Bisikleti devamlı aynı rotada sürmek

Şu günlük veya haftalık 50-60 km olan turlardan bıkanlar var mı benim gibi?
Aynı yol aynı rampa aynı mekan..

Uzun yola çıkmam lazım değişik mekanlar görmek için.
Ama bu sefer tekrar aynı güzergahı kullanıp geri eve dönmesi felaket zor oluyor.
Çadırlı veya otel konaklamalı bir kaç günlük turlar şart oldu bana.
Bisikletin pedalına basacak halim kalmasa bile sırf manzara motive ettiğinden insan basıyor gidiyor..

Yorulunca da evde ne işim var hiç mi görmedim deyip dönesim gelmiyor.
Çadırı kur dinlen keyfine bak..

Hasan Söylemez in yaptığı gibi bende mi yapsam diye kafamı duvarlara (!) vurmuyor değilim..
Para ilk akla gelen.. Para işi zora sokuyor halletsek bu sefer ülkemiz müsait değil magandalar yollarda bu sefer kaza ve ölüm riski fazla.
Şu resmi nereden gördüysem artık kafamdan silip atamıyorum acayip etkiledi beni:

Şimdi burada olsam pedallasam.. Değişik kültürler, insanlar, yemekler hep bi hayale dalmalar..

http://static.panoramio.com/photos/large/27397766.jpg

Evet İnci ve Soner Sarıhan 2007 de İran'a gitmişlerdi.. Takılıp kalmışım kitapta. Pedalımda 5 ülke bu kitabı mutlaka okuyun..
(link)

Bana ilk virüsü bulaştıran ise (link) bu adamdır.

Neden geldiyse bu virüs gitmek bilmiyor.. Bisiklet virüsü

Yıllık iznimde otobüsle İzmir'e gidip tur hayallerim var ama..

Bisikleti gezmek ve yeni yerler görmek amacıyla sürüyorsanız aynı rotalar sizi elbette sıkacaktır. Ben spor amaçlı daha doğrusu kendimi geliştirmek için bisiklete bindiğimden dolayı geçtiğim yollar aynı da olsa sıkılmıyorum çünkü amacım daha hızlı sürmek, kendimi geliştirmek. Yanlış anlamayın bisiklete öylesine, amaçsızca biniyorsunuz gibi bir şey söylemiyorum. Uzun turlar yapan ve bisiklet sayesinde yeni yerler gören biri olarak ben de bisikletle yeni yerlere gitmeyi seven biriyim.

bende her gün 44km yol gidiş geliş iş ev arası yoldan değilde yalnizliktan sıkılıyorum çok nadir bisikletciye rastliyorum elbette bilmedigim bir yoldaki heyacan yok.

yakında yollarda olacagım , tahsilimi tamamlamama yarım dönem kaldı , ve bekle beni türkiye!

Ben İstanbul Beylikdüzünde oturuyorum. Arazi ve merkezden uzak yerlere gitmeyi sevmiyorum. Benim için en güzel yol asfalt ve beton sahil yolları gibi yerler. Bir yerlere gitmek istediğimde tek güzel yer Beylikdüzünden eski İstanbul dediğimiz bölgeler. Yani kısacası HEP AYNI ROTA...Vee maalesef Avcılar yokuşu ve daha korkuncu Haramidere gibi bir yokuş mevcut. Beylikdüzünden giderken şahane. Çünkü enerji full level ve çoğu yerde sürekli yokuş inişi mevcut. Ama dönüşte işler tam tersi. Bıkmıyor değilim ama bisiklete binerken ki o ilk enerjik halim ve hevesim herşeyi unutturuyor. Tek ümidim 76 nolu otobüslere takılmasını dörtgözle beklediğim bisiklet taşıma aparatı. Dönerken bari aynı sıkılmama neden yolu görmemem. Ama maalesef İ.E.T.T.'nin bana verdiği copy-paste tarzı cevap canımı sıkıyor..."Şu anda hizmet veremiyoruz"...Bari şunu de yapmasan bile " bu talebiniz-istediğiniz incelenip gerekli birimlere iletilecektir"...Yok...İlla gerçekçi olacaklar

Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
.
Her gün bir yere konmak ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
.
Dün de beraber gitti cancağızım,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
.
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
.
diyor Mevlana. uzun süre aynı güzergaha sürüyorsanız değişiklik yapmak iyidir

@Adem Kaya

İşte bu yüzden, sırf bu yüzden
başka şehirlerde pedallama fikrim var hafta sonları.
Topik açtığımda buyur gel

Gece geç olduğundan daha fazla yazamadım sabah işe geç kalıyordum az daha..
Uzun yola çıkınca kelle koltukta gidiyoruz ehliyet alırken sürücü adaylarına bisiklet bindirip 2-3 hafta şehri gezdirmeleri şart.! Ehliyet kolay olmamalı.

