heisenberg3910
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 28 Ağustos 2007
- Mesaj
- 696
- Tepki
- 344
- Şehir
- Ankara
24 Ocak da yapmış olduğumuz Altınapa Barajı gezisi...
Ekip iki kişiden oluşmaktadır:
1_ZÜREY
2_Onur (bir diğer deyişle waca)
Araçlar, aletler vesaire:
1_2 adet çift amortisörlü, bütün enerjiyi sömüren bisiklet
2_alyan anahtarı
3_ev anahtarı
4_kıyafet
2 genç insanın bir gün önceden kararlaştırdıkları ve daha önce hiç gitmedikleri Altınapa Barajı'na doğru yola çıkmalarıyla başlar bu trajedik ve komik hikaye.Başlarına gelecekleri bilmeden koyulurlar yola.
Waca, saat 6.40 da lahana gibi kat kat giyinerek çıkar yola Türmak Lisesi yakınlarından büyük bir heyecanla.
(link)
7 km ötedeki, Koyuncu Petrolün arkasında kalan Zürey in evine ulaşır 7.15de.Tüm hazırlıklar ve kontroller yapılır.
(link)
Yola koyulurlar.
(link)
Birkaç kilometre sonra.Gaz molası Dedim ya, herşey amatörce.Yanımızda ne pompa var, ne yama ne de başka birşey.Tabi bu insana ayrı bir heyecan katıyor.:rolleyes:
(link)
Tam gaz yola devam İstanbul Yolu ndan merama doğru...
(link)
(link)
Sallana sallana gittikleri ve uykularını açmak için uğraştıkları için saat 8.22 de merama varırlar
(link)
(link)
(link)
Tavusbaba Türbesi ne doğru
(link)
Türbeden görüntüler
(link)
(link)
(link)
Dera yolundan devam ederler gezilerine
(link)
Dikkat heyelan var.Girilmez!!!
(link)
Güneş yavaş yavaş yükselmeye başlar
(link)
Heyecanın doruğa çıktığı olay:
2 genç ilerlerken karşılarına 4-5 tane çoban köpeği çıkar.Gençler yavaşlarlar ve gözlerini köpeklerden kaçırarak soğuk kanlı bir şekilde yollarına devam ederler.Zürey öndedir ve tehlikenin çoğunu atlatmıştır.Fakat iki tane köpek hızla koşarak Wacanın tekerlerine zıplarlar.Waca pedala yüklenir ve 'kaç laaaan' diye bağırarak uzaklaşmaya çalışır fakat nafile, köpekler onu yemeyi kafaya koymuşlardır.Tam bu sırada bütün bu olayları izleyen büyük köpek olaya müdahale eder ve saldıran köpekleri durdurur.(sanırım köpeklerin reisiydi.Allah razı olsun kendisinden.çok babacan hayvanmış )Köpeklerden kurtulmayı başaran Waca, 5 metre ilerde kendisini izleyen ve gülmekten iki büklüm olan Züreyin yanına gelir ve oradan uzaklaşırlar.
Bu olayın ardından 20 metre ilerideki çeşmede yaşananları kendi pixellerince anlatmaya çalışan fotoğraflar
(link)
(link)
Rabb im ne güzel yaratmış.Her damlası bir ayrı güzel
(link)
Dülger Çeşmesi İçenlere afiyet,geçmişlere rahmet
(link)
Yol üzerinden manzaralar
(link)
(link)
(link)
Dere yatağı donmuştur.Bunu fırsat bilen gençler drift yapmaya kalkışırlar dakikalarca fakat 10 metre sele üzerinde kalabilen olmamıştır
(link)
(link)
Bir sakatlık çıkmadan dere yatağından çıkarlar ve yola devam ederler
(link)
VEEEE işte o an.Baraja ulaşırlar
(link)
(link)
Aman Allah ım.Buralarda hiçbir tesis, lokanta, büfe veya yiyecek bulunabilecek bir yer yok.Oysa gençler baraj yakınlarında mutlaka bir tesis vardır diye yanlarına yiyecek namına hiç birşey almamışlardır ve yol boyunca yemeği düşünerek avutmuşlardır kendini.Bu hayal kırıklığı gençlerin dünyasını başlarına yıkmıştır.Açlıktan ve yorgunluktan kendilerinden geçen gençler vakit kaybetmeden dönüş yolunu tutarlar.Bu sefer daha kısa ve zemini asfalt olduğu için anayolu seçerler.O da ne.Sürekli iniş olarak düşündükleri yol rampayla başlar.
(link)
Rampalar rampaları kovalar.Hiçbir araba durup da 'gençler, peynir ekmekle domates ister misiniz?' veya 'açmısınız gençler, etlekmek (etliekmek) ister misiniz?' demez
(link)
Zürey her seferinde rampanın biteceğini umut ederek önden gider.Yine önden gitmiştir ve Belen Başı na ulaşmıştır ve artık iniş başlamıştır.Arkadaşının gelmesini bekler.
(link)
Bir transporter yanaşır.Waca ve bisikleti içindedir.-Anlattığına göre kös kös dinlenirken bu araba yanına gelmiştir ve şöför 'nere giden ortaam? bin de seni de atıvıralım gonyaya' der.- Bunun üzerine Zürey de biner ve Konya ya doğru ilerlerler.
Tıp fakültesinin önünde inerek buldukları ilk markete girerler.Oradan da doğru eve.
Ve son durak.Saat 14.30.Yaklaşık 40km kadar pedal bastık ve 3 saat kadar sele üzerinde kaldık.
(link)
Bu hikaye de böyle sonlanır.Herkes mutludur.
