Necati Bilgen
Daimi Üye
- Kayıt
- 28 Temmuz 2005
- Mesaj
- 337
- Tepki
- 793
- Şehir
- Bakırköy, İstanbul
14 Ağustos 2006, Pazartesi
Sivas - Hafik - Zara - İmranlı
Sigarasız, alkolsüz, sporla içiçe yaşayan 68 yaşındaki bir insanın, bisiklet üstünde Anadolu yollarındaki serüveni…
Batı’dan Doğu’ya, Orta Anadolu Turu devam ediyor... Sivas Öğretmenevi'nde sabah kahvaltısı oda fiyatına dahil... Bu turda ilk defa Öğretmenevi'nde açık büfeden kahvaltı yapıyorum. Kahvaltıdan sonra, yola çıktığımda saat 07:50, sıcaklık 27,8 dereceydi... 4,30. km'de, yol kenarındaki tabela Hafik 34, Erzincan 242 gösteriyor.
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/1.jpg
Sivas'tan Seyfebeli tırmanışına doğru...
Bir süre sonra, eğimi hayli fazla, iki kilometrelik Seyfebeli tırmanışını yapıyorum... Seyfebeli Geçidi tabelasında, rakım 1450 metre yazılı... Sonrasında, çift yönlü güzel bir yoldan devam ediyorum. Görüş açık, trafik yok... 4,5 km'lik yolda 52 km. hızla zevkli bir iniş yapıyorum...
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/2.jpg
Seyfebeli Geçidi...
Yol kenarındaki tarlaların bir kısmı sürülmüş boş, bir kısmı biçilmiş altın renkli buğday sapları kalıntılarıyla dolu. Toprak renk değiştiriyor; beyaz, daha sonra kahverenge dönüşüyor... Yola çıkışımın 28. km'sinde ulaştığım ilk köy olan Emre Köyü'nden hızla geçiyorum. Yol tabelasında Zara 32 km yazılı... 45. km'ye kadar iniş ve çıkışlı yollar devam ediyor. Sonrası düz, kalın mıcır asfalt...
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/3.jpg
Sivas'tan 56 km sonra Tedüre Gölü... İki renkli su...
56,39. km'de, sol tarafımda Tedüre Gölü var. Yol ile dağlar arasında küçük bir göl. Üstündeki martılara hayret ediyorum... Biraz ilerleyip, tekrar göle baktığımda su ilginç renklere bürünüyor.
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/4.jpg
Tedüre Gölü'nden sonra yol inşaatı ile karşılaşıyorum... Çok kötü, iri taşlı ve tozlu yol...
Ufak bir tırmanıştan sonra yol inşaatı yüzünden, toz duman içinde ilerlemeye çalışıyorum. Genişletilen yola kalın malzeme dökülmüş, ağır vasıtaların geçişinde, 20 metre ilerisi görünmüyor... Bu vaziyette yol 9 km sürüyor. Büyük taşlardan sakınarak, hoplıyarak gayet yavaş yol alıyorum.
Yol kenarındaki benzin istasyonunun lokantasına kendimi atıyorum. Elimi, yüzümü yıkayıp, henüz yeni çıkmış, ilk kepçe benden, taze fasulye ve pilavı kaşıklamak ve soğuk su iyi geliyor. Lokantacı biraz ileride, Zara ayırımında bozuk yolun biteceğini söylüyor. Yola çıktıktan 500 metre sonra, yol çift yönlü yola dönüşüyor. Siyah kalın mıcır asfaltta iniş ve çıkışlarla yola devam ediyorum. Yolda trafik yok denecek kadar az. Sıcaklık 42,3°... Yorulmaya başladım...
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/5.jpg
İmranlı... Erzincan'a gitmek için otobüs beklerken...
Zara’dan sonra İmranlı'ya kadar hiçbir yerleşim yeri yok. İmranlı tabelasından sonra soldaki dinlenme tesisine geldiğimde, saat 16:31, kilometre saatimde 106,96 km'de olduğumu gösteriyordu... İmranlı'da öğretmenevini soruyorum. Benim kaydıma göre yok. Olmadığını, ama bir misafirhane olduğunu öğreniyorum... Ertesi günkü yolu soruyorum; 2-3 km sonra, 10 km'lik yol inşaatı olduğunu ve yolun iniş ve tırmanışlarla dolu olduğunu söylüyorlar...