- Ülkemizde ne yazık ki bisiklet yolları yok. Ha ! olsa ne olurdu ne değişirdi bunu zaman gösterirdi sanırım.
- Araçaların kendilerine saygıları yok ki bize olsun bisiklet yolunu hiçe saymazlar. (makas atmalar, sollamalar filan)
- Bisiklet yoluna gerek yok yeter ki şoförler kornaya, gaza basmak yerine frene bassınlar, tabii akıllarına biz gelirsek ne ala.. (biz birer hayaletiz yolda)
- Mesela İran da bile şoförler daha saygılı imiş Soner Sarıhan hocamız söylüyor : yollar kaymak, sürüş rahat, köpek yok.!
(link)

(link)

- Almanya ya bakıyorum binlerce km bisiklet yolu var şehirler arası dahil buna. Bizde ki İstanbul - Ankara gibi uzun mesafeli vardır sanırım..

Evet şimdi RİSK alıp yollara çıkıyoruz.--------


Gülmek; "SAF" denme riskini göze almaktır.
Ağlamak ise; "DUYGUSAL" görünme riskini...
Birine yakınlaşmak; "KENDİNİ KAPTIRMA" riskini,
Duygularını açmak; "KENDİNİ ORTAYA KOYMA" riskini,
Hayalleri ve düşünceleri sergilemek ise;
"ONLARI BAŞKASINA KAPTIRMA" riskini göze almaktır.
Sevmek; "KARŞILIK GÖREMEME" riskini...
Yaşamak ise; "ÖLME" riskini göze almaktır.
Umutlanmak; "HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMA" riskini
Çabalamak ise; "BAŞARISIZ OLMA" riskini göze almaktır...

Ama riskler yaşanmalıdır,
çünkü; hayatımızın en büyük riski hiç risk almamaktır.
Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir
ama büyüyemez, sevemez, değişemez, hissedemez, öğrenemez.
Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir köle olarak yaşarken,
bedelini; özgürlüğünü kaybederek öder.

SADECE; RİSKİ GÖZE ALABİLEN KİŞİ HÜRDÜR.

(link)

https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/t1/1511670_707438389301637_764420656_n.jpg

@Adem Kaya

işte sırf bu nedenlerden ötürü bu yaz önümdeki kpss sınavını atlattıktan sonra pılımı pırtımı toplayıp yollara düşüp kamplı turlar yapmayı düşünüyorum

https://fbcdn-sphotos-a-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn2/t1/1900132_10152200770553418_1271112252_n.jpg

En büyük pişmanlık, pişman olurum diye yapmadıklarımızdır.
Çünkü orada bir yerde bir sınır var, dayanma gücünüzün, sabrınızın, zihninizin, eklemlerinizin,
uykusuzluğa karşı savaşınızın, sevginizin, hoşgörünüzün bir sınırı
var ve o sınıra varana kadar o sınırın nerede olduğunu hep merak edeceksiniz.
Gidip o sınırı bulmalı,
belki de o sınır o sınırı aramaktır.

@Adem Kaya

Birde karşıdan gören bazıları yarışı olup sanki Giro di İtalia da sürüyormuşuz gibi düşünüyor. Yarışlara girmiyorum dediğim halde yok yok sen yarışçısın diyenler oluyor bazen ya

Bense hala kendi başıma yola çıkabilmiş değilim, arabaya atıyoruz sonra bana kolay yerlerde sürüyorum, arabayla geri dönüyoruz çok saçma. Sizin gibi devamlı aynı rotada sürmekten sıkılabilmiş olmak isterdim en azından ama otoyola çıkmaya bir türlü cesaret edemedim bisikletle. Çünkü yolların durumunu bilmiyorum,nereden nasıl başlayacağım nasıl geri dönüş yapacağım... Bu konuda önerilerinizi söylerseniz mutlu olurdum ama konuyu deforme etmek istemem...

@Büşra Yoldaş
Büşra hanım çok kolay
Benim hanım araba kullanmayı bildiği halde bisiklet kullanmaktan korkardı. Kendisi daha önce Türkiye'de yaşamadığı için buradaki trafik keşmekeşliğinde doğal olarak sıkıntı yaşadı.
...
Bisikletle trafikte şöyle yapacaksınız:
Daima sağdan gideceksiniz. Trafikte bisikletin yeri sağ taraftır. Bu sizi bir çok kazadan korur.
Kavşaklarda da yine en sağı kullanarak dönüş yapacaksınız. Sakın yolu çapraz geçmeyin. 4 tehlikeye birden merhaba dersiniz
Doğru freni öğrenin. Doğru fren ön ve arka birlikte yapılan frendir. Böylece daha kolay ve dengeli durursunuz.
Hiç bir yolda tersten gitmeyin
Trafik konusunda sorunuz olursa özelden de yazabilirsiniz

Selam Büşra, trafikte giderkenki kurallar yukarıdaki gibi. Hep sağdan gideceksin.
Sol omzunun üzerinden bakmaya alış. İşe çok yarıyor. Diyelim sağda duran bi araç var ve onu sollayıp geçeceksin. Sol omzunun üzerinden yola bak. Müsaitse geç. Sol arkanda başka araba olabilir. Böylece kontrollü sürmüş olursun.
Başka da fazla bişey yok zaten

@Hamza Hakkı

Bu yoruma katılıyor, konuyu başka bir ifadeyle örneklemek istiyorum.
Keyifli, lezzetli bir şeyler yemeyi seviyorsunuz. Öyle şeyler ki, herbirini bıkmadan yiyebilirsiniz. Ama onları bazen de değişik ortamlarda, mesela güzel manzaralı, doğa ile içiçe yerlerde yemek onlara sanki değişik bir tat katar, yedikleriniz özünde aynı şeyler olsa da size farklı bir keyif verir.
Bizler için bisiklet esas lezzettir, farklı yerlerde pedallamak ise lezzete değişik nüanslar katar.

