OMER AYYILDIZ
Daimi Üye
- Kayıt
- 17 Haziran 2011
- Mesaj
- 220
- Tepki
- 210
- Şehir
- ESKİSEHİR
Arkadaşlar merhaba. Uzun yıllardır bisiklet kullansam da forumda yeniyim ve yararlı olabileceğini düşündüğüm bir konuya değinmek istiyorum.
Hafta sonu yeni bisikletimi aldığımda (SEDONA 711V) haliyle bir ara konu bisiklet ehliyetinden açıldı. Babam trafik polisi olduğundan işin ince ayrıntılarını sizlerlede paylaşmak istedim. Lafı uzatmayayım...
Öncelikle şuradan Karayolları Trafik Kanununa ulaşabilirsiniz. En yakın tarih 1997 olanı bulabildim.
(link)
(link)
1983 yılındaki aşağıdaki madde 1997 senesinde kaldırılmış;
SÜRÜCÜ BELGESİ ALMASI ZORUNLU OLMAYANLARDA ARANACAK ŞARTLAR:
Madde 37 - Sürücü belgesi almaları zorunlu olmamakla beraber;
*** Bisiklet kullananların 11, motorsuz taşıtları kullananlar ile hayvan sürücülerinin 13 yaşını bitirmiş olmaları, bedensel ve ruhsal bakımdan sağlıklı bulunmaları zorunludur.
Buraya kadar bir sorun yok. Yani bisiklet kullananların ehliyet alması gerekmiyor 1983 düzenlemesine göre. 1997 de ise olaa değinilmeiş bile. Alacaksa da A1 sınıfı ehliyet bunun yerini tamamlıyor anlaşılan.
Fakat iş pratiğe dökülünce olay böyle olmuyor. Asıl önemli kısım burası.
Diyelimki bir kaza geçirdiniz bazı olasılıklar söz konusu, şimdi bunları sırayla ele alalım. Tüm olasılıklar ehliyet olmama durumuna göre değerlendirilmiştir.
1) Bir yere çarptınız fakat tek hasar alan yada yaralanan siz oldunuz: Bu durumda bir hak talep etme durumunuz olmuyor. Devlet bu konuda "dikkatli gidip kurallara uymalıydın" diyor ve tüm masraflar doğal olarak sizin oluyor.
2) Bir araca çarptınız ve hem bisikletinizde hemde araçta hasar var yalnız: Burada hata payı aranmaksızın çarptığınız aracın hasarını ödemeniz gerekmektedir. Eğer sürücüler kendi aralarında anlaşırlarsa güzel fakat olay resmi kurumlara yani trafik polisine vb yerlere intikal ettiğinde işin rengi değişiyor.
Çünkü bu durumda ehliyetlere bakılıyor ve doğal olarak sizin ehliyetiniz olmadığından Ehliyetsiz araç kullanmak ve trafikte tehlikeli araç kullanmaktan 800 TL para ve 3 ay hapis cezası alıyorsunuz. Bu 3 ay para cezasına çevrildiğinde 200 TL olyor ve toplamda 1000 TL para cezasının üzerine karşı tarafın masraflarını da ödemek durumunda kalıyorsunuz.
3) Bir kişiye çarptınız ve yaraladınız: Yine 2. maddede olduğu gibi resmi işlemler olmadığı sürece kişiler kendi aralarında durumu halledebiliyorlar. Fakat yaraladığınız kişi şikayetçi olursa ve resmi kurumlara intikal ederse yukarıdaki 1000 TL para cezası aynen geçerli olmakla beraber karşı tarafın hastane masraflarını ödemekle yükümlüsünüz.
4) Siz ışıklarda vb. durur haldesiniz ve bir araç arkadan gelip size çarpıyor, hem yaralanıyorsunuz hem de bisikletiniz hasar alıyor: Ehliyetiniz olmadığından dolayı trafikte ehliyetsiz araç kullanmaktan dolayı bir hak talep edemiyorsunuz.
Durumlar elbette çok fazla çoğaltılabilir. Ehliyet zorunlu değil ve bisiklet kullanıcıları hakkında yasada da neredeyse hiçbir madde yok. Yani yasanın bisikletliyi koruma durumu sadece belirli sınırlar içinde bisiklet yollarında olabiliyor ki Türkiye'de bisiklet yollarının yetersizliği konusuna hiç girmiyorum.
