Eşen de ki zaruri konaklamadan sonra hareket etmemizin elzem hale geldiği muhakkak. Ya 2- 3 Gün burada kalıp yağmurun durmasını bekliyecektim ya da buradan kendimi biran önce dışarı atıp sayılı zamanımın telafisi yönünde hareket halinde olacaktım. Kaldı ki, sevgili Çağrı hareket gününü belirlemiş buluşma noktasında mutabık kalmıştık. Tesadüf ya şansım yine burnumun dibinde kapımın aralığında idi. Eşen deki görevli arkadaşlar köyceğiz deki yurtlara kendilerinde fazla olan meyve ve sebzeleri götürmek için yola çıkacaklardı. Yağmur aşırı yağdığından bunu fırsat bilip bende kendileri ile yola çıkmaya karar verim.
12- 10- 2006 Perşembe sabahı saat 8:30 da Pikap tarzı araçla yola çıktık. Doğrusu ya hem Sevda hem de ben bu işe epey incinmiştik. Sevda araç kasasında ben ise oturarak sohbet ve yarenliklerden uzak seyir halinde olmayı içlerimize sindirememiştik.
Eşen Köyceğiz arasındaki 11 Km.lik bu yolu yeşille bir bütün oluşturan Baba dağı ve görsel güzellikleri eşliğinde devam ederek gittik. Görmeyi çok istediğim Ölü deniz ve Kelebekler vadisinden yoksun kalarak Baba dağını sol tarafımızda bırakarak Fethiye’den de uzaklaştık. Bu arada yağmur tüm hızıyla devam ediyordu. Fethiye den sonra kısmen rampa gözümden kaçmadı. Araçla da gitsem yolları bisikletle gideceğimi düşünerek tanımaya çalışıyordum. Ölü deniz yaklaşık 17Km. içerde kalıyor. Kargı mevkii gerçekten görülmeye değer bir yer. Araç içinden dahi olsa inanılmaz görünüyor. Çamların arasından aşağı doğru süzülüyoruz, Sevda geliyor aklıma. Yerinde sükunetini koruyarak duruyordu.
Akdeniz‘i Ege bölgesinden ayıran Dalaman çayı ve köprüsünden de geçtikten sonra, Köyceğiz gölü ve ilerisindeki Dalyan gölü görülmeye değer ihtişamıyla bize gülümsedi. Dalaman da yağmurun kesilmesiyle birlikte bizimde Köyceğize varmamız bir oldu. Dostlarımıza teşekkür edip vedalaştıktan sonra Köyceğizin içine girip kahvaltı yapacak yerler arayıp o iş ve banka işlerini hallettikten sonra yola koyulduk.
Köyceğizden yaklaşık 17 Km. Sonra Kara böğürtlen kasaba yolu ayrımından sağa saparak devam ettim.Oranın bir çok bisikletçi tarafından kullanıldığını biliyordum.Kaldı ki daha sonra Muğla dan Can ağabeyimizin de yönlendirmesi ile bu teyit edilerek doğru yola sevk edilmem sağlandı.
Yaklaşık 35 Km. Sonra keyifli bir seyir ve rampanın ardında Muğla’ ya öncesinde ise Muğla girişindeki Muğla Üniversitesinin M kapısına vardım. Can hocamın kapıya haber vermesinden ötürü inanılmaz güzel karşılandım. Bir 5 Dk. Sonrada Can hocam ve eşi kapıda beliriverdiler. Küçük bir söyleşiden sonra Mustafa ve Can hocalarımın misafir perverlikleri neticesinde Üniversitemizin misafirhanesinde konakladım.
Akşam üstü hocamlar da iftarı açıp verimli söyleşimizden ve yaşanılan heyecanları paylaştıktan sonra dinlenmeye çekildim. Yaşadığım kıymetli her an için değerli abimiz Can hocam ve ailesine ailesinin biriciği bizim bisiklet ailemizin en küçük ferdi sevgili Gizeme içten teşekkür ediyorum.
