Velespitli Seyyah
Keşfetmek Güzeldir...
- Kayıt
- 4 Temmuz 2017
- Mesaj
- 494
- Tepki
- 1.663
- Yaş
- 33
- Şehir
- Çanakkale
- İsim
- Sabri
- Bisiklet
- Carraro
Biga - Antalya Kamplı Bisiklet Turu 10. Gün (Selçuk - Davutlar)
Velespitli Seyyah'tan herkese merhaba; 9 Şubat 2019 tarihinde çıktığım ve 1505 km ile 19 günde tamamladığım Biga - Antalya bisiklet turunda yaşamış olduğum maceraları içeren tur videoları serisinin 10. Bölümü Selçuk - Davutlar etabını keyifle izlemeniz dileğiyle. Kahvenizi yada çayınızı hazırlayın ve bu heyecana ortak olun.
---------------------------------------------------- TUR VİDEOSU ----------------------------------------------------
------------------------------------------------- TUR FOTOĞRAFLARI ------------------------------------------------
Geceyi Adnan Barım abinin evinin bahçesindeki bisikletliler için ayrılmış olan odada geçirdim ve Adnan abinin ailesi ile güzel bir kahvaltı yaptım. Kahvaltıda hepimiz yaptığımız bisiklet turlarından ve turlarda yaşadığımız anılardan bahsettik. Kahvaltı ve muhabbet işini de tamamladıktan sonra heybelerimi odada bırakarak Efes Antik Kentini gezmek için bisikletimle yola koyuldum.
200236 dosyayı görüntüle
İlk olarak hemen yolumun üzerinde bulunan Artemis tapınağına uğradım.
Burası hakkında sizlere birkaç bilgi vermek gerekirse; Artemis Tapınağı, aynı zamanda Diana Tapınağı olarak da bilinir. Tanrıça Artemis'e ithaf edilmiş tapınak Efes'te Milattan önce 550 yıllarında tamamlanmıştır. Tapınak tamamen mermerden inşa edilmiştir. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan tapınaktan geriye bugün sadece bir iki mermer parçası kalmıştır.
Artemis Tapınağını ziyaret ettikten sonra rotamı Efes Antik Kentine çevirdim. Selçuk - Efes Antik Kenti arası yaklaşık 2 km civarında. Antik kent girişine geldiğimde büyük bir otopark beni karşıladı ve sol tarafta bulunan Zabıta, PTT kabinlerinin arasındaki çitlere bisikletimi kilitledim. Değerli eşyalarımı gidon çantasına koydum ve gidon çantasını da yanıma alarak Antik kentin girişine ilerledim. Müze kartım olduğu için girişten kolayca geçtim ve artık Efes Antik Kentini keşfetmeye başlayacaktım. Antik kente giriş ücreti kişi başı 60 TL idi, bu 2019 yılındaki fiyat ve belki seneye değişir.
Efes Antik Kenti Hakkında bilgi verecek olursam; Kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına dayanan ve Helenistik dönemden tutunda Roma, Bizans (Doğu Roma), Beylikler ve Osmanlı dönemlerine kadar aktif yerleşim yeri olarak kullanılan o soylu şehir; Efes.
Asırlar boyu üstün şehir planlama örneğioluşuyla, büyük öneme sahip bir liman kenti olmanın getirdiği ticaret merkezi özelliğiyle, binlerce yıl çok zengin kültüre sahip uygarlıklara ev sahipliği yapmasının kaçınılmaz sonucu olarak bir kültürler beşiği oluşuyla, Hristiyanlığın Hac merkezi olarak kabul görülmesi ve asırlardır bir dini merkezolma özelliğiyle; Efes tarihin bir parçası değil tarihin ta kendisi desek yanlış olmaz sanırım.
Antik dönemin en büyük açık hava tiyatrosu özelliğini taşıyan bu tiyatro tam 24.000 kişi kapasiteli. Tiyatronun sahnesi maalesef yıkılmış durumda ancak oturma alanları gayet iyi durumda. Bu tiyatro en büyük tiyatro olma özelliği dışında St.Paul’ün vaazlarının da gerçekleştiği yer olduğundan Hristiyanlık adına da çok önemli eser konumundadır.
Antik kent içerisinde çoğunlukla Japon turistler vardı ve oldukça fazla gürültü çıkartıyorlardı. Burada bir selfie çekmeden gitmedim.
