Serkan Taşdelen
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 27 Şubat 2006
- Mesaj
- 2.660
- Tepki
- 4.806
- Şehir
- Türkiye
BATI ERZİNCAN BİSİKLET TURU 3.GÜN (KEMAH-İLİÇ)
19 Haziran 2008
Erken kalkan erken yol alır mantığı ile yola düşüyoruz. Amacımız hemen Kemah çıkışından başlayan on kilometrelik rampayı erken saatte güneşe kalmadan çıkmak. Sultan Melik Türbesinin bahçesinde domates, salatalık ve ekmekten oluşan kahvaltımızı yapıyoruz. Daha fazla zaman kaybetmeden yola koyuluyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0629.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0631.jpg
Yavaş yavaş tırmanıyoruz, bir sağa bir sola döne döne. Bir virajın ardından önümden havalanan “Angıt” kuşlarını görünce çok seviniyorum. Hemen tur arkadaşım Onur'a bu kuşlardan bahsetmeye başlıyorum.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0632.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0637.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0639.jpg
Yolda bizi muhteşem manzaralar yanlız bırakmıyor.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0643.jpg
Rampayı muhabbet ederek yavaşça çıkıyoruz. Gölkaynak Köyüne varıyoruz. Burası ilk rampanın son noktası. Kilometre saatime baktığımda tam 10 km olmuş ve bir saattir de yollardayız.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0645.jpg
Zirvede harika bir manzara bizi bekliyor. Heybetli Munzurlar tüm asaleti ile karşımızda.Hemen durarak bu güzel manzarayı uzun uzun seyre dalıyoruz. İçimde ki sevinci kelimeler ile anlatabileceğimi sanmıyorum.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0645a.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0647.jpg
Çıktığımız kadar rampayı iniyoruz. Güneş yüzünü henüz göstermediği için hızımızdan dolayı üşüyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0651.jpg
İnişin ardında yeni bir rampa bizi bekliyor. Tekrar viteslerimiz küçülüyor ve çıkış başlıyor. Bir inip bir çıkıyoruz. Ara ara dinleniyor, bazende yükleniyoruz pedallara. Nerede güzel bir manzara görsek durup fotoğraflıyoruz. Bu yol ta ki Seringöze ve Kartepe köyünün yol ayrımına kadar böyle devam ediyor. Bu kavşaktan sonra hafif rampa bir yolda ilerliyoruz. Yanımızdan dere bizim ters istikametimizde akıyor. Bu uzun bir tırmanış olduğunun göstergesi. Rampa giderek dikleşiyor ve küçük bir mola daha veriyoruz. Yanı başımızda ki kulübeden bir amca çıkıyor ve bize su veriyor. Suyumuz az kalmıştı ve bizde mataralarımızı dolduruyoruz. Oturun çay demleyeyim size dese de yolda olmayı tercih ederek teklifini geri çevirmek zorunda kalıyoruz. Rampa bitmek bilmiyor ve yorgunluk belirtileri başlıyor. Yol sıkıcı olmaya başlıyor.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0668.jpg
Çiğdemli Köyünün camisinde biraz dinleniyoruz. Haritamda göründüğü üzre biraz daha tırmanacağız. Uzun rampalar iyice bunaltıyor ve su sıkıntısı çekmeye başlıyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0670.jpg
Mataralarımız bitti bitecek derken Allah yardımımıza koşuyor ve bir çeşme çıkıyor karşımıza. Bisikletimi kenarı atıp hemen çeşmeye koşuyor ve kana kana su içiyorum. Ardından Onur geliyor ve aynı şekilde o da suya koşuyor. Burada uzunca mola veriyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0676.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0678.jpg
Çeşme başında dinlenirken kelebekler misafirimiz oluyor.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0680.jpg
Rampa hala bitecek gibi görünmüyor. İyice soluklandıktan sonra tekrar pedal başına geçiyoruz. 2 km kadar çıktıktan sonra nihayetinde zirveye yani Savaş Gediği Geçidine ulaşıyoruz. Tabelaya baktığımda 1630 metrede olduğumuzu görüyorum. Saatimiz 11 dolaylarında ve 43 km'dir yoldayız.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0696a.jpg
15 km sürecek olan inişe geçiyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0684.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0695.jpg
Tur arkadaşım Onur,
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0696.jpg
Çıkartmakta zorlandığımız bisikletlerimizi şimdi ise durdurmakta zorlanıyoruz. Uzun bir inişin ardından Refahiye kavşağına geliyoruz. Buradan sonra İliç'e kadar çok az yolumuz kalıyor.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0697.jpg
Düz bir yol eşliğinde İliç'in girişine geliyoruz. Polislerin dur işareti ile duruyoruz. Kısa bir kimlik kontrolünden geçiyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0698.jpg