13-10 -2006 Cuma sabahı saat 07:00 gibi uyandım. Kahvaltının ardından Can hocamla telefonda görüşüp oradan ayrıldım. Yollar uzun ve bizi bekleyen dostlarımız vardı.Sevgili Çağrı bodrumdan araç ile yola çıkacak ve birlikte Milas ta buluşacaktık.55 Km bu yolu 11:00 de yatağan da 15.00 gibi de Milas ta olarak aşabildik.
Sevgili Çağrı ile sıcak yaren ve tanışmamızın ardından yola koyulduk hemen. Bafa gölü kenarında konaklamayı düşünürken dilediğimiz gibi olmadı. Biraz geciktiğimizden ve tabi kesişme ve tesadüflerden hareketle, Selimiye ye bağlı Ekindere kasabasın da konakladık. Burada inanılmaz tesadüfler yaşadık. Benim Ürgüp ten yola çıktığımı öğrenen Ali Özbek adlı kişi ile küçük sohbetimizden sonra ev sahibimin asker arkadaşı olduğunu örendim. Bu olaydan sonra gerçekten de dünyanın ne kadar küçük olduğunu anlamış olduk.
Bu güzel köy sohpetlerinde inanılmaz öykülere yaşanmışlıklara bizlerde ortak olduk. Köyün en muzdarip olduğu olay, köye dayanan hırsızlarla ilgili olanıydı.Kamyonlarla gelen bu profesyonel hırsızlar köyün büyükbaş hayvanlarını beş dakika içerisinde tabiri cay itse kesip biçip gidiyorlarmış. Köylüler köyün alt tarafına bu yüzden mezbaha ne adını takmışlar. Daha ne acılar var bir bilseniz. Lütfü adalı amcamızdan Zeytinin öyküsünü dinlemek bizi bir kez daha emeklerimizin ve güzelliklerimizin kadrinin bilinmesi gerçekliğini öğretti. B ir zeytin ağacının on yılı aşkın bir sürede ürün verir hale geldiğini, yine bir ağaçdan 150- 200 Kğ.zeytin alınabildiğini, yine beş kğ. Zeytinden bir kğ.yağ çıktığını öğrendik. Yanı sıra çiğidinin de gübre sabun ve yakacak olarak tüketildiğini öğrendik.
Köy muhtarımız Ahmet Şevki Yükselin bize köy odasında ağırlaması ile yatma vaktimizin geldiğini de anlamış olduk.
14-10-2006 Cumartesi sabahı erkenden kalkıp 9:45 gibide kahvaltı yaptıktan hemen sonra yola koyulduk.13:36 gibi Bafa gölünü aşıp Doğuş Yol Şirketinde durakladık. Burada güzel yarenliklerin ve ikram edilen yemeğin ardından yola devam ettik. Söke üzerinden Ortaklara varıp orda konakladık. Burada İlçe jandarmadan yardım isteyerek nerde kalabiliriz konusunda küçük bir info ve beraberinde sıcak çaylarını içerek ağırlandık. Nöbetçi jandarma komutanı ve belediye başkanının da yardımı ile inanılmaz güzel bir şekilde ağırlandık. Erol er ağabeyimizin bu güzel mekanında iyi bir dinlenme şansı yakaladık.
Germençik İlçe jandarmaya bağlı Ortaklar Jandarma karakol Komutanlığına ve buradaki nöbetçi komutan Mehdi Yüce ve er arkadaşlarıma Belediye başkanımız Hümmet akı ve Ortaklardaki yardımı geçen tüm herkese teşekkür ediyorum.
15-10-2006 Pazar sabahı kahvaltımızı yaptıktan sonra 8:45 gibi Erol ağabeyimizin işlettiği tesislerden ayrıldık. İzmir il sınırına girmemiz o kadar uzun olmadı.Çok sevdiğim ve beni dinlendirdiğine inandığım Çamlık kasabasında biraz duraklayıp,düşler ülkesine giderek hülyalara daldım.
