Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

14 Mart Salı Günü Bir İstanbul Hikayesi

tayfur

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mayıs 2005
Mesaj
1.621
Tepki
993
Şehir
İstanbul
Dün sabah hava tam sevdiğim gibiydi: Yağmurlu, 3 derece civarında, güneşsiz. Şehrin 3 farklı yerinde halletmem gereken işlerim vardı, otobüse, minibüse, taksiye binip inmekle uğraşacağıma Kron'uma atladım ve yola çıktım.

İstanbulu bilen arkadaşlar için tur planımı anlatayım. Küçükyalı'dan 09:00 da çıkış. 9:40 da Yeşil Bisiklet'e uğrama. 10:10 da Altunizade Lisans Bürosu'nda Bisikletçi Lisansı'nı yeniletme. 12:00'da Bakırköy Bike&Outdoor'a uğrama. 15:00'da Yenibosna'daki iş yerine gidip 3,5 saat mesai. Okulu bir günlük asmıştım.

Sabah dokuzda çıktım ve ÇOK AŞIRI ıslanmadan Yeşil'e vardım. Formula göbekli, 28 telli, IS2000 disk uyumlu o caanım jant setinin V-frene uymadığını öğrenip yıkıldım. Yeni gözlüklerden bir adet aldım ve lisans bürosu için yola çıktım. Yağmur epey hızlanmıştı.

Lisans bürosuna üstüm başım çamurlu ve elimde kaskla gidince oradaki babacan müdür, genç görevliye "Bisikletçinin işini yapın da gitsin zaten fırtına çıktı." dedi. Sağolsunlar işim beş dakikada bitti.

Burhan Felek'in olduğu tepeden Kadıköye inmem yaklaşık 55 km hızla 5 dakikadan az sürdü. Kadıköyde beni bir soru bekliyordu: Vapur mu Deniz Otobüsü mü? Deniz otobüsüne binersem yolum çok kısalacaktı ve 0 derece sıcaklığın 45 km/s rüzgarın olduğu böyle muhteşem bir gün kaçırılmamalıydı. Ben de vapura bindim. Vapurdan inince tamamen rüzgara karşı ve su içinde yapacağım 15 kilometrelik yolculuğu düşünerek, iskelede bir tane patatesli açma yedim. Fiyatı kendisinden tuzluydu. Vapura bindim ve düşük sıcaklık kendisini hissettirmeye başladı. Bütün vücudum ince naylonumsu bisiklet elbiseleriyle kaplıydı ve güya teknolojik bu giysiler, içinde bulunduğum koşullar altında iflas ettiler. Isınmak için sırılsıklam bir uzun kollu eşofman üstüne güveniyordum tabii ki pek işe yaramıyordu! Vapur Eminönü'ne yanaşırken ben titreme krizleri geçiriyordum ama mutsuz değildim.

Benim için iyi bir bisiklet turunun ölçüsü 2 şey olabilir: 1- Arkadaşlarla yapılan sohbet, 2-Eğer yalnızsanız çektiğiniz acının miktarı. Soğuktan acı çekmeyi herkese tavsiye ederim. Zihninizi yeni seviyelere açıyor. Egonuzu azıcık olsun ezerek olması gereken kıvama yaklaştırıyor. Her ne hâl ise. Eminönü'nde indim. Hâla açtım ama param yoktu. Ben de pedal çevirerek karnımı doyurdum. Bir iki yudum da mataramdan su içtim.

Telefonumdan girdiğim web sitesinde hava sıcalığının -1 derece olduğunu söylüyordu. Rüzgar düşünülmeden tabii. Hypothermia geçirmeden iş yerine ulaşmamın tek yolu deliler gibi pedal basmaktı, ben de öyle yaptım. Sahilyolunun kıyısı Bakırköy'e kadar su altındaydı ama aldırmadım. Kimi zaman kaldırıma çıkarak kimi zaman yolun kıyısından giderek ilerledim.

