nasıl ya, ne demek istediğimi hiç mi anlamadın? şimdi şöyle tane tane açıklayayım, ben dil konusundaki değişime karşı çıkmanın faydası olmayacağını, binlerce yıldır bütün dillerin bu süreçlerden geçtiğini ve bizimki de geçerken rahat olmak gerektiğini söylediğimde sen tuhaf bir mantık kurup konuyu tecavüzü meşrulaştırmaya kadar getirdin ya canım kardeşim. İşte ben de son mesajımda öyle bir şey olmadığını, farklı konularda farklı fikirlere sahip olunabileceğini anlatmaya çalıştım. Normalde interneti kapatınca yok olan insanlara asla bu kadar laf anlatmaya çalışmam ama sen nedense bu konuda çok yardıma muhtaç göründün. :d neyse bu son mesajım, anlamazsan da sıkıntı değil, relax.
Sen direnebildiğin kadar diren bence. Önemli bir konuda (ki bana göre ses bayrağımızdır ve çok önemlidir) dik durmalı.
Doğduktan sonra Türkçe ile tanışıp annelerinden onu öğrenerek büyüyen çocuklarımız, okula başladıklarında çok fazla yabancı sözcük karışmamış ana dilinde eğitim aldıklarında, çok daha başarılı olup daha hızlı öğrenebiliyorlar.
Bugün bir sözcüğün kökü de Türkçe ise, sonrasına ne kadar ek koyarsan koy, o sözcüğü anlamak ve anlayarak konuşmak, bir çocuk için daha hızlı ve kolay oluyor. İlk okulda matematik görmeye başlayan çocuklarıma bir şeyin açısını, dörtgeni, ya da üçgeni öğretmem, toplama, çıkarma ya da bölme işlemlerini anlatmam bu yüzden çok daha kolay oldu. Çocuklarım bu kavramları çok daha hızlı kavradılar. İngilizce sözcüklerle ya da arapça, farsça karışık eski dillerle öğretmeye çalışsaydım, bu kadar hızlı öğretemezdim. Çocuklarımın kavraması da bi o kadar uzun ve zor olurdu. Ezbere gitmek zorunda kalırlardı. Ezber ile öğrenim, kalıcı da değil. Çocuklarımızın geleceği için ana dillerinde eğitimde, sözcüklerin Türkçe olması, Türkçe köklere sahip olması önemli. Bu da dilimizi ne kadar koruyabilmemize bağlı.
İşte bu yüzden, dünya çapında konuşmayı ve yazmayı, kendi dil kurallarına göre en hızlı kavrayan çocuklar arasındadır bizim Türk çocuklarımız. (Araştırmasını kaynakları ile yazmıştım geçmiş paylaşımlarda).
(link)