Dinçer ÜNSAL
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 14 Mayıs 2009
- Mesaj
- 903
- Tepki
- 466
- Şehir
- Bursa || İzmir
Cuma günü Uludağ'a antreman amaçlı yaptığım sürüş daha çok bir geziye de dönüşse de bisiklet üzerinde mutlu, hırslı, terli ve (uzun süreli dinlenmeden kaynaklanan antremansızlıktan dolayı) biraz da yorgun dakikalar geçirdim...
Gelelim gezimize:
Sağ dizimin biraz iyileşme belirtileri göstermesiyle bisiklete olan hasretimi giderme zamanı gelmişti.1 haftadır planlarını yaptığım Uludağ tırmanışını gerçekleştirecektim.Ama bisikleti ertesi güne yetiştirebilmek için gece geç saatlere kadar uğraşmamdan dolayı 4:30 olan uyanma zamanım çalar saatin sözünü dinlemediğimden 6:37 olmuştu.Hazır olmayan çantamı da hazırlayıp yola koyulmam 7:30 u buldu.
Sabah saatlerinde apartmanımızın kapısındaki ilk görüntüler.
(link)
(link)
Konsantre olmuş gibi gözükmeye çalışmışım ama pek becerememişim heralde
(link)
Saat tam 8 de Altıparmak'ta stadyumun tam karşısındaki parkta ilk molamı verdim. km 10.
(link)
Parktan bir görüntü
(link)
Daha sonra tophaneye çıkıp açık bulduğum ilk fırından aldığım tahinli pide ve simitle kahvaltımı yapıyorum. Saat 8:20, km 12.
(link)
15 dakikalık bi kahvaltıdan sonra zorlu tırmanışa başlıyorum.
9:10 da Uludağ yolu üzerindeki ilk molamı veriyorum. km 18.7
(link)
(link)
Ve ilk tabela
(link)
10:30 a kadar 2-3 zaman zaman 4. viteste tırmanıyorum.2 km de bir yorulduğumdan 1. vitese atıyorum ve böylece bir süre dinlenmiş oluyorum.
Ama onbuçukta hava değişimiyle birlikte bağırsaklarım harekete geçmiş olcak ki ihtiyaç molası nedeniyle duruyorum. Molada Sx1 in kamerasına takılan bir kaç kare... km 33 (Buradan sonra km ve saatleri not almayı unutuyorum malesef...)
(link)
(link)
(link)
Suyumun bitmesi nedeniyle gördüğüm ilk çeşmede durdum ama durmaz dolaydım.İşte cevabı.Suyun kalınlığına bakın...
(link)
5 dakikada 1 litreyi dolduruyorum.Hepsini içiyorum ve bir 5 dakika daha bekleyiş..
(link)
Bu moladan sonra yine yavaş ama tempolu bir şekilde otellere kadar durmadan çıkıyorum.Ama şunu söylemeliyim ki Uludağ yolu 2 kısımdan oluşuyordu.Milli park girişine kadar çok dik değil ama daha uzun bir birinci kısım, milli parktan otellere kadar olan 11kmlik dik ve zorlayıcı 2. kısım.
Ve işte tüm çıplaklığıyla küçük zirve(Keşiş tepe)
(link)
Oteller bölgesi
(link)
Uludağ'a gelip de Beceren oteli çekmemek olmaz ismi insanı cezbediyor bir kere
(link)
Karnımın acıktığını hissediyorum(doğal olarak) ve Çobankaya'ya gitmek için Otellerin bayırından aşağı sallanıyorum.68.4 km/sa hızla bu bisikletimle yaptığım en yüksek hıza ulaşıyorum.(Yokuşun başında pedallara yüklenip daha erken hızlansaydım 70i geçerdim ama hiç pedal çevirmedim.)
Ve işte Çobankaya
(link)
Kızılay Kampı.Buranın personelleri beni çok iyi tanırlar.Karnımı iyi bir doyuruyorlar.Sohbet edip özlem giderdikten sonra bir kaç fotograf çekiyorum.
(link)
Refik abi
(link)
Hulusi abi
(link)
irfan abi
(link)
Hepsi de işlerinin başındalar.1 dakika bile ayrılmıyorlar işlerinden.
Ve yine ben (Uludağ'a çıktım diye garip bir ifade var suratımda.Anlatmaya kelime bulamadım bir türlü...)
(link)
Kamp içi bir kaç görüntü
(link)
(link)
Garip bir fotograf.Ne zaman çektim hatırlamıyorum
(link)
Ve sonrasında bakacağa doğru ilerliyorum.İşte Bursa...
(link)
(link)
Kampa dönüp biraz daha oyalandıktan sonra akşam üzeri yavaş yavaş geri dönüş başlıyor.
(link)
Bir kez daha karlı Keşiş tepeyi çekiyorum.(İnşallah bu yaz Eskişehir grubuyla gerçek zirveye de gidicez... )
(link)
Oteller bölgesinin uzaktan bir fotografı.Kayak pisti için güzelim ağaçları mahvetmişler.