Heraklas kapısından,Celcus kitaplığına doğru uzanan,altında bir kanalizyon sistemi bulunan mermer plaklarla kaplı cadde kentin merkezinde bulunduğundan bir çok anıtsal yapının cephesi cadde yönüne baktığı gibi iki yanında da tabanları mozaik olan örtülü sütunlu galeriler vardır. Caddenin başında bulanan sütun altıklarında Roma döneminde 'Kuretler' adı verilen dini ve idari işlere bakan rahiplerin adları yazılı olduğundan bu caddeye 'Kuretler Caddesi' adı verilmiştir.
200243 dosyayı görüntüle
200244 dosyayı görüntüle
Efes’te bulunan belki de en güzel yapı. Celsus Kütüphanesi M.S. 106 yılında ölen Efes valisi Celsius adına oğlu tarafından yaptırılmıştır. Kütüphane dışarıdan iki katlı bir görünümde olsa da içeriden tek katlı ve yüksek tavanlı bir yapıdır.
Efes Antik Kenti içerisinde ekstra ücrete tabi olan ve üstü kapalı alan mevcut. Bu alanda yamaç evler vardı, müze kart bu alanı kapsamadığı için iç kısma girmeden dışarıdaki kalıntıları keşfetmeye devam ettim.
200248 dosyayı görüntüle
Hıristiyanlık öncesindeki imparatorlardan Domitianus adına yapılan tapınak daha sonra Hıristiyanlığın yayılmasıyla yıkılması istenen yapıların başında gelmiş. Domitianus, döneminde oldukça zalim bir imparator olarak biliniyor ve sevilmiyormuş. Yıkımın sebebi bu olabilir. Yine de günümüze kadar gelen taşlar da oldukça ilgi çekici.
Domitianus Tapınağından sonra böyle güzel bir yoldan Antik kentin ikinci giriş kapısına doğru ilerledim. Sanki geçmişte yolculuk yapıyor gibiydi.
200264 dosyayı görüntüle
200264 dosyayı görüntüle
Meclis ve Belediye binasının olduğu alanları da gezip dolaştıktan sonra Kuretler caddesinden aşağıya doğru ilerledim.
Meclis binasına çıkan merdivenlerden görünen manzara yukarıdaki gibiydi.
Efes Antik Kentinin yerleşim planının maket halini ikinci kapının sol tarafında inceleye bilirsiniz.
Seyir terasından Kuretler caddesinin görünüşü.
200283 dosyayı görüntüle
Antik kentin içerisinde bulunan tuvalet ve banyo kısmını dolaşmaya başladım. Bir süre sonra Japon turistler geldi ve yukarıda görmüş olduğunuz tuvaletleri gördüklerinde kahkaha atmaya başladılar. Bence komik bir durum olmasa da onlar oldukça fazla eğlendiler.
Antik Kent içerisinde göreceğim son yer Agora kısmıydı. Burası oldukça sessiz ve sakindi. O yüzden rahat bir şekilde gezdim.
200289 dosyayı görüntüle
Efes antik kentinde 2 saat vakit geçirdikten sonra tekrar Adnan abinin evine geldim. Burada heybelerimi bisiklete taktıktan sonra Adnan abi ve ailesiyle vedalaştıktan sonra Kuşadası yönüne yoluma devam ettim.
Kuşadası ve çevresini bana gezdirecek olan Salim Kaynak abi ile Selçuk çıkışında buluştuk. Salim abi katlanır bisikleti ile bana eşlik etti ve onun önderliği eşliğinde pedallamaya devam ettik.
200295 dosyayı görüntüle
Kuşadası yönüne giderken anayolu kullanmaktan yerine Pamucak sahili tarafından sessiz ve sakin yolu kullandık. Burada lüks otellerin ve Aquaparkların olduğu dikkatimi çekti.
Bir kaç iniş ve çıkıştan sonra Yeşilçam filmlerinin sahil kısımlarının çekildiği meşhur Kuştur sahiline ulaştık. Burada deniz güzeldi ve bunu fırsat bilerek dinlenmek için durduk.
Kuştur sahilinden çıktıktan sonra Kuşadası merkezine geldik ve burada Ata beğendi isimli bir yere geldik. Atatürk'ün Kuşadasını buradan izlediği ve çok beğendiği anlatılıyor. Burada bulunan kafede maden suyu içtikten sonra sahile inmek için pedallamaya devam ettik.
