Ender Alıcıoğlu
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 5 Haziran 2006
- Mesaj
- 2.405
- Tepki
- 3.923
- Şehir
- Antalya
Herkese merhaba,
Dünkü eşimle yaptığımız 35 km. lik gezimizden sonra bu gün her ayın ilk pazarı geleneksel gezimize sabahtan 8.00 gibi evden çıkarak başladık. Arkadaşımız Mahmut bey, akşamdan yedek bisikleti ( Mavi bisikletten bize hediye ettikleri bisikleti) Kızı için verebilimiyiz diye sordu. Bisikletin depoda bekleme amacı zaten bu. Bisikleti olmayana o gezi için emanet vermek.
Sabahtan beraber eşim, Mahmut bey , kızı Özge ve ben hep beraber benim depodan tandemi ve hediye bisikleti çıkarıp üniversite de Simitçi kafeye pedal basmaya başladık. Bu arada benim deponun yanında oturan arkadaşımın , çalışkan oğlu Kıvanç' ıda depoda beklerken bulduk. Kaskını takmış bisikletine binmiş, bizi bekliyordu. Tabi o da yanımızda.
Simitçi kafede bizi bekleyenlerle merhabalaştık. Toplam 18 kişi 17 bisiklet olmuştuk. Ama içimizden bir kişi Sevgili arkadaşımız Ayhan bey sırf bizi görüp uğurlamak için, şehrin en az 10 km. öbür tarafından gelmiş, bu gün evde işlerini olduğunu söylemek için. Onun bu ince düşüncesine çok teşekkür ederim. Bizle gelse çok sevinirdik ama, yaptığı jest bile bizi çok mutlu etti. Tabi işleri olduğu için bu seferlik affettik onu.
Onun buraya kadar gelmesine bende onun eski bir gezi fotoğrafını atarak ona teşekkür etmiş olayım.
(link)
Simitçi kafeden ayrılıp üniversite girişinde toplu bir fotoğraf çekerken arkada 3-4 kişi unuttuğumuzu hatırlayıp onları da bekliyoruz.
(link)
(link)
Gezi yönümüz Antalya'nın batısı Hurma köyü ve hep gittiğimiz Gökdere vadisine, Hurma üstünden zorlu bir çıkış ile çıkacağız diye konuşuldu. Ben bu gezide hiç yön bildirmiyorum. Ama bundan sonraki gezilere gitmeden, ne tarafa gidileceğinin bilinmesi lazım geldiğini, buradan vurgulamak istiyorum. Çünkü ben bu gün Gökdereye gideceğimizi bilsem bu geziye katılmazdım. Çünkü tabiri caizse Gökdere benim için kabak tadı verdi. Sanki Antalya' da gezecek , görecek yer kalmamış gibi ha boyna Gökdereye gidiyoruz. Yaz olsa, serinlik süper oluyor ama , bu havada ne işimiz var.
Oyun bozanlığı sevmem , yeni katılalan arkadaşlarımı kırmak hiç istemem, aralarında Gökdereyi hiç görmeyenlerde varmış. Onların hatırına ağzımı açmıyorum. Ama bundan sonra rotası belli olmayan hiç bir geziye katıılmayı istemiyorum. Rota en azından bir gün önceden belli olması lazım diyorum.
Birde forumda günler öncesinden bu gezinin performans gezisi olmayacağını yazmıştım. tam tersine , dayanıklılık gezisi gibi birşey oldu. Neyse.
Denize Güneye doğru iniyoruz.
(link)
sonra batıya ,şimdi dağlara doğru gidiyoruz.
(link)
yol üstünde bir alışveriş merkezinde duruyoruz. Kıvanç' ın bir pozu
(link)
Buda Mavi bisikletin hediye ettiği bisiklet. İş görüyor.
(link)
Bu resmin çekildiği yerde çok eskiden dağın altından buz gibi içme suyu çıkardı . Şimdi ise belediye üstünü kapatmış sanıyorum , parmak kalınlığında bir su çıkıyordur artık.
