Velespitli Seyyah
Keşfetmek Güzeldir...
- Kayıt
- 4 Temmuz 2017
- Mesaj
- 494
- Tepki
- 1.640
- Yaş
- 34
- Şehir
- Çanakkale
- İsim
- Sabri
- Bisiklet
- Carraro
Biga - Antalya Kamplı Bisiklet Turu 18. Gün (Kaş - Mavikent)
Velespitli Seyyah'tan herkese merhaba; 9 Şubat 2019 tarihinde çıktığım ve 1505 km ile 19 günde tamamladığım Biga - Antalya bisiklet turunda yaşamış olduğum maceraları içeren tur videoları serisinin 18. Bölümü Kaş - Mavikent etabını keyifle izlemeniz dileğiyle. Kahvenizi yada çayınızı hazırlayın ve bu heyecana ortak olun.
---------------------------------------------------- TUR VİDEOSU ----------------------------------------------------
------------------------------------------------- TUR FOTOĞRAFLARI ------------------------------------------------

Turumun 17. Gününü Kaş girişinde evi olan Kazım'ın evinde bitirmiştim. Çamaşırlarımı yıkayıp, duş aldıktan sonra yemek işine giriştik ve beraber bol sohbet, muhabbet dolu bir akşamdan sonra geceyi sonlandırdım. Gece oldukça rahat uyudum ve dinlendim. Sabah saat 08:00 gibi uyandım kuruyan elbiselerimi giydim ve hazırlıklarımı tamamladım. Kazım ile beraber kahvaltı yaptıktan sonra bisikletime eşyalarımı yerleştirdik.

Kazım ve evinde baktığı sevimli dostu ile vedalaştıktan sonra bugünkü rotama başlıyorum. Dostluğun ve konukseverliğin için çok teşekkür ederim Kazım?

Sabahın ilk saatleri olduğu için yollar hemen hemen boştu ve bende sessizlik eşliğinde denizi izleyerek pedallıyordum. Yolum şuan hafif inişli ve çıkışlı şekilde.

Kaş girişine yaklaştığım da bana 10,6 km boyunca %7 ile tırmanacağımı gösteren tabela ile karşılıyorum. Kendisi ile selamlaştıktan sonra hafif hafif tırmanmaya başlıyorum. Yolumun sağ tarafında Kaş'ın muhteşem güzelliğine hayran hayran bakarak hayallere dalıyorum.

Hava serin olduğu için tırmanış beni çok yormuyor. Sıcak havalarda buralar hiç çekilmez benden şimdiden söylemesi.

İlk olarak Demre'ye ulaşmaya çalışıyorum sonra sırasıyla Finike ve Finalde ise Antalya olacak. Muhtemelen bugün Finike'ye kadar pedallarım. Bazen böyle planlar yapsam da bu planlar sürekli değişebiliyor. Yolda çok güzel bir yer görüyorum ve kendimi yorgun hissediyorsam hemen oraya çadırımı kuruyorum ve dinlenmeye geçiyorum. Görecek ve dikkatimi çeken birşey yoksa yoluma devam ediyorum.

Ben genelde su işini yolda gördüğüm çeşmelerden hallediyorum. Bazen çeşme olmayan yerlerden pedallarken o zaman mecbur Bim, A101 gibi marketlerden su ihtiyacımı ekonomik yöntemlerle çözüyorum. Sonuçta bisiklet turu ekonomik olmalı.
207357 dosyayı görüntüle
Uzun tırmanışı bitirdikten sonra güzel bir iniş yapıyorum ve yolumun sağı solu orman olan yerde pedallıyorum. Ben bu kadar güzel bir yolda sadece bir kaç kez pedallamıştım.

Yolda öğrendiğim bazı şeyler oluyor bunlardan bir tanesinden bahsetmek istiyorum; Örneğin benim sürüş yaptığım yol 2 şerit oluyorsa bilin ki uzun bir tırmanış var. Eğer sürüş yaptığım şerit tek ise güzel bir iniş beni bekliyor. Bu şekilde levhaları okuyarak gideceğim rotayı az çok tahmin edebiliyordum.

Ve karşınızda seralar şehri Demre!
Buradan baktığımda şehir tamamen seralardan oluşuyor sanmıştım ama ara ara evlerin kırmızı çatılarını görünce biraz rahatladım. Uzun bir inişin ardından şehir merkezine ulaşıyorum.