Kuşadası sahili oldukça kalabalıktı ve bir kaç fotoğraf çekilecek alanda fotoğraf ve video çektik.
Çoğu yerde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün heykelini gördüm ama ilk defa burada sivil kıyafetlerle tasvir edilmiş heykelini görmek beni oldukça şaşırttı ve heyecanlandırdı.
Kuşadası sahilini dolaştıktan sonra Güvercin adasına doğru pedalladık ve ana karadan adaya bağlantı yapan alandan kalenin girişine ulaştık. Burayı gezmek ücretsiz olduğu için içerisi oldukça kalabalıktı.
Güvercinada hakkında sizlere bir kaç bilgi vermek istiyorum;
Güvercinada üzerinde, Barbaros Hayrettin Paşa tarafından yaptırılan bir iç kale ve İlyas Ağa tarafından yaptırılan surlar yer almaktadır. Bu surlar Mora İsyanı sırasında adalardan ve denizden gelebilecek saldırıları önleyebilmek için yaptırılmıştır. Surlar adayı çepeçevre saracak şekilde yaklaşık 3 metre yüksekliğinde inşa edilmiştir. Kalenin yapımında kullanılan taşlar Yılancıburnundan getirilmiştir. Surların güneyinde doğu yönüne cepheli merdivenlerle çıkılan yuvarlak kemerli ve iki kule ile korunan kale giriş kapısı yer almaktadır. Kuzey kule beşgen, güney kule ise silindirik biçimdedir. Kapı üstündeki kitabe boşluğu daha önce burada bir kitabenin olduğunu göstermektedir. Surların inşa kitabesi, kuzeydeki kule duvarı üzerinde bulunmaktadır. Kitabe 4 satır ve 20 mısradır. Sene 1242 (1826).
200311 dosyayı görüntüle
200306 dosyayı görüntüle
Adanın içerisinde dolaşırken kendimi çok farklı yerde geziyormuş gibi hissediyordum. Adanın üst tarafına ilerlediğim de yukarıdaki gibi bir yapı dikkatimi çekti ve merdivenlerden çıkarak yapının içerisine girdim.
Yapının içerisine girdiğimde kocaman bir balinanın fosilini gördüm ve hakkında biraz alıştırma yaptıktan sonra şu bilgiye ulaştım. Balina 1998 yılı Şubat ayında Kuşadası Dilek Yarımadası Milli Parkı, Kavaklıburun Koyu’nda karaya vurmuş ve bir süre sonra kemikleri buraya taşınmış.
200309 dosyayı görüntüle
Ada içerisinde özgürce dolaşan tavşanlar vardı. Fotoğraftaki tavşanı biraz sevdikten sonra Salim abi ile yolumuza devam ettik.
Kuşadası'nı gezdikten sonra Salim abinin evinin olduğu Davutlar beldesine doğru pedallamaya başladık. Yolumuzun üzerinde bulunan bir AVM de köfteci Yusuf ta karnımızı doyurduk ve yolumuza devam ettik. Yaklaşık 10 km ilerledikten sonra Salim abinin evine geldik ve bisikletleri, heybeleri evin içerisine uygun bir yere yerleştirdik. Duş aldıktan sonra Salim abi ile koyu bir sohbete daldık ve günü bu şeklide sonlandırdık.
Yarın Salim abi ile birlikte Didim tarafına doğru yol alacağım. Bakalım beni daha neler bekleyecek. Tur videosunu izlemeyi ve beğenip, yorum yazmayı da ihmal etmezseniz sevinirim dostlarım.