@MehmetAli07

Frenleri yavaşlamak için kullanırken forumda okuduğum bir yazıyı uyguluyorum. Yani; yavaşlayacağım zaman ön freni sıkıyorum ve arka freni sıkıp gevşetiyorum, bunları aynı anda yapıyorum. Ama durmak için kafama göre kullanıyorum sanırım çoğunlukla ikisini birlikte. Bu uyguladıklarım doğru değil mi? Kondisyon eksikliği deniyor herhalde benim durumuma zaten, devamlı kullanarak öğrenmem gerekiyor, bunun için de yollara çıkmam tabiki... Sağ taraftan giderken sol yöne gitmek için çarpraz geçmenin dışında bir alternatif yok gibi , çarpraz geçmemeyi nasıl yapacağım onu açıklayabilir misiniz acaba?

@SongülB.

Evet bu kuralları biliyorum, haklısınız yalnızca pekiştirmem gerekiyor.

@Büşra Yoldaş
frenlemeyle ilgili yaptığınız şey doğru sayılır. siz dururken de, yavaşlarken de ikisini bir kullanın. bisiklet zaten kolay duran bir araç, onda sorun yok.
...
kavşaklardaki hareket tarzına gelince; o noktada çapraz geçiş yaparak hata yapıyorsunuz. bu bir çok tehlikeye davetiye çıkarır. kavşaklarda yolun sağını kullanma kuralını bilerek yazdım. çünkü bir çok kişi bu hatayı yapıyor. size şöyle anlatayım.
algıda seçicilik diye bir şey vardır bilirsiniz. sürücüler yol boyunca dikey hareketleri görmeye meyillidirler. beyinleri buna adapte olur. şimdi bir kavşaktasınız (dört yol ayrımı) diyelim. eğer sola gitmek için yolu çapraz geçerseniz 1-araç sürücülerinin algılarıyla oynayacaksınız. 2- siz ve araç sürücülerinin bakış açılarında kör alan yaratacaksınız. 3-belki sizin göremediğiniz arkanızdan yahut sol şeritten gelen araçla tehlike yaşayacaksınız. 4- araçlar sizden daha hızlı olduğu için siz çaprazla yolun ortasına geldiğinizde yine çapraz karşıya geçerken aynı şartlarda diğer iki yolun daha tehliklerine maruz kalacaksınız. hata 2x4'e katlandı
...
peki doğrusu nedir? yine sola gideceğinizi varsayarak anlatayım.
kavşaklarda yol müsaitse düz devam ederek önce yolun karşısına geçeriz. sonra karşıda durup yolu kontrol ederek tekrar karşıya geçeriz. bu kadar basit ve güvenli. belki 5 saniye, ışık varsa 50 saniye kaybederiz ama kazadan korunuruz.

Araç yolunda bence en önemli olanlar, kolay görünür olmak ve diğer sürücüler tarafından yanıltıcı olmadan anlaşılabilir hareketler yapmak.
Görünürlükte bize giysilerimiz yardımcı olacaktır : reflektif dediğimiz renk ve yansıtıcı şeritleri bulunanlardan. Çok sayıda bisikletlinin tamamen siyah giysilerle yollarda olduklarını görüyor ve buna anlam veremiyorum.
Sürüşlerimiz kararlı, mümkün olduğunca ani sağ-sol yapmadan olmalı. Çapraz geçiş gibi geçişlerde tıpkı MehmetAli07 arkadaşımızın dediği yöntemi kullanmak en doğrusu.
Kendime telkin ettiğim sürüş şekli : ''korkak, tedirgin olmamak ama çok da cesur olmamak''. Bu, yüzerken de geçerli bir kuraldır. Çok sayıda usta yüzücü bu kurala uymadıklarından boğulmuştur maalesef.
Bir de başlangıç olarak çoğunlukla (müsaitse) kaldırımlarda sürerek, uygun yerlerde yola inmek, bu şekilde o yolu iyice tanımış olmak bana iyi bir yöntem olarak görünüyor. Böylece önce alışacağımız bu yolda giderek daha fazla tecrübe kazanıp burada edindiğimiz birikimleri diğer yollarda (o yolların şartlarına da uyarak) kullanabiliriz.
Forumdan aldığınız tavsiyeler size yardımcı olacaktır ancak tecrübeyi kendi kendinize geliştireceksiniz.
Son uyarım, her şeye rağmen bizim yollarımızın daima riskli olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Altın kural : DİKKAT. Dikkat edene bir kaza, etmeyene bin kaza!