Velespitli Seyyah
Keşfetmek Güzeldir...
- Kayıt
- 4 Temmuz 2017
- Mesaj
- 494
- Tepki
- 1.663
- Yaş
- 33
- Şehir
- Çanakkale
- İsim
- Sabri
- Bisiklet
- Carraro
Biga - Antalya Kamplı Bisiklet Turu 2. Gün (Çanakkale - Gülpınar)
Velespitli Seyyah'tan herkese merhaba; 9 Şubat 2019 tarihinde çıktığım ve 1505 km ile 19 günde tamamladığım Biga - Antalya bisiklet turunda yaşamış olduğum maceraları içeren tur videoları serisinin 2. Bölümü Çanakkale - Gülpınar etabını keyifle izlemeniz dileğiyle. Kahvenizi yada çayınızı hazırlayın ve bu heyecana ortak olun.
---------------------------------------------------- TUR VİDEOSU ----------------------------------------------------
------------------------------------------------- TUR FOTOĞRAFLARI ------------------------------------------------
Dün geceyi Çanakkale de oturan iş arkadaşımın evinde geçirdim ve sabah 8:45 gibi evden ayrılarak Gülpınar köyüne gitmek için bisikletimle yola koyuldum.
Mevsim şartları itibari ile geceleri hava sıcaklıkları oldukça düşmekte ve sabah erken saatlerde kıra olmakta. Bu sabahta hava sıcaklığı 0 derece idi ve kıra düşmüştü.
Bilenler bilir Çanakkaleye girmek kadar Çanakkale den çıkmak ta biz bisikletliler için zordur. Bunun nedeni Çanakkalenin çukurda kalması ve şehir merkezine giriş çıkış için uzun tırmanışlar ve inișler yapmak gerekir. İntepeye çıkan yol üzerinde Nusrat Mayın gemisinin siluetini görmekte ayrı bir his.
İşte o tırmanışlar dan bir tanesini yukarı da görebiliyorsunuz. %7-8 eğimle 1 km civarı tırmanış yaptım.
195397 dosyayı görüntüle
Ana yoldan ayrılıp Bozcaada yoluna girdiğim andan itibaren araba gürültüsünden ve eksoz dumanından kurtuldum. Yolculuğum daha keyifli hale gelmişti ve bisikletimle tarlalar arasında yol almaya devam ediyordum.
Hava sıcaklığı da yavaş yavaş yükseliyordu ve kuş cıvıltıları eşliğinde haylerimin turunu gerçekleștiriyordum.
Pınarbaşı köyünden önce gelen bir köprü var ve onun üzerinden az ilerdeki su tutma setini görebiliyordum. Set üzerinden akan suyun sesini duyuyor ve köprünün altından akan suların görüntüsü eşliğinde biraz mola verdim.
Bozcadaya Pınarbaşı köyü üzerinden gidiyorsanız muhakkak Levent abiyi görmeden ve kahve eşliğinde sohbetini dinlemeden geçmeyin. Kendisi bisiklet aşığı bir insan ve bizim gibi bisiklet turu gerçekleştiren turcuların hikayelerini dinlemekten çok keyif alıyor. Güzel sohbeti ve ikramları için kendisine çok teşekkür ederim.
Levent abi ile sohbet ederken şu küçük arkadaş hep yanımda idi ve kendisi çok tatlıydı. Birazcık onu da sevdikten sonra Geyikli beldesine doğru yol almaya devam ettim.
195402 dosyayı görüntüle
Yolumun üzerinde uçsuz bucaksız zeytin ağaçları vardı ve rüzgarın esmesiyle birlikte olgunlaşmış olan zeytinlerin kokusunu hissederek pedal çevirmeye devam ettim.
Geyikli beldesine geldiğimde görülecek çok birşey bulamadım ve belde içerisinden yoluma devam ettim. Yolculuğumun 3 km kısmını yukarıda görmüş olduğunuz dostumla yaptım ve kendisini çok sevdim.
Dalyan sahili yanındaki ağaçlarla kaplı yolu kullanarak Alexandria Troas antik kentine doğru ilerlemeye devam ettim.
195405 dosyayı görüntüle
Uzun bir tırmanışın ardından dağının bir şekilde konumlanmış olan Alexandrea Troas Antik kentine geldim. Antik kent içerisinde herhangi bir görevli olmadığı için kenti ücretsiz şekilde gezebildim. Bir süre burada vakit geçirdikten sonra yoluma devam ettim.