Biga - Antalya Bisiklet Turunun diğer bölümleri;
1. Gün (Biga - Çanakkale) : (link)
2. Gün (Çanakkale - Gülpınar) : (link)
3. Gün (Gülpınar - Akçay) : (link)
4. Gün (Akçay - Ayvalık) : (link)
5. Gün (Ayvalık - Dikili) : (link)
6. Gün (Dikili - İzmir) : (link)
7. Gün (İzmir - Alaçatı) : (link)
8. Gün (Alaçatı - Seferihisar) : (link)
9. Gün (Seferihisar - Selçuk) : (link)
Sosyal Medya Hesaplarımı Takip Etmeyi Unutmayın
?YouTube: (link)
?Facebook:(link)/
?Twitter: (link)
?Instagram:(link)/
?Strava : (link)(link)
Velespitli Seyyah'tan herkese merhaba; 9 Şubat 2019 tarihinde çıktığım ve 1505 km ile 19 günde tamamladığım Biga - Antalya bisiklet turunda yaşamış olduğum maceraları içeren tur videoları serisinin 10. Bölümü Selçuk - Davutlar etabını keyifle izlemeniz dileğiyle. Kahvenizi yada çayınızı hazırlayın ve bu heyecana ortak olun.
---------------------------------------------------- TUR VİDEOSU ----------------------------------------------------
------------------------------------------------- TUR FOTOĞRAFLARI ------------------------------------------------
Geceyi Adnan Barım abinin evinin bahçesindeki bisikletliler için ayrılmış olan odada geçirdim ve Adnan abinin ailesi ile güzel bir kahvaltı yaptım. Kahvaltıda hepimiz yaptığımız bisiklet turlarından ve turlarda yaşadığımız anılardan bahsettik. Kahvaltı ve muhabbet işini de tamamladıktan sonra heybelerimi odada bırakarak Efes Antik Kentini gezmek için bisikletimle yola koyuldum.
200236 dosyayı görüntüle
İlk olarak hemen yolumun üzerinde bulunan Artemis tapınağına uğradım.
Burası hakkında sizlere birkaç bilgi vermek gerekirse; Artemis Tapınağı, aynı zamanda Diana Tapınağı olarak da bilinir. Tanrıça Artemis'e ithaf edilmiş tapınak Efes'te Milattan önce 550 yıllarında tamamlanmıştır. Tapınak tamamen mermerden inşa edilmiştir. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan tapınaktan geriye bugün sadece bir iki mermer parçası kalmıştır.
Artemis Tapınağını ziyaret ettikten sonra rotamı Efes Antik Kentine çevirdim. Selçuk - Efes Antik Kenti arası yaklaşık 2 km civarında. Antik kent girişine geldiğimde büyük bir otopark beni karşıladı ve sol tarafta bulunan Zabıta, PTT kabinlerinin arasındaki çitlere bisikletimi kilitledim. Değerli eşyalarımı gidon çantasına koydum ve gidon çantasını da yanıma alarak Antik kentin girişine ilerledim. Müze kartım olduğu için girişten kolayca geçtim ve artık Efes Antik Kentini keşfetmeye başlayacaktım. Antik kente giriş ücreti kişi başı 60 TL idi, bu 2019 yılındaki fiyat ve belki seneye değişir.
Efes Antik Kenti Hakkında bilgi verecek olursam; Kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına dayanan ve Helenistik dönemden tutunda Roma, Bizans (Doğu Roma), Beylikler ve Osmanlı dönemlerine kadar aktif yerleşim yeri olarak kullanılan o soylu şehir; Efes.
Asırlar boyu üstün şehir planlama örneğioluşuyla, büyük öneme sahip bir liman kenti olmanın getirdiği ticaret merkezi özelliğiyle, binlerce yıl çok zengin kültüre sahip uygarlıklara ev sahipliği yapmasının kaçınılmaz sonucu olarak bir kültürler beşiği oluşuyla, Hristiyanlığın Hac merkezi olarak kabul görülmesi ve asırlardır bir dini merkezolma özelliğiyle; Efes tarihin bir parçası değil tarihin ta kendisi desek yanlış olmaz sanırım.
Antik dönemin en büyük açık hava tiyatrosu özelliğini taşıyan bu tiyatro tam 24.000 kişi kapasiteli. Tiyatronun sahnesi maalesef yıkılmış durumda ancak oturma alanları gayet iyi durumda. Bu tiyatro en büyük tiyatro olma özelliği dışında St.Paul’ün vaazlarının da gerçekleştiği yer olduğundan Hristiyanlık adına da çok önemli eser konumundadır.
Antik kent içerisinde çoğunlukla Japon turistler vardı ve oldukça fazla gürültü çıkartıyorlardı. Burada bir selfie çekmeden gitmedim.
