Yunus Emre POLAT
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 19 Nisan 2009
- Mesaj
- 679
- Tepki
- 1.230
- Şehir
- Aydın
12 Nisan Pazar günü gezimize başlamak için Nazilli'den ayrılıyoruz. Amacım bu tarafa yolu düşen arkadaşlar için hem yol güzergahını anlatmak hem de Nysa Antik Şehri'nin doğayla kucaklaştığı bu mevsimdeki görünümünü paylaşmak. İlk yerleşim yerimiz İsabeyli. Yolda karşılaştığım bir amcamıza İsabeyli'ye kadar eşlik ediyorum. Kendisi fırsat buldukça Nazilli-Atça arasında pedal çevirirmiş. İkinci yerleşim yerimiz çileğiyle ünlü Küçük Paris Atça. Resme dikkat ederseniz, örümcek ağı gibi bir şehir planı vardır. Paris'in şehir planıdır bu. Her yol şehir merkezine çıkar. Türkiye'de kent yerleşimi üzerine ender bir çalışma.
Atça giriş ve çıkışında, yerel tatlara (özellikle çileğe) ulaşabileceğiniz birçok satış yeri var. Uğramadan geçmeyin derim. Üçüncü yerleşim yerimiz, aynı zamanda Nysa Antik Şehri'nin olduğu Sultanhisar. Sultanhisar girişinde bizi efeler karşılar. Malgaç Baskını anısına yapılan heykellerin altındaki notu bir görev bilerek size de gösteriyorum. Sultanhisar şehir merkezi ayrımından dönerek 3km daha pedal çevireceğiz. Sultanhisar ilçe merkezinden bir görüntü. 2 km lik yokuşun başlangıcı. Pedala kuvvet diyoruz ve başlıyoruz rampa çıkmaya. Bu rampa çıkışı sonrası bizi romantik görünümlü Nysa karşılar. İlk girişte Gymnasium (gençlerin spor eğitimi yaptığı yer) bize hoş geldiniz der. (Bu arada yokuş çıkışı sonrası, tarihten gelen alkış seslerini duyarak övünüyorum)
Görüldüğü gibi kent gayet iyi korunuyor. Giriş 3 TL) İlk durağımız Efes'teki ünlü Celsus kütüphanesinden sonra Anadolu da en iyi korunmuş ikinci antik devir kütüphanesi. Halen, tüm bilgisini bize sunmak ister gibi ayakta. Zeytin yapraklarının arasından manzarasını cömertçe sunan 10.000 kişilik Nysa tiyatrosu. Şehrin altından geçen ve halen işlevini yerine getiren su tünelleri. Görüntü ve ses olarak sizi kendinizden geçirme garantili Nysa deresi. Suyun giriş yaptığı su tüneli. (cesareti olan içeri girsin) Tiyatrodan bir görüntü daha..
Dükkan sıraları. Pazar yeri ve Meclis binası yolu. Meclis toplantı yeri. Hello hello diyerek yanıma gelen ve "Ben Türk'üm teyze" dediğimde, "Anaa bu gavur Türkçe de biliyor kıııııızzz" diyerek beni dumura uğratan yörem insanları. Muhteşem sütunlarıyla Agora (Pazar yeri). Şu fotoğrafların içinde kim yer almak istemezki? Bu kadar teri başka nerede temizleyebilirimki. Tabiiki Roma Hamamı. Halen toprak altında kaldığı için sadece tabelasını gösterebileceğim.
Ve dönüş vakti. Yolu buradan geçen her bisiklet sevdalısının kesinlikle uğraması erektiğini düşündüğüm Nysa Antik Kenti gezisi sonrası sıra geldi annemi ağlatan yokuştan intikam almaya. Süper bir iniş bizi bekliyor. Askerliğimi Sultanhisar'da yaptığım için, o günden kalan dostları bulup vakit geçirdikten sonra Aydın'a doğru pedal çeviriyoruz. Sırasıyla Köşk, Ovaköy, Beyköy Umurlu ve Aydın'a ulaşıyoruz. Bir dahaki Tarihe Yolculuk Gezimizde buluşmak üzere bol pedal çevirmeler.)
Atça giriş ve çıkışında, yerel tatlara (özellikle çileğe) ulaşabileceğiniz birçok satış yeri var. Uğramadan geçmeyin derim. Üçüncü yerleşim yerimiz, aynı zamanda Nysa Antik Şehri'nin olduğu Sultanhisar. Sultanhisar girişinde bizi efeler karşılar. Malgaç Baskını anısına yapılan heykellerin altındaki notu bir görev bilerek size de gösteriyorum. Sultanhisar şehir merkezi ayrımından dönerek 3km daha pedal çevireceğiz. Sultanhisar ilçe merkezinden bir görüntü. 2 km lik yokuşun başlangıcı. Pedala kuvvet diyoruz ve başlıyoruz rampa çıkmaya. Bu rampa çıkışı sonrası bizi romantik görünümlü Nysa karşılar. İlk girişte Gymnasium (gençlerin spor eğitimi yaptığı yer) bize hoş geldiniz der. (Bu arada yokuş çıkışı sonrası, tarihten gelen alkış seslerini duyarak övünüyorum)
Görüldüğü gibi kent gayet iyi korunuyor. Giriş 3 TL) İlk durağımız Efes'teki ünlü Celsus kütüphanesinden sonra Anadolu da en iyi korunmuş ikinci antik devir kütüphanesi. Halen, tüm bilgisini bize sunmak ister gibi ayakta. Zeytin yapraklarının arasından manzarasını cömertçe sunan 10.000 kişilik Nysa tiyatrosu. Şehrin altından geçen ve halen işlevini yerine getiren su tünelleri. Görüntü ve ses olarak sizi kendinizden geçirme garantili Nysa deresi. Suyun giriş yaptığı su tüneli. (cesareti olan içeri girsin) Tiyatrodan bir görüntü daha..
Dükkan sıraları. Pazar yeri ve Meclis binası yolu. Meclis toplantı yeri. Hello hello diyerek yanıma gelen ve "Ben Türk'üm teyze" dediğimde, "Anaa bu gavur Türkçe de biliyor kıııııızzz" diyerek beni dumura uğratan yörem insanları. Muhteşem sütunlarıyla Agora (Pazar yeri). Şu fotoğrafların içinde kim yer almak istemezki? Bu kadar teri başka nerede temizleyebilirimki. Tabiiki Roma Hamamı. Halen toprak altında kaldığı için sadece tabelasını gösterebileceğim.
Ve dönüş vakti. Yolu buradan geçen her bisiklet sevdalısının kesinlikle uğraması erektiğini düşündüğüm Nysa Antik Kenti gezisi sonrası sıra geldi annemi ağlatan yokuştan intikam almaya. Süper bir iniş bizi bekliyor. Askerliğimi Sultanhisar'da yaptığım için, o günden kalan dostları bulup vakit geçirdikten sonra Aydın'a doğru pedal çeviriyoruz. Sırasıyla Köşk, Ovaköy, Beyköy Umurlu ve Aydın'a ulaşıyoruz. Bir dahaki Tarihe Yolculuk Gezimizde buluşmak üzere bol pedal çevirmeler.)