Biraz uzun oldu galiba.Kusurlarım affola.Kendinize iyi bakın hepiniz
Ekip iki kişiden oluşmaktadır:
1_ZÜREY
2_Onur (bir diğer deyişle waca)
Araçlar, aletler vesaire:
1_2 adet çift amortisörlü, bütün enerjiyi sömüren bisiklet
2_alyan anahtarı
3_ev anahtarı
4_kıyafet
2 genç insanın bir gün önceden kararlaştırdıkları ve daha önce hiç gitmedikleri Altınapa Barajı'na doğru yola çıkmalarıyla başlar bu trajedik ve komik hikaye.Başlarına gelecekleri bilmeden koyulurlar yola.
Waca, saat 6.40 da lahana gibi kat kat giyinerek çıkar yola Türmak Lisesi yakınlarından büyük bir heyecanla.
(link)
7 km ötedeki, Koyuncu Petrolün arkasında kalan Zürey in evine ulaşır 7.15de.Tüm hazırlıklar ve kontroller yapılır.
(link)
Yola koyulurlar.
(link)
Birkaç kilometre sonra.Gaz molası Dedim ya, herşey amatörce.Yanımızda ne pompa var, ne yama ne de başka birşey.Tabi bu insana ayrı bir heyecan katıyor.:rolleyes:
(link)
Tam gaz yola devam İstanbul Yolu ndan merama doğru...
(link)
(link)
Sallana sallana gittikleri ve uykularını açmak için uğraştıkları için saat 8.22 de merama varırlar
(link)
(link)
(link)
Tavusbaba Türbesi ne doğru
(link)
Türbeden görüntüler
(link)
(link)
(link)
Dera yolundan devam ederler gezilerine
(link)
Dikkat heyelan var.Girilmez!!!
(link)
Güneş yavaş yavaş yükselmeye başlar
(link)
Heyecanın doruğa çıktığı olay:
2 genç ilerlerken karşılarına 4-5 tane çoban köpeği çıkar.Gençler yavaşlarlar ve gözlerini köpeklerden kaçırarak soğuk kanlı bir şekilde yollarına devam ederler.Zürey öndedir ve tehlikenin çoğunu atlatmıştır.Fakat iki tane köpek hızla koşarak Wacanın tekerlerine zıplarlar.Waca pedala yüklenir ve 'kaç laaaan' diye bağırarak uzaklaşmaya çalışır fakat nafile, köpekler onu yemeyi kafaya koymuşlardır.Tam bu sırada bütün bu olayları izleyen büyük köpek olaya müdahale eder ve saldıran köpekleri durdurur.(sanırım köpeklerin reisiydi.Allah razı olsun kendisinden.çok babacan hayvanmış )Köpeklerden kurtulmayı başaran Waca, 5 metre ilerde kendisini izleyen ve gülmekten iki büklüm olan Züreyin yanına gelir ve oradan uzaklaşırlar.
Bu olayın ardından 20 metre ilerideki çeşmede yaşananları kendi pixellerince anlatmaya çalışan fotoğraflar
(link)
(link)
Rabb im ne güzel yaratmış.Her damlası bir ayrı güzel
(link)
Dülger Çeşmesi İçenlere afiyet,geçmişlere rahmet
(link)
Yol üzerinden manzaralar
(link)
(link)
(link)
Dere yatağı donmuştur.Bunu fırsat bilen gençler drift yapmaya kalkışırlar dakikalarca fakat 10 metre sele üzerinde kalabilen olmamıştır
(link)
(link)
Bir sakatlık çıkmadan dere yatağından çıkarlar ve yola devam ederler
(link)
VEEEE işte o an.Baraja ulaşırlar
(link)
(link)
Aman Allah ım.Buralarda hiçbir tesis, lokanta, büfe veya yiyecek bulunabilecek bir yer yok.Oysa gençler baraj yakınlarında mutlaka bir tesis vardır diye yanlarına yiyecek namına hiç birşey almamışlardır ve yol boyunca yemeği düşünerek avutmuşlardır kendini.Bu hayal kırıklığı gençlerin dünyasını başlarına yıkmıştır.Açlıktan ve yorgunluktan kendilerinden geçen gençler vakit kaybetmeden dönüş yolunu tutarlar.Bu sefer daha kısa ve zemini asfalt olduğu için anayolu seçerler.O da ne.Sürekli iniş olarak düşündükleri yol rampayla başlar.
(link)
Rampalar rampaları kovalar.Hiçbir araba durup da 'gençler, peynir ekmekle domates ister misiniz?' veya 'açmısınız gençler, etlekmek (etliekmek) ister misiniz?' demez
(link)
Zürey her seferinde rampanın biteceğini umut ederek önden gider.Yine önden gitmiştir ve Belen Başı na ulaşmıştır ve artık iniş başlamıştır.Arkadaşının gelmesini bekler.
(link)
Bir transporter yanaşır.Waca ve bisikleti içindedir.-Anlattığına göre kös kös dinlenirken bu araba yanına gelmiştir ve şöför 'nere giden ortaam? bin de seni de atıvıralım gonyaya' der.- Bunun üzerine Zürey de biner ve Konya ya doğru ilerlerler.
Tıp fakültesinin önünde inerek buldukları ilk markete girerler.Oradan da doğru eve.
Ve son durak.Saat 14.30.Yaklaşık 40km kadar pedal bastık ve 3 saat kadar sele üzerinde kaldık.
(link)
Bu hikaye de böyle sonlanır.Herkes mutludur.
Biraz uzun oldu galiba.Kusurlarım affola.Kendinize iyi bakın hepiniz