Heraklas kapısından,Celcus kitaplığına doğru uzanan,altında bir kanalizyon sistemi bulunan mermer plaklarla kaplı cadde kentin merkezinde bulunduğundan bir çok anıtsal yapının cephesi cadde yönüne baktığı gibi iki yanında da tabanları mozaik olan örtülü sütunlu galeriler vardır. Caddenin başında bulanan sütun altıklarında Roma döneminde 'Kuretler' adı verilen dini ve idari işlere bakan rahiplerin adları yazılı olduğundan bu caddeye 'Kuretler Caddesi' adı verilmiştir.
200243 dosyayı görüntüle
200244 dosyayı görüntüle
Efes’te bulunan belki de en güzel yapı. Celsus Kütüphanesi M.S. 106 yılında ölen Efes valisi Celsius adına oğlu tarafından yaptırılmıştır. Kütüphane dışarıdan iki katlı bir görünümde olsa da içeriden tek katlı ve yüksek tavanlı bir yapıdır.
Efes Antik Kenti içerisinde ekstra ücrete tabi olan ve üstü kapalı alan mevcut. Bu alanda yamaç evler vardı, müze kart bu alanı kapsamadığı için iç kısma girmeden dışarıdaki kalıntıları keşfetmeye devam ettim.
200248 dosyayı görüntüle
Hıristiyanlık öncesindeki imparatorlardan Domitianus adına yapılan tapınak daha sonra Hıristiyanlığın yayılmasıyla yıkılması istenen yapıların başında gelmiş. Domitianus, döneminde oldukça zalim bir imparator olarak biliniyor ve sevilmiyormuş. Yıkımın sebebi bu olabilir. Yine de günümüze kadar gelen taşlar da oldukça ilgi çekici.
Domitianus Tapınağından sonra böyle güzel bir yoldan Antik kentin ikinci giriş kapısına doğru ilerledim. Sanki geçmişte yolculuk yapıyor gibiydi.
200264 dosyayı görüntüle
200264 dosyayı görüntüle
Meclis ve Belediye binasının olduğu alanları da gezip dolaştıktan sonra Kuretler caddesinden aşağıya doğru ilerledim.
Meclis binasına çıkan merdivenlerden görünen manzara yukarıdaki gibiydi.
Efes Antik Kentinin yerleşim planının maket halini ikinci kapının sol tarafında inceleye bilirsiniz.
Seyir terasından Kuretler caddesinin görünüşü.
200283 dosyayı görüntüle
Antik kentin içerisinde bulunan tuvalet ve banyo kısmını dolaşmaya başladım. Bir süre sonra Japon turistler geldi ve yukarıda görmüş olduğunuz tuvaletleri gördüklerinde kahkaha atmaya başladılar. Bence komik bir durum olmasa da onlar oldukça fazla eğlendiler.
Antik Kent içerisinde göreceğim son yer Agora kısmıydı. Burası oldukça sessiz ve sakindi. O yüzden rahat bir şekilde gezdim.
200289 dosyayı görüntüle
Efes antik kentinde 2 saat vakit geçirdikten sonra tekrar Adnan abinin evine geldim. Burada heybelerimi bisiklete taktıktan sonra Adnan abi ve ailesiyle vedalaştıktan sonra Kuşadası yönüne yoluma devam ettim.
Kuşadası ve çevresini bana gezdirecek olan Salim Kaynak abi ile Selçuk çıkışında buluştuk. Salim abi katlanır bisikleti ile bana eşlik etti ve onun önderliği eşliğinde pedallamaya devam ettik.
200295 dosyayı görüntüle
Kuşadası yönüne giderken anayolu kullanmaktan yerine Pamucak sahili tarafından sessiz ve sakin yolu kullandık. Burada lüks otellerin ve Aquaparkların olduğu dikkatimi çekti.
Bir kaç iniş ve çıkıştan sonra Yeşilçam filmlerinin sahil kısımlarının çekildiği meşhur Kuştur sahiline ulaştık. Burada deniz güzeldi ve bunu fırsat bilerek dinlenmek için durduk.
Kuştur sahilinden çıktıktan sonra Kuşadası merkezine geldik ve burada Ata beğendi isimli bir yere geldik. Atatürk'ün Kuşadasını buradan izlediği ve çok beğendiği anlatılıyor. Burada bulunan kafede maden suyu içtikten sonra sahile inmek için pedallamaya devam ettik.
