Ender Alıcıoğlu
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 5 Haziran 2006
- Mesaj
- 2.405
- Tepki
- 3.923
- Şehir
- Antalya
Herkese merhaba
1. Bölüm.
Bu anlattığım gezi, aslında forumda Yeşil vadi diye açılmış bir gezi, ama ben herkesten özür dileyerek, ayrı bir konu başlığı altında, bu konuyu yeniden işlemek istiyorum. Sebebi, Küçük pedallara söz vermem, onlara (link) da bu başlık ile, bakın diye, bildirmiştim.
Bizim Ertan tabi genç, o hemen oturmuş netin başına, geziyi hemen yayınlamış. Ama incelediğimde onun genç pedalları, fazla resimlemediğini de gördüm. Onun için, yönetici ve moderatörlerimizin bana bu hususta göz yumacaklarını umarak, yeni bir konu başlığında, gezimizi anlatayım.
Cumartesi Kepez tarafı çok yorucu bir parkurda, sanki yarışa hazırlanıyormuşçasına, antrenman yaptıktan sonra, Pazar günü dinlenmekle geçiririm diye düşünmüştüm. Mailimi açtığımda, M. Akif Ersoy ilköğretim okulunun bisiklet klubü kurduklarını ve bizleri de yanlarında görmek istediklerini belirten maili görünce şaşırdım. Küçükler isterde biz gitmez miyiz? Eşim zaten hemen gidelim dedi.
Tabi hemen, ulaşabildiğimiz arkadaşlarımıza haber verdik. Sizlerde gelin diye. Aslında yahoo grubumuzda yayınlanmış. Yani herkese gitmiş bu mail. Ama gene de gördüğümüz arkadaşlara haber verdik. Cumartesi akşamı da çok geç yatınca, ertesi sabah 7.00 de buluşmaya kalkamadık. Ertan gitmiş ve 7.00 de nerdesiniz diye aramasa mahvolmuştuk. Ama demez mi? hiç kimse yok burada, bisikletli diye. Hemen maili açıp yeniden okudum. Doğru yer doğru zaman. Bekle biz geliyoruz dedik. O da gelenler başladı deyince sevindik.
Hemen depodan Tandemimizi alıp ilköğretim okulunun olduğu yere pedalladık. Genç pedallar bizi görünce hepsi çok sevindiler. Bayağı da kalabalılardı. Bizim ekipte gelmiş. Ertan, Emre, Ceyhun, Ufuk, Ersin, Nazım bey ve yeğeni. Az sonra da Ertan bey geldi. Nazım beyin bir tanıdığı da yola çıkmış. Rotamız Antalya’ nın batı tarafında Çakırlar köyü, Yeşil vadi denen yer. Biz ekibi ve genç pedalları, öğretmenleri ile beraber gönderdik. Gelen Devrim arkadaşı bekliyoruz. Arkalarından yetişeceğiz.
Gerisini Fotoğraflarla beraber anlatayım.
SSK yanındaki okul önünde buluştuk
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Genç pedallar yola çıktı biz arkalarından yetişeceğiz.
(link)
Biz bayağı bir beklemişiz yaklaşık 10 km sonra onlara zorlukla yetiştik. Nerdeyse yetişemeyeceğiz diye korkmaya başlamıştık.
İlk mola yeri Çakırlar yolu üstünde.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Özellikle beni çek, beni çek diyen pedal sever.
(link)
Benim büyük can dostlarım, ben yetiştim ya , abi biz önden yolları açalım deyip , bastırıp gittiler. Onlarda haklı. Genç pedallara ayak uyduramamışlar.Onları gönderdim.
(link)
Genç pedallar dinlendi. Din bilgisi ,Türkçe öğretmenleri eşliğinde,Ben , eşim, Nazım bey ve yeğeni, aramıza yeni katılan Devrim arkadaşımız, Kızları bu okulda okuyan bisikletçi Ferhat bey ( Ferhat bey bisikleti olmayan gençlere 5-6 bisiklet vermiş , geziye katılabilsinler diye, ona da çok teşekkür ederim. ) olmak üzere genç pedalların yanında yola çıktık yeniden. Gençlerin hepsi pırıl, pırıl.
