KevSerSeri
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 2 Ağustos 2006
- Mesaj
- 1.351
- Tepki
- 3.345
- Şehir
- Ankara
Merhaba Arkadaşlar...
Dünkü Eymir gezisinden sonra evde oturup biraz tembellik yapmak biraz dizimi dinlendirmek ve biraz da evi toparlamayı düşünüyordum.
DÜnkü gezi yazısını nete atarken msnden bir kıpraşım geldi. Hadi tura çıkalım diye. Yok canım ne turu. Dizimi dinlendirmeliyim. Hem mutfak kalk gidelim diyor bi sürü işim var hayatta olmaz dedim. Dedim ama bir kez daha büyük konuşulmacayağını gördüm.
Murat belki vazgeçer diye planlarımı anlatarak ancak akşama doğru çıkarız dedim. Ona da tamam demesin mi. Kevs söz verdi bir kere dönemez. Nette işim biter bitmez mutfağa gittim. Ne bulduysam bulaşık makinasına dizdim kalanları da elimde yıkadım. Ta ta taaam ben hazırım.
Akşam 5 gibi Bakanlık'ta buluştuk. Dedim sakın bana yokuış çıkartmayın dizim çok kötü. İyi ki uyarmışım taa TRT'ye tırmandık. Uyarmasam bi Elmadağ yapardık herhalde.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7660.jpg
Ormanda ışıklarımızı kapatarak patikalardan inmeye başladık takır tukur. İnanılmaz zevkli bir o kadar da tehlikeliydi.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7661.jpg
Uzun zamandır ilk defa gezdiğimi anladım. Bir yere koşturmuyorduk. Kimi zaman düz yolda bile bisikletten inip muhabbet ederek yürümeye başladık.
Ken'in arpası fazla gelmiş olacak ki bgn yerinde duramıyor. Bende ise tuhaf bir sessizlik ve dinginlik var. Haret ettik hayra alamet değil diyerek. Muratla nani nani gidreken bi ara halolo halo halo gibi bir bağrış duydum. Ben yoldaki çukurları görmeye çalışırken ağacın arkasına saklanan Ken bisikleti Murat'ın üzerine salınca karanlıktan üzerine neyin geldiğini anlayamayan Murat donup kaldı. O korkudan, biz gülmekten donumuza kaçırdık... Vallaha gülmekten kaburgaarım ağrımış, Ken de uzun süre yerden kalkmadı siz tahmin edin işte gerisini...
Murat ruhunu teslim ederken;
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7663.jpg
Ken burda süper mekanlar var dur ben keşfediyim diye çıktı bir tepeye. Yaw Ken etme eyleme ben demiştim demek istemiyorum dedim ama nerdeeee. Tutabilene aşk olsun. Bu gece n'oldu bu çocuğa anlamadım gitti. Ben kaptırdım yokuş aşağı iniyorum. O sırada Ken tepeden uçuyum derken karanlıkta 1.5 metrelik çukura düşmüş. Avcunun içi ve sol dizinde baya hasar var. Ah Ken ah eşek kadar adamsın daha ne diyim sana!
Patikalardan aşağı indik. Hadi her zamanki yere gidelim derken bekçi çoğunun kapandığını söyleyince haydaa aç aç TRT'yi mi tırmanıcaz şimdi diyerek uzun yola baktık baktık baktık. Benim bisikleti kullanmayacağım kesindi. Murat'ı tebrik ediyorum ilk defa bu yokuşu durmadan çıkmayı başardı. Ken de çıkardı ya ben yürüdüğüm için eşlik etmek zorunda kaldı. Onu eçtim yolun çoğunda bi de benim bisikleti taşıdı canım arkadaşım. Hem de yaralı elleriyle...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7671.jpg
Ne yicez diye düşünürken ta ta taaaam karşımıza çıktı bu akşamki menü!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7674.jpg
Hacı Amca bayadır sabah akşam buradaymış ama biz ilk defa görüyoruz. Soğuk havalarda açmıyormuş ki biz son zamanlarda buz gibi havada gelmiştik buraya.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7672.jpg
Amca köfteler el yapımı mı yoksa hazır mı diye soruyorum. Murat'ın derdi başka. Abi tam ekmek mi oluyor bunlar diyor. Ken de ne kadar diye ekleyince kişi başı bir soruyla olayı çözüyoruz. Hacı Amca kendisi hazırlıyormuş. Köftenin tadı bir harika...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7673.jpg
Arka tarafta oturma yerimiz var diyince ayranlarımızı da söyleyerek geçiyoruz masaya.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7675.jpg
Yahu yemek yerken niye hiç foto olmaz. Çünkü açlıktan öyle bir dalıyoruz ki olaya hep unutuyoruz.