Nereden gelip, nereye gittiğimizi kısaca özet geçtikten sonra merkeze çıkmak için ayrılıyoruz. İliç'in merkezine 3 km rampa çıkarak varılıyor. Bugün o kadar çok rampa tırmandık ki bu rampa bize çok zor geliyor. En düşük vitese alarak bisikletimizi yavaş yavaş çıkmaya başlıyoruz. Ne de olsa acelemiz yok. 500 metre çıkıyor on dakika dinleniyoruz. Tam elli dakikada çıkmışız üç km'lik yolu. Direkt İliç Belediyesine gidiyoruz başkanı ziyaret etmek için ama başkanı yol üzerinde buluyoruz. Hemen ayak üstü kısaca projemizi anlatıyoruz. Bizi belediyeye yönlendiriyor ve kalacak yer konusunda yardımcı olacağını söylüyor. Ama maalesef görevli arkadaş belediyenin misafirhanesinde yer kalmadığını belirtiyor. Farklı yerlerde yer aramaya koyuluyoruz ama hiçbir yerde kalacak bir yer yok. Kamp kurabileceğimiz uygun bir yer bile bulamıyoruz. Dört saatin ardından en sonunda öğretmen evinin salonunda iki kanepe buluyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0702.jpg
Bisikletlerimizi öğretmen evi girişine güvenli bir şekilde bıraktıktan sonra İliç'i gezmeye çıkıyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0709.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0711.jpg
Orada yaşayanlara soruyoruz İliç denince akla ne gelir diye. Aldığımız cevap ise “Tulum Peyniri” oluyor. Belirtildiği gibi asıl tulum peyniri burada imal ediliyormuş. Peynir imalatçısı Şavak'lı aşiretinden Mustafa Abi ile laflıyoruz. -Hiç bir şey eskisi gibi değil diyor. Her şeyin sahtesinden yakınıyor. Haksızda değil yani. Onun için işlerin yolunda olmadığını söylüyor. Belediyenin hemen altında ki tarihi çeşmeye gidip su içiyoruz, tarihi ahşap camiyi görmeye gidiyoruz.
İliç'ten manzaralar,
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0713.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0715.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0725.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0730.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0738.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0749.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0750.jpg
Gün Toplam Km: 68,95 – Ortalama Hız: 13,4
En Yüksek Hız: 68,3 – Bisiklet Kullanma Süresi: 05.07.03
Sevgi ve Saygılarımla...
19 Haziran 2008
Erken kalkan erken yol alır mantığı ile yola düşüyoruz. Amacımız hemen Kemah çıkışından başlayan on kilometrelik rampayı erken saatte güneşe kalmadan çıkmak. Sultan Melik Türbesinin bahçesinde domates, salatalık ve ekmekten oluşan kahvaltımızı yapıyoruz. Daha fazla zaman kaybetmeden yola koyuluyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0629.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0631.jpg
Yavaş yavaş tırmanıyoruz, bir sağa bir sola döne döne. Bir virajın ardından önümden havalanan “Angıt” kuşlarını görünce çok seviniyorum. Hemen tur arkadaşım Onur'a bu kuşlardan bahsetmeye başlıyorum.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0632.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0637.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0639.jpg
Yolda bizi muhteşem manzaralar yanlız bırakmıyor.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0643.jpg
Rampayı muhabbet ederek yavaşça çıkıyoruz. Gölkaynak Köyüne varıyoruz. Burası ilk rampanın son noktası. Kilometre saatime baktığımda tam 10 km olmuş ve bir saattir de yollardayız.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0645.jpg
Zirvede harika bir manzara bizi bekliyor. Heybetli Munzurlar tüm asaleti ile karşımızda.Hemen durarak bu güzel manzarayı uzun uzun seyre dalıyoruz. İçimde ki sevinci kelimeler ile anlatabileceğimi sanmıyorum.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0645a.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0647.jpg
Çıktığımız kadar rampayı iniyoruz. Güneş yüzünü henüz göstermediği için hızımızdan dolayı üşüyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0651.jpg
İnişin ardında yeni bir rampa bizi bekliyor. Tekrar viteslerimiz küçülüyor ve çıkış başlıyor. Bir inip bir çıkıyoruz. Ara ara dinleniyor, bazende yükleniyoruz pedallara. Nerede güzel bir manzara görsek durup fotoğraflıyoruz. Bu yol ta ki Seringöze ve Kartepe köyünün yol ayrımına kadar böyle devam ediyor. Bu kavşaktan sonra hafif rampa bir yolda ilerliyoruz. Yanımızdan dere bizim ters istikametimizde akıyor. Bu uzun bir tırmanış olduğunun göstergesi. Rampa giderek dikleşiyor ve küçük bir mola daha veriyoruz. Yanı başımızda ki kulübeden bir amca çıkıyor ve bize su veriyor. Suyumuz az kalmıştı ve bizde mataralarımızı dolduruyoruz. Oturun çay demleyeyim size dese de yolda olmayı tercih ederek teklifini geri çevirmek zorunda kalıyoruz. Rampa bitmek bilmiyor ve yorgunluk belirtileri başlıyor. Yol sıkıcı olmaya başlıyor.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0668.jpg