195408 dosyayı görüntüle
Antik Kent içeride kazılar da çıkarılmış olan Lahitler.
195406 dosyayı görüntüle
Antik kentin agora kısmı
Antik kent içerisindeki tapınaktan geriye kalan kalıntılar.
195410 dosyayı görüntüle
Alexandrea Troas antik kentinden çıktıktan sonra az ileride bulunan Herodes Attikus hamamın ziyaret ettim. Hamamın kalıntıları çevreye yayılmış ve alana ilk girdiğinizde sizi karşılayan büyük kemerleri görebiliyorsunuz. Kemerlerin yıkılmaması için çelik destekler kullanılmış ve her biri desteklenmiş.
195411 dosyayı görüntüle
Hamamın kalıntıları.
195412 dosyayı görüntüle
Hamamın kalıntıları.
195413 dosyayı görüntüle
Hamamın kalıntıları.
Kemerlerin uzaktan görünüşü.
195415 dosyayı görüntüle
Antik alanları dolaștıktan sonra yoluma devam ettim. Rakım olarak deniz seviyesinden yüksekte olduğumdan güzel bir iniş beni bekliyordu.
Deniz seviyesine indikten sonra sağ tarafım deniz sol tarafım ağaçlık ve önümde kıvrılan hafif bozuk yolda keyifli bir şekilde ilerledim.
195417 dosyayı görüntüle
Kösedere, Babadere gibi köyleri geçtikten sonra, tabi bu köylerin yolu düz değil ? böyle çöl vari bir yere geldim. İlk olarak yolumun üzerinde baraj olduğunu ve suların çekilerek bu görüntüyü oluşturduğunu düşündüm. Sonra zemin üzerinde bulanan tabelalardan yüksek dereceli jeotermal suların çıktığını anladım.
195418 dosyayı görüntüle
Uzun tırmanış ve inișlerden sonra güneş batmadan Gülpınar köyüne ulaşmıştım. Köy içerisinde bulunan Apollon tapınağının ziyaret saatinin sona erdiğini gördükten sonra köy içerisinde misafirhane olduğunu öğrendim. Misafirhane olunca çadır kurmaya gerek olmayacağını düşündüm ve yolda gördüğüm motor tamircisi birine misafir hanenin yerini sordum. Sağol sun bana yardımcı oldu ve misafirhanenin yerini tarif etti. Tarif ettiği yere gittiğimde köyün muhtarı beni bekliyordu. Muhtar ile bir kaç șey konuştuktan sonra misafirhanenin ücretinin ne kadar olduğunu sordum. Bana misafirhanenin 75 TL ücreti olduğunu söyledi ve bende bu ücretin fazla olduğunu belirterek birșeyler yapmasını söyledim. Fiyatta 10 TL gibi bir indirim yaparak 65 TL dedi. Ben de buranın bir pansiyon olmadığını ve sezon dışında bu kadar ücretin fazla oldugunu söyledim. Çadır kuracağım yer varmı diye sorduğumda ise ukala bir şekilde okulun bahçesinde çadır kurabileceğimi söyledi ve güç bela okulu tarif etti. Muhtarın davranışları ve tutumunu hiç beğenmedim. Ukala konuşmaları beni sinir etti. Bu köye gelene kadar bir çok köyden geçtim ve yolda beni gören herkes selam verdi hal hatır sordu ama bu köye geldiğim esnadan itibaren herkes değişik bir havada idi. Selam veriyorum yüzüme bakan yok, herkes uzaylı görmüş gibi uzaktan bana bakıyor. Bu şartlar altında okulun bahçesinde çadırım kurdum ve yemeğimi pişirip yedikten sonra dinlenmeye geçtim. Sabah okul açılmadan kalmalı ve eşyalarımı toparlamalıyım. Uzun bir günü bitirmenin zamanı geldi. Yarın yani 3. Günde Gülpınar köyünden çıkarak Akçaya doğru yol alacağım. Bakalım bizi daha ne gibi maceralar bekliyor göreceğiz. Tur videosunu izlemeyi ve beğenip, yorum yazmayı da ihmal etmezseniz sevinirim dostlarım.
