi çıkamazken bi dinlettim Cengızin " duvardaki resminle avunur gönlüm " parçasını, adama bi haller oldu , market piskeletiyle downhill yaptiğına şahit olduk. Eeee aşk bu çelik kadroyu karbona döndürür , senide maymuna çevirir ; Bi bakmışın 760 yıllık çınara tırmanıvermişin
7. Bisikleti gerçekten hafifletmenin bir yöntemide nasada işe girip çok çalışıp astronot olmaktır . Tam bir F/P ( fiyat performans ) nimetidir bu. Çunku alırsın biskeletini mekiğine binerken , zaten kargo parasida yok ohh mis gibi . Atmosferi geçtiğinde bi bakarsın o gülle gibi biskeletin havalarda uçuyor. Şimdi sıkıysa pedala bakalim hahaha
8. Biskeletini hafifletmenin diğer bir yöntemide onu bir psikoloğa götürmektir. Hem gezmiş olursunuz hemde çocukluğunuza döner sizi mahalle maçına almayan komşu çocuklarına bi güzel söversiniz. Hatırladımda beni hep kaleci yapan bir semih vardı ona cidden gıcık olurdum , namussuz iyi top koşardı ama çift kişilikliydi birader . Kendini hem okulun hademesi sanır hemde müdür yardımcısı sanırdı. Kafasi baya bi karışık bir arkadaşımızdı diyebilirim. Ama ne zaman ki cüssesine güvenip beni dövmeye kalktı işte o zaman döner tekmemin uçan tekmemin tadına bakma fırsatı buldu
O zamanlarda ben zaten futbolu sevmezdim tekvandoya gidiyodum ama duyanlar zevkine bana dalmasın diye kimseyede söylemiyodum. Malesef o kavgada gerçek ortaya çıkmıştı ve ben mahallenin bruce lee si ünvanima kavuşmuştum.