(link)
Bayan sayımız artıyor. Nalan hanımda aramızda
(link)
Hurmadan dağa doğru hareket ediyoruz.Altınyaka yolu
(link)
Yaklaşık 3-5 dakika sonra bizim tandem bu yolu çıkamıyor. eğim korkunç, yaklaşık gene bi 3-5 dakika elde çıkıyoruz,arkamıza baktığımızda Mahmut bey ve kızı Özge düzlükten geri dönüyorlar. Özge daha 1 hafta önce bisiklete bimeyi öğrenmiş, buraya kadar gelmesi bile süper.
(link)
Arkadaşlar bu yolun yaklaşık 15 km re çıkış olduğunu söylüyorlar, Söylemelerine gerek yok eskiden arabayla bile zor çıktığım günleri hatırladım. Ve kızdığım yer işte burası. Hani bu bir perfornas gezisi değildi. bende tüm herkesi bu geziye davet etmiştim. Bu bir dayanıklılık gezisi olmuş haberimiz yokmuş.
Ben tekli bisiklet ile burayı çıkabilirim , ama eşimle birlikte tandemimizle çıkmamız imkansız. Hem kalbimizi tekletmekten başka da bir işe yaramayacak.
Bu daha yükselmenin başı dağlara çıkılacak.
(link)
Eşim, ben, Ertan bey, Nalan hanım geri dönüyoruz. aslında ben eve dönecektim ama oyun bozanlık olmasın diye sesimi çıkarmadım. Mahmut bey kızı da dönmüştü ettimi size 6 kişi geri dönen. Diğer 11 kişi dağlara pedal basıp gitti , biz 4 kişi gökdereye daha önce gittiğimiz yoldan gitmek üzere geldiğimiz yolu geri dönmeye başladık. Uzun bir müddet sonra Gökderedeyiz. Biz bu arada Mahmut bey ve kızını yolda görmedik, herhalde eve dönmüştür diye düşündüğümüz bir sırada dağdan giden ekip te, uzun bir süre sonunda diğer yoldan geldiler. Mahmut bey ve kızı da o ara geldi. demek onları değişik bir yolda geçmişiz.
Kızgınım ya uzun bir zaman fotoğraf çekmedim. Gökdere kabak tadı verdi, hep aynı yer. Ama yeni katılan arkadaşları kıramadım. Kızgınlığım geçti. Onların ne suçu var ilk defa Gökdere'yi görmüşler. Artık onları fotoğraf ile anılaştırıyorum.
(link)
(link)
(link)
Eşim ve ben, yanımızda emekli öğretmen Ayşe hanım.
(link)
Nalan hanım
(link)
Gökhan Hocam , bu gün, o da benim gibi bi durgundu.
(link)
Yetkin ' den Eşine bir armağan. İyi ki Yetkin bu gün eşin gelmemiş. Çünkü bu günkü gezimiz bir performans gezisi oldu. Ama bundan sonra böyle birşey olmaması için çalışacağım.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Dönüş yoluna başladık.
(link)
(link)
Boşalmış kumsallar, kapanmış büfe ve kafeler, Yaz bitti.
(link)
(link)
Son olarak Mahmut bey ve kızı Özge.
(link)
Özge' yi buradan tebrik ediyorum. Daha bisiklete binmeyi geçen hafta bir günde öğrenmiş ve bu gezimiz yaklaşık 45 Km. sürdü. Yorulmasına karşın Ayrılırken gelecek hafta ne tarafa gidiyoruz, dedi. İşte bisikletin gücü. O yorgunlukla ben bir daha uzun müddet bisiklete binmez derken, o gelecek haftanın hayaliyle dolmuştu , bile.
Bundan sonra kıssadan hisse : Rota belli olmadan gezi düzenlememek lazım. Performans gezisi ile , daha hafif olacak gezileri ayrılması lazım. Deyip Yazıma son veriyorum.
İnşallah sizleri sıkmamışımdır.