Cevriye ablamızın bize hazırladığı sade ve güzel kahvaltımızın ardından kendimizi yeşilliklerin arasına atarak tabiri cay itse yayıldık. Köyün divanesinin öyküsünü Cevriye ablamızdan dinledikten sonra, 11.30 gibi Efes’e doğru yola çıktık. Burada kültürel bir seyir yapma adına Efes antik kentine girdik. Yaşadığım bir olumsuzlukta dijital makinemin başına gelenlerdi. Antik kent içerisindeki kütüphane önünde çekilme esnasında kadın cağız elinden düşürünce olan oldu. Yolumuza kamera ve anolok makinelerimizle devam ettik. Efes müzesindeki arkadaşımızın ziyaretinin ardından Gaziemir’e kadar durmaksızın pedallara asıldık. 22.00 de vardığımız Gaziemir’de konaklamak üzere Çağrı’nın yakın dostu sevgili Okanlarda kaldık.
Okan ve cici ailesine bir kez daha teşekkür ediyorum. Gün içerisinde inanılmaz güzel ağırlandık.
16-10-2006 Pazartesi sabahı Okan ve Çağrı’nın birbirlerini uzun zamandır görmediklerinden akşam epey çene çaldık. Netice de sabah kalkma hazırlanma kahvaltı derken evden çıkmamız 12:00 buldu. Yolumuz direk İzmir’di. Burada dostlarımızla bir araya gelmenin yollarını aradık. Ata bisikletin sahibi ve iyi bir bisikletçi olan arkadaşımız sevgili Atalay Özdemir’in Plazasına doğru yollandık. Kendisi scott’un İzmir bayiliğini almış ve içerisini inanılmaz yok yoklarla doldurmuş idi. Küçük ama ederli bir alışverişin ardından ve dostlarımız sevgili Ati, Ali abi, federasyon il temsilcisi Birol Toraman hocam, Hakan Kandeydi hocamızla vedalaşmanın ardından Yönümüzü Karşıyaka ya doğru çevirdik. Burada güzel insan can dostumuz Serpilin evinde ağırlandık. Ağırlandık diyorum çünkü İzmir ve sevgili Serpil’ den ayrılmamız 19-10-2006 Perşembe sabahını buldu.
17-10-2006 Salı günü hava yağmurluda olsa o gün tümüyle bize ait bir gün oldu. Evden geç çıktık ve yapılması gereken işlerimiz vardı. O gün Karşıyaka’da kredi kartlarını ödemek için epey terledim. Bisiklet yağmurda da bir başka sürülüyor hani.(yüksüzken tabii.) Epey gezintinin ardından o günü de böyle kapattık.
18-10-2006 Çarşamba sabahı, Uludağ’ın 11.30 aracı ile Balıkesir’e gittim. Sağlık problemlerimi giderip ertesi günü yola devam etmemiz gerekiyordu. İznim sınırlı, vaktim ise kısıtlı idi. Burada can dostlarım Kemal ve Ceyhun ile yarenleşip hastanedeki işlerimi hallettikten hemen sonra, Bisiklet ailemizin Balıkesir’deki ferdi ‘’Vagus’’ sevgili Afşin arkadaşımızın yanına uğrayıp tanışma şansı yakaladım. Afşin’le yarenleşip paylaşmalardan sonra vedalaşıp ayrıldık. Kemal ve Ceyhun ile akşam iftar yemeğimizi yedikten hemen sonra oradan da ayrılma vaktim gelmişti. Akşam erken yatıp yarına hazırlanmam gerekiyordu. Daha yapmamız gereken hazırlıklar vardı.
Akşam Kemal ve Ceyhun Hakiki koç’un 19:30 aracına yetiştirdiler. İzmir’de soluğu almam bir oldu. İyi bir uyku beni bekliyor. Ek 15 günlük bir sürem var, bunu iyi kullanıp İstanbul’a evime erken vardığımda soluklu bir dinlenme şansımı kullanmalıydım.