Çiğdemli Köyünün camisinde biraz dinleniyoruz. Haritamda göründüğü üzre biraz daha tırmanacağız. Uzun rampalar iyice bunaltıyor ve su sıkıntısı çekmeye başlıyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0670.jpg
Mataralarımız bitti bitecek derken Allah yardımımıza koşuyor ve bir çeşme çıkıyor karşımıza. Bisikletimi kenarı atıp hemen çeşmeye koşuyor ve kana kana su içiyorum. Ardından Onur geliyor ve aynı şekilde o da suya koşuyor. Burada uzunca mola veriyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0676.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0678.jpg
Çeşme başında dinlenirken kelebekler misafirimiz oluyor.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0680.jpg
Rampa hala bitecek gibi görünmüyor. İyice soluklandıktan sonra tekrar pedal başına geçiyoruz. 2 km kadar çıktıktan sonra nihayetinde zirveye yani Savaş Gediği Geçidine ulaşıyoruz. Tabelaya baktığımda 1630 metrede olduğumuzu görüyorum. Saatimiz 11 dolaylarında ve 43 km'dir yoldayız.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0696a.jpg
15 km sürecek olan inişe geçiyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0684.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0695.jpg
Tur arkadaşım Onur,
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0696.jpg
Çıkartmakta zorlandığımız bisikletlerimizi şimdi ise durdurmakta zorlanıyoruz. Uzun bir inişin ardından Refahiye kavşağına geliyoruz. Buradan sonra İliç'e kadar çok az yolumuz kalıyor.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0697.jpg
Düz bir yol eşliğinde İliç'in girişine geliyoruz. Polislerin dur işareti ile duruyoruz. Kısa bir kimlik kontrolünden geçiyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0698.jpg
Nereden gelip, nereye gittiğimizi kısaca özet geçtikten sonra merkeze çıkmak için ayrılıyoruz. İliç'in merkezine 3 km rampa çıkarak varılıyor. Bugün o kadar çok rampa tırmandık ki bu rampa bize çok zor geliyor. En düşük vitese alarak bisikletimizi yavaş yavaş çıkmaya başlıyoruz. Ne de olsa acelemiz yok. 500 metre çıkıyor on dakika dinleniyoruz. Tam elli dakikada çıkmışız üç km'lik yolu. Direkt İliç Belediyesine gidiyoruz başkanı ziyaret etmek için ama başkanı yol üzerinde buluyoruz. Hemen ayak üstü kısaca projemizi anlatıyoruz. Bizi belediyeye yönlendiriyor ve kalacak yer konusunda yardımcı olacağını söylüyor. Ama maalesef görevli arkadaş belediyenin misafirhanesinde yer kalmadığını belirtiyor. Farklı yerlerde yer aramaya koyuluyoruz ama hiçbir yerde kalacak bir yer yok. Kamp kurabileceğimiz uygun bir yer bile bulamıyoruz. Dört saatin ardından en sonunda öğretmen evinin salonunda iki kanepe buluyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0702.jpg
Bisikletlerimizi öğretmen evi girişine güvenli bir şekilde bıraktıktan sonra İliç'i gezmeye çıkıyoruz.
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0709.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0711.jpg
Orada yaşayanlara soruyoruz İliç denince akla ne gelir diye. Aldığımız cevap ise “Tulum Peyniri” oluyor. Belirtildiği gibi asıl tulum peyniri burada imal ediliyormuş. Peynir imalatçısı Şavak'lı aşiretinden Mustafa Abi ile laflıyoruz. -Hiç bir şey eskisi gibi değil diyor. Her şeyin sahtesinden yakınıyor. Haksızda değil yani. Onun için işlerin yolunda olmadığını söylüyor. Belediyenin hemen altında ki tarihi çeşmeye gidip su içiyoruz, tarihi ahşap camiyi görmeye gidiyoruz.
İliç'ten manzaralar,
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0713.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0715.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0725.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0730.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0738.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0749.jpg
http://i479.photobucket.com/albums/rr159/dogaci24_400d/IMG_0750.jpg
Gün Toplam Km: 68,95 – Ortalama Hız: 13,4
En Yüksek Hız: 68,3 – Bisiklet Kullanma Süresi: 05.07.03
Sevgi ve Saygılarımla...