Biga - Antalya Bisiklet Turunun diğer bölümleri;
1. Gün (Biga - Çanakkale) : (link)
Sosyal Medya Hesaplarımı Takip Etmeyi Unutmayın
?YouTube: (link)
?Facebook:(link)/
?Twitter: (link)
?Instagram:(link)/
?Strava : (link)(link)
Velespitli Seyyah'tan herkese merhaba; 9 Şubat 2019 tarihinde çıktığım ve 1505 km ile 19 günde tamamladığım Biga - Antalya bisiklet turunda yaşamış olduğum maceraları içeren tur videoları serisinin 2. Bölümü Çanakkale - Gülpınar etabını keyifle izlemeniz dileğiyle. Kahvenizi yada çayınızı hazırlayın ve bu heyecana ortak olun.
---------------------------------------------------- TUR VİDEOSU ----------------------------------------------------
------------------------------------------------- TUR FOTOĞRAFLARI ------------------------------------------------
Dün geceyi Çanakkale de oturan iş arkadaşımın evinde geçirdim ve sabah 8:45 gibi evden ayrılarak Gülpınar köyüne gitmek için bisikletimle yola koyuldum.
Mevsim şartları itibari ile geceleri hava sıcaklıkları oldukça düşmekte ve sabah erken saatlerde kıra olmakta. Bu sabahta hava sıcaklığı 0 derece idi ve kıra düşmüştü.
Bilenler bilir Çanakkaleye girmek kadar Çanakkale den çıkmak ta biz bisikletliler için zordur. Bunun nedeni Çanakkalenin çukurda kalması ve şehir merkezine giriş çıkış için uzun tırmanışlar ve inișler yapmak gerekir. İntepeye çıkan yol üzerinde Nusrat Mayın gemisinin siluetini görmekte ayrı bir his.
İşte o tırmanışlar dan bir tanesini yukarı da görebiliyorsunuz. %7-8 eğimle 1 km civarı tırmanış yaptım.
195397 dosyayı görüntüle
Ana yoldan ayrılıp Bozcaada yoluna girdiğim andan itibaren araba gürültüsünden ve eksoz dumanından kurtuldum. Yolculuğum daha keyifli hale gelmişti ve bisikletimle tarlalar arasında yol almaya devam ediyordum.
Hava sıcaklığı da yavaş yavaş yükseliyordu ve kuş cıvıltıları eşliğinde haylerimin turunu gerçekleștiriyordum.
Pınarbaşı köyünden önce gelen bir köprü var ve onun üzerinden az ilerdeki su tutma setini görebiliyordum. Set üzerinden akan suyun sesini duyuyor ve köprünün altından akan suların görüntüsü eşliğinde biraz mola verdim.
Bozcadaya Pınarbaşı köyü üzerinden gidiyorsanız muhakkak Levent abiyi görmeden ve kahve eşliğinde sohbetini dinlemeden geçmeyin. Kendisi bisiklet aşığı bir insan ve bizim gibi bisiklet turu gerçekleştiren turcuların hikayelerini dinlemekten çok keyif alıyor. Güzel sohbeti ve ikramları için kendisine çok teşekkür ederim.
Levent abi ile sohbet ederken şu küçük arkadaş hep yanımda idi ve kendisi çok tatlıydı. Birazcık onu da sevdikten sonra Geyikli beldesine doğru yol almaya devam ettim.
195402 dosyayı görüntüle
Yolumun üzerinde uçsuz bucaksız zeytin ağaçları vardı ve rüzgarın esmesiyle birlikte olgunlaşmış olan zeytinlerin kokusunu hissederek pedal çevirmeye devam ettim.
Geyikli beldesine geldiğimde görülecek çok birşey bulamadım ve belde içerisinden yoluma devam ettim. Yolculuğumun 3 km kısmını yukarıda görmüş olduğunuz dostumla yaptım ve kendisini çok sevdim.
Dalyan sahili yanındaki ağaçlarla kaplı yolu kullanarak Alexandria Troas antik kentine doğru ilerlemeye devam ettim.
195405 dosyayı görüntüle
Uzun bir tırmanışın ardından dağının bir şekilde konumlanmış olan Alexandrea Troas Antik kentine geldim. Antik kent içerisinde herhangi bir görevli olmadığı için kenti ücretsiz şekilde gezebildim. Bir süre burada vakit geçirdikten sonra yoluma devam ettim.
195408 dosyayı görüntüle
Antik Kent içeride kazılar da çıkarılmış olan Lahitler.