Surların dışına çıkana kadar hızımı genelde 32-33 civarında tuttum. Daha sonra soğuk etkisini gösterdi ve kalan 6-7 kilometre boyunca 25-26 km/s hız yapabildim. Bakırköye yaklaşırken bir benzincide gördüğüm gösterge sıcaklığın hâlâ eksi 1 derece olduğunu söylüyordu. Yol boyunca yer yer beni devirecek kadar kuvvetli esen rüzgarı ve hiç durmadan yağan sulu karı düşündüm. Gerçekten iyi vakit geçiriyordum.

Bakırköy'e Bike&Outdoor'a geldim. Birkaç saat burada geçirdim. Bsikletimin arka değiştiricisi bakımsızlıktan işlememeye başladı. Halil'in tavsiyesi üzerine bu aralar değiştiriciyi bir geceliğine çözücüye yatırıp tekrar yağlayacağım herhalde. Pazar günü ölüm tehlikesi atlatan Aram bisikletimin ayarlarını yaptı ben de iş yerine gitmek üzere yolun son kısmına çıktım.

Hava sıcaklığı bu son 10 kilometrede 1 derece civarındaydı. Arabaların sileceklerini son hızda çalıştırmalarına sebep olacak bir yağmur ve bisikleti düz bir çizgide tutmayı imkansız kılan şiidetli bir rüzgar da tabii bu sıcaklığın hediyeleridir. Hızım burada çok düştü, yokuşlar ve trafik yolumu kesiyorlardı, açlık ve düşük sıcaklık ise ciddi ciddi canımı yakmaya başlamıştı. Nefs terbiyesi dedikleri bu olsa gerek dedim kendi kendime.

İş yerine vardığımda 45 kilometre olmuştu. Bisikletçilerde çok vakit harcamıştım ve vapur da hava yüzünden uzun sürmüştü. Vücut ısım tehlikeli şekilde düşmüştü ve ayaklarımı, elerimi hissedemiyordum. Hayatımın en iyi bisiklet gezilerinden birisiydi. Sadece 45 kilometreydi.
 
Scudo
ahahah felsefe sevmem diyorsunuz ama tayfur bey, siz zen'e ulasmissiniz zaten bu kadar aciyla :D hem aclik, hem soguk :D supermis.. de ... ben donus yolunu merak ettim!!!
 


hipotermiye girmiş.
termoforlarla biraz toparlanmış :D

şaka bi yana..
kişilerin bisikletten ne şekilde keyif aldıkları ayırımı için iyi bir örnek daha oldu.
 
güzel güzel yezmışsınızda... içime üşüme geldi.
hem açlık... hem rüzgar... hem yağmur...:Skull-175
hiç bana göre değil;)
 
İşte budur !
Helal sana dostum.
Bu heyecana sahip insanlara ihtiyacımız var.
Helal sana.

Hakan KAYIŞLIGİL
 
  • Beğen
Tepkiler: tayfur
Valla Tayfur ne diyiiim.
Helal sana !...
Yağmur,çamur,rüzgar ....
25 km ile 33 km arası sürat yokuş aşağı 55 hemde yağmurda ....
Adrenalin bu olsa gerek ...
 
  • Beğen
Tepkiler: tayfur
Wayyy be....:) sasirdim.. brawo.... insanin boyle gezintilerde yada yolculuklarda bi es bulamamsi bi icimi urpertti... :) neyse ki soguktan aci cekmeninde tadina varabilecegiz........:rolleyes:



Nedir o trafik kesmekesi durdurabilir mi ki!
 
Yağmurlu havalarda bisiklet keyifli oluyor da, soğuk olan yağmurlu havalar da sağlığımızı tehlikeye atıyormuşuz gibi düşünüyorum Tayfur.
Belkide yaş ilerledikçe bu tip endişelerin içine çakılıp kalıyorumdur :)
Cesaretine hayran kaldım.
Sewgiler
 
gerçekten biraz tehlike vardı. nitekim şu anda hasta yatıyorum. :) sewgiler abi :)
 
bravo tayfur işte mtbci öyle olur azimli vce dayanıklı..! helal olsun....
 
öncelikli Olarak Geçmiş Olsun Dileklerimi Sunayim. Valla Ne Yalan Söyliyim Ama Yağmurlu Havada Bisiklete Binmeyi Hiç Sevmiyorum. çok Sulu Oluyo.:) :) Hasta Olmayi Göze Aldiniz Sanirim...
Sevgiler...
 
Geri