Umarım azda olsa katkım olmuştur.
Kazasız sürüşler dileklerimle...
Hafta sonu yeni bisikletimi aldığımda (SEDONA 711V) haliyle bir ara konu bisiklet ehliyetinden açıldı. Babam trafik polisi olduğundan işin ince ayrıntılarını sizlerlede paylaşmak istedim. Lafı uzatmayayım...
Öncelikle şuradan Karayolları Trafik Kanununa ulaşabilirsiniz. En yakın tarih 1997 olanı bulabildim.
(link)
(link)
1983 yılındaki aşağıdaki madde 1997 senesinde kaldırılmış;
SÜRÜCÜ BELGESİ ALMASI ZORUNLU OLMAYANLARDA ARANACAK ŞARTLAR:
Madde 37 - Sürücü belgesi almaları zorunlu olmamakla beraber;
*** Bisiklet kullananların 11, motorsuz taşıtları kullananlar ile hayvan sürücülerinin 13 yaşını bitirmiş olmaları, bedensel ve ruhsal bakımdan sağlıklı bulunmaları zorunludur.
Buraya kadar bir sorun yok. Yani bisiklet kullananların ehliyet alması gerekmiyor 1983 düzenlemesine göre. 1997 de ise olaa değinilmeiş bile. Alacaksa da A1 sınıfı ehliyet bunun yerini tamamlıyor anlaşılan.
Fakat iş pratiğe dökülünce olay böyle olmuyor. Asıl önemli kısım burası.
Diyelimki bir kaza geçirdiniz bazı olasılıklar söz konusu, şimdi bunları sırayla ele alalım. Tüm olasılıklar ehliyet olmama durumuna göre değerlendirilmiştir.
1) Bir yere çarptınız fakat tek hasar alan yada yaralanan siz oldunuz: Bu durumda bir hak talep etme durumunuz olmuyor. Devlet bu konuda "dikkatli gidip kurallara uymalıydın" diyor ve tüm masraflar doğal olarak sizin oluyor.
2) Bir araca çarptınız ve hem bisikletinizde hemde araçta hasar var yalnız: Burada hata payı aranmaksızın çarptığınız aracın hasarını ödemeniz gerekmektedir. Eğer sürücüler kendi aralarında anlaşırlarsa güzel fakat olay resmi kurumlara yani trafik polisine vb yerlere intikal ettiğinde işin rengi değişiyor.
Çünkü bu durumda ehliyetlere bakılıyor ve doğal olarak sizin ehliyetiniz olmadığından Ehliyetsiz araç kullanmak ve trafikte tehlikeli araç kullanmaktan 800 TL para ve 3 ay hapis cezası alıyorsunuz. Bu 3 ay para cezasına çevrildiğinde 200 TL olyor ve toplamda 1000 TL para cezasının üzerine karşı tarafın masraflarını da ödemek durumunda kalıyorsunuz.
3) Bir kişiye çarptınız ve yaraladınız: Yine 2. maddede olduğu gibi resmi işlemler olmadığı sürece kişiler kendi aralarında durumu halledebiliyorlar. Fakat yaraladığınız kişi şikayetçi olursa ve resmi kurumlara intikal ederse yukarıdaki 1000 TL para cezası aynen geçerli olmakla beraber karşı tarafın hastane masraflarını ödemekle yükümlüsünüz.
4) Siz ışıklarda vb. durur haldesiniz ve bir araç arkadan gelip size çarpıyor, hem yaralanıyorsunuz hem de bisikletiniz hasar alıyor: Ehliyetiniz olmadığından dolayı trafikte ehliyetsiz araç kullanmaktan dolayı bir hak talep edemiyorsunuz.
Durumlar elbette çok fazla çoğaltılabilir. Ehliyet zorunlu değil ve bisiklet kullanıcıları hakkında yasada da neredeyse hiçbir madde yok. Yani yasanın bisikletliyi koruma durumu sadece belirli sınırlar içinde bisiklet yollarında olabiliyor ki Türkiye'de bisiklet yollarının yetersizliği konusuna hiç girmiyorum.
Umarım azda olsa katkım olmuştur.
Kazasız sürüşler dileklerimle...