Kuşadası sahili oldukça kalabalıktı ve bir kaç fotoğraf çekilecek alanda fotoğraf ve video çektik.
Çoğu yerde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün heykelini gördüm ama ilk defa burada sivil kıyafetlerle tasvir edilmiş heykelini görmek beni oldukça şaşırttı ve heyecanlandırdı.
Kuşadası sahilini dolaştıktan sonra Güvercin adasına doğru pedalladık ve ana karadan adaya bağlantı yapan alandan kalenin girişine ulaştık. Burayı gezmek ücretsiz olduğu için içerisi oldukça kalabalıktı.
Güvercinada hakkında sizlere bir kaç bilgi vermek istiyorum;
Güvercinada üzerinde, Barbaros Hayrettin Paşa tarafından yaptırılan bir iç kale ve İlyas Ağa tarafından yaptırılan surlar yer almaktadır. Bu surlar Mora İsyanı sırasında adalardan ve denizden gelebilecek saldırıları önleyebilmek için yaptırılmıştır. Surlar adayı çepeçevre saracak şekilde yaklaşık 3 metre yüksekliğinde inşa edilmiştir. Kalenin yapımında kullanılan taşlar Yılancıburnundan getirilmiştir. Surların güneyinde doğu yönüne cepheli merdivenlerle çıkılan yuvarlak kemerli ve iki kule ile korunan kale giriş kapısı yer almaktadır. Kuzey kule beşgen, güney kule ise silindirik biçimdedir. Kapı üstündeki kitabe boşluğu daha önce burada bir kitabenin olduğunu göstermektedir. Surların inşa kitabesi, kuzeydeki kule duvarı üzerinde bulunmaktadır. Kitabe 4 satır ve 20 mısradır. Sene 1242 (1826).
200311 dosyayı görüntüle
200306 dosyayı görüntüle
Adanın içerisinde dolaşırken kendimi çok farklı yerde geziyormuş gibi hissediyordum. Adanın üst tarafına ilerlediğim de yukarıdaki gibi bir yapı dikkatimi çekti ve merdivenlerden çıkarak yapının içerisine girdim.
Yapının içerisine girdiğimde kocaman bir balinanın fosilini gördüm ve hakkında biraz alıştırma yaptıktan sonra şu bilgiye ulaştım. Balina 1998 yılı Şubat ayında Kuşadası Dilek Yarımadası Milli Parkı, Kavaklıburun Koyu’nda karaya vurmuş ve bir süre sonra kemikleri buraya taşınmış.
200309 dosyayı görüntüle
Ada içerisinde özgürce dolaşan tavşanlar vardı. Fotoğraftaki tavşanı biraz sevdikten sonra Salim abi ile yolumuza devam ettik.
Kuşadası'nı gezdikten sonra Salim abinin evinin olduğu Davutlar beldesine doğru pedallamaya başladık. Yolumuzun üzerinde bulunan bir AVM de köfteci Yusuf ta karnımızı doyurduk ve yolumuza devam ettik. Yaklaşık 10 km ilerledikten sonra Salim abinin evine geldik ve bisikletleri, heybeleri evin içerisine uygun bir yere yerleştirdik. Duş aldıktan sonra Salim abi ile koyu bir sohbete daldık ve günü bu şeklide sonlandırdık.
Yarın Salim abi ile birlikte Didim tarafına doğru yol alacağım. Bakalım beni daha neler bekleyecek. Tur videosunu izlemeyi ve beğenip, yorum yazmayı da ihmal etmezseniz sevinirim dostlarım.
Biga - Antalya Bisiklet Turunun diğer bölümleri;
1. Gün (Biga - Çanakkale) : (link)
2. Gün (Çanakkale - Gülpınar) : (link)
3. Gün (Gülpınar - Akçay) : (link)
4. Gün (Akçay - Ayvalık) : (link)
5. Gün (Ayvalık - Dikili) : (link)
6. Gün (Dikili - İzmir) : (link)
7. Gün (İzmir - Alaçatı) : (link)
8. Gün (Alaçatı - Seferihisar) : (link)
9. Gün (Seferihisar - Selçuk) : (link)
Sosyal Medya Hesaplarımı Takip Etmeyi Unutmayın
?YouTube: (link)
?Facebook:(link)/
?Twitter: (link)
?Instagram:(link)/
?Strava : (link)(link)