Hepinize neşeli mutlu, bol pedallı günler dilerim.
Hoşçakalın.
Dünkü eşimle yaptığımız 35 km. lik gezimizden sonra bu gün her ayın ilk pazarı geleneksel gezimize sabahtan 8.00 gibi evden çıkarak başladık. Arkadaşımız Mahmut bey, akşamdan yedek bisikleti ( Mavi bisikletten bize hediye ettikleri bisikleti) Kızı için verebilimiyiz diye sordu. Bisikletin depoda bekleme amacı zaten bu. Bisikleti olmayana o gezi için emanet vermek.
Sabahtan beraber eşim, Mahmut bey , kızı Özge ve ben hep beraber benim depodan tandemi ve hediye bisikleti çıkarıp üniversite de Simitçi kafeye pedal basmaya başladık. Bu arada benim deponun yanında oturan arkadaşımın , çalışkan oğlu Kıvanç' ıda depoda beklerken bulduk. Kaskını takmış bisikletine binmiş, bizi bekliyordu. Tabi o da yanımızda.
Simitçi kafede bizi bekleyenlerle merhabalaştık. Toplam 18 kişi 17 bisiklet olmuştuk. Ama içimizden bir kişi Sevgili arkadaşımız Ayhan bey sırf bizi görüp uğurlamak için, şehrin en az 10 km. öbür tarafından gelmiş, bu gün evde işlerini olduğunu söylemek için. Onun bu ince düşüncesine çok teşekkür ederim. Bizle gelse çok sevinirdik ama, yaptığı jest bile bizi çok mutlu etti. Tabi işleri olduğu için bu seferlik affettik onu.
Onun buraya kadar gelmesine bende onun eski bir gezi fotoğrafını atarak ona teşekkür etmiş olayım.
(link)
Simitçi kafeden ayrılıp üniversite girişinde toplu bir fotoğraf çekerken arkada 3-4 kişi unuttuğumuzu hatırlayıp onları da bekliyoruz.
(link)
(link)
Gezi yönümüz Antalya'nın batısı Hurma köyü ve hep gittiğimiz Gökdere vadisine, Hurma üstünden zorlu bir çıkış ile çıkacağız diye konuşuldu. Ben bu gezide hiç yön bildirmiyorum. Ama bundan sonraki gezilere gitmeden, ne tarafa gidileceğinin bilinmesi lazım geldiğini, buradan vurgulamak istiyorum. Çünkü ben bu gün Gökdereye gideceğimizi bilsem bu geziye katılmazdım. Çünkü tabiri caizse Gökdere benim için kabak tadı verdi. Sanki Antalya' da gezecek , görecek yer kalmamış gibi ha boyna Gökdereye gidiyoruz. Yaz olsa, serinlik süper oluyor ama , bu havada ne işimiz var.
Oyun bozanlığı sevmem , yeni katılalan arkadaşlarımı kırmak hiç istemem, aralarında Gökdereyi hiç görmeyenlerde varmış. Onların hatırına ağzımı açmıyorum. Ama bundan sonra rotası belli olmayan hiç bir geziye katıılmayı istemiyorum. Rota en azından bir gün önceden belli olması lazım diyorum.
Birde forumda günler öncesinden bu gezinin performans gezisi olmayacağını yazmıştım. tam tersine , dayanıklılık gezisi gibi birşey oldu. Neyse.
Denize Güneye doğru iniyoruz.
(link)
sonra batıya ,şimdi dağlara doğru gidiyoruz.
(link)
yol üstünde bir alışveriş merkezinde duruyoruz. Kıvanç' ın bir pozu
(link)
Buda Mavi bisikletin hediye ettiği bisiklet. İş görüyor.
(link)
Bu resmin çekildiği yerde çok eskiden dağın altından buz gibi içme suyu çıkardı . Şimdi ise belediye üstünü kapatmış sanıyorum , parmak kalınlığında bir su çıkıyordur artık.