195406 dosyayı görüntüle
Antik kentin agora kısmı
Antik kent içerisindeki tapınaktan geriye kalan kalıntılar.
195410 dosyayı görüntüle
Alexandrea Troas antik kentinden çıktıktan sonra az ileride bulunan Herodes Attikus hamamın ziyaret ettim. Hamamın kalıntıları çevreye yayılmış ve alana ilk girdiğinizde sizi karşılayan büyük kemerleri görebiliyorsunuz. Kemerlerin yıkılmaması için çelik destekler kullanılmış ve her biri desteklenmiş.
195411 dosyayı görüntüle
Hamamın kalıntıları.
195412 dosyayı görüntüle
Hamamın kalıntıları.
195413 dosyayı görüntüle
Hamamın kalıntıları.
Kemerlerin uzaktan görünüşü.
195415 dosyayı görüntüle
Antik alanları dolaștıktan sonra yoluma devam ettim. Rakım olarak deniz seviyesinden yüksekte olduğumdan güzel bir iniş beni bekliyordu.
Deniz seviyesine indikten sonra sağ tarafım deniz sol tarafım ağaçlık ve önümde kıvrılan hafif bozuk yolda keyifli bir şekilde ilerledim.
195417 dosyayı görüntüle
Kösedere, Babadere gibi köyleri geçtikten sonra, tabi bu köylerin yolu düz değil ? böyle çöl vari bir yere geldim. İlk olarak yolumun üzerinde baraj olduğunu ve suların çekilerek bu görüntüyü oluşturduğunu düşündüm. Sonra zemin üzerinde bulanan tabelalardan yüksek dereceli jeotermal suların çıktığını anladım.
195418 dosyayı görüntüle
Uzun tırmanış ve inișlerden sonra güneş batmadan Gülpınar köyüne ulaşmıştım. Köy içerisinde bulunan Apollon tapınağının ziyaret saatinin sona erdiğini gördükten sonra köy içerisinde misafirhane olduğunu öğrendim. Misafirhane olunca çadır kurmaya gerek olmayacağını düşündüm ve yolda gördüğüm motor tamircisi birine misafir hanenin yerini sordum. Sağol sun bana yardımcı oldu ve misafirhanenin yerini tarif etti. Tarif ettiği yere gittiğimde köyün muhtarı beni bekliyordu. Muhtar ile bir kaç șey konuştuktan sonra misafirhanenin ücretinin ne kadar olduğunu sordum. Bana misafirhanenin 75 TL ücreti olduğunu söyledi ve bende bu ücretin fazla olduğunu belirterek birșeyler yapmasını söyledim. Fiyatta 10 TL gibi bir indirim yaparak 65 TL dedi. Ben de buranın bir pansiyon olmadığını ve sezon dışında bu kadar ücretin fazla oldugunu söyledim. Çadır kuracağım yer varmı diye sorduğumda ise ukala bir şekilde okulun bahçesinde çadır kurabileceğimi söyledi ve güç bela okulu tarif etti. Muhtarın davranışları ve tutumunu hiç beğenmedim. Ukala konuşmaları beni sinir etti. Bu köye gelene kadar bir çok köyden geçtim ve yolda beni gören herkes selam verdi hal hatır sordu ama bu köye geldiğim esnadan itibaren herkes değişik bir havada idi. Selam veriyorum yüzüme bakan yok, herkes uzaylı görmüş gibi uzaktan bana bakıyor. Bu şartlar altında okulun bahçesinde çadırım kurdum ve yemeğimi pişirip yedikten sonra dinlenmeye geçtim. Sabah okul açılmadan kalmalı ve eşyalarımı toparlamalıyım. Uzun bir günü bitirmenin zamanı geldi. Yarın yani 3. Günde Gülpınar köyünden çıkarak Akçaya doğru yol alacağım. Bakalım bizi daha ne gibi maceralar bekliyor göreceğiz. Tur videosunu izlemeyi ve beğenip, yorum yazmayı da ihmal etmezseniz sevinirim dostlarım.
Biga - Antalya Bisiklet Turunun diğer bölümleri;
1. Gün (Biga - Çanakkale) : (link)
Sosyal Medya Hesaplarımı Takip Etmeyi Unutmayın
?YouTube: (link)
?Facebook:(link)/
?Twitter: (link)
?Instagram:(link)/
?Strava : (link)(link)