Oturup düşünüyorum, bir karar vermem lazım... Yoruldum, evi özledim... Oğlum da 'yeter artık dön' deyip duruyor... Yollar, evde yapılan planlara pek uymuyor ve yolum daha çok uzun... Burada otobüsler mola veriyorlarmış... Saat 19:00'dan sonra, hem Kars, hem İstanbul istikametine buradan otobüs geçeceğini öğreniyorum... Erzurum’a transit geçenler de olurmuş... Ve turumu burada sonlandırmaya karar veriyorum... Ama, İstanbul mu, Erzincan mı?..
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/h1.jpg
Sivas - Hafik - Zara - İmranlı yol güzergahı...
Erzincan’dan Serkan’a geleceğimi bildirmiştim. O tarafa gitmeyi ve Erzincan’ı da görmeye karar verip, yolun karşısına geçiyor, çantaları söküp bekliyorum... Böylece Bisikletle Batıdan Doğuya Orta Anadolu Turu'mu burada bitirmiş oluyorum...
Birbuçuk saat sonra bir otobüs geliyor... El sallıyorum duruyor... Camda, Erzincan-Erzurum yazıyor... Muavinin acelesi yüzünden, bisiklet bagaja dik sığmıyor... Ama, yer çok yatırıyorum, çantaları da yanına, ben de içeri... Oh be!.. Yolum bu sefer otobüsle... Otobüsün yarısı boş...
İki-üç km'den sonra, bir toz bulutuna giriyoruz ve otobüs yol yapımı sebebiyle çok yavaşlıyor. Aynı Zara yolu gibi, uzun bir gidişten sonra dar, tek yönlü iniş ve çıkışlarla yolu camdan izliyorum... İsabetli karar verdiğime inanıyorum... Dört tekerlek üstünde olmak da güzelmiş... Bu düşünce belki yorgunluktan ama, burada bırakmanın hüzünlüğü ve üzgünlüğü de var...
Refahiye'den sonra bir tırmanış ve çok uzun virajlarla dolu iniş... Sakaltutan Geçidi'ni (2,160 m.) tırmanış ve inişten sonra Erzincan otogarına giriyoruz. Bisikleti bagajdan çıkarınca etrafıma meraklılar toplanıyor. Yol boyunca tuhaf bakışlar ve sorulara burada da muhatap oluyorum. Hemen Serkan'ı arıyorum; üç dakika sonra geliyor...
Genç bir bisiklet sever... Sanki onyıllık arkadaş gibi, sarılışmalar, çocuğun sevinçten gözleri parlıyor... Bu ne sevgi ve bekleyiş... Tabii ki, bu BİSİKLET SPORU sevgisi, Türk misafirperverliği... Öğretmenevi'ne gitmek istiyorum, kapısına kadar gidiyoruz... Beni evine götürmek istiyor, orada daha çok konuşuruz ve bilgisayarda gezilerimi gösterir, internette yazılarını yazarsın diyor... Ben de uygun görüyorum... Annesine haber veriyor...
Erzincan'ın geniş ve temiz sokaklarında, Serkan'ın tek katlı bahçeli evine geliyoruz. Annesi Gülsen hanım ve kızını almaya gelen ağabeyi ile tanışıyorum. Evdekileri rahatsız etmekten çekiniyorum. Serkan beni kendi odasına alıyor, çantaları da oraya koyuyor. Samimiyetine dayanamıyorum. Havlu veriyorlar, banyo yaptıktan sonra, oturup konuşuyoruz. Ve bilgisayarın başına geçiyoruz. Benim işten sonraki saatlerim burada geçiyor diyor... Ardından beni, minibüsle çarşıdaki meşhur dönerciye götürüyor... Döner ve sütlaç yiyip, tekrar dönüyoruz...
Benim İstanbul'a dönmeyip, Erzincan'a gelişime, tekrar tekrar memnun olduğunu söylüyor. Eve geldiğimizde babası Muzaffer Bey'le tanışıyorum. Beni konuk ettikleri için teşekkür ediyorum... Sonra Serkan'ın odasında, bilgisayarın başında saat 24:00'e kadar gezileri, bana yazılan tebrikleri okuyup, yatıyoruz. Oda sıcak, biraz daldıktan sonra, uyanıyorum, yol ve bazı cevaplar aklıma takılıyor, uyuyamıyorum, belki de yorgunluktan...
13. Gün… Batı’dan Doğu’ya, Orta Anadolu Turu…
14 Ağustos 2006, Pazartesi
Sivas - Hafik - Zara - İmranlı
Çıkış saati : 07:50
Varış saati : 16:31
Yapılan km. : 106,90 km.
Pedal süresi : 7:37:32 km/saat
Ortalama hız : 16,99 km
En yüksek hız : 52 km.