Demre şehir merkezine ulaştıktan sonra ilk durağım Aziz Nicholas Kilisesi yani daha çok bilinen adıyla Noel Baba kilisesine gidiyorum.

Bisikletimi kapı girişinde bulunan güvenliğin yanına bıraktıktan sonra müze kart ile sorunsuz şekilde giriş yapıyorum.
207352 dosyayı görüntüle
Kiliseden biraz bahsetmek gerekirse; Bir Likya yerleşimi olan Myra antik kentinin parçası durumundaki St. Nicholas Kilisesi mimari üslubu ve süslemeleri ile orta Bizans dönemi kilise mimarisinin günümüze kadar ulaşmış en seçkin örneğidir.

Myra, eski dönemlerin doğu ve batıdan gelen ticaret yolları ile St.Nicholas kültünün farklı parçalarını taşıyan farklı kültürlerin kavşak noktasında yer almaktadır. İmparatorluk başkenti Constantinople ve diğer şehirler ile olan ilişkileri gerek kentsel yaşam gerekse Hıristiyanlığın gelişimi açısından Myra’yı kozmopolitan bir merkez haline getirmiştir.

St.Nicholas kilisesinin büyük ölçeği ve zenginliği Myra’nın bütün kentsel yapıyı etkileyen merkez olma rolünü de desteklemektedir.
207348 dosyayı görüntüle
Noel Baba kilisesini ziyaret ettikten sonraki durağım olan Myra Antik Kentine ulaşıyorum. Buraya da müzekart ile sorunsuz şekilde giriş yapıyorum.

Antik kente ilk giriş yaptığımda beni kaya mezarları, 10000 kişilik tiyatro ve işlemeli taşlar karşılıyor.

Antik kent hakkında bilgi verecek olursam; Bugünkü Demre İlçe merkezinde ve civarında yer alan Myra Antik Kenti, aynı adı taşıyan ova üzerinde kurulmuştur. Myros Nehri'nin (Demre Çayı) batısındaki ulaşıma elverişli kanal ile şehrin denizle bağlantısı sağlanmaktaydı. Kanalın diğer yanında yer alan Andriake (Çayağzı) Limanı'ndan da bölgenin deniz ulaşımı ve ticareti yürütülmekteydi. Myra Antik Kenti özellikle Likya Dönemi kaya mezarları, Roma Dönemi tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba)ile ünlüdür. Kaya mezarları, Likçe yazıtları ve sikkeler, Myra’nın en azından İ.Ö. 5'inci yüzyıldan itibaren varlığını sürdürdüğünü gösterirler. Strabon’un verdiği bilgiye göre Likya Birliğinin altı büyük kentinden biri olan Myra, Likçe yazıtlarda Myrrh adıyla anılır.
207347 dosyayı görüntüle
Hemen hemen bozulmamış yapısı ile 10000 kişi kapasiteli tiyatronun iç kısmı.

Ve bunlarda meşhur kaya mezarları. Dağın hemen hemen her yeri bu şekilde mezar odaları olarak yapılmış.

Myra Antik Kentini de ziyaret ettikten sonra yola koyulma vakti geldi. Finike tarafına doğru şehir içinden pedallayarak ana yola çıkıyorum.

Demre çıkışında Beymelek Lagününü bulunuyor. Burada çay ve kahve içebileceğiniz işletmeler mevcut. Ayrıca Mavi yengeç te gördüğüm kadarıyla meşhur. Deniz mahsulleri ile aram çok iyi olmadığı için ben yoluma devam ettim. Eğer sizler buradan geçerseniz deneyin derim.
207341 dosyayı görüntüle
Ana yola çıktıktan sonra hırçın dalgalı denizin sesi ile pedallamaya devam ettim. Yol o kadar güzel ki anlatmak mümkün değil. Bir taraf deniz diğer taraf dağ ve önümde kıvrılan muhteşem yol.
207340 dosyayı görüntüle
Hayatımın sonuna kadar böyle yollarda pedallayabilirim.

Yolumun üzerinde neredeyse her virajın olduğu yerde böyle denize girilebilecek yerler mevcut. Denizin rengi ise muhteşem.
207338 dosyayı görüntüle
Finike'ye ulaştım ve kamp kuracağım yeri daha belirlemedim. Şehir içinde biraz dolaştıktan sonra market alışverişi için A101 e girdim. Bir kaç birşey aldıktan sonra Mavikent tarafına doğru pedallamaya devam ettim.
207337 dosyayı görüntüle
Şehrin tam merkezinde bulunan Atam'ın heykeline de selamımı verdikten sonra hatıra fotoğrafımı çektim.