Sağlıcakla kalın efendim. Hepinize iyi geceler...
Dünkü Eymir gezisinden sonra evde oturup biraz tembellik yapmak biraz dizimi dinlendirmek ve biraz da evi toparlamayı düşünüyordum.
DÜnkü gezi yazısını nete atarken msnden bir kıpraşım geldi. Hadi tura çıkalım diye. Yok canım ne turu. Dizimi dinlendirmeliyim. Hem mutfak kalk gidelim diyor bi sürü işim var hayatta olmaz dedim. Dedim ama bir kez daha büyük konuşulmacayağını gördüm.
Murat belki vazgeçer diye planlarımı anlatarak ancak akşama doğru çıkarız dedim. Ona da tamam demesin mi. Kevs söz verdi bir kere dönemez. Nette işim biter bitmez mutfağa gittim. Ne bulduysam bulaşık makinasına dizdim kalanları da elimde yıkadım. Ta ta taaam ben hazırım.
Akşam 5 gibi Bakanlık'ta buluştuk. Dedim sakın bana yokuış çıkartmayın dizim çok kötü. İyi ki uyarmışım taa TRT'ye tırmandık. Uyarmasam bi Elmadağ yapardık herhalde.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7660.jpg
Ormanda ışıklarımızı kapatarak patikalardan inmeye başladık takır tukur. İnanılmaz zevkli bir o kadar da tehlikeliydi.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7661.jpg
Uzun zamandır ilk defa gezdiğimi anladım. Bir yere koşturmuyorduk. Kimi zaman düz yolda bile bisikletten inip muhabbet ederek yürümeye başladık.
Ken'in arpası fazla gelmiş olacak ki bgn yerinde duramıyor. Bende ise tuhaf bir sessizlik ve dinginlik var. Haret ettik hayra alamet değil diyerek. Muratla nani nani gidreken bi ara halolo halo halo gibi bir bağrış duydum. Ben yoldaki çukurları görmeye çalışırken ağacın arkasına saklanan Ken bisikleti Murat'ın üzerine salınca karanlıktan üzerine neyin geldiğini anlayamayan Murat donup kaldı. O korkudan, biz gülmekten donumuza kaçırdık... Vallaha gülmekten kaburgaarım ağrımış, Ken de uzun süre yerden kalkmadı siz tahmin edin işte gerisini...
Murat ruhunu teslim ederken;
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7663.jpg
Ken burda süper mekanlar var dur ben keşfediyim diye çıktı bir tepeye. Yaw Ken etme eyleme ben demiştim demek istemiyorum dedim ama nerdeeee. Tutabilene aşk olsun. Bu gece n'oldu bu çocuğa anlamadım gitti. Ben kaptırdım yokuş aşağı iniyorum. O sırada Ken tepeden uçuyum derken karanlıkta 1.5 metrelik çukura düşmüş. Avcunun içi ve sol dizinde baya hasar var. Ah Ken ah eşek kadar adamsın daha ne diyim sana!
Patikalardan aşağı indik. Hadi her zamanki yere gidelim derken bekçi çoğunun kapandığını söyleyince haydaa aç aç TRT'yi mi tırmanıcaz şimdi diyerek uzun yola baktık baktık baktık. Benim bisikleti kullanmayacağım kesindi. Murat'ı tebrik ediyorum ilk defa bu yokuşu durmadan çıkmayı başardı. Ken de çıkardı ya ben yürüdüğüm için eşlik etmek zorunda kaldı. Onu eçtim yolun çoğunda bi de benim bisikleti taşıdı canım arkadaşım. Hem de yaralı elleriyle...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7671.jpg
Ne yicez diye düşünürken ta ta taaaam karşımıza çıktı bu akşamki menü!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7674.jpg
Hacı Amca bayadır sabah akşam buradaymış ama biz ilk defa görüyoruz. Soğuk havalarda açmıyormuş ki biz son zamanlarda buz gibi havada gelmiştik buraya.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7672.jpg
Amca köfteler el yapımı mı yoksa hazır mı diye soruyorum. Murat'ın derdi başka. Abi tam ekmek mi oluyor bunlar diyor. Ken de ne kadar diye ekleyince kişi başı bir soruyla olayı çözüyoruz. Hacı Amca kendisi hazırlıyormuş. Köftenin tadı bir harika...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7673.jpg
Arka tarafta oturma yerimiz var diyince ayranlarımızı da söyleyerek geçiyoruz masaya.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7675.jpg
Yahu yemek yerken niye hiç foto olmaz. Çünkü açlıktan öyle bir dalıyoruz ki olaya hep unutuyoruz.
Sağlıcakla kalın efendim. Hepinize iyi geceler...