Şimdi siz güzel insanlara, seyrimin kaldığım yerinden devamını sunmak istiyorum. Şimdiden iyi seyirler …
Köyceğiz yolundayız. Eşen’ den hareketle.
(link)
(link)
(link)
Sevda’nın yalnızlığı beni de üzmedi değil.
(link)
Köyceğiz’de arkadaşlarla vedalaşıp onlardan ayrıldım.
(link)
Kara böğürtlen kasabasının girişi.
(link)
(link)
Kara böğürtlen’den sonra ki köy. Çiçekli.
(link)
Bu güzel yerde köy kahvaltsı yapmanın bedeli 4 ytl.
(link)
(link)
(link)
Muğla Üniversite’sindeyim. Birazdan Can hocam burada yanımızda olacak.
(link)
(link)
İşte sevgili Can hocam ve eşi.
(link)
(link)
Can hocamlardayız. Bu güzel kız. Bisiklet ailemzin en küçük ferdi,sevgili Gizem.
(link)
(link)
(link)
Siz güzel insanlara ulaşmak adına internete girelim dedik.
(link)
Can hocam beni bırakıp, eve doğru yollandı. Bu arada birbirimizin bisikletlerini sürüp deneme şansımız oldu.
(link)
(link)
(link)
Sabah erkenden kalktım. Üniversitenin otel odasından dışarı çekilmiş bir kare.
(link)
(link)
Serdar Demirgören hocam. Kendisi ile üniversite misafirhanesinde tanıştık. Oda bir bisiklet tutkunu. Kendisi Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji ana bilim dalında görevli Ö. Üyesi
Likya Kral yolunu bisiklet ile gidilebilirliğini konuştuk.1200 km. lik bir yol.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Yatağan yol ayrımı.
(link)
Yatagan’da küçük bir mola.
(link)
Sizce burası neresi?
(link)
(link)
Yatağan Karaltı mevkiinde Sunpet (Opet) te dinlendim. Burada Burhan Uyar beyefendiyle tanıştık. Opet’ in bölge müdürü. Kendisi konaklamalarda nerde olursanız olun yardımcı oluruz diyerek duyarlılık gösterdi. İrtibat içinde telefonunu vermekten kaçınmadı. 0533 314 44 64 Türkiye nin neresinde olursanız olun opetlerde güvenli şekilde kalabilirsiniz. Sorun olursa aramayı unutmayın.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Çağrı ile Yatağanda birleştik.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
12- 10- 2006 Perşembe sabahı saat 8:30 da Pikap tarzı araçla yola çıktık. Doğrusu ya hem Sevda hem de ben bu işe epey incinmiştik. Sevda araç kasasında ben ise oturarak sohbet ve yarenliklerden uzak seyir halinde olmayı içlerimize sindirememiştik.
Eşen Köyceğiz arasındaki 11 Km.lik bu yolu yeşille bir bütün oluşturan Baba dağı ve görsel güzellikleri eşliğinde devam ederek gittik. Görmeyi çok istediğim Ölü deniz ve Kelebekler vadisinden yoksun kalarak Baba dağını sol tarafımızda bırakarak Fethiye’den de uzaklaştık. Bu arada yağmur tüm hızıyla devam ediyordu. Fethiye den sonra kısmen rampa gözümden kaçmadı. Araçla da gitsem yolları bisikletle gideceğimi düşünerek tanımaya çalışıyordum. Ölü deniz yaklaşık 17Km. içerde kalıyor. Kargı mevkii gerçekten görülmeye değer bir yer. Araç içinden dahi olsa inanılmaz görünüyor. Çamların arasından aşağı doğru süzülüyoruz, Sevda geliyor aklıma. Yerinde sükunetini koruyarak duruyordu.
Akdeniz‘i Ege bölgesinden ayıran Dalaman çayı ve köprüsünden de geçtikten sonra, Köyceğiz gölü ve ilerisindeki Dalyan gölü görülmeye değer ihtişamıyla bize gülümsedi. Dalaman da yağmurun kesilmesiyle birlikte bizimde Köyceğize varmamız bir oldu. Dostlarımıza teşekkür edip vedalaştıktan sonra Köyceğizin içine girip kahvaltı yapacak yerler arayıp o iş ve banka işlerini hallettikten sonra yola koyulduk.