(link)
Otellerdeki jandarma abi fotografımı çekiyor
(link)
Ve yemyeşil yollarda muhteşem iniş başlıyor.
(link)
Gelelim gezimize:
Sağ dizimin biraz iyileşme belirtileri göstermesiyle bisiklete olan hasretimi giderme zamanı gelmişti.1 haftadır planlarını yaptığım Uludağ tırmanışını gerçekleştirecektim.Ama bisikleti ertesi güne yetiştirebilmek için gece geç saatlere kadar uğraşmamdan dolayı 4:30 olan uyanma zamanım çalar saatin sözünü dinlemediğimden 6:37 olmuştu.Hazır olmayan çantamı da hazırlayıp yola koyulmam 7:30 u buldu.
Sabah saatlerinde apartmanımızın kapısındaki ilk görüntüler.
(link)
(link)
Konsantre olmuş gibi gözükmeye çalışmışım ama pek becerememişim heralde
(link)
Saat tam 8 de Altıparmak'ta stadyumun tam karşısındaki parkta ilk molamı verdim. km 10.
(link)
Parktan bir görüntü
(link)
Daha sonra tophaneye çıkıp açık bulduğum ilk fırından aldığım tahinli pide ve simitle kahvaltımı yapıyorum. Saat 8:20, km 12.
(link)
15 dakikalık bi kahvaltıdan sonra zorlu tırmanışa başlıyorum.
9:10 da Uludağ yolu üzerindeki ilk molamı veriyorum. km 18.7
(link)
(link)
Ve ilk tabela
(link)
10:30 a kadar 2-3 zaman zaman 4. viteste tırmanıyorum.2 km de bir yorulduğumdan 1. vitese atıyorum ve böylece bir süre dinlenmiş oluyorum.
Ama onbuçukta hava değişimiyle birlikte bağırsaklarım harekete geçmiş olcak ki ihtiyaç molası nedeniyle duruyorum. Molada Sx1 in kamerasına takılan bir kaç kare... km 33 (Buradan sonra km ve saatleri not almayı unutuyorum malesef...)
(link)
(link)
(link)
Suyumun bitmesi nedeniyle gördüğüm ilk çeşmede durdum ama durmaz dolaydım.İşte cevabı.Suyun kalınlığına bakın...
(link)
5 dakikada 1 litreyi dolduruyorum.Hepsini içiyorum ve bir 5 dakika daha bekleyiş..
(link)
Bu moladan sonra yine yavaş ama tempolu bir şekilde otellere kadar durmadan çıkıyorum.Ama şunu söylemeliyim ki Uludağ yolu 2 kısımdan oluşuyordu.Milli park girişine kadar çok dik değil ama daha uzun bir birinci kısım, milli parktan otellere kadar olan 11kmlik dik ve zorlayıcı 2. kısım.
Ve işte tüm çıplaklığıyla küçük zirve(Keşiş tepe)
(link)
Oteller bölgesi
(link)
Uludağ'a gelip de Beceren oteli çekmemek olmaz ismi insanı cezbediyor bir kere
(link)
Karnımın acıktığını hissediyorum(doğal olarak) ve Çobankaya'ya gitmek için Otellerin bayırından aşağı sallanıyorum.68.4 km/sa hızla bu bisikletimle yaptığım en yüksek hıza ulaşıyorum.(Yokuşun başında pedallara yüklenip daha erken hızlansaydım 70i geçerdim ama hiç pedal çevirmedim.)
Ve işte Çobankaya
(link)
Kızılay Kampı.Buranın personelleri beni çok iyi tanırlar.Karnımı iyi bir doyuruyorlar.Sohbet edip özlem giderdikten sonra bir kaç fotograf çekiyorum.
(link)
Refik abi
(link)
Hulusi abi
(link)
irfan abi
(link)
Hepsi de işlerinin başındalar.1 dakika bile ayrılmıyorlar işlerinden.
Ve yine ben (Uludağ'a çıktım diye garip bir ifade var suratımda.Anlatmaya kelime bulamadım bir türlü...)
(link)
Kamp içi bir kaç görüntü
(link)
(link)
Garip bir fotograf.Ne zaman çektim hatırlamıyorum
(link)
Ve sonrasında bakacağa doğru ilerliyorum.İşte Bursa...
(link)
(link)
Kampa dönüp biraz daha oyalandıktan sonra akşam üzeri yavaş yavaş geri dönüş başlıyor.
(link)
Bir kez daha karlı Keşiş tepeyi çekiyorum.(İnşallah bu yaz Eskişehir grubuyla gerçek zirveye de gidicez... )
(link)
Oteller bölgesinin uzaktan bir fotografı.Kayak pisti için güzelim ağaçları mahvetmişler.
(link)
Otellerdeki jandarma abi fotografımı çekiyor
(link)
Ve yemyeşil yollarda muhteşem iniş başlıyor.
(link)