(link)
Bayan sayımız artıyor. Nalan hanımda aramızda
(link)
Hurmadan dağa doğru hareket ediyoruz.Altınyaka yolu
(link)
Yaklaşık 3-5 dakika sonra bizim tandem bu yolu çıkamıyor. eğim korkunç, yaklaşık gene bi 3-5 dakika elde çıkıyoruz,arkamıza baktığımızda Mahmut bey ve kızı Özge düzlükten geri dönüyorlar. Özge daha 1 hafta önce bisiklete bimeyi öğrenmiş, buraya kadar gelmesi bile süper.
(link)
Arkadaşlar bu yolun yaklaşık 15 km re çıkış olduğunu söylüyorlar, Söylemelerine gerek yok eskiden arabayla bile zor çıktığım günleri hatırladım. Ve kızdığım yer işte burası. Hani bu bir perfornas gezisi değildi. bende tüm herkesi bu geziye davet etmiştim. Bu bir dayanıklılık gezisi olmuş haberimiz yokmuş.
Ben tekli bisiklet ile burayı çıkabilirim , ama eşimle birlikte tandemimizle çıkmamız imkansız. Hem kalbimizi tekletmekten başka da bir işe yaramayacak.
Bu daha yükselmenin başı dağlara çıkılacak.
(link)
Eşim, ben, Ertan bey, Nalan hanım geri dönüyoruz. aslında ben eve dönecektim ama oyun bozanlık olmasın diye sesimi çıkarmadım. Mahmut bey kızı da dönmüştü ettimi size 6 kişi geri dönen. Diğer 11 kişi dağlara pedal basıp gitti , biz 4 kişi gökdereye daha önce gittiğimiz yoldan gitmek üzere geldiğimiz yolu geri dönmeye başladık. Uzun bir müddet sonra Gökderedeyiz. Biz bu arada Mahmut bey ve kızını yolda görmedik, herhalde eve dönmüştür diye düşündüğümüz bir sırada dağdan giden ekip te, uzun bir süre sonunda diğer yoldan geldiler. Mahmut bey ve kızı da o ara geldi. demek onları değişik bir yolda geçmişiz.
Kızgınım ya uzun bir zaman fotoğraf çekmedim. Gökdere kabak tadı verdi, hep aynı yer. Ama yeni katılan arkadaşları kıramadım. Kızgınlığım geçti. Onların ne suçu var ilk defa Gökdere'yi görmüşler. Artık onları fotoğraf ile anılaştırıyorum.
(link)
(link)
(link)
Eşim ve ben, yanımızda emekli öğretmen Ayşe hanım.
(link)
Nalan hanım
(link)
Gökhan Hocam , bu gün, o da benim gibi bi durgundu.
(link)
Yetkin ' den Eşine bir armağan. İyi ki Yetkin bu gün eşin gelmemiş. Çünkü bu günkü gezimiz bir performans gezisi oldu. Ama bundan sonra böyle birşey olmaması için çalışacağım.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Dönüş yoluna başladık.
(link)
(link)
Boşalmış kumsallar, kapanmış büfe ve kafeler, Yaz bitti.
(link)
(link)
Son olarak Mahmut bey ve kızı Özge.
(link)
Özge' yi buradan tebrik ediyorum. Daha bisiklete binmeyi geçen hafta bir günde öğrenmiş ve bu gezimiz yaklaşık 45 Km. sürdü. Yorulmasına karşın Ayrılırken gelecek hafta ne tarafa gidiyoruz, dedi. İşte bisikletin gücü. O yorgunlukla ben bir daha uzun müddet bisiklete binmez derken, o gelecek haftanın hayaliyle dolmuştu , bile.
Bundan sonra kıssadan hisse : Rota belli olmadan gezi düzenlememek lazım. Performans gezisi ile , daha hafif olacak gezileri ayrılması lazım. Deyip Yazıma son veriyorum.
İnşallah sizleri sıkmamışımdır.
Hepinize neşeli mutlu, bol pedallı günler dilerim.
Hoşçakalın.