Köyceğizden yaklaşık 17 Km. Sonra Kara böğürtlen kasaba yolu ayrımından sağa saparak devam ettim.Oranın bir çok bisikletçi tarafından kullanıldığını biliyordum.Kaldı ki daha sonra Muğla dan Can ağabeyimizin de yönlendirmesi ile bu teyit edilerek doğru yola sevk edilmem sağlandı.
Yaklaşık 35 Km. Sonra keyifli bir seyir ve rampanın ardında Muğla’ ya öncesinde ise Muğla girişindeki Muğla Üniversitesinin M kapısına vardım. Can hocamın kapıya haber vermesinden ötürü inanılmaz güzel karşılandım. Bir 5 Dk. Sonrada Can hocam ve eşi kapıda beliriverdiler. Küçük bir söyleşiden sonra Mustafa ve Can hocalarımın misafir perverlikleri neticesinde Üniversitemizin misafirhanesinde konakladım.
Akşam üstü hocamlar da iftarı açıp verimli söyleşimizden ve yaşanılan heyecanları paylaştıktan sonra dinlenmeye çekildim. Yaşadığım kıymetli her an için değerli abimiz Can hocam ve ailesine ailesinin biriciği bizim bisiklet ailemizin en küçük ferdi sevgili Gizeme içten teşekkür ediyorum.
13-10 -2006 Cuma sabahı saat 07:00 gibi uyandım. Kahvaltının ardından Can hocamla telefonda görüşüp oradan ayrıldım. Yollar uzun ve bizi bekleyen dostlarımız vardı.Sevgili Çağrı bodrumdan araç ile yola çıkacak ve birlikte Milas ta buluşacaktık.55 Km bu yolu 11:00 de yatağan da 15.00 gibi de Milas ta olarak aşabildik.
Sevgili Çağrı ile sıcak yaren ve tanışmamızın ardından yola koyulduk hemen. Bafa gölü kenarında konaklamayı düşünürken dilediğimiz gibi olmadı. Biraz geciktiğimizden ve tabi kesişme ve tesadüflerden hareketle, Selimiye ye bağlı Ekindere kasabasın da konakladık. Burada inanılmaz tesadüfler yaşadık. Benim Ürgüp ten yola çıktığımı öğrenen Ali Özbek adlı kişi ile küçük sohbetimizden sonra ev sahibimin asker arkadaşı olduğunu örendim. Bu olaydan sonra gerçekten de dünyanın ne kadar küçük olduğunu anlamış olduk.
Bu güzel köy sohpetlerinde inanılmaz öykülere yaşanmışlıklara bizlerde ortak olduk. Köyün en muzdarip olduğu olay, köye dayanan hırsızlarla ilgili olanıydı.Kamyonlarla gelen bu profesyonel hırsızlar köyün büyükbaş hayvanlarını beş dakika içerisinde tabiri cay itse kesip biçip gidiyorlarmış. Köylüler köyün alt tarafına bu yüzden mezbaha ne adını takmışlar. Daha ne acılar var bir bilseniz. Lütfü adalı amcamızdan Zeytinin öyküsünü dinlemek bizi bir kez daha emeklerimizin ve güzelliklerimizin kadrinin bilinmesi gerçekliğini öğretti. B ir zeytin ağacının on yılı aşkın bir sürede ürün verir hale geldiğini, yine bir ağaçdan 150- 200 Kğ.zeytin alınabildiğini, yine beş kğ. Zeytinden bir kğ.yağ çıktığını öğrendik. Yanı sıra çiğidinin de gübre sabun ve yakacak olarak tüketildiğini öğrendik.
Köy muhtarımız Ahmet Şevki Yükselin bize köy odasında ağırlaması ile yatma vaktimizin geldiğini de anlamış olduk.