Yavaştan güneş batmaya başladı ve hafif hafif yağmurda bana eşlik etmeye karar verdi. Yoluma yağmur eşliğinde devam ederek Mavikent e ulaşıyorum.

Ormanlık alanda sessiz sakin bir yer bulduktan sonra çadırımı kuruyorum. Malzemeleri de yerleştirdikten sonra karnımı bir güzel doyurdum. Herşey tam bitti derken yağmur hızlandı ve bir süre yağdı. Bende uyku tulumumun içerisine girerek çadırımın üstüne düşen yağmur tanelerinin sesini dinleyerek uykuya daldım.
Yarın ilk olarak Adrasan'a gideceğim, sonra Olymposu da ziyaret edecegim. Bakalım Antalya'ya varabilecek miyim ve beni daha neler bekleyecek hep birlikte göreceğiz. Tur videosunu izlemeyi ve beğenip, yorum yazmayı da ihmal etmezseniz sevinirim dostlarım.
Biga - Antalya Bisiklet Turunun diğer bölümleri;
1. Gün (Biga - Çanakkale) : (link)
2. Gün (Çanakkale - Gülpınar) : (link)
3. Gün (Gülpınar - Akçay) : (link)
4. Gün (Akçay - Ayvalık) : (link)
5. Gün (Ayvalık - Dikili) : (link)
6. Gün (Dikili - İzmir) : (link)
7. Gün (İzmir - Alaçatı) : (link)
8. Gün (Alaçatı - Seferihisar) : (link)
9. Gün (Seferihisar - Selçuk) : (link)
10. Gün (Selçuk - Davutlar) : (link)
11. Gün (Davutlar - Didim) : (link)
12. Gün (Didim - Bayır) : (link)
13. Gün (Bayır - Akyaka) : (link)
14. Bölüm (Akyaka - Dalyan) : (link)
15. Bölüm (Dalyan - Fethiye): (link)
16. Bölüm (Fethiye - Kumluova): (link)
17. Bölüm (Kumluova - Mavikent): (link)
Sosyal Medya Hesaplarımı Takip Etmeyi Unutmayın
?YouTube: (link)
?Facebook:(link)/
?Twitter: (link)
?Instagram:(link)/
?Strava : (link)(link)
Velespitli Seyyah'tan herkese merhaba; 9 Şubat 2019 tarihinde çıktığım ve 1505 km ile 19 günde tamamladığım Biga - Antalya bisiklet turunda yaşamış olduğum maceraları içeren tur videoları serisinin 18. Bölümü Kaş - Mavikent etabını keyifle izlemeniz dileğiyle. Kahvenizi yada çayınızı hazırlayın ve bu heyecana ortak olun.
---------------------------------------------------- TUR VİDEOSU ----------------------------------------------------
------------------------------------------------- TUR FOTOĞRAFLARI ------------------------------------------------

Turumun 17. Gününü Kaş girişinde evi olan Kazım'ın evinde bitirmiştim. Çamaşırlarımı yıkayıp, duş aldıktan sonra yemek işine giriştik ve beraber bol sohbet, muhabbet dolu bir akşamdan sonra geceyi sonlandırdım. Gece oldukça rahat uyudum ve dinlendim. Sabah saat 08:00 gibi uyandım kuruyan elbiselerimi giydim ve hazırlıklarımı tamamladım. Kazım ile beraber kahvaltı yaptıktan sonra bisikletime eşyalarımı yerleştirdik.

Kazım ve evinde baktığı sevimli dostu ile vedalaştıktan sonra bugünkü rotama başlıyorum. Dostluğun ve konukseverliğin için çok teşekkür ederim Kazım?

Sabahın ilk saatleri olduğu için yollar hemen hemen boştu ve bende sessizlik eşliğinde denizi izleyerek pedallıyordum. Yolum şuan hafif inişli ve çıkışlı şekilde.

Kaş girişine yaklaştığım da bana 10,6 km boyunca %7 ile tırmanacağımı gösteren tabela ile karşılıyorum. Kendisi ile selamlaştıktan sonra hafif hafif tırmanmaya başlıyorum. Yolumun sağ tarafında Kaş'ın muhteşem güzelliğine hayran hayran bakarak hayallere dalıyorum.

