Kuzey Ege
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 30 Temmuz 2015
- Mesaj
- 3.597
- Tepki
- 10.277
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- Murat Gökhan
- Başlangıç
- 1980—81
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Dağ bisikleti
Not: Ekşi Sözlük'ten alıntıdır;
giden sevgilinin ardından bakakaldığın hüzünlü bir an gibidir.. boynu bükük, telaşlı, başına bir şey geleceğini hissedermişcesine..
çocukluk dönemlerinde mahallemizde " bir tur versene " çocukları olurdu. e sen de zamanında pisikletsiz bir çocuk olduğun için bu yakarışı anlardın ve arkadaşın " bi tur atim be " dediği zaman kıramayıp verirdin. karşı sokaktan dönüp geleceğine dair söz aldıktan sonra büyük bir heyecanla pedala basar giderdi o da. sen de arkasından bakalırdın giden geminin arkasından bakan hüzünlü bir yolcu gibi.. neyse. çocuk sokaktan döner, sen de kaldırıma oturup zaman geçtikçe paranoyalara girmeye başlardın. sokaktan herkes bir bir dönüyor, fakat senin güzelim pisikletin dallama çocuğun esiri olmuş halde ufukta görünmüyordur. kalbin acır, nutkun tutulur, gözlerin dolar. acınacak bir halde öyle kala kalmışsındır. o an kendine sövüyor, pişmanlıklar içerisinde dövünürken birden çocuk olmadık bir köşeden döner. tabi sende de sinirli bir hava, daha metrelerce uzaktan çocuğa bağırıyorsun," nerdeydin lan sen bir köşeden döndün pizana mı gittin geldin " diye. o da hemen suçunu bastırır gibi " al lan bisikletini yemedik " deyip çeker gider. lakin bir kaç dakika sonra sevgili bisikletinin verdiğin gibi dönmediğini anlarsın. ya pedal kırılmıştır ya da fren falan patlamıştır. tabi en kötü detaylardan biri de lastiğin inceden inceye inmesi ve tekerin patlak olduğunu fark etmen. işte o zaman senin yemininin başlangıç anı olur ve ne bir daha bisikletini olmadık dallamalara bir tur verirsin ne de böyle yalvarışlara kanarsın. dilin fena yanmıştır artık. bisikletini kaybetme korkusu her şeyin üzerine geçer ve sonra sana cimri, bisikletini bir tur vermiyor derler. halbuki o cimri çocuğun canı kaç kere yanmıştır kimsecikler bilmez. ah ulan rıza.
(link)
giden sevgilinin ardından bakakaldığın hüzünlü bir an gibidir.. boynu bükük, telaşlı, başına bir şey geleceğini hissedermişcesine..
çocukluk dönemlerinde mahallemizde " bir tur versene " çocukları olurdu. e sen de zamanında pisikletsiz bir çocuk olduğun için bu yakarışı anlardın ve arkadaşın " bi tur atim be " dediği zaman kıramayıp verirdin. karşı sokaktan dönüp geleceğine dair söz aldıktan sonra büyük bir heyecanla pedala basar giderdi o da. sen de arkasından bakalırdın giden geminin arkasından bakan hüzünlü bir yolcu gibi.. neyse. çocuk sokaktan döner, sen de kaldırıma oturup zaman geçtikçe paranoyalara girmeye başlardın. sokaktan herkes bir bir dönüyor, fakat senin güzelim pisikletin dallama çocuğun esiri olmuş halde ufukta görünmüyordur. kalbin acır, nutkun tutulur, gözlerin dolar. acınacak bir halde öyle kala kalmışsındır. o an kendine sövüyor, pişmanlıklar içerisinde dövünürken birden çocuk olmadık bir köşeden döner. tabi sende de sinirli bir hava, daha metrelerce uzaktan çocuğa bağırıyorsun," nerdeydin lan sen bir köşeden döndün pizana mı gittin geldin " diye. o da hemen suçunu bastırır gibi " al lan bisikletini yemedik " deyip çeker gider. lakin bir kaç dakika sonra sevgili bisikletinin verdiğin gibi dönmediğini anlarsın. ya pedal kırılmıştır ya da fren falan patlamıştır. tabi en kötü detaylardan biri de lastiğin inceden inceye inmesi ve tekerin patlak olduğunu fark etmen. işte o zaman senin yemininin başlangıç anı olur ve ne bir daha bisikletini olmadık dallamalara bir tur verirsin ne de böyle yalvarışlara kanarsın. dilin fena yanmıştır artık. bisikletini kaybetme korkusu her şeyin üzerine geçer ve sonra sana cimri, bisikletini bir tur vermiyor derler. halbuki o cimri çocuğun canı kaç kere yanmıştır kimsecikler bilmez. ah ulan rıza.
(link)