Bu da meşhur İronman çekimi
(link)
Bayağı bir yol aldıktan sonra, arkada yüzleri kıpkırmızı olan genç pedalları görünce , durma ve dinlenme kararı verildi.(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Genç pedallar dinlendi. Yeniden yola çıktık. Aslında cumartesi ve Pazar günü, bu yolda çok de hızlı trafik ve yoğunluk var. Bana kalırsa yanlış bir yol seçimi olmuş. Ne kadar seslensek yönlendirsek de, bir anda yolun ortasına çıkıveriyorlar.
(link)
(link)
İşte resimde gördüğünüz gibi yolun ortasında, hatta solunda bir genç pedal sever. Burası hızlı araç kullananların yolu, çok tehlikeli. Allahtan hiçbir olay olmadan sağ salim döndük.
(link)
Meşhur gözlemelerin yapılıp, sebze ve meyve alış verişi yapılan Pazaryerine geldik. (link)
Devamını 2. bölümde anlatıp, fotoğraflarını da atacağım.
Şimdi sizlere bir şey daha duyurmak istiyorum. Benim, kask, eldiven ve gözlük olayında ne kadar titiz olduğumu bilirsiniz. Benim kasksız, bisiklete bindiğimi pek kimse görmemiştir.
Ben sizlere sadece şunu söylemek istiyorum. Bunu da İbrahim Tatlıses’in bir sözüyle anlatayım. İbo ne demişti, ’’ Urfa’da Oxford varda, biz mi gitmedik .’’ Ne demek istediğimi anlamışsınızdır, umarım. Çünkü, çok iyi biliyorum ki, duyarlı arkadaşlarım, bu genç pedallar için beni uyaracaklar. İnşallah zaman içinde bu konuyu da çözer, genç pedal ve başlarında ki öğretmenleri.
2. bölümde görüşmek üzere,
Hoşçakalın.
1. Bölüm.
Bu anlattığım gezi, aslında forumda Yeşil vadi diye açılmış bir gezi, ama ben herkesten özür dileyerek, ayrı bir konu başlığı altında, bu konuyu yeniden işlemek istiyorum. Sebebi, Küçük pedallara söz vermem, onlara (link) da bu başlık ile, bakın diye, bildirmiştim.
Bizim Ertan tabi genç, o hemen oturmuş netin başına, geziyi hemen yayınlamış. Ama incelediğimde onun genç pedalları, fazla resimlemediğini de gördüm. Onun için, yönetici ve moderatörlerimizin bana bu hususta göz yumacaklarını umarak, yeni bir konu başlığında, gezimizi anlatayım.
Cumartesi Kepez tarafı çok yorucu bir parkurda, sanki yarışa hazırlanıyormuşçasına, antrenman yaptıktan sonra, Pazar günü dinlenmekle geçiririm diye düşünmüştüm. Mailimi açtığımda, M. Akif Ersoy ilköğretim okulunun bisiklet klubü kurduklarını ve bizleri de yanlarında görmek istediklerini belirten maili görünce şaşırdım. Küçükler isterde biz gitmez miyiz? Eşim zaten hemen gidelim dedi.
Tabi hemen, ulaşabildiğimiz arkadaşlarımıza haber verdik. Sizlerde gelin diye. Aslında yahoo grubumuzda yayınlanmış. Yani herkese gitmiş bu mail. Ama gene de gördüğümüz arkadaşlara haber verdik. Cumartesi akşamı da çok geç yatınca, ertesi sabah 7.00 de buluşmaya kalkamadık. Ertan gitmiş ve 7.00 de nerdesiniz diye aramasa mahvolmuştuk. Ama demez mi? hiç kimse yok burada, bisikletli diye. Hemen maili açıp yeniden okudum. Doğru yer doğru zaman. Bekle biz geliyoruz dedik. O da gelenler başladı deyince sevindik.