Hava serin olduğu için tırmanış beni çok yormuyor. Sıcak havalarda buralar hiç çekilmez benden şimdiden söylemesi.

İlk olarak Demre'ye ulaşmaya çalışıyorum sonra sırasıyla Finike ve Finalde ise Antalya olacak. Muhtemelen bugün Finike'ye kadar pedallarım. Bazen böyle planlar yapsam da bu planlar sürekli değişebiliyor. Yolda çok güzel bir yer görüyorum ve kendimi yorgun hissediyorsam hemen oraya çadırımı kuruyorum ve dinlenmeye geçiyorum. Görecek ve dikkatimi çeken birşey yoksa yoluma devam ediyorum.

Ben genelde su işini yolda gördüğüm çeşmelerden hallediyorum. Bazen çeşme olmayan yerlerden pedallarken o zaman mecbur Bim, A101 gibi marketlerden su ihtiyacımı ekonomik yöntemlerle çözüyorum. Sonuçta bisiklet turu ekonomik olmalı.
207357 dosyayı görüntüle
Uzun tırmanışı bitirdikten sonra güzel bir iniş yapıyorum ve yolumun sağı solu orman olan yerde pedallıyorum. Ben bu kadar güzel bir yolda sadece bir kaç kez pedallamıştım.

Yolda öğrendiğim bazı şeyler oluyor bunlardan bir tanesinden bahsetmek istiyorum; Örneğin benim sürüş yaptığım yol 2 şerit oluyorsa bilin ki uzun bir tırmanış var. Eğer sürüş yaptığım şerit tek ise güzel bir iniş beni bekliyor. Bu şekilde levhaları okuyarak gideceğim rotayı az çok tahmin edebiliyordum.

Ve karşınızda seralar şehri Demre!
Buradan baktığımda şehir tamamen seralardan oluşuyor sanmıştım ama ara ara evlerin kırmızı çatılarını görünce biraz rahatladım. Uzun bir inişin ardından şehir merkezine ulaşıyorum.

Demre şehir merkezine ulaştıktan sonra ilk durağım Aziz Nicholas Kilisesi yani daha çok bilinen adıyla Noel Baba kilisesine gidiyorum.

Bisikletimi kapı girişinde bulunan güvenliğin yanına bıraktıktan sonra müze kart ile sorunsuz şekilde giriş yapıyorum.
207352 dosyayı görüntüle
Kiliseden biraz bahsetmek gerekirse; Bir Likya yerleşimi olan Myra antik kentinin parçası durumundaki St. Nicholas Kilisesi mimari üslubu ve süslemeleri ile orta Bizans dönemi kilise mimarisinin günümüze kadar ulaşmış en seçkin örneğidir.

Myra, eski dönemlerin doğu ve batıdan gelen ticaret yolları ile St.Nicholas kültünün farklı parçalarını taşıyan farklı kültürlerin kavşak noktasında yer almaktadır. İmparatorluk başkenti Constantinople ve diğer şehirler ile olan ilişkileri gerek kentsel yaşam gerekse Hıristiyanlığın gelişimi açısından Myra’yı kozmopolitan bir merkez haline getirmiştir.

St.Nicholas kilisesinin büyük ölçeği ve zenginliği Myra’nın bütün kentsel yapıyı etkileyen merkez olma rolünü de desteklemektedir.
207348 dosyayı görüntüle
Noel Baba kilisesini ziyaret ettikten sonraki durağım olan Myra Antik Kentine ulaşıyorum. Buraya da müzekart ile sorunsuz şekilde giriş yapıyorum.

Antik kente ilk giriş yaptığımda beni kaya mezarları, 10000 kişilik tiyatro ve işlemeli taşlar karşılıyor.

Antik kent hakkında bilgi verecek olursam; Bugünkü Demre İlçe merkezinde ve civarında yer alan Myra Antik Kenti, aynı adı taşıyan ova üzerinde kurulmuştur. Myros Nehri'nin (Demre Çayı) batısındaki ulaşıma elverişli kanal ile şehrin denizle bağlantısı sağlanmaktaydı. Kanalın diğer yanında yer alan Andriake (Çayağzı) Limanı'ndan da bölgenin deniz ulaşımı ve ticareti yürütülmekteydi. Myra Antik Kenti özellikle Likya Dönemi kaya mezarları, Roma Dönemi tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba)ile ünlüdür. Kaya mezarları, Likçe yazıtları ve sikkeler, Myra’nın en azından İ.Ö. 5'inci yüzyıldan itibaren varlığını sürdürdüğünü gösterirler. Strabon’un verdiği bilgiye göre Likya Birliğinin altı büyük kentinden biri olan Myra, Likçe yazıtlarda Myrrh adıyla anılır.
207347 dosyayı görüntüle
Hemen hemen bozulmamış yapısı ile 10000 kişi kapasiteli tiyatronun iç kısmı.

