Begler bizim tek bir şeye ihtiyacımız var bütün bu yazışmalardan çıkardığım sonuca göre. Oda batılıların rasyonalite dediği akılcılık. Bir koca gündür tartışılan eskilerin kocakarı hikayelerini, pehlivan tefrikalarını hatırlatıyor. Geçmişte menakıpnameler üreten bu topraklar şimdide desteksiz şehir efsaneleri üretmeye devam ediyor. Belkide zihnimiz buna inanmayı ağır zihni deneyimleme yanında kendi için bir kurtuluş görüyor. Bir yığın karmaşık üretimi planlamak ve ete kemiğe dönüştürmek için harcanacak onca zahmetli ve bazen geri dönüşü olmayan bir süreç varken işin kolayına kaçmak bize kafa konforunu getiriyor.
Atilla belirlemiş olduğu hedefi gerçekleştirmek için bir girişimde bulundu. Bu rekoru gerçekleştirmek için para varmı yok, teknik destek; aerodinami, rüzgar tüneli, mekanik, malzeme mühendisliği, uygun araç seçimi, ilk yardım desteği varmı bence hiç biri yok. Rompelberg rekor denemesi öncesi bütün kemiklerini kırmış, şu fujiden kendini aşağı sallayan şahsın videosunu izlemişsinizdir en ufak bir aksilik neye mal oldu. Sebep sonuç ilişkisi hep es geçiliyor. Gelişmiş topluluklarda yapılan herşeyi form olarak bizde yapabiliriz diyoruz. Ama arkasında ne kadar büyük bir çaba olduğu görülmek istenmiyor. Meşhur örnekte madam curi keşif için 30000 deney yapıyor. En ufak bir mekanik araçta disiplinli bir mühendislik çalışması var.
180 km hız rekoru. Atillayı tanıyanlar söylesin kendini riske atmasın. Adam önünde seyreden aracın hızını kendi ayarlıyor bir elini gidondan bırakmış. Yarı çıplak bir vaziyette 100 km üzerinde hız. Şaka gibi. Peki altındaki aracın dayanımıma ne kadar güveniyor. Bize bir şey olmaz temel düsturumuz olmamalı.
Birde şu 30000 tl harcamak. Komik ötesi. Tanıdığım ne kadar cıbır, züğürt varsa bu tip avcı hikayelerini pek severdi.
Nedense benim rasyonalite filtremden bu tip hadiseler geçmiyor, inandırıcı gelmiyor. Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz. İcraat önemli benim için. İşte adam hız rekor kırmış belgeli, evraklı. Tamamdır benim için. Şeyh uçmaz mürit uçurur derler. Atilla yakında evliya makamına çıkarsa şaşmam. Dünyada gerçekleşen başarıya bakarım. 2003 te ki ırak savaşında saddamın sözcüsü el duri diye bir adam vardı. Amerikan uçakları bağdatın tepesinde uçuşurken adam bir yerden mülakat veriyor askerlerimiz bütün düşman kuvvetlerini geri püskürttü yok etti diye. Gözünün ucuda havada, uçakların sesi geliyor. Yani böyle olmayalım diyorum gerçekçi olalım, disiplin içinde akılcılıkla iş yapalım.
benim bütün bu tartışmadan elde ettiğim sonuç bisikletin hayat kurtardığı oldu. Nasılmı. Atilla nın tipine bakan onu 30 lu yaşlarda zanneder. Oysaki anlatıldığına göre damadı belkide torunu bile varmış. Yaşıtları eline bastonu almak üzereyken atilla filinta gibi duruyor. Bu durumun tek açıklaması bisiklet gibi geliyor.
ronnie James in lafını eğip bükerek (kudret abi toprağı bol olsun diyelimmi bu arada) longlayf velespit.