Sünnet hediyem de bir tane 26" amortisörsüz Bisan dağ bisikletiydi.İlk ciddi kazamı da bu bisikletle yapmıştım.Mahalle içinde sürekli hızlanıp sonuna doğru frenlere asılıp kaydırıyorduk.Mahallenin ortasına doğru tekrar gelirken arkadaşım kasti olarak belki de kıskanıyordu elindeki futbol topunu ben geçerken hızlıca attı top bir anda ön jantın oraya bir yere sıkıştı.Düz olarak duran gidonun bir anda tam sola döndüğünü hatırlıyorum.Ardından bisikletten fırladım ve yere düştüm.Yerde kafam 3-4 metre sürtmüş.Bu araları pek iyi hatırlamıyorum.Alnımın sağ tarafında ufak ufak yaralar vardı ve kanıyordu.Travma geçirmişim hastahaneden gelince o gece annem arada bir uyandırıp kontrol ediyordu.Ne yazıkki daha sonra bu bisikletimi evin arka bahçesinden çaldılar.Ablamın da Bianchi XC Snake modeli vardı.Sünnet hediyem çalındıktan sonra hemen hemen tüm çocuklar gibi babamdan çift amortisörlü bir bisiklet istemiştim.Beni Çankaya'ya götürdü ve 70 liraya Jaguar marka bir tane demir yığını aldı.O sıralar Bianchi Grizzly'ler bunun 3 katı fiyatlıydı.Hala bu bisikletim apartmanın bodrumunda pas içinde yatıyor.Daha sonra lisenin sonuna kadar bisikletle pek işim olmadı.Sıra arkadaşım street bisikleti toplayana kadar.Bir tane Sedona'sı var.Neyse,onun sayesinde lise sonda imzamdaki bisikletimi aldım ve araştırdıkça bir hastalık halini aldı.Şu anda da aklımda taa 80'li yıllardan yine Almancı komşumuzun getirdiği göbekten 3 vitesli şehir bisikletini ayağa kaldırıp güzelce bir revizyondan geçirmek var.