Ve bunlarda meşhur kaya mezarları. Dağın hemen hemen her yeri bu şekilde mezar odaları olarak yapılmış.

Myra Antik Kentini de ziyaret ettikten sonra yola koyulma vakti geldi. Finike tarafına doğru şehir içinden pedallayarak ana yola çıkıyorum.

Demre çıkışında Beymelek Lagününü bulunuyor. Burada çay ve kahve içebileceğiniz işletmeler mevcut. Ayrıca Mavi yengeç te gördüğüm kadarıyla meşhur. Deniz mahsulleri ile aram çok iyi olmadığı için ben yoluma devam ettim. Eğer sizler buradan geçerseniz deneyin derim.
207341 dosyayı görüntüle
Ana yola çıktıktan sonra hırçın dalgalı denizin sesi ile pedallamaya devam ettim. Yol o kadar güzel ki anlatmak mümkün değil. Bir taraf deniz diğer taraf dağ ve önümde kıvrılan muhteşem yol.
207340 dosyayı görüntüle
Hayatımın sonuna kadar böyle yollarda pedallayabilirim.

Yolumun üzerinde neredeyse her virajın olduğu yerde böyle denize girilebilecek yerler mevcut. Denizin rengi ise muhteşem.
207338 dosyayı görüntüle
Finike'ye ulaştım ve kamp kuracağım yeri daha belirlemedim. Şehir içinde biraz dolaştıktan sonra market alışverişi için A101 e girdim. Bir kaç birşey aldıktan sonra Mavikent tarafına doğru pedallamaya devam ettim.
207337 dosyayı görüntüle
Şehrin tam merkezinde bulunan Atam'ın heykeline de selamımı verdikten sonra hatıra fotoğrafımı çektim.

Yavaştan güneş batmaya başladı ve hafif hafif yağmurda bana eşlik etmeye karar verdi. Yoluma yağmur eşliğinde devam ederek Mavikent e ulaşıyorum.

Ormanlık alanda sessiz sakin bir yer bulduktan sonra çadırımı kuruyorum. Malzemeleri de yerleştirdikten sonra karnımı bir güzel doyurdum. Herşey tam bitti derken yağmur hızlandı ve bir süre yağdı. Bende uyku tulumumun içerisine girerek çadırımın üstüne düşen yağmur tanelerinin sesini dinleyerek uykuya daldım.
Yarın ilk olarak Adrasan'a gideceğim, sonra Olymposu da ziyaret edecegim. Bakalım Antalya'ya varabilecek miyim ve beni daha neler bekleyecek hep birlikte göreceğiz. Tur videosunu izlemeyi ve beğenip, yorum yazmayı da ihmal etmezseniz sevinirim dostlarım.
Biga - Antalya Bisiklet Turunun diğer bölümleri;
1. Gün (Biga - Çanakkale) : (link)
2. Gün (Çanakkale - Gülpınar) : (link)
3. Gün (Gülpınar - Akçay) : (link)
4. Gün (Akçay - Ayvalık) : (link)
5. Gün (Ayvalık - Dikili) : (link)
6. Gün (Dikili - İzmir) : (link)
7. Gün (İzmir - Alaçatı) : (link)
8. Gün (Alaçatı - Seferihisar) : (link)
9. Gün (Seferihisar - Selçuk) : (link)
10. Gün (Selçuk - Davutlar) : (link)
11. Gün (Davutlar - Didim) : (link)
12. Gün (Didim - Bayır) : (link)
13. Gün (Bayır - Akyaka) : (link)
14. Bölüm (Akyaka - Dalyan) : (link)
15. Bölüm (Dalyan - Fethiye): (link)
16. Bölüm (Fethiye - Kumluova): (link)
17. Bölüm (Kumluova - Mavikent): (link)
Sosyal Medya Hesaplarımı Takip Etmeyi Unutmayın
?YouTube: (link)
?Facebook:(link)/
?Twitter: (link)
?Instagram:(link)/
?Strava : (link)(link)