Otobüsle : İmranlı - Erzincan 143 km.
(Devam edecek...)
Sivas - Hafik - Zara - İmranlı
Sigarasız, alkolsüz, sporla içiçe yaşayan 68 yaşındaki bir insanın, bisiklet üstünde Anadolu yollarındaki serüveni…
Batı’dan Doğu’ya, Orta Anadolu Turu devam ediyor... Sivas Öğretmenevi'nde sabah kahvaltısı oda fiyatına dahil... Bu turda ilk defa Öğretmenevi'nde açık büfeden kahvaltı yapıyorum. Kahvaltıdan sonra, yola çıktığımda saat 07:50, sıcaklık 27,8 dereceydi... 4,30. km'de, yol kenarındaki tabela Hafik 34, Erzincan 242 gösteriyor.
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/1.jpg
Sivas'tan Seyfebeli tırmanışına doğru...
Bir süre sonra, eğimi hayli fazla, iki kilometrelik Seyfebeli tırmanışını yapıyorum... Seyfebeli Geçidi tabelasında, rakım 1450 metre yazılı... Sonrasında, çift yönlü güzel bir yoldan devam ediyorum. Görüş açık, trafik yok... 4,5 km'lik yolda 52 km. hızla zevkli bir iniş yapıyorum...
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/2.jpg
Seyfebeli Geçidi...
Yol kenarındaki tarlaların bir kısmı sürülmüş boş, bir kısmı biçilmiş altın renkli buğday sapları kalıntılarıyla dolu. Toprak renk değiştiriyor; beyaz, daha sonra kahverenge dönüşüyor... Yola çıkışımın 28. km'sinde ulaştığım ilk köy olan Emre Köyü'nden hızla geçiyorum. Yol tabelasında Zara 32 km yazılı... 45. km'ye kadar iniş ve çıkışlı yollar devam ediyor. Sonrası düz, kalın mıcır asfalt...
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/3.jpg
Sivas'tan 56 km sonra Tedüre Gölü... İki renkli su...
56,39. km'de, sol tarafımda Tedüre Gölü var. Yol ile dağlar arasında küçük bir göl. Üstündeki martılara hayret ediyorum... Biraz ilerleyip, tekrar göle baktığımda su ilginç renklere bürünüyor.
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/4.jpg
Tedüre Gölü'nden sonra yol inşaatı ile karşılaşıyorum... Çok kötü, iri taşlı ve tozlu yol...
Ufak bir tırmanıştan sonra yol inşaatı yüzünden, toz duman içinde ilerlemeye çalışıyorum. Genişletilen yola kalın malzeme dökülmüş, ağır vasıtaların geçişinde, 20 metre ilerisi görünmüyor... Bu vaziyette yol 9 km sürüyor. Büyük taşlardan sakınarak, hoplıyarak gayet yavaş yol alıyorum.
Yol kenarındaki benzin istasyonunun lokantasına kendimi atıyorum. Elimi, yüzümü yıkayıp, henüz yeni çıkmış, ilk kepçe benden, taze fasulye ve pilavı kaşıklamak ve soğuk su iyi geliyor. Lokantacı biraz ileride, Zara ayırımında bozuk yolun biteceğini söylüyor. Yola çıktıktan 500 metre sonra, yol çift yönlü yola dönüşüyor. Siyah kalın mıcır asfaltta iniş ve çıkışlarla yola devam ediyorum. Yolda trafik yok denecek kadar az. Sıcaklık 42,3°... Yorulmaya başladım...
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/5.jpg
İmranlı... Erzincan'a gitmek için otobüs beklerken...
Zara’dan sonra İmranlı'ya kadar hiçbir yerleşim yeri yok. İmranlı tabelasından sonra soldaki dinlenme tesisine geldiğimde, saat 16:31, kilometre saatimde 106,96 km'de olduğumu gösteriyordu... İmranlı'da öğretmenevini soruyorum. Benim kaydıma göre yok. Olmadığını, ama bir misafirhane olduğunu öğreniyorum... Ertesi günkü yolu soruyorum; 2-3 km sonra, 10 km'lik yol inşaatı olduğunu ve yolun iniş ve tırmanışlarla dolu olduğunu söylüyorlar...