14-10-2006 Cumartesi sabahı erkenden kalkıp 9:45 gibide kahvaltı yaptıktan hemen sonra yola koyulduk.13:36 gibi Bafa gölünü aşıp Doğuş Yol Şirketinde durakladık. Burada güzel yarenliklerin ve ikram edilen yemeğin ardından yola devam ettik. Söke üzerinden Ortaklara varıp orda konakladık. Burada İlçe jandarmadan yardım isteyerek nerde kalabiliriz konusunda küçük bir info ve beraberinde sıcak çaylarını içerek ağırlandık. Nöbetçi jandarma komutanı ve belediye başkanının da yardımı ile inanılmaz güzel bir şekilde ağırlandık. Erol er ağabeyimizin bu güzel mekanında iyi bir dinlenme şansı yakaladık.
Germençik İlçe jandarmaya bağlı Ortaklar Jandarma karakol Komutanlığına ve buradaki nöbetçi komutan Mehdi Yüce ve er arkadaşlarıma Belediye başkanımız Hümmet akı ve Ortaklardaki yardımı geçen tüm herkese teşekkür ediyorum.
15-10-2006 Pazar sabahı kahvaltımızı yaptıktan sonra 8:45 gibi Erol ağabeyimizin işlettiği tesislerden ayrıldık. İzmir il sınırına girmemiz o kadar uzun olmadı.Çok sevdiğim ve beni dinlendirdiğine inandığım Çamlık kasabasında biraz duraklayıp,düşler ülkesine giderek hülyalara daldım.
Cevriye ablamızın bize hazırladığı sade ve güzel kahvaltımızın ardından kendimizi yeşilliklerin arasına atarak tabiri cay itse yayıldık. Köyün divanesinin öyküsünü Cevriye ablamızdan dinledikten sonra, 11.30 gibi Efes’e doğru yola çıktık. Burada kültürel bir seyir yapma adına Efes antik kentine girdik. Yaşadığım bir olumsuzlukta dijital makinemin başına gelenlerdi. Antik kent içerisindeki kütüphane önünde çekilme esnasında kadın cağız elinden düşürünce olan oldu. Yolumuza kamera ve anolok makinelerimizle devam ettik. Efes müzesindeki arkadaşımızın ziyaretinin ardından Gaziemir’e kadar durmaksızın pedallara asıldık. 22.00 de vardığımız Gaziemir’de konaklamak üzere Çağrı’nın yakın dostu sevgili Okanlarda kaldık.
Okan ve cici ailesine bir kez daha teşekkür ediyorum. Gün içerisinde inanılmaz güzel ağırlandık.
16-10-2006 Pazartesi sabahı Okan ve Çağrı’nın birbirlerini uzun zamandır görmediklerinden akşam epey çene çaldık. Netice de sabah kalkma hazırlanma kahvaltı derken evden çıkmamız 12:00 buldu. Yolumuz direk İzmir’di. Burada dostlarımızla bir araya gelmenin yollarını aradık. Ata bisikletin sahibi ve iyi bir bisikletçi olan arkadaşımız sevgili Atalay Özdemir’in Plazasına doğru yollandık. Kendisi scott’un İzmir bayiliğini almış ve içerisini inanılmaz yok yoklarla doldurmuş idi. Küçük ama ederli bir alışverişin ardından ve dostlarımız sevgili Ati, Ali abi, federasyon il temsilcisi Birol Toraman hocam, Hakan Kandeydi hocamızla vedalaşmanın ardından Yönümüzü Karşıyaka ya doğru çevirdik. Burada güzel insan can dostumuz Serpilin evinde ağırlandık. Ağırlandık diyorum çünkü İzmir ve sevgili Serpil’ den ayrılmamız 19-10-2006 Perşembe sabahını buldu.