Hemen depodan Tandemimizi alıp ilköğretim okulunun olduğu yere pedalladık. Genç pedallar bizi görünce hepsi çok sevindiler. Bayağı da kalabalılardı. Bizim ekipte gelmiş. Ertan, Emre, Ceyhun, Ufuk, Ersin, Nazım bey ve yeğeni. Az sonra da Ertan bey geldi. Nazım beyin bir tanıdığı da yola çıkmış. Rotamız Antalya’ nın batı tarafında Çakırlar köyü, Yeşil vadi denen yer. Biz ekibi ve genç pedalları, öğretmenleri ile beraber gönderdik. Gelen Devrim arkadaşı bekliyoruz. Arkalarından yetişeceğiz.
Gerisini Fotoğraflarla beraber anlatayım.
SSK yanındaki okul önünde buluştuk
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Genç pedallar yola çıktı biz arkalarından yetişeceğiz.
(link)
Biz bayağı bir beklemişiz yaklaşık 10 km sonra onlara zorlukla yetiştik. Nerdeyse yetişemeyeceğiz diye korkmaya başlamıştık.
İlk mola yeri Çakırlar yolu üstünde.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Özellikle beni çek, beni çek diyen pedal sever.
(link)
Benim büyük can dostlarım, ben yetiştim ya , abi biz önden yolları açalım deyip , bastırıp gittiler. Onlarda haklı. Genç pedallara ayak uyduramamışlar.Onları gönderdim.
(link)
Genç pedallar dinlendi. Din bilgisi ,Türkçe öğretmenleri eşliğinde,Ben , eşim, Nazım bey ve yeğeni, aramıza yeni katılan Devrim arkadaşımız, Kızları bu okulda okuyan bisikletçi Ferhat bey ( Ferhat bey bisikleti olmayan gençlere 5-6 bisiklet vermiş , geziye katılabilsinler diye, ona da çok teşekkür ederim. ) olmak üzere genç pedalların yanında yola çıktık yeniden. Gençlerin hepsi pırıl, pırıl.
Bu da meşhur İronman çekimi
(link)
Bayağı bir yol aldıktan sonra, arkada yüzleri kıpkırmızı olan genç pedalları görünce , durma ve dinlenme kararı verildi.(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Genç pedallar dinlendi. Yeniden yola çıktık. Aslında cumartesi ve Pazar günü, bu yolda çok de hızlı trafik ve yoğunluk var. Bana kalırsa yanlış bir yol seçimi olmuş. Ne kadar seslensek yönlendirsek de, bir anda yolun ortasına çıkıveriyorlar.
(link)
(link)
İşte resimde gördüğünüz gibi yolun ortasında, hatta solunda bir genç pedal sever. Burası hızlı araç kullananların yolu, çok tehlikeli. Allahtan hiçbir olay olmadan sağ salim döndük.
(link)
Meşhur gözlemelerin yapılıp, sebze ve meyve alış verişi yapılan Pazaryerine geldik. (link)
Devamını 2. bölümde anlatıp, fotoğraflarını da atacağım.
Şimdi sizlere bir şey daha duyurmak istiyorum. Benim, kask, eldiven ve gözlük olayında ne kadar titiz olduğumu bilirsiniz. Benim kasksız, bisiklete bindiğimi pek kimse görmemiştir.
Ben sizlere sadece şunu söylemek istiyorum. Bunu da İbrahim Tatlıses’in bir sözüyle anlatayım. İbo ne demişti, ’’ Urfa’da Oxford varda, biz mi gitmedik .’’ Ne demek istediğimi anlamışsınızdır, umarım. Çünkü, çok iyi biliyorum ki, duyarlı arkadaşlarım, bu genç pedallar için beni uyaracaklar. İnşallah zaman içinde bu konuyu da çözer, genç pedal ve başlarında ki öğretmenleri.
2. bölümde görüşmek üzere,
Hoşçakalın.