Oturup düşünüyorum, bir karar vermem lazım... Yoruldum, evi özledim... Oğlum da 'yeter artık dön' deyip duruyor... Yollar, evde yapılan planlara pek uymuyor ve yolum daha çok uzun... Burada otobüsler mola veriyorlarmış... Saat 19:00'dan sonra, hem Kars, hem İstanbul istikametine buradan otobüs geçeceğini öğreniyorum... Erzurum’a transit geçenler de olurmuş... Ve turumu burada sonlandırmaya karar veriyorum... Ama, İstanbul mu, Erzincan mı?..
http://i81.photobucket.com/albums/j221/ssatir/bisiklet/necatibey/h1.jpg
Sivas - Hafik - Zara - İmranlı yol güzergahı...
Erzincan’dan Serkan’a geleceğimi bildirmiştim. O tarafa gitmeyi ve Erzincan’ı da görmeye karar verip, yolun karşısına geçiyor, çantaları söküp bekliyorum... Böylece Bisikletle Batıdan Doğuya Orta Anadolu Turu'mu burada bitirmiş oluyorum...
Birbuçuk saat sonra bir otobüs geliyor... El sallıyorum duruyor... Camda, Erzincan-Erzurum yazıyor... Muavinin acelesi yüzünden, bisiklet bagaja dik sığmıyor... Ama, yer çok yatırıyorum, çantaları da yanına, ben de içeri... Oh be!.. Yolum bu sefer otobüsle... Otobüsün yarısı boş...
İki-üç km'den sonra, bir toz bulutuna giriyoruz ve otobüs yol yapımı sebebiyle çok yavaşlıyor. Aynı Zara yolu gibi, uzun bir gidişten sonra dar, tek yönlü iniş ve çıkışlarla yolu camdan izliyorum... İsabetli karar verdiğime inanıyorum... Dört tekerlek üstünde olmak da güzelmiş... Bu düşünce belki yorgunluktan ama, burada bırakmanın hüzünlüğü ve üzgünlüğü de var...
Refahiye'den sonra bir tırmanış ve çok uzun virajlarla dolu iniş... Sakaltutan Geçidi'ni (2,160 m.) tırmanış ve inişten sonra Erzincan otogarına giriyoruz. Bisikleti bagajdan çıkarınca etrafıma meraklılar toplanıyor. Yol boyunca tuhaf bakışlar ve sorulara burada da muhatap oluyorum. Hemen Serkan'ı arıyorum; üç dakika sonra geliyor...
Genç bir bisiklet sever... Sanki onyıllık arkadaş gibi, sarılışmalar, çocuğun sevinçten gözleri parlıyor... Bu ne sevgi ve bekleyiş... Tabii ki, bu BİSİKLET SPORU sevgisi, Türk misafirperverliği... Öğretmenevi'ne gitmek istiyorum, kapısına kadar gidiyoruz... Beni evine götürmek istiyor, orada daha çok konuşuruz ve bilgisayarda gezilerimi gösterir, internette yazılarını yazarsın diyor... Ben de uygun görüyorum... Annesine haber veriyor...
Erzincan'ın geniş ve temiz sokaklarında, Serkan'ın tek katlı bahçeli evine geliyoruz. Annesi Gülsen hanım ve kızını almaya gelen ağabeyi ile tanışıyorum. Evdekileri rahatsız etmekten çekiniyorum. Serkan beni kendi odasına alıyor, çantaları da oraya koyuyor. Samimiyetine dayanamıyorum. Havlu veriyorlar, banyo yaptıktan sonra, oturup konuşuyoruz. Ve bilgisayarın başına geçiyoruz. Benim işten sonraki saatlerim burada geçiyor diyor... Ardından beni, minibüsle çarşıdaki meşhur dönerciye götürüyor... Döner ve sütlaç yiyip, tekrar dönüyoruz...
Benim İstanbul'a dönmeyip, Erzincan'a gelişime, tekrar tekrar memnun olduğunu söylüyor. Eve geldiğimizde babası Muzaffer Bey'le tanışıyorum. Beni konuk ettikleri için teşekkür ediyorum... Sonra Serkan'ın odasında, bilgisayarın başında saat 24:00'e kadar gezileri, bana yazılan tebrikleri okuyup, yatıyoruz. Oda sıcak, biraz daldıktan sonra, uyanıyorum, yol ve bazı cevaplar aklıma takılıyor, uyuyamıyorum, belki de yorgunluktan...
13. Gün… Batı’dan Doğu’ya, Orta Anadolu Turu…
14 Ağustos 2006, Pazartesi
Sivas - Hafik - Zara - İmranlı
Çıkış saati : 07:50
Varış saati : 16:31
Yapılan km. : 106,90 km.
Pedal süresi : 7:37:32 km/saat
Ortalama hız : 16,99 km
En yüksek hız : 52 km.
Otobüsle : İmranlı - Erzincan 143 km.
(Devam edecek...)