17-10-2006 Salı günü hava yağmurluda olsa o gün tümüyle bize ait bir gün oldu. Evden geç çıktık ve yapılması gereken işlerimiz vardı. O gün Karşıyaka’da kredi kartlarını ödemek için epey terledim. Bisiklet yağmurda da bir başka sürülüyor hani.(yüksüzken tabii.) Epey gezintinin ardından o günü de böyle kapattık.
18-10-2006 Çarşamba sabahı, Uludağ’ın 11.30 aracı ile Balıkesir’e gittim. Sağlık problemlerimi giderip ertesi günü yola devam etmemiz gerekiyordu. İznim sınırlı, vaktim ise kısıtlı idi. Burada can dostlarım Kemal ve Ceyhun ile yarenleşip hastanedeki işlerimi hallettikten hemen sonra, Bisiklet ailemizin Balıkesir’deki ferdi ‘’Vagus’’ sevgili Afşin arkadaşımızın yanına uğrayıp tanışma şansı yakaladım. Afşin’le yarenleşip paylaşmalardan sonra vedalaşıp ayrıldık. Kemal ve Ceyhun ile akşam iftar yemeğimizi yedikten hemen sonra oradan da ayrılma vaktim gelmişti. Akşam erken yatıp yarına hazırlanmam gerekiyordu. Daha yapmamız gereken hazırlıklar vardı.
Akşam Kemal ve Ceyhun Hakiki koç’un 19:30 aracına yetiştirdiler. İzmir’de soluğu almam bir oldu. İyi bir uyku beni bekliyor. Ek 15 günlük bir sürem var, bunu iyi kullanıp İstanbul’a evime erken vardığımda soluklu bir dinlenme şansımı kullanmalıydım.
Şimdi siz güzel insanlara, seyrimin kaldığım yerinden devamını sunmak istiyorum. Şimdiden iyi seyirler …
Köyceğiz yolundayız. Eşen’ den hareketle.
(link)
(link)
(link)
Sevda’nın yalnızlığı beni de üzmedi değil.
(link)
Köyceğiz’de arkadaşlarla vedalaşıp onlardan ayrıldım.
(link)
Kara böğürtlen kasabasının girişi.
(link)
(link)
Kara böğürtlen’den sonra ki köy. Çiçekli.
(link)
Bu güzel yerde köy kahvaltsı yapmanın bedeli 4 ytl.
(link)
(link)
(link)
Muğla Üniversite’sindeyim. Birazdan Can hocam burada yanımızda olacak.
(link)
(link)
İşte sevgili Can hocam ve eşi.
(link)
(link)
Can hocamlardayız. Bu güzel kız. Bisiklet ailemzin en küçük ferdi,sevgili Gizem.
(link)
(link)
(link)
Siz güzel insanlara ulaşmak adına internete girelim dedik.
(link)
Can hocam beni bırakıp, eve doğru yollandı. Bu arada birbirimizin bisikletlerini sürüp deneme şansımız oldu.
(link)
(link)
(link)
Sabah erkenden kalktım. Üniversitenin otel odasından dışarı çekilmiş bir kare.
(link)
(link)
Serdar Demirgören hocam. Kendisi ile üniversite misafirhanesinde tanıştık. Oda bir bisiklet tutkunu. Kendisi Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji ana bilim dalında görevli Ö. Üyesi
Likya Kral yolunu bisiklet ile gidilebilirliğini konuştuk.1200 km. lik bir yol.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Yatağan yol ayrımı.
(link)
Yatagan’da küçük bir mola.
(link)
Sizce burası neresi?
(link)
(link)
Yatağan Karaltı mevkiinde Sunpet (Opet) te dinlendim. Burada Burhan Uyar beyefendiyle tanıştık. Opet’ in bölge müdürü. Kendisi konaklamalarda nerde olursanız olun yardımcı oluruz diyerek duyarlılık gösterdi. İrtibat içinde telefonunu vermekten kaçınmadı. 0533 314 44 64 Türkiye nin neresinde olursanız olun opetlerde güvenli şekilde kalabilirsiniz. Sorun olursa aramayı unutmayın.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Çağrı